Medeniyetin Burçları'ndan ཋ Temmuz' araştırması
Medeniyetin Burçları Derneği'nin koordinatörlüğünde '15 Temmuz Darbe Girişimi ve Kayseri Demokrasi Nöbetlerindeki Toplumsal Algı' ile ilgili saha araştırması gerçekleştirildi. Projenin yürütücülüğünü Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Fatih Ertugay'ın yaptı.
Medeniyetin Burçları Derneği koordinatörlüğünde yürütülen bir saha araştırması çok önemli sonuçları ortaya koydu. Konu ile ilgili bilgiler veren Medeniyetin Burçları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Dursun, niçin böyle bir araştırmaya destek verdikleri ile ilgili açıklamalarda bulundu. Ali Dursun şunları kaydetti:
“Dernek olarak çeşitli sivil toplum projelerini hayata geçirmeyi amaçlıyoruz. Bu kapsamda Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fatih Ertugay hocamızın yürütücülüğünü yaptığı 15 Temmuz’la ilgili bir saha araştırması yapmayı planladık ve hocamızın yürütücülüğünde bu çalışmayı gerçekleştirdik. Çalışma sonucunda çok çarpıcı tespitler ortaya çıktı. Toplumumuzun yaşamış olduğu 15 Temmuz Darbesi sonrasında ortaya çıkan halk tepkisinin ana dinamiklerinin ortaya konması ve bu konuda yapılan araştırmaların önemli olduğunu düşünüyoruz. İnşallah bundan sonra bu çalışmayı kitaplaştırarak kamuoyunun faydalanmasına sunmayı amaçlıyoruz.”
Projenin yürütücülüğünü yapan, Nuh Naci Yazgan Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Fatih Ertugay ise bu saha araştırmasının içeriği ile ilgili bilgiler verdi. Fatih Ertugay açıklamalarında şunları kaydetti:
“Medeniyetin Burçları Derneği koordinatörlüğünde gerçekleştirdiğimiz 15 Temmuz Darbe Girişimi ve buna yönelik halk tepkisinin analizini içeren alan araştırması sonuçları çarpıcı sonuçlar içeriyor. İstanbul, Ankara, Sakarya, Adana, Kayseri, Sivas, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Hakkâri illerinde yarı-yapılandırılmış mülakat yöntemi ile temel metodolojik çerçevesi nitel araştırma tekniklerinden ‘vaka analizi/durum araştırması’ üzerine kurulu çalışmada 150 kişi ile görüşmeler gerçekleştirildi. Coğrafi olarak kuzey batıdan güney doğuya doğru bir hat izlenen çalışmada demografik olarak toplumsal dokuya uygun bir örneklem elde edilmeye çalışıldı. Görüşmeler darbe teşebbüsü akabinde halkın meydanlara çıktığı sürecin ikinci haftasının başından meydan nöbetlerinin bittiği güne kadar aralıklarla gerçekleştirildi. Çalışmanın sonuçları ayrıntılı olarak bir kitap halinde kamuoyu ile paylaşılacaktır. Bu kitapta söz konusu darbe teşebbüsü ve buna karşı halkın gösterdiği tepki ve duruşun ayrıntılı bir analizini içerecektir. Bu çerçevede yalnızca sahada yapılan yarı-yapılandırılmış mülakat verilerinden değil, aynı zamanda 15 Temmuz gecesine ve sonrasındaki meydan nöbetlerine anlam veren bütün yazılı ve görsel malzemeden ve bu bağlamda üretilen söylemsel içerikten de yararlanılmaktadır. Dolayısıyla ortaya sadece belirli bir alan araştırmasının verileri değil, geniş bir bağlamda yürütülen bir tahlilin sonuçları konmuş olacaktır. Bu noktada çalışmanın temel amacı hem darbe teşebbüsü gecesi hem de sonraki gecelerde meydanlara çıkan halkın davranış kodlarını, onları harekete geçiren etkileri ve motivasyonları, duygu ve düşüncelerini ulusal ve uluslararası kamuoyuyla paylaşmak olduğu kadar, Türk siyasal kültürüne ilişkin yeni sayılabilecek hatta bir boyutuyla bir kırılma olarak kabul edilebilecek bu durumun anlamlandırılması, anlam matrislerinin ortaya çıkarılması; söz konusu tepki ve duruşun temel referans çerçevesini ortaya çıkarmak olarak belirlenmiştir. Çalışmanın yürütüldüğü diğer illerin yanı sıra Kayseri ili özelinde yapılan yarı-yapılandırılmış mülakatlarda diğer yerlerdeki verilerle örtüşen bulgular elde edildiği gibi bazı özgünlükler de söz konusudur. Çalışmada, bu süreçte yapılan benzer çalışmalara paralel şekilde bazı temaların daha belirgin olarak vurgulandığı gözlemlenmiştir. Vatan, millet, din, devlet, ülke ve milli irade gibi kavramlar bunlardan en dikkat çekicileri ve en çok ifade edilenleridir. İnsanlar özellikle sayılan bu değerlerin tehdit ve tehlike altında olduğunu düşündükleri için meydanlara çıktıklarını belirtmişlerdir. Hatta ciddi oranda bir görüşmeci sayısı da, o gece meydanlara belki bir daha geri dönemeyeceklerini bilerek çıktıklarını ifade etmişlerdir. Nitekim o gece yaşananlar, bu ifadeleri bilfiil doğrulamıştır. Bunun yanı sıra gerek darbenin doğrudan faili olarak görülen yapıya gerekse de dolaylı olarak ilişkilendirilen ulusal ve uluslararası yapılara yönelik derin bir öfke kendisini göstermektedir. Öte yandan Kayseri bağlamında iki noktanın altını çizmek gerekir. Kayseri’de yapılan görüşmelerde dikkate değer en önemli hususlardan birisi çoğunluğun “demokrasi nöbeti” adlandırması yerine “milli irade nöbeti” ya da “vatan nöbeti” vb. ifadeleri kullanmayı tercih etmeleridir. Bunun nedenini de, söz konusu durumun yani meydanlarda tutulan nöbetin demokrasi kavramından daha öte ve daha derin anlamlara karşılık geldiğini, bu nedenle demokrasi nöbeti ifadesinin bu anlamı karşılamakta yetersiz kaldığını düşünmelerinden ileri geldiğini açıklamışlardır. İkinci olarak da, ilk gece meydanlara çıkanların büyük bir bölümünün, daha darbe teşebbüsünün ilk saatlerinde meydanlara indiğidir. Bu da, bu teşebbüse karşı başlangıç itibariyle bireysel değerlendirmelerle hareket ettiklerini ve darbeye ilişkin olarak apriori bir motivasyonun varlığını göstermektedir. Ancak var olan tedirginlik ve tereddütlerinin de Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarıyla bütünüyle ortadan kalktığını ifade etmişlerdir. Çalışmada, yarı-yapılandırılmış mülakatlara katılanların kim olduklarını, kimliklerini belirtecek, kişisel mahremiyetlerini açığa çıkaracak herhangi bir soru sorulmamıştır. Eğitim, cinsiyet, meslek ve medeni hâl gibi demografik özellikleri belirten çalışmanın bulgularının yorumlanması açısından önemli olan bir takım sorular ise katılımcılar tarafından cevaplanmıştır.
Son olarak bu ve benzeri çalışmaların, Türkiye siyaseti ve toplumu için en önemli kazanımlarından birisinin; toplumsal bir öğrenme sürecinin açığa çıktığı bir vasatı ve bunun temel dinamiklerini ortaya koyduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca bu kazanımların kalıcı olmasını sağladığını; ister ulusal ister uluslararası güç odaklarının topluma ve siyasete siyaset dışı yollarla müdahale yollarının engellenmesi, imkân ve kapasitelerinin azaltılması noktasında katkı sunduğunu söyleyebiliriz.”
Kurumsal Haber