- Haberler
- Kültür Sanat
- LALE DEVRi'NiN BAŞ MiMARI KAYSERiLi MEHMET AĞA
LALE DEVRi'NiN BAŞ MiMARI KAYSERiLi MEHMET AĞA
'Avrupa ile temasların başladığı Lale Devri'nin, Sadrazam Nevşehirli Damad İbrahim Paşa'nın emriyle sanat ve içtimai hayatta ilk almetleri Mehmed Ağa zamanında başlamış ve dünyanın eşsiz kıyıları baştan sona onun hünerli elleri ile mamur kılınmıştır.'
SADABAD MİMARI
Osmanlı Döneminde Lale Devrinin en ünlü mimarı olan Kayserili Mehmed Ağa, o zamanda özellikle İstanbul Boğaziçi, Kâğıthane başta olmak üzere farklı bölgelerde önemli imar faaliyetlerinde bulunmuş bir hassa mimarıdır. Mimar Ağa, Hassa mimarbaşı, sermi’maran-ı Hassa da denilen göreve getirilmiş, mimarbaşılığa tayin edilmiş ve tarihi eserlerle ilgili vesikalarda genellikle “Sâdâbâd Mimarı” olarak yâd edilen mimar başının marifetiyle Kâğıthane ve Sâdâbâd, ehli dillerin, yâran-ı sefanın ve şairlerin toplandığı kasırlar, köşkler, çağlayanlar, havuzlar, çeşmeler ve köprülerin bina olunduğu tesislerle onun zamanında donatılmıştır. Avrupa ile temasların başladığı Lale Devri, Sadrazam Nevşehirli Damad İbrahim Paşa’nın emriyle sanat ve içtimai hayatta ilk alâmetleri Mehmed Ağa zamanında başlamış ve dünyanın eşsiz kıyıları baştan sona onun hünerli elleri ile mamur kılınmıştır. Mehmed Ağa, Kayseri’de doğmuş olup babasının ismi El-Hac İbrahim veya İbrahim-i Atik olarak geçmektedir. Bununla birlikte mimarın doğum tarihi ve hayatı ile ilgili detaylar kesin olarak bilinmemektedir. Babası İbrahim Atik 1115 H. (1703 M.) yıllarından önce Mustafa Paşa’nın kethüdalığını yapmış ve kendisine Trakya’da Vize sancağında arazi temlik edildiği kaydedilmiştir. Kayserili Mehmed Ağa Sultan III. Ahmed döneminde 1703 yılında ilk kez hassa baş mimarlığı makamına getirilmiş ve bu görevini 1706 yılına kadar kısa bir süreliğine devam ettirmiştir. Daha sonra Mehmed Ağa özellikle Eyüp Sultan Cami’nin depremden zarar gören minarelerinin tamirinde gösterdiği başarısı dolayısıyla 1709 yılında hassa baş mimarlığı görevine yeniden getirilmiştir. İkinci kez mimarbaşılığı görevi esnasında ise İstanbul Boğazı kıyısında Bebek bahçesinde Şeyh Mehmed Efendi ile Himmetzade Şeyh Abdüssamed Efendi’ye ait arazilerin ölçümleri ile 1138’de H. (1725-1726 M.) İzmit yakınında Sarıcalar Kemeri Köyü civarındaki pınarların sularının keşfini yaptığına dair belgeler bulunmaktadır. Mehmed Ağa 1726 yılına kadar devam ettirdiği bu görevini daha sonra eski mimarbaşılardan Hacı Hüseyin Ağa’ya bırakmıştır. 1730 yılına gelindiğinde ise devrin mimarbaşısı yeniden Mehmed Ağa’dır ve bu sefer aldığı görevini ise 1735 yılına kadar sürdürmüştür.
Mehmed Ağa’nın III. Ahmed zamanında Boğaziçi kıyılarında çok sayıda sahil sarayı ve kasırların yapımında hizmetleri olduğu sanılmaktadır. Onun en önemli eseri, Nevşehirli Damad İbrahim Paşa’nın isteği üzerine Kâğıthane deresi kıyısında 22 Şaban 1134’te H.(7 Haziran 1722 M.) yapımını başlattığı ve çok kısa sürede bitirdiği Sâdâbâd Sarayı1 ile derenin karşı tarafındaki çayırda inşa ettiği İmrahor Kasrı’dır.2 Maalesef, mimarın ahşap malzemeden yapılan bu iki önemli eserinin kaynaklarda sadece adı ve bazı gravürlerde görüntüleri kalmış günümüze bu yapılardan hiçbir şey gelememiştir. Türk tarihinde Lale Devri olarak adlandırılan ve bu dönemin çok önemli bir eseri olan Bab-ı Hümayun önündeki III. Ahmed Çeşmesi, ki sebiller ve çeşmeler den oluşan dört yüzlü bu anıtın Mimar Mehmed Ağa’nın yapısı olduğu belirtilmektedir. Fakat bu husus hakkında kesin bir bilgi mevcut değildir. Sadece Muzaffer Erdoğan tunç şebeke ve âlemlerin altın yaldızlanmasına dair bir kayda rastlamıştır.
Yine aynı yıllara ait Üsküdar’da iskele başındaki büyük meydan çeşmesinin III. Ahmed Çeşmesi’nin yapımında da Mehmed Ağa’nın hizmeti olmalıdır. 1141 H. (1728-29 M.) yılına ait bir belgede bu çeşmenin yapım harcamalarının yeniden düzenlenişinde Mehmed Ağa’nın adı geçmektedir. I. Mahmud tarafından 1144 H. (1731-32 M.)’de inşa ettirilen Galata- Tophane suyolu şebekesinin keşifleri de yine Kayserili Mehmed Ağa tarafından yapılmıştır. Mehmed Ağa, devrin en önemli çok sanatlı su yapıları sebil ve çeşmelerden oluşan anıtsal meydan çeşmelerinin, Ayasofya ve Üsküdar’dan başka, Azapkapı ve Tophane Çeşmelerinin de mimarıdır.
Geniş, derin saçaklar altına alınan bu mermer çeşmelerin tüm yüzeyleri bezeme alanı olarak değerlendirilmiş özellikle natüralist çiçek motifleri, vazodan çıkan buketler, kâselerde meyveler belli bir zemin üzerine oturtularak bezenmiştir. Lale Devri’nde gelişen büyük anıtsal meydan çeşmeleri onun zamanında ortaya çıkarak karakteristik özelliklere sahip olmuş ve günümüze sağlam gelen en önemli zarif eserlerinden bazılarıdır. Kayserili Mehmed Ağa, 1735 tarihinde Sürre Eminliği ile Hacca gitmiş ve yerine Hacı Mustafa Ağa vekil olmuştur. Hac yolculuğu esnasında harap vaziyetteki Hanıatş Kalesi’nin tamiri için bazı keşifler yapmıştır. 1737 yılında İstanbul’a dönen Mehmed Ağa görevine kaldığı yerden tekrar devam etmiştir. Bundan sonraki kayıtlarda artık Mehmed Ağa “El-Hac Mehmed Ağa” olarak anılmaya başlanmıştır.
İstanbul’a dönünce Hassa baş mimarı sıfatıyla Edirne yolu üstündeki padişah sarayları ile Edirne’deki Saray-ı Amire’nin tamiri için görevlendirilmiştir. Ardından Davud Paşa Kışlası’ndaki kasrın tamirini de üstlenen Mehmed Ağa, 1153 H. (1740 M.) yılında verdiği bazı kararlar yüzünden sadrazamla arası açılmış ve idam edilmesi bile düşünülmüş iken araya girenlerin yardımıyla affedilmiş ve sadece mimarbaşılık görevinden azledilmiştir.
Kırım-Bahçesaray kasabasının tamirine memur edilmiş ve yerine Hacı Mustafa Ağa getirilmiş, sonra ise bu memuriyetten de vazgeçilmiştir. Kırım’da Han Sarayı’nın tamiriyle görevlendirip
İstanbul’dan uzaklaştırılmışken mimar, Edirne’ye ulaştığında ise geri çağrılarak İstanbul’da oturması uygun görülmüştür. Mehmed Ağa görevden azledildikten sonra Topkapı Sarayı içerisinde Arz Odası ile Has Odanın önünde yer alan revakların tamiri ile Tophane-i Amire’de top döküm fırınlarının tamirinde görev aldığı yine tarihi kayıtlarda mevcuttur. Kayserili Mehmed Ağanın hassa baş mimarlığı zamanında meydana getirdiği eserlerinin yanı sıra ağırlıklı olarak İstanbul merkezli önemli tamirler yaptığı yine belgelerden anlaşılmaktadır.
Lale devrinin baş mimarı Mehmed Ağa’nın bu dönemle ilgili tarihi vesikalarda saraylar, köşkler, konaklar, yalılar, sofalar, odalar, koğuşlar, kameriyeler, bahçeler, çiftlikler, tahtlar, hamamlar, köprüler, havuzlar, suyolları, mahzenler, dolaplar, değirmenler, karizler, hanlar, fenerler, surlar, kuleler, camiler, mescidler, ahırlar, matbahlar, iskeleler, anbarlar, çamaşırlıklar, fırınlar, dükkânlar, divanhaneler, darphaneler, tophaneler, mehterhâneler gibi birçok yapı grubunun tamirinde görev aldığı kayıtlardan tespit edilmektedir. Lale
Devrine damgasını vuran Mehmed Ağa’nın eserleri konusunda iki farklı görüş olup bunlar şu şekildedir. Muzaffer Erdoğan, mimarın, Hassa baş mimarlığı döneminde şu eserlerin ona ait olduğunu bildirerek yapımlarında bir payı olabileceğini ileri sürmüştür: Simkeşhane. Çorlulu Ali Paşa Manzumesi, Kaptan İbrahim Paşa Camii, Yeni Valide Camii, Şehid Ali Paşa
Kütüphanesi, Çınarlı Çeşme Mescidi, III Ahmed Kütüphanesi (Topkapı Sarayı), İbrahim Paşa manzumesi, Ahmediye manzumesi, Kuleli Bahçe Mescidi, Darphane, Kaptan Paşa Camii, Fatma Sultan Cami verirken İzzet Kumbaracılar ise ayrıca, 1141 H. (1728 M.) yılında Ayasofya da Bab-ı Hümayun karşısındaki çeşme ile Galata da Azab kapısındaki sebil ve çeşme ve Hekimoğlu Alipaşa Sebili’nin de Mehmed Ağa zamanında yapıldığını bildirmektedir. Osmanlı Dönemi içerisinde Klasik Devir Osmanlı mimarisini dünyaya tanıtan Mimar Sinan’dan sonra Kayseri’den çıkan diğer önemli mimar olarak Mehmed Ağa Lale Devri mimarisine adını altın harflerle yazdıran bir hassa mimarıdır. Osmanlı mimarisinin en hareketli dönemi olan Lale Devri’nin baş mimarı olan Mehmed Ağa’nın biyografisi ve eserleri hakkında yazılan herhangi bir tezkere mevcut değildir. Mimaride çiçek açan, Lale Devri’nin baş mimarı olan Mehmed
Ağa belki Kayseri’de Mimar Sinan kadar tanınmasa da Osmanlı mimarisinin bir dönemini biçimlendiren, çok önemli eserler meydana getiren ve bu döneme eserleri ile imzasını atan Osmanlı’da çok iyi tanınan ve bilinen bir baş ustasıdır. İstanbul’un eğlence ve zevk devri olarak bilinen aslında siyasi olarak karışık, zor bir dönemde görev alan mimarın, dönemin malzemesi olarak ahşaptan yaptığı başlıca eserleri de bu dönemi bitiren Patrona Halil isyanında çoğu yok olmuştur. 1155 H. (1742 M.) yılında vefat eden Lale Devri’nin ünlü mimarı, Kayserili Mehmed Ağa şimdi İstanbul Edirnekapı Mezarlığında medfundur. Kayseri’nin Mimar Sinan’dan sonra medar-ı iftiharlarından olan Osmanlı Lale Devri baş mimarı hemşehrimiz Mehmed Ağa’ya bir Fatiha okumanız dileğiyle…
KAYNAKÇA
⊲⊲Ahmet Vefa Çobanoğlu, “Osmanlı’da
Baş Mimarlar”, Türk Dünyası
Kültür Atlası: Osmanlı Dönemi,
İstanbul 2002, IV, s. 309-310.
⊲⊲ İzzet Kumbaracılar, “Türk
Mimarları”, Arkitekt, 1937-03 (75)
S. 2, İstanbul 1937, s. 60.
⊲⊲Muzaffer Erdoğan, Lale Devri Baş Mimarı
Kayserili Mehmed Ağa, İstanbul 1962.
⊲⊲ Semavi Eyice, “Mehmed Ağa/
Kayserili Ö. 1155/1742” Mad. C.
28, TDV. İslam Ansiklopedisi.
⊲⊲www. e-tarih. org. ve, Fotoğraf 1-2-3:
mustafacambaz.com’dan alınmıştır.
(Şehir Dergisi- Doç. Dr. Şerife Tali)
Bakmadan Geçme
![Kayseri Sivil Toplum Kuruluşları'ndan Suriye'ye yardım ziyareti](https://i.kayserigundem.com.tr/c/80/832x468/s/dosya/haber/kayseri-sivil-toplum-kurulusla_1739352023_ghsQX2.jpg)
![Baca boşluğuna düşen kedi, enkaz altı görüntüleme cihazıyla kurtarıldı](https://i.kayserigundem.com.tr/c/80/832x468/s/dosya/haber/baca-bosluguna-dusen-kedi-enka_1739346390_VaJ9Kt.jpeg)
![YRP Kocasinan İlçe Başkanlığı'nda görev değişimi](https://i.kayserigundem.com.tr/c/80/832x468/s/dosya/haber/yrp-kocasinan-ilce-baskanligi-_1739345235_BL5lIV.jpg)
![Kayseri'de kar tatili beklentisi boşa çıktı: Eğitime devam](https://i.kayserigundem.com.tr/c/80/832x468/s/dosya/haber/kar-tatili-beklentisi-bosa-cik_1739345055_B7206j.jpg)
![Kayserispor 'Çirkin ve kötü tezahürat'tan yine PFDK'ya sevk edildi](https://i.kayserigundem.com.tr/c/80/832x468/s/dosya/haber/kayserispor-cirkin-ve-kotu-tez_1739344857_fgn5pr.jpg)
![Kasten öldürmeye teşebbüs suçuyla aranan 5 kişi yakalandı](https://i.kayserigundem.com.tr/c/80/832x468/s/dosya/haber/kasten-oldurmeye-tesebbus-sucu_1739344666_q1xEQB.jpg)