KAYSERİ'NİN ORMAN ALANI ARTIYOR

Kayseri Orman Bölge Müdürü Ahmet Kara: 'Orman yönünden fakir bir bölgeyiz ve orman varlığımızı artırmamız gerekiyor. Kayseri ilinde de % 6'sı orman alanıdır. Şu an itibari ile ise bu oran % 12'ye çıkmış durumdadır.'

Kayseri İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Özkan Kayacan ve Kayseri Orman Bölge Müdürü Ahmet Kara T.C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Medeniyetin Burçları Derneği’nin birlikte düzenlediği Kayseri Uluslararası Öğrenciler Akademisi’ne konuk oldular.

“TARIM DESTEKLERİNDE REKOR ARTIŞ SAĞLANDI"

Kayseri İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Özkan Kayacan, "Genel Tarım Politikaları" ile ilgili bilgiler verdi. Son 10 yıl içerisinde tarım ve hayvancılık alanında gelinen noktayı ve gelişmeleri ele aldı. Kayacan konuşmasında şunları ifade etti:

"Tarım, son derece hayati bir işlev olan beslenme ile doğrudan bağlantılı olmasının yanı sıra bu işle uğraşan insanları ve toplulukları da kapsayan, ekonomi ve toplum için temel unsurlardandır.

BM verilerine göre dünyada açlık ve yetersiz beslenmeden etkilenen insan sayısının her geçen gün arttığı da göz önünde bulundurulduğunda, bu denli stratejik öneme sahip sektöre ülke olarak gereken hassasiyeti göstermek zorundayız. Dünya ekonomisinde tarımsal üretim ve dış ticarette söz sahibi olan ülkeler; tarım sektörüne özel uygulamalarla korumaya çalışmaktadırlar. Çünkü serbest piyasa koşulları; sanayi ürünlerinde verimlilik ve üretimi arttırırken, süreç tarımın diğer sektörlerden ayrılan özellikleri nedeniyle aleyhine işlemektedir. Bu bağlamda ülke olarak bizde Osmanlı İmparatorluğundan başlamak üzere tarım politikaları üretmişiz. Cumhuriyet Dönemine baktığımızda; 1925 de Aşar Vergisinin Kaldırılması, 1926 da Medeni Kanunla Toprak Mülkiyet Hakkının verilmesi, 2056 sayılı Buğday Koruma Kanununu, 1938’de Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumu kanunu, 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu, 1950 li yıllarda İhracat Teşviklerinin başlatılması vb. uygulama ve değişikliklerle yürütülen tarım Politikaları, 1963 yılında başlayan 5 yıllık Kalkınma Planları ile yazılı ve planlı hale gelmiştir. 1963-2005 yılları arasında 8 dönem halinde gerçekleşen Kalkınma Planlarının Tarım ile ilgili gerçekleşmeleri hedeflerin altında kalmıştır

Türkiye'nin her ne kadar AB (AET) tarihi 1959 kadar dayansa da 1999 yılında birlik üyesi ülkelerce aday olarak kabul edilmesiyle tarım politikası da AB Ortak Tarım Politikaları yönünde değişim göstermiştir. 2004 Temmuz’unda alınan DTÖ Cenevre Kararları sonrası ve AB’den müzakere tarihi alınmasının ardından Türkiye’de tarım alanında köklü politika değişiklikleri yapılması gündeme geldi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nda yapılan ilk değerlendirmelerde, her iki süreç için de Türkiye’nin sonuçta kotalar üzerinden pazarlıklar yapacağı dikkate alınarak, “hassas” olarak nitelendirilen ürünlerin üretim miktarlarının yükseltilmesi gerektiği tespit edildi. Yeni politikaların çerçevesinin çizilmesiyle yıllardır kime, hangi ürüne, ne verileceği kestirilemeyen, popülizme dayanan desteklemelere de son verilmiş oldu. Bu aşamada da Bakanlık üç ayrı stratejik belge hazırlamıştır.

2004 yılında “Tarım Stratejisi Belgesi (2006-2010)” hazırlanmıştır. 2006 yılında yayımlanan 5488 sayılı Tarım Kanunu ise sektörünün kalkınma plân ve stratejileri doğrultusunda geliştirilmesi ve desteklenmesi için gereken destekleme araçlarını belirlemiştir.

Tarım Kanunu’nun 19 uncu maddesine göre belirlenen destekleme araçları; Doğrudan Gelir Desteği, Fark Ödemesi, (Mazot,Gübre+toprak Analizi), Telafi Edici Ödemeler, Hayvancılık Destekleri, Tarım Sigortası Ödemeleri, Kırsal Kalkınma Destekleri, Çevre Amaçlı Tarım Arazisini Koruma Programı Destekleri, Diğer Destekleme Ödemeleridir.

Türkiye’de toplam arazinin %24,5’i I+II+II. sınıf topraklardan oluşmaktadır. Bu kaliteli üç sınıf toprak içinde tarım topraklarının payı, %90’dır. Türkiye’nin 77,9 milyon hektar olan toprak varlığının 26,3 milyon hektarını tarım arazileri oluşturmaktadır. Türkiye’de özel mülkiyete dayalı küçük aile işletmelerinin hakim olduğu bir tarımsal yapı mevcuttur. İşlenen arazilerdeki genişlemeyle birlikte, işletme sayısı da artmış ve ortalama işletme arazisi 60 dekar civarına yükselmiştir. Özellikle miras ve arazi hukukunda yapılan yeni düzenlemelerle ortalama işletme arazisinin daha da artması söz konusu olacaktır. Ülkedeki nüfusun %23,2 si kırsalda yaşıyor, %25,5 i tarımda istihdam ediliyor, Milli Gelirin yaklaşık 63 Milyar $’ı tarımdan sağlanıyor, Kişi başına gelirin %35 ‘i tarımdan elde edilen pay ve yıllık ihracatın %11,3 tarım sektöründen yapılıyor. Tüm bu göstergelere bakıldığında ülkemiz için tarımın önemi daha iyi anlaşılacaktır. Yaklaşık 105 milyon ton toplam ürün, 20 milyon hektar tarım alanından elde edilmektedir. Bu 20 milyon hektar tarım alanının %4’lük kısmında sebze tarımı yapıldığı halde üretimin yüzde 27’sini tek başına sağlamaktadır. Bu da birim alana verimin sebzecilikte ne kadar

yüksek olduğunu göstermektedir. Yine 20 milyon hektar tarım alanının %15’lik kısmını oluşturan meyvecilik alanında üretimin %17’si karşılanmaktadır. Sebze ve meyve tarımı entansif tarım olarak değerlendirilir. Emek yoğun, işletme maliyeti yüksek olan bir üretim grubudur.

Türkiye’de yıllık bitkisel üretim değeri, 2000 Yılı, 14.920.079.928 TL iken, 2014 Yılında, 97.988.281.540 TL'ye yükselerek büyük bir gelişme göstermiştir.

Ülkemiz sığır yetiştiriciliği 1980'li yıllara kadar ağırlıklı olarak aile işletmeciliği şeklinde yürütülmüş, 1980 yılından itibaren ekonomik büyüklüğe sahip sığırcılık işletmeleri kurulmaya başlanmış, son yıllarda da sağlanan devlet desteklerinin artması sonucu büyük kapasiteli modern sığırcılık işletmelerinin sayısı hızla artmıştır. Bu anlamda Türkiye’de Hayvansal Üretimle ilgili bazı rakamlar oldukça önemlidir. Türkiye’de yıllık hayvansal üretim değeri, 2000 Yılında, 11.804.270.760 TL iken,

2014 Yılında bu rakam katlanarak, 106.844.652.331 TL'ye yükselmiştir. Tarıma verilen destekleme seyri ise, 2002 Yılında, 1.8 milyar TL iken, 2014 Yılında bu rakam 10.1 milyar TL'ye yükselmiştir."

"KAYSERİ'DE DE TARIMSAL DESTEKLERDE REKOR ARTIŞ"

Özkan Kayacan konuşmasında da tarım konusunda Kayseri ile ilgili verilere de değinerek, Kayseri'de tarımsal desteklemeler anlamında özellikle 2002'den sonra yaşanan rekor artış hakkında bilgiler verdi. Kayacan şunları ifade etti:

"2001 Yılında Kayseri’de Doğrudan Gelir Desteği ödemeleri ile başlayan destekleme ödemeleri, Alan Bazlı Ödemelerden Ürün ve Havza Bazlı Ödemelere kaymıştır. 2014 Yılına geldiğimizde; Mazot-Gübre-Toprak Analizi Desteklemesi, Sertifikalı Tohum Kullanımı, Sertifikalı Fidan Kullanımı, Yem Bitkisi Desteklemeleri, Koyun-Keçi Desteklemesi, Buzağı Desteklemesi, Anaç Sığır Desteklemesi Hububat Baklagil Prim, Aşı Desteği, Alet ve Makine Desteklemesi, ET Desteği, Süt teşvik Desteklemesi, Arılı Kovan Desteği, Tazminatlı Hayvan Hastalıkları Desteği , KKDYP Destekleri kalemlerinden oluşmuştur.

Kayseri Çerezlik Kabak üretiminde Türkiye üretiminin %36 lık kısmını üreterek 1. sırada sırada yer alır. Kayseri’yi Nevşehir, Aksaray, Konya ve Eskişehir gibi iller takip etmektedir.

Kayseri Elma üretiminde Türkiye üretiminin %4 lük kısmını üreterek Isparta, Karaman, Niğde, Denizli ve Antalya’dan sonra 6. sırada sırada yer alır. Kayseri Çerezlik Ayçiçeği üretiminde Türkiye üretiminin %8,5 lik kısmını üreterek Denizli ve Ankara’dan sonra 3. sırada sırada yer alır.

Kayseri İç sularda Alabalık üretiminde Türkiye üretiminin %9,1 lik kısmını üreterek Elazığ ve Muğla’dan sonra 3. sırada yer alır. Ayrıca tesis kapasitesi olarak ülke üretiminin ¼ ünü üretebilecek tesise sahiptir. Günlük kesim kapasitesi ile Kayseri Türkiye’de söz sahibi illerden biridir."

"KAYSERİ'DEKİ ORMAN ALANI YÜZDE 12'YE YÜKSELDİ"

Kayseri Orman Bölge Müdürü Ahmet Kara ise, "Ekolojik Denge ve Orman" konusunu ele alarak, Kayseri'de ve Türkiye'de orman konusundaki gelişmeleri ve özellikle Kayseri ve çevresinde yapılan ağaçlandırma çalışmalarını aktardı. Kara konuşmasında şunları kaydetti:

"Orman Bölge Müdürlüğünün görev sahası bazı yerlerde bir ildir. Bizim ise sorumluluğumuz 5 ili kapsamaktadır. 5 ilde 6 tane müdürlüğümüz var. Orman Müdürlüğü, ormanı yetiştirir, korur ve faydalanmayı sağlar. Biz de çok fazla faydalanma yok. Bu faydalanma daha çok Karadeniz ve Akdeniz Bölgesinde var. Orman nedir sorusunun birçok cevabı var. En az 30 dönüm alandan oluşan ağaç ve ağaç topluluklarına orman denir. Türkiye'de orman varlığı toplam alanın % 27'sini kaplamaktadır. Orman Bölge Müdürlüğümüzün bölgesindeki orman oranı ise % 9'dur. Yani Türkiye ortalamasının üçte biri kadar bir orman var. Orman yönünden fakir bir bölgeyiz ve orman varlığımızı artırmamız gerekiyor. Kayseri ilinde de % 6'sı orman alanıdır. Şu an itibari ile ise bu oran % 12'ye çıkmış durumdadır. Bunun çoğunluğu ağaçlandırmalarla elde edilmiştir. Meralardan kazandığımız alanlardır. Orman varlığını birçok şey etkileyebilir. Her ürünün yetiştiği bir yer vardır. Orman ağaçları her yerde

aynı güzellikte ve aynı verimlilikte olmaz. Bunları enlem, boylam, yükselti, klimatoloji, yağış gibi sebepler etkilemektedir. Birçok faktörler vardır. Kayseri'de bir Karadeniz'deki gibi bir Akdeniz'deki bir orman örtüsü olmaz. Bizim bölgemizdeki yetiştirdiğimiz ağaçların gelişimi Karadeniz ve Akdeniz bölgesindeki gibi olması mümkün değildir. Ormanların birçok fonksiyonları ve faydaları da vardır. % 60'lık kısmı ekonomik yönden faydalanılır, % 32'lik ekolojik faydalar sağlanırken, % 5'lik kısmı ise sosyal faydalarıdır. Orman ürünlerinin saymakla bitirilemeyecek faydaları vardır. Ekolojik olarak bitki çeşitliliğinin kaynağıdır ormanlar. Ayrıca doğal hayatın korunmasını sağlar. Toprağı korur, toprağın aşınmasını önler, yavaşlatır. Ormanlık alanlarda aşınma daha az olur. Sosyal faydaları da rekrasyon alanları olur, kent ormanları olabilir. Reçine gibi bal gibi çeşitli ürünlerde yine ormanlardan elde edilir. Bölgemizde birçok bitki türü vardır. Akdeniz bitki türünden, Karadeniz bitki türüne kadar birçok bitki türü vardır. Kayseri'de herkesin adına bir fidan dikildi. Özellikle Sayın valinin talimatıyla bütün vatandaşlar adına fidanlar dikildi. Kayseri'de sürdürülen çalışmalar sonucunda % 6 olan orman oranı % 12'ye yükseldi. Bu rakamlar da 2016'dan itibaren istatistiklere girecek. Kayseri'de daha önce Orman Bölge Müdürlüğü yoktu. 3.5 yıl önce Orman Bölge Müdürlüğü kuruldu ve diğer 5 ilde Kayseri'ye bağlandı. Kayseri'de köylülerimize birçok destekler veriyoruz. Birçok alanda farklı desteklerle köylülerimizi destekliyoruz. 2015 yılındaki hedeflerimiz, 5 milyon ağaçlandırma, 900 hektar ağaçlandırma, 1400 hektar iyileştirme, 2700 hektar alanda da erozyon tedbirleri alıyoruz. Fidanlık faaliyetlerimiz var. Ormancılığın temeli fidan ve tohumdur. Kaynak önemlidir. Her ağaç her yerde olmaz. Toprağına ve iklimine uygun olmalıdır. Kaynağın nereden geldiği çok önemlidir. Bir de ormanlar için çok tehlikeli olan yangın tehlikesidir. Konuya herkesin dikkat çekmesi gerekiyor. Orman varsa, su varsa hayat var demektir"

Öğrencilerin ormanla ilgili yok olmasının bir tarihi olup olmadığının sorulması üzerine Kara dünyada 3 bin yaşında ağaç olduğunu Türkiye'de de bin yaşını geçen ağaçların olduğunu belirtti. Ağaçların ömrünün uzun olduğunu ve yüzlerce yıl yaşayan ağaçların olduğunu ifade etti. Ormanların doğal hallerine bırakıldığında çok uzun yaşadıklarını belirtti. Ağaçların kesilmesi ile ilgili soru üzerine ise, ağaçların kesilmesinin iyileştirme amaçlı olması gerektiğini belirterek, çeşitli çalışmalardan örnekler verdi. Ormanların gençleştirilmesi ve dönüştürülmesi gerektiğini vurguladı. Ormanlardan faydalanılması gerektiğini belirtti. Birçok konuda ormanlardan yararlanıldığını ve bunun da gerekli olduğunu belirtti. Ormanların kesilmesinin ardından yenilendiğini ve nihai aşamada yenileme ve tıraşlama yapıldığını ifade etti. Kara, ormanların çeşitli hayvanlar için birer koruma alanı ve ev konumunda olduğunu belirterek, ormanların birçok hayvan türünün mekanı olduğunu ifade etti. İnsan sağlığı yönünden de büyük faydaları olduğunu vurguladı. Ormanlık alanda insanların daha sağlıklı olduğunu belirtti.

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme