Kısırlık 4 bin yıl önce Kayseri'de teşhis edildi
Harran Üniversitesinde yapılan çalışmada, Asurlulara ait 4 bin yıllık bir evlilik sözleşmesi incelendi ve tarihteki ilk kısırlık teşhisinin Anadolu'da konduğu ortaya çıktı. Konuya ilişkin makalesi uluslararası tıp dergisinde yayınlanan Kadın Doğum Uzmanı Dr. Ahmet Turp, 'Kısırlığın ilk tanısının Kayseri Kültepe'de konduğu bilgisini literatüre kazandırdık' dedi.
Şanlıurfa Harran Üniversitesi öncülüğünde bir araya gelen değişik üniversite ve kurumlardan araştırmacılar Asurlulara ait 4 bin yıllık bir evlilik sözleşmesini inceledi. Çalışma sonunda, kil tablete çivi yazısı ile yazılan, tarihteki ilk kısırlık tanısı ve kısırlık sorunu için bulunan çözüm dünyayla paylaşıldı.
4 Bin yıl önce kısırlık vardı
Kil tabletteki bir bilgiden yola çıkarak araştırma ekibinde yer alan Harran Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet çalışmanın detaylarını anlattı: “İnsanoğlu binlerce yıldır üreme konusunu dile getirmektedir. Çünkü üreme, insanın temel içgüdüsüdür ve sosyal, kültürel, tıbbi bir konudur. İnfertilite yani kısırlık kavramının ise binlerce yıl önce başlayan bir konu olduğu, ilk defa bu çalışmada ispatlandı. Biz, kısırlığın günümüzün değil, 4000 yıl öncesinin de bir hastalığı olduğunu bu çalışmada gösterdik."
Asurluların aile sözleşmesinde kısırlık çözümü
Tableti deşifre eden bilim insanlarının, evlilik sözleşmesine ve çocuğu olmayan ailelere yönelik bilgilere ulaştıklarını aktaran Turp, çocuk sahibi olmak isteyen ancak kısırlık sorunu yaşayan Asurluların evlilik sözleşmesinde bu duruma nasıl bir çözüm ürettiklerini şöyle aktardı:
“Bu konu oldukça ilginç. Aile kurumunu koruyan bir evlilik sözleşmesi olduğunu gördük. Sözleşmeye göre, çiftler evlendikten sonra 2 yıl boyunca gebelik gerçekleşmezse kadın eş, erkek eşe, eve bir hierodul denen kadın köle, yani taşıyıcı anne getirmeye izin veriyor. Yani anaerkil bir toplum gibi görünüyor. Kadın köle, ilk erkek çocuk olduktan sonra evden çıkarılıp azat ediliyor ve sonuçta aile çocuksuz kalmıyor.”
Çalışmaya ilişkin makalenin Gynecologial Endocrinolojy dergisinde yayınlandığını ve tabletin İstanbul Arkeoloji Müzesinde sergilendiğini söyleyen Dr. Turp, “Bu, Türkiye’miz için çok önemli” diyerek şöyle devam etti: “Bu makale Kuzey İtalya’da Uluslararası Endokrinoloji Cemiyeti olan ISGE tarafından kabul gördü. Çalışma 2014 yılında cemiyette sunuldu ama makale haline getirilmesi 2017’de gerçekleşti. Makale Türkiye için çok önemli çünkü hastalığın dünya tarihinde ilk defa Kültepe Kil Tabletlerinde Türkiye’de yazıldığını dünya literatürüne sunmuş olduk. Bu bilginin, ülkemizin yurtdışında tanıtımına katkısı olacağını düşünüyoruz.”
Dr. Ahmet Berkız Turp’un yanı sıra araştırma ekibinde yer alan diğer isimler ise Mustafa Demir, İsmail Güler, Nuray Bozkurt, Aysel Uysal, Onur Karabacak ve Bülent Yılmaz.
NTV