Mahkemenin enflasyon endeksli nafaka kararına 'taleple bağlılık ilkesi' engeli
Avukat Handan Döre, boşanmanın ardından mahkemelerin nafaka ile ilgili talep edilen dışında aşar şekilde bir karar veremeyeceğini söyleyerek, 'Taleple bağlılık ilkesi gereği mahkeme talep edilmeyen hususa karar veremez' dedi.
Avukat Handan Döre, boşanmanın ardından mahkemelerin nafaka ile ilgili talep edilen dışında aşar şekilde bir karar veremeyeceğini söyleyerek, “Taleple bağlılık ilkesi gereği mahkeme talep edilmeyen hususa karar veremez” dedi.
Mahkemenin davacı talep etmemesine rağmen nafakada enflasyon oranındaki artış kararının Yargıtay tarafından kabul edilmediğini söyleyen Avukat Handan Döre, “Malum olduğu üzere evlilikler olduğu gibi boşanmalar da ciddi oranda artmış durumda. Boşanma ile birlikte akıllara gelen bir diğer durum da nafaka ile ilgili durumlar. Medyaya da yansımış ve Yargıtay’ın da emsal teşkil edeceği bir kararına göre şöyle bir olay gerçekleşiyor. Resmi Gazete’de yer alan bir karara göre boşanmanın ardından hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırılması talebi ile kadın mahkemeye başvuruyor. Mahkemece artışa hükmedildiği gibi talep olmamasına rağmen bir de her yıl enflasyon oranında arttırılmasına hükmediliyor. Ancak Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına temyizi neticesinde her yıl artış talep edilmemesine rağmen mahkemece bu yönde hüküm verilmesi kanuna aykırı bulunuyor. Aslında bu Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ndaki taleple bağlılık ilkesinin de bir yansıması olarak düşünülebilir. İlgili kanun maddesi der ki; ’Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.’ Taleple bağlılık ilkesi dediğimiz bu ilke Medeni Usul Hukuku’nda yer alan, yargılamaya hakim olan temel ilkelerden bir tanesidir. Birkaç anlamda kullanılabileceği ifade edilebilir” dedi.
Döre, talepte bağlılık ilkesi gereği mahkemenin talep dışında karar veremeyeceğini söyleyerek, “Taleple bağlılık ilkesinin taşıdığı ilk anlam aslında tarafın talep etmediği bir husus hakkında mahkemenin karar veremeyeceğidir. Bu anlamda dava dilekçesindeki talep ve sonuçlarla hakim bağlıdır. İkinci anlamı talebin fazlasına mahkemece karar verilemeyeceğidir. İstisnalar dışında sadece bir kısım talepte bulunulmuşsa mahkeme bunu aşar şekilde bir karar veremeyecektir. Üçüncü anlamı ise hakimin talep edilenin dışında bir şeye karar verememesidir. Burada da talepte bulunan kişinin gerçek iradesi ile mahkemenin verdiği hükmün sonuç kısmının aynı olup olmadığının aslında bir tespiti manasına gelmektedir. Temelde taleple bağlılık ilkesinin bir sonucu olarak dava dilekçemizde taleplerimizi detaylı şekilde belirtmemiz gerekir. Aksi takdirde mahkemece resen bu yönde bir karar verilemeyeceği görünmektedir” ifadelerini kullandı.