KIZLI - ERKEKLİ TARTIŞMAYI MUHATAPLARINA SORDUK
Son günlerde gündemi bir hayli meşgul eden ve hararetli tartışmalara neden olan, kız ve erkek öğrencilerin aynı evde kalmalarına yönelik başlayan tartışmaları, konunun tarafı olan öğrencilere sorduk. Kayseri'de üniversite eğitimini sürdüren öğrencilere konuya ilişkin düşüncelerini sorduğumuz röportajımızda, söz konusu uygulamayı doğru bulup destekleyenlerde oldu, özel hayata müdahale olduğu yönünde görüş belirtenlerde. İşte uygulanması düşünülen karara ilişkin öğrencilerin düşündükleri.
Kız ve erkek öğrencilerin aynı evde kalmalarına yönelik başlayan tartışmalar devam ediyor
Peki, KAYSERİ’DEKİ ÖĞRENCİLER NE DİYOR?
Recep İlhan: Kız ve erkeğin aynı ortamda kalmasını bende yetişmiş olduğum aile ahlakı çerçevesinde söyleyecek olursam pek hoş karşılayamam. Fakat ülkeyi yönetenlerin bu şekilde kişilerin özel hayatlarına karışılmasını hoş karşılamam. Neticede özgür bir ülkede yaşıyoruz ve belirli bir yaşa ulaşmış insanların seçimlerine saygı duymamız gerektiğini de düşünüyorum.
Deniz Öztürk: Yapılması düşünülen şey, öncellikle bir önyargıyı ifade ediyor. Çünkü millet olarak gelenek ve göreneklerimize bağlıyız ve tabi ki özel hayat denen bir olgu var. Bu özel hayatın denetimi ve teftişi suiistimallere açıktır. Bu konuyu tartışmak kolaydır ya peki, bu tür bir şeyin yapılınca oluşabilecek problemlerin önü alınabilecek mi! En iyisi, önyargıları bir kenara bırakıp öğrencilere (bayan ve erkek) ahlaki değerleri yönünden güvenmek. Çünkü aileler, onları zaten hakkıyla yetiştirip, büyütüyor.
İsa Akkış: Bakanların ve bizzat başbakanın ortaya koyduğu öğrenci evleri konusu çıktığından beri çeşitli basın ve yayın organlarında çıkan haberler başbakanımızın ne kadar haklı olduğunu göstermiştir. Son zamanlarda kamuoyuna yansıyan haberlerde gördüğüm kadarıyla zina oranı da arttı.
Niyazi Gülşen: Yaşadığımız toplumun ahlakına uymayan görüntülere maalesef bizde şahit oluyoruz ve gayrimeşru bir şekilde kız ve erkeğin bir arada yaşamasını tasvip etmiyorum. Fakat biz devlet büyüklerimizden kolluk kuvvetlerinin baskı ve zorlamalarıyla değil insanların bilinçlendirilmesinin daha doğru bir metod olacağını düşünüyorum.
MUSTAFA ŞEVGİN
Bir otlak alanı düşünün: at, eşek, inek, sığır, keçi, koyun, vesaire hayvanlar karınlarını doyurunca sonra sahibi onları farklı ahırlara yerleştirir niye bir birlerine zarar vermesinler diye. İnsanda eşrefül mahlûktur. Her harekâtı bir şeref timsali olmalıdır. Ve kendi aile bireylerine uygun görmediği bir yaşam tarzını benimsememeli. Bu özgürlükle alakası olmayan tamamen edebe mugayir bir yaşantıdır.
FADİME GÜLTEN ÇİL
Ülkede onca çocuk istismarı varken, 16’lı yaşlarda evlenmeler hale devam ederken hükümet gitsin bunların çözümüyle uğraşsın. Özel hayata bu kadar müdahale olmaz. Biz kimsenin özel hayatına karışmıyoruz deniliyor ama yaptıkları aşikâr.
SEZAİ ARSLAN
Başbakanımız haklı ben de bu tür durumlara müsaade edilmemesini istiyorum. Bizim kültürümüze yaşam tarzımıza tamamen aykırı bir şey böyle işlere izin verildiği sürece güven denen bir şey kalmayacak ortada. Namus kelimesi utanç duyulan bir kavram haline gelecek.
UĞUR ÖZTÜRK
Reşit insanların kendi sorumluluklarını üstlenebilecek bilince sahip olduğunu, herhangi bir şekilde yapılan devlet müdahalesinin gereksiz olduğunu düşünüyorum. Ayrıca öğrenci evlerine bir kontrol yapılmasının yasal zemine oturtulmadıkça haneye tecavüz ve suç olduğu kanısındayım.
MUHAMMET DUMAN
Ahlaksızlığın önüne geçilmesi açısından yerinde bir uygulama olacağı düşüncesindeyim. Aileler artık gönül rahatlığı içinde çocuklarını üniversitelere gönderebilecekler. Kız ve erkek çocuklarının bir arada kalması nefsi açıdan da sıkıntılar doğuracaktır bu yüzden doğru bir uygulama olur.
OZAN SÖNMEZ
Başbakanın değindiği bu konu eğer özel ve şahsi evler için ise, 18 yaşını doldurmuş artık reşit ve yetişkin olmuş bu kişiler sosyal yaşantılarında tercih ettikleri yaşam biçimlerine müdahale olarak görürüm. Çünkü üniversite çağına gelmiş ve kararlarını kendi verebilecek seviyeye ulaşmış bu kişiler demokrasi ile yönetilen ülkemizde kendi özelini ilgilendiren kiminle ve nerede kalacağı gibi bu konularda özgür bırakılmalı. Aksi halde devlet tarafından atılacak her adım toplumda sosyal hayata bir müdahale olarak görülür. Ayrıca yapılacak müdahalenin hukuksal temelinde sağlam olmadığı ortada. Ama yok bu durum aparatlar veya yurtlar içinse bu yerlerde devlete karşı yükümlülük taşıdığından gelebilecek olası şikâyetler ve doğacak rahatsızlıklardan dolayı gayet tabi kontrole tabi olabilirler. Ancak yine de dediğim gibi her yurt ve apart bozukmuş gibi ülke genelinde yapılacak bir değişiklik yerine araştırmalar sonucu şikayet olan rahatsızlık duyulan yerlerde yapılacak düzenlemeler daha mantıklı olabilir. Sebebi de herhangi bir şehrimizde bulunan ancak hiçbir toplumsal soruna yol açmamış yurtta veya aparatta kalanlar mevcut durumlarının değişmemesini istiyor olabilirler.
GÖKHAN KOTAN
Başbakanı destekliyorum. Dindar bir nesil yetişecekse en doğru yol budur. Çünkü bir erkek ile bir kızın aynı evde kalması, ateş ile barutun yan yana gelmesi gibidir. Bu işin neler doğuracağını tahmin etmek zor değildir.
MESUT ÖZDAMAR
AKP 2005 yılında zinayı suç kapsamından çıkardı. Madem zamanında böyle bir yasa kabul edildi, şimdi neden böyle bir uygulama getiriliyor. Bu çelişkiyi ortadan kaldırmaları lazım.
ATALAY KAYGISIZ
Benim akrabalarımdan birinin bir erkek ile aynı evde kalmasına şiddetle karşı çıkarım. Bu Müslümanlığa ve Türk aile toplum yapısına aykırıdır.
FATMA TATOĞULLARI
Üniversitelere gelen gençler zaten reşit olma yaşına gelmiştir. Hepimiz kendi kararlarımızı verebilecek yaşlarda insanlarız. Düşüncelerini kendileri kontrol eder, tercihlerini kendileri yaparlar. Şimdi böyle bir yasaya, böyle bir denetlemeye ne gerek var. Özgür bir ülkeden bahsedip özgürlükle çelişen uygulamalar yapmak ne kadar doğruyu yansıtır.
FARUK DOĞAN
Başbakana katılmıyorum. Bu kişisel özgürlüktür. İnanç özgürlüğü olan bir ülkede yaşıyoruz. Bu olay kanunlarla kısıtlanamaz. Eğer bir kısıtlama olacaksa, kısıtlanan mercek kişinin vicdanıdır. Nesimi’nin de dediği gibi: Sofular haram demiş bu aşkın badesine, ben doldurur ben içerim günah benim kime ne?
ERDİ İNANÇ
Daha düne kadar kimsenin özel yaşantısına karışmıyoruz deniliyordu şimdiyse insanların mahremiyet alanına giriliyor. Bence doğru bulmuyorum aileler çocuklarını koruyabilecek durumdalar devlete böyle bir noktada hiç kimsenin ihtiyacı yok.
İSMET MAVİ
Bu konuyu iki şekilde açıklayabiliriz. Aile yapısı ve dinimize uymayan bir davranıştır. Sonuçta aile belirli bir çerçevede, belirli bir düzen içinde süregelen ve toplumun ana parçasını oluşturan kurumdur. Bu kurumun zarar görmesi toplum şeklini bozar. Din açısından bakarsak; İslam dininde böyle bir şeyin olması hoş görülemez ve kabul edilemez. Demokrasi açısından ne kadar uygun görülse de bugün sırf demokrat dediğimiz ülkeler dahi aile yapısını korumak için bu ahlaksızlığın önüne geçmektedir. Bu hoş görülecek bir davranış değildir
M.AKİF YILDIZ
Belli bir düzeydeki insanlar kendi hayatları konusunda kararları kendileri alabilirler. Devlet yönetimindekilerin her zaman yaptıkları gibi yine insanların özel hayatlarıyla ilgili bu yaptırım ne insan haklarına uygun, ne ülke kanunlarına nede kabul edilmiş uluslararası kanunlar. Hükümeti bu tarz yöntemlerle öğrencilerle uğraşmak yerine ne şekilde kaldıklarını düşünmek yerine, açlar mı? Açıktalar mı? Gibi sorunlarımızla ilgilenmeye davet ediyorum.
USAME YILDIRIM
Ben Başbakanımızın düşüncesini beğeniyorum, eğer düşünülen şey uygulanırsa, Türk gençliği bir nebzede olsa özüne dönebilir. Ancak bu insanların özgürlükleri konusunda nasıl bir uygulama yapılır bilmiyorum. Hayatlara direk bir müdahale yerine bilinçlendirici ve eğitici bir yol tercih edilebilir.
Haber: Bünyamin Gültekin - Fotoğraf: Şerif Arslan
sayın mustafa şevginin yorumu güzel dilinize sağlık.
Niyazi şengül'e ait yorum bana aittir. Ama ve lakin ben niyazi gülşen'im. Düzeltilmesini ister ve Gazetenizin şeffaf, tarafsız ve özgür bir yolda ilerlemesi adına tüm çalışanlarınıza başarılar dilerim.
AK Parti iktidarının bazı şeyleri aşmak adına verdiği AB tavizinin yan etkileridir bunlar. Yanlış eğitimi politikaları ile duyarsız milli, manevi duygulardan yoksun, ot gibi bir neslin yetişmesine, zinayı suç olmaktan çıkararak normal algılanmasına neden olunmuş, şimdi de eyvah ne yaptık biz! deniyor. Yazık, çok geç…