• Haberler
  • KBE-İ MUAZZAMA HOCALARINDAN ŞEYH ABDULLAH BASFAR ANLATTI

KBE-İ MUAZZAMA HOCALARINDAN ŞEYH ABDULLAH BASFAR ANLATTI

Beytullah doldu taştı! Bir gün vakit namazı kılmak için Kabe-i Muazzama'ya bir gurup arkadaş toplandık ve eda ettik. Akabinde cenaze namazları kılınıyor bizlerde kıldık. O gün kardeşim bana dedi ki: 'abla bu nasıl bir namazdı, bu nasıl bir atmosferdi, bu nasıl bir namaz safıydı, biz kimin cenaze namazını kıldık ki, Cenab-ı Allah bizlere rahmetiyle nazar etti' dedi. İnanın iki gün sonra öğrendik o gün Erbakan hocamız için gıyabi cenaze namazı kıldığımızı. Halen tüylerim diken diken olur o günü hatırladığımda.

  

Mekke-i Mükerreme adeta âlim vahasıdır. Erkeğiyle hanımıyla İslamiyet’i doğru ve hakkaniyetle yayma çabası olan insanlarla doludur. Sadece Arap değil, oraya gelen giden, göç eden Türk hanım kardeşlerimiz ve ağabeylerimizde Kur’an-ı Kerimi güzel okuma, tefsir anlama, hadisi şerif uygulama derslerine katılıyor ve öncü oluyorlar. Dünyaya nam salmış hocalardan dersler alıyorlar. İşte o isimlerden bir tanesi olan Şeyh Dr. Abdullah Basfar Hocamızın derslerini merak ettik, bakın merakımızın neticesi ne oldu.

Hoca-talebe, talebe-hoca zincirini kırdırmayan bir hoca!

Harami şerif imamlarından Şeyh Dr. Abdullah Basfar, Suudi Arabistan’da kurulan Dünya Müslüman Birliğine bağlı Uluslararası Kur’an Hafızlık Organizasyonu (HQMİ) genel sekreteridir. Hocamız, nerden baksanız bizim bildiğimiz rakam 18.000’den fazla hafız yetiştiren, bu hafızlık 2-81 yaş arasına ulaşan, yetiştirdiği her hafız talebelerine makam öğretip mezun eden, onları yine talebe yetiştirmeleri için hizmet ve hoca kalıbına koyan ender hocalarımızdan bir tanesidir. Bugün Harami şerif imamlarından çoğu onun talebesidir. Dünya çapında yarışmalar düzenleyen, gittiği ülkelerde hafız yetiştirmeden dönmeyi kendine haram bilen, hizmette sınır tanımayan hocamızdır.

Davetli olduğum kurumda hanım kardeşlerimiz anılarını anlattı.

Mekke’de Hanım kardeşlerimizin adeta nefes almadan çalıştıkları, zaman zaman evlerini açtıkları İslam devleti içersinde İslamiyet’i yayma hizmetlerine bir gün davetli oldum. “İslamiyet’i yayma” tabiri ile bugün yalnızca Kur’an-ı kerimi güzel okumak okutmak, sünneti ihya etmek ile kısıtlanmış değildir! Bu kardeşlerimiz Arakan’da yıllardır zulüm gören, refah kapısı bombalanıp her gün birer birer şehit olan, “Suriye’de çocuklar ölüyorsa, bugün her şey anlamsız” diyerek ciddi manada ellerinden gelen desteği veren insanlardır. İşte o kurumda 2010 yılında daha Mavi Marmara gemisi ve birçok geminin Gazze’ye gitmek için hazırlandığı sırada ders sonrası Abdullah Basfar Hocamız erkek kardeşlerimize, ağabeylerimize İslam toplumun içinde bulunduğu rehaveti anlatmış ve faaliyetleri hızlandırmak adına şöyle demiş:

“Bugün Türkiye’de Erbakan Hoca olduğu müddetçe Allah’ın izni ve inayeti ile İslam birliği adına çok faaliyetler olacaktır. Bizlerde bu hususta yardımcı olmak için elimizden geleni yapacak, takipçi olacağız. Zulüm altında olan nice kardeşlerimize ulaşmak için sürdürülen çaba, aldığımız bilgilere göre Gazze’ye gemiler hazırlandığı ve yeni bir şehrin kurulacağı bildirisidir. Bu projenin sahibi olan Erbakan Hocamıza ve vesile olan kardeşlerimize çok dua edeceğiz. Maddi manevi her halde yanlarında olacağız. Sizlerde büyükten küçüğe gidilmesi gerekiyorsa, gidilecek! Bugün Kudüs hepimizin, bugün Kudüs, Kabe-i Muazzama kadar kıymetli bir mabettir, ilk kıblemizdir sahip çıkacağız. Bu davayı bizlere aşılayan Raid Salah kadar, Erbakan kadar sahip çıkacağız” demiştir.

Sık sık Necmettin Erbakan Hocamızın adını duyuyoruz!

Sürdürdüğümüz faaliyetlerde Abdullah Basfar ve daha birçok hocamızın dilinden sık sık Necmettin Erbakan hocamızın ismini duyuyoruz diyen gönüllü hanım ablalarımız, Allah’ın izni ile Necmettin Erbakan Hocamızın kurduğu Mekke’deki Milli Görüş evlerini de bu vesile ile daha aktif bir hale getireceğiz. Ayrıca ne acı bir durum ki; biz bugün burada vefat etmeden ve ettikten sonra benim milletimin adamı olan altını çizerek tekrar söylüyorum adam gibi adam olan Erbakan Hocayı başkasının dilinden öğreniyorum. Daha doğrusu bu acı bir durum mu yoksa gurur verici mi bunu çoğu zaman bende seçemiyorum. Düşünsenize dünyanın dört bir yanından hazırlanan Gazze’ye yol alacak olan gemilerin haberini, burada çalıştığım kurumun hocalarından alıyorum. Ve dillerinde Erbakan hocayla…

Allah namına sevmek!

Bir keresinde hocamız hafız talebelerinin dersine gelmemiş. Normalde hafız talebelerini hele ki, 5 yaş gibi talebelerinin derslerini almadan işlerini halletmek için çıkmaz. Duydum ki yerine başka bir hocayı vekil tayin etmiş ve gitmiş. Açıkçası merak ettim, beyime sordum. Beyim bana: “Hocamız Türkiye’ye gitti. Giderken de bugün yalnızca Erbakan Hocamın hatırına Türkiye’ye gidiyorum. Onu Allah namına seviyorum” dedi. Bu halden, bu sözlerden çok etkilenmiştim. O sözleri halen unutamam!

Kutlu belde de olmak sizi aldatmasın!

Bir gün toplu, ay başlarında olan toplantılarımıza büyük küçük bütün aile katıldık. Kısa süren bir toplantıydı lakin Abdullah Efendi hocamız bizlere öyle ağır konuştu ki, halen o sesinin tonunu unutmuyorum. Bizlere “kendi evlanız nasıl kıymetliyse bugün Irak’ta anne karnında ölen çocukta o kadar kıymetlidir. Bugün birçok zevkinizden vazgeçerek zulüm altında olan kardeşlerinizin yanında olacaksınız. Bugün Kabe-i  Muazzama’da 5 vakit namazını eda etmek sizi aldatmasın. Eliniz cebinizde abdest alarak ben büyük sevap sahibiyim demesin. Cennet bana vacip demesin!” dedi. Son sözünü ise Merhum Erbakan hocaya ait olan “Irak’ta ölen tek çocuğun vebalini, yedi sülaleniz alnını secdeden kaldırmasa da ödeyemeyecektir…” dedi. O günden sonra komşumun duvarında bu sözü büyük bir kağıtta Arapça olarak görmüştüm bu beni daha çok etkilemişti. Açıkçası biz bir tek Şeyh Abdullah Basfar hocamızın değil, buradaki birçok derslerimize katılan imamların dilinden Erbakan hocamızı düşürmediğini biliyoruz, duyuyoruz.

Kabe İmamlarının Hocası Abdullah Basfar “Erbakan’a duada bulunun” dedi.

Şeyh Dr. Abdullah İbni Ali Basfar hocamız, Necmettin Erbakan Hocamızın vefat etmeden evvel rahatsız olduğunu duyduğunda talebelerine, “eğer bugün hayatı süresince yalnızca Allah rızası için çalışan, her işine Allah’ı şahit tutan bir kulun son nefesine yetişmek istiyorsanız; Necmettin Erbakan Hocamıza özel duada bulunun” dediğini biliyoruz.

Beytullah doldu taştı!

Bir gün vakit namazı kılmak için Kabe-i Muazzama’ya bir gurup arkadaş toplandık ve eda ettik. Akabinde cenaze namazları kılınıyor bizlerde kıldık. O gün kardeşim bana dedi ki: “abla bu nasıl bir namazdı, bu nasıl bir atmosferdi, bu nasıl bir namaz safıydı, biz kimin cenaze namazını kıldık ki, Cenab-ı Allah bizlere rahmetiyle nazar etti” dedi. İnanın iki gün sonra öğrendik o gün Erbakan hocamız için gıyabi cenaze namazı kıldığımızı. Halen tüylerim diken diken olur o günü hatırladığımda.

Abdullah Basfar: “Bu dünya insanı seni çok arayacak!”

 Merhum Hocamız vefat ettiğinde başta Abdullah Basfar hocamız olmak üzere birçok talebeleri ve Kâbe-i Muazzama’nın şimdiki imamlarından Şeyh Dr. Faysal Ghazzavi cenaze törenine katılmıştır. Cenazede Abdullah Basfar: “Bu dünya insanı seni çok arayacak” demiştir. Aynı zamanda cenaze günü akşamında Harami şerifte Merhum Necmettin Erbakan hocamız için gıyaben cenaze namazı kılınmasını talep eden isimlerden biri, Hatib İbrahim Eş- Şureym ve Abdullah Basfar hocalarımızdır. Dahası Erbakan hocamız için okunan 1 milyon hatmi şerifinde duasını yapmak yine Şeyh Dr. Abdullah İbni Ali Basfar hocamıza nasip olmuştur. Rabbim Merhum Necmettin Erbakan hocamızın makamını Cemalullah görme şerefine ulaştırsın. Bir gün onu Mekke-i Mükerreme’de Kabe imamlarını yetiştiren o müstesna hocalardan dinlemek hiç aklıma gelmezdi. Bu gün çok daha iyi anlıyorum ki; gün geceyi çağırmaktadır… Ve gecenin Sahibi, güneşi yaklaştırmaktadır.

Bakmadan Geçme