• Haberler
  • Gündem
  • Merhum Kadir Demirel'in Kayseri'yi anlattığı yazısı

Merhum Kadir Demirel'in Kayseri'yi anlattığı yazısı

Aslen Niğde'li olan ancak babasının görevi dolayısıyla Kayseri'nin Yeşilhisar ilçesinde ilkokulu okuyan Yeni Akit Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni merhum Kadir Demirel, 20 Mart 2017 tarihinde köşesinde yayınlanan ''Dünya bir inkılab bekliyor' ve bir nostalji...

Ümmet ‘16 Nisan’daki ‘evet’lere hazır...” başlıklı yazısında Kayseri’yi anlatmıştı. İşte o yazı;
 “29 Ağustos 2007’de ‘Gül kokulu ve şiir sesli bir akşamdan esintiler’ başlığı adı altında bir yazı kaleme almıştım...
1973 yılında Üstad Necip Fazıl Kısakürek (Allah rahmet eylesin) ‘Dünya Bir İnkılab Bekliyor, Tarihte yobaz ve yobazlık’ adıyla bir seri konferans başlatmıştı...
Babamın görevi dolayısıyla o yıllarda ben de Kayseri’nin Yeşilhisar ilçesinde idim..
Hafta sonları zaman zaman Kayseri’ye gidiyor orada MTTB’deki çalışmalara katılıyordum...
Yine bir hafta sonu Kayseri’ye gittiğimde Üstad’ın önümüzdeki günlerde Kayseri’de bir konferans vereceğini söylediklerinde nasıl heyecanlanmıştım, anlatamam. Zira programın düzenlenmesinde bana da görev verilmişti. Binlerce kişinin yakından görmek için birbiriyle yarıştığı Aziz Üstad’ın hemen yanıbaşında olacaktım.
Program günü sabah erkenden arkadaşlarla birlikte Yeşilhisar’dan Kayseri Milli Türk Talebe Birliği Şubesi’ne gittik. Caddeler, meydanlar üzerinde Üstad’ın fotoğrafının yer aldığı konferansın afişleriyle donatılmıştı.
Aradan uzun yıllar geçmiş olmasına rağmen, o günün hatırası hâlâ zihnimde dipdiridir. Şehrin en büyük kapalı mekanlarından birisi olan Taş Sineması’nda yapılan programın konusunun ‘Tarihte Yobaz ve Yobazlık’ olduğunu dün gibi hatırlarım.
MTTB’nin Kayseri Başkanı Şükrü Karatepe’ydi. Şükrü Bey’in kültürel çalışmalarına büyük destek veren biri daha vardı: Abdullah Gül.
Görevliler olarak bize görevlerimiz hakkında bilgi verildi ve kolluklarımız dağıtıldı. Akşama doğru programın yapılacağı Taş Sinema’nın yolunu tuttuk.

...VE BEKLENEN AN GELDİ
Üstad, saat sekiz sularında, kendine has asaletiyle teşrif etti. Sinemanın kapısının önünde onu karşıladık. Üstad’ın yanında, Şükrü Bey ve Abdullah Beyler vardı. Ortalık bir anda Üstad’ı yakından görebilmek için toplanan dinleyicilerle kaynadı. Biz, bir yandan programı izlemek için salona girenlere yardımcı olurken, bir yandan da o anın bitmesin istiyorduk.
Üstad, konuşmasını yapmak üzereydi. Salonun sahnesindeki basamakları çıkarken Şükrü Bey, koluna girmek istedi. Üstad, kendine özgü kızgın bir tavırla, ‘Çek elini be! Koluna girilecek kadar ihtiyarlamadım!’ diyerek, Şükrü beyin kolunu hafifçe itti.

‘O GENÇLİĞİ KARŞIMDA GÖRÜYORUM’
Üstad sahnedeydi. Şükrü Karatepe ile Abdullah Gül beylerin ortasında göz kamaştırıcı bir ışık gibiydi. Tarihi konuşmasına ‘Gençliğe Hitabe’den pasajlar vererek başladı. “...Zaman bendedir ve bana emanettir şuurunda bir gençlik!” diyordu ve arkasından şunu ekliyordu: “..O gençliği karşımda görüyorum”.. Aman Allah’ım, ne müthiş anlardı o anlar... Salon tıklım tıklım doluydu. Çıt yoktu. Üstad, gür bir ırmak gibi aktıkça, salon sevinçten, heyecandan ayağa kalkıyordu...
Bir ara, ‘Konuşmamız acaba uzuyor mu?’ türünden bir soru sordu. Dinleyiciler, ‘Üstadım sabaha kadar dinleriz!’ diyerek karşılık verdiler.
Üstad, bir süre sonra, kısa bir mola için dinleyicilerden müsaade istedi.
Birkaç dakika sonra yeniden kaldığı yerden devam etti... Ve bu eşsiz program gecenin geç saatlerine kadar sürdü.
Onun Kayserili okuyucuları ve hayranları, ‘Sakarya Türküsü’nü rica ettiler. Üstad, ruhların derinliklerine işleyen tok sesiyle başladı okumaya... Coşkuyla ayakta alkışlandıkça, alkışlandı...
Büyük Doğu Gençliği’nin öncüleri sayılan kuşak, Kayseri’den doğduğu için, Üstad burayı da yerlilerini de çok severdi.
Bizim nesil, çok iyi bilir Sakarya Türküsü’nü.
Bizler ‘O’nunla büyüdük... Ninni gibi gelirdi bizlere...
Sakarya Türküsü’nün tamamını ezberledim...
Ve bugün hâlâ o günkü gibi aklımda...
İşte onun ilk ve son mısraları ...

SAKARYA TÜRKÜSÜ
“İnsan bu su misali kıvrım kıvrım akar ya,
Bir yanda akan benim öbür yanda Sakarya”
“...Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..”
Gençler mutlaka ama mutlaka Üstad’ın eserlerini okuyun... Hele ‘Çile’sini mutlaka... Sakarya Türküsü’nü de ezberlemeyi de sakın ha unutmayın!..”
 

Bakmadan Geçme