- Haberler
- 'Lozan Doğu ile Batının hesaplaşmasıydı'
'Lozan Doğu ile Batının hesaplaşmasıydı'
Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi'nde konuşan Akad Haber Genel yayın Yönetmeni Zeki Buzgan, Lozan Muahadesini kendi şartları içerisinde değerlendirme konusunda yaptığı sohbette 'Lozan Doğu ile Batının hesaplaşmasıdır' dedi.
Yazarlar birliği sonbahar dönemi Kültür sohbetlerinin bu haftaki konuğu olan Buzgan, aktüel bir konu olan “Lozan Muahadesini kendi Şartları İçerisinde Değerlendirme” üzerine yaptığı sohbetinde çocukluk yıllarından bu yana yakın tarihe ilgi duyduğunu çok geniş bir arşive sahip olduğundan bahisle ülkenin yapısına dikkat çekerek “Ülkemiz gerçeklerin dini, ideolojik ve seküler cemaatlere göre konumlandığı bir ülkedir. Ülkemizdeki sosyal gruplar hemen hemen her konuda en az yüzde elli hak iddiasından vazgeçmediği için gerçekler açıkça ifade edilememekte. İfade edildiğinde de uzlaşı sağlanamamaktadır. Lozan’a bu mülahazalarla bakmak gerekiyor. Bu pencereden bakıldığında Lozan siyasi, ideolojik ve dini mülahazalar ile bakanlar olumsuz, cumhuriyetçiler ve Osmanlıcılar ise fanatik bakmaktadır. Bu üç bakış açısı Lozan’ı farklı değerlendirmektedir. Hâlbuki Türkiye cumhuriyeti Büyük Anadolu Selçuklu, Selçuklu, Osmanlı ve cumhuriyet birbirinin devamıdır. Geniş bakmayı öğrenmeliyiz. Biz aynı zamanda 300 milyonluk Türk Dünyasının devletiyiz. Bir başka açıdan baktığımızda 1 miyar 400 milyon Müslüman’ın da devletiyiz. Onların dertlerinden bana ne deme lüksüne sahip değiliz. Türkiye cumhuriyeti 1 milyar 700 milyonun odak noktasıdır” dedi.
“Sevri gösterip Lozan’a ikna ettiler”
Sevr antlaşması ile Lozan’ın birbirinden ayrılamayacağının aslında Sevr ile bizi Lozan’a ikna etmeye çalıştıklarının söyleyen Buzgan “ Sevr antlaşma tasarısı bir antlaşma veya muahede değildir. Dönemin padişahı sultan Vahdettin tarafından reddedilen nihai imza atılmadan taslak olarak kalmıştır. Bu sebeple Sevr yok hükmündedir. Hasım devletler İngiltere, İtalya, Fransa ve Japonya önce Sevri sunup sonra Lozan’a ikna ettiler” şeklinde konuştu.
Misaki Millinin Lozan da çok önemli bir kavram olarak masadaki pazarlıkların nirengi noktası oluşturmasından da bahseden Buzgan” Milli mücadeleyi kazanan ekip misak-i milli sınırlarımızı belirleyip bununla pazarlık masasına oturmuştur. Misak-ı milli bu bakımdan önemlidir. Ama misakı milli yapılırken teknik hatalar yapılmıştır. Bugün Türkiye’nin başını ağrıtan Kıbrıs, Meis adası gibi noktalar misakı milli sınırları içerisinde değerlendirilmemiştir” şeklinde ifade etti.
“Lozan Heyeti yetersizdi”
Lozan antlaşmasının hangi şartlar altında imzalandığına dikkat çeken Buzgan “ Biz bugünkü mantığımızla Lozan’ı değerlendiremeyiz. O günün insanı 30 yıl süren savaşlarda açlıkla mücadele eden bir nesildi. “Yeter artık bitsin!” denilen bir düşünce yapısıyla Lozan da masadadır. Masadan kalktığında bir kere daha gelirlerse ne mücadele edecek gücümüz ne de mermimizin olmadığını iyi biliyorlardı. Bunun dışında Lozan da 8 ay tam bir sinir harbi verilmiştir. Bu tam bir taktik savaştı. Türk heyetinin sabrının bittiği noktada önüne kâğıtlar konulur. Ancak şurası da unutulamamalıdır ki Lozan heyeti yetersiz kişilerinde olduğu bir heyettir. Haim Naum’un heyette olması ve tercümanlık yapması da en çok tenkit edilen konu başlıklarıydı” dedi.
Lozan antlaşma masasındaki meselelerin üç dört yıllık meseleler olmadığına dikkat çeken Buzgan “Konferansta aslında asırlı hesaplar görülmüştür. Adeta Lozan Doğu ile batının hesaplaşmasıdır” şeklinde konuştu.
Çok sayıda dinleyici tarafından izlenen konuşmada Buzgan’a Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi tarafından günün anısına sohbet toplantısının sonunda İzmir Şubesi yönetim kurulu adına Başkan Mahir Adıbeş tarafından katılım belgesi verildi. (Kayseri Gündem)