Kayseri'nin mutlu Hintlileri

• Kayseri'de aklın ve yeteneğin varsa kazanacağından eminsin. İnsanlar senin üzerinden kazanmak isteseler bile seni değerlendiriyorlar. Şans veriyorlar. • Burada insanlar iyiyse çok iyi, kötüyse de çok kötüler. Ortası yok. Kötüler ise kendisi için kullanıyorlar. Münafıklık yapıyorlar • Bizde dini nikhı da resmi nikhı da imam kıyar. Siz Müslüman bir ülkesiniz sizde niye böyle değil anlamıyorum. • İngilizce öğretmenleriniz bile İngilizce konuşamıyorlar. • Bizde gelin erkeklerin yanında dans ettiğinde bir yıl konuşulur, ayıplanır. Dans sahneleri bizde hep filmlerde olur. Gerçekte öyle değil.

Söyleşi: M. Safa Asaroğlu

Hindistanlı Fiza Qalbi ve Parvez Muhammed çifti Kayseri’de yaşıyor. Eşinin Kayseri’de yaşama teklifini kabul edip ülkesini, ailesini bırakıp gelen Fiza Qalbi ile güzel bir söyleşi gerçekleştirdik.3 ayda öğrendiği Türkçesi hayret verici. Bakın Kayseri için neler söylüyor ve yapıyor.

·         Seni kısaca tanıyabilir miyiz? Fiza Qalbi kimdir?

     25 yaşındayım. Hindistan Haydarabad’lıyım. Haydarabad’da eğitimimi tamamlayıp evlendim. Dört buçuk yıl Hindistan’da sonra bir sene de Dubai’de çalıştım. Son bir senedir ise burada yaşıyorum.

·         Haydarabad nasıl bir şehir?

     Hindistan’ın en büyük beşinci şehridir. Aslında, 1724’de Hindistan’da Türk asıllı Müslüman bir devlet olarak kurulmuştur; Haydarabad Nizamlığı. Sizin için Osmanlı nasılsa bizim için de Haydarabad Nizamlığı öyledir.  Müslümanlar için, yemekler için ve evlilik kültürü için çok meşhur bir şehirdir. Sadece Hindistan için değil. Müslüman ülkeleri içinde de meşhurdur. Yani evlenmek isteyen Araplar bizim şehrimize gelir, kız alıp giderler. Haydarabad’lı kadınlar evlilik için ideal olarak görülürler. Çok iyi yemek yaparlar. Çok kültürlüdürler, saygılıdırlar.

·         Ülke değiştirmeye nasıl karar verdiniz?

    Eşim Hindistan’da mühendislik okudu. İkimiz de orada çalışıyorduk. Hindistan’da ne kadar güzel eğitim alırsan al, ne kadar güzel bir işin olursa olsun hak ettiğini kazanamıyorsun. Zenginler çok zengin, fakirler çok fakirdir. Hindistan’da hayat kaliteni arttırmak için hiç şansın yoktur. Daha iyi yerlere gelme, daha iyi şartlarda yaşama şansın yoktur, hep aynı seviyede kalırsın. Eşim Türkiye’de okumak için girdiği sınavı kazanınca ülkenize  gelmeye karar verdi. Önce Ankara’ya, sonra da Kayseri’ye geçti. Çok sabrettim, eşimin okulu bitene kadar Hindistan’da bekledim. Bu sırada ben de bir sene kadar Dubai’ye gidip çalıştım. Eşim okulunu bitirip Hindistan’a döneceği sırada ise iyi bir iş buldu. İş bulunca biz de Türkiye’de kalmaya karar verdik böylelikle ben de Kayseri’ye geldim.

·         Dubai’yi işçi olarak değerlendirdiğinde nasıl bir yer?

     Ben daha önce Haydarabad dışına hiç çıkmamıştım. Dubai’ye gidince oradaki her şey beni büyüledi. Dubai her şey için çok büyük bir şehir. Teknolojisi çok ileri düzeyde. Büyük şansların ve büyük rekabetlerin olduğu bir yer. Büyük markaların reklamları ilk olarak Dubai’de yayınlanmaya başlar. Dubai’ye giderken ne olacağını bilmiyordum. Büyük bir risk alıp Allah’a güvendim. Pek çok şirkete CV gönderdim. Görüşmeler yaptım. Çalışma pozisyonları ne kadar iyi olsa da rekabetten dolayı işe alınmanız da, devam etmeniz de zorlaşıyor. Bir pozisyon için en az iki bin kişi başvuruyor. Dubai Müslüman bir ülkenin şehri ama ahlaktan yoksun bir şehir. Ahlaki yönden çok kötü bir yer. Çalıştığım dört şirkette iyi olduğu kadar kötü tecrübeler de yaşadım. Sağlık sigortamızı karşılamadılar ve hastalandığım zaman tedavi olmak için Hindistan’a gitmek zorunda kaldım. Eğer ben Dubai’de tedavi olmak isteseydim üç veya dört aylık paramı vermek zorunda kalacaktım. Tedavimi olup işime tekrar döndüğümde yerime başkasını bulmuşlardı. Paramı da vermediler.  Orada insanlar çok acımasızlar. Bir buçuk sene birkaç şirkette çalıştıktan sonra daha fazla dayanamayıp işten ayrıldım. Eşim de Kayseri’de rahat bir iş bulduğunu söyleyince Hindistan’a döndüm ve bir süre dinlendim. Sonra Kayseri’ye yerleşmeye karar verdik.

·         Dubai’deki tecrübelerden sonra Kayseri’de yaşamayı nasıl göze aldın? Kayseri’de sizi çeken şeyler tam olarak nelerdi?

     Ben Dubai’ye gitmeden önce eşim Ankara’daydı ve kesinlikle Türkiye’ye yerleşmek gibi bir niyeti yoktu. Bana ‘Türkiye’ye gel’ dememişti. Hindistan’a tekrar gelecekti. Ama ne zamanki Kayseri’ye geldi o zaman bu fikir oluşmaya başladı. ‘Sen Türkçe’yi iyi biliyorsun. Ben ne yapacağım? Orası nasıl bir yer? Kültürü nasıl? Bayanları nasıl? Hayat nasıl? ’ diye sordum.  Bana anlattıklarından sonra gelmeye karar verdim.

·         Kayseri’de yaşamak için seni ikna eden şeyler ne oldu? Nasıl bir yer Kayseri?

     Kayseri yaşanacak bir şehir. Bayanlar çok kapalı (tesettürü kastetmiyor). Moda dertleri yok. Hayat standartları çok kaliteli ve üstelik ucuz. Burada az parayla iyi yaşıyorsun, diğer şehirlerde öyle bir şey yok. Her şeyin iyisi var. Kolay yaşanan, hiç trafik olmayan bir yer. Kalabalık değil, rekabet yok. Hava çok güzel. Temiz hava var sürekli. Yolları çok geniş. Bir kere çok güvenli. Senin eşin senindir, sen de onunsun. Yaşama şartlarını çok sevdim. Ben düşündüm niye Hindistan’da ya da Dubai’de zor bir hayatı tercih edeyim? Küçücük bir şey için neden çok çalışayım? Burada kolay bir hayat yaşamak varken... Kayseri’de aklın ve yeteneğin varsa kazanacağından eminsin. İnsanlar senin üzerinden kazanmak isteseler bile seni değerlendiriyorlar. Şans veriyorlar. Başka yerlerde aklın ve yeteneğin hiç kıymetli değildir. Burada çok kıymetli ve kazanacağın kesin.

·         Buraya yerleşince, insanlarla tanışınca fikrin değişti mi? Şu an nasıl değerlendiriyorsun?

     Burada insanlar iyiyse çok iyi, kötüyse de çok kötüler. Ortası yok. Kötüler ise kendisi için kullanıyorlar. Münafıklık yapıyorlar. Psikolojik zarar veriyorlar. Ben de bunu anladığımdan beri kötüleri bırakıp iyileri arıyorum. Hesap yapmadan yaşayanları, iyileri bulmaya çalışıyorum çünkü buradaki iyi insanlar da başka yerde yok. Biz Hindistan’da kendimizi korumak zorundayız. Sokağa çıktığımız zaman tesettürü farz olduğu kadar kendimizi korumak için kullanırız. 

·         Şu an Kayseri’de nasıl bir hayat sürüyorsun? Neler yapıyorsun?

     Eğer yabancı bir ülkede yaşamak istiyorsan, dillerini çok iyi bilmek zorundasın. Biliyorsan bu büyük bir avantaj. Kayseri’ye geldiğimde uzun süre sessiz kalmak zorunda kaldım. Dilinizi bilmediğim içi.. Üç dört ay gözlem yaptım ve eşimden dinledim. Dili öğrenmeye başladığım zamansa boş oturmaktan çok sıkıldım. Benim yeteneklerim var ve bir şeyler yapabileceğimi düşündüm. Burada olmayan şeyleri yapmak istedim. O zaman tanıştığım insanların yönlendirmesi ile Köşk Sosyete pazarında stant kurup Hint kınası yapmaya başladım. Dil öğrenmem, kazanç sağlamam, insanlar hakkında gözlem yapmam bana çok tecrübeler kazandırdı. Çok iyi geçti ve Türkleri çok sevdim. Kına geceleriyle ilgili bilgiler almaya başladım. Yapabileceklerimi bulup onları yapmaya başladım.

·         Neler mesela?

     Kına gecelerine katılıp geline ve arkadaşlarına Hint kınası yapıyorum. Gelinlere Hint kıyafetleri kiralıyorum. Kıyafetlerimi diğer yerlerdeki gibi soygun yaparak kiraya vermiyorum. Uygun fiyatlara kiralıyorum. Kayseri’de Hint hayranı çok olmasına rağmen Hint kıyafetleri yoktu. Ben de onları getirdim ve kiraya veriyorum. Ayrıca özel İngilizce dersleri veriyorum. Sizin ülkenizde dil öğrenmek çok zor anladığım kadarıyla. İngilizce öğretmenleriniz bile İngilizce konuşamıyorlar.

·         Kayserililerle ticaret yapmak kolay oluyor mu?

     Hiç sorma. Ben anlamıyorum. Zaten ucuza veriyorum ama onlar daha da ucuza istiyorlar. Hemen ‘çok pahalı bu’ diyorlar. İndirim istiyorlar, pazarlık yapıyorlar. Bir de ‘Ben sana müşteri getireceğim’. ‘Sen zaten benim müşterimsin. Başka müşteri istemiyorum ’ diyorum. Neden kendi pazarlığından önce sonra olabilecek bir alışveriş için pazarlık yapıyorlar? Marka olduğu için çok para veriyorlar. Kalitesine hiç bakmıyorlar. Marka o kadar önemli olmamalı,kaliteli olmalı ama burada bu durum çok farklı.

·         Sizin kültürünüz ile Türk kültüründeki düğünleri değerlendirdiğinizde neler söylemek istersiniz?

     Burada düğün olacağı zaman bütün ayrıntılara önem veriyorlar. Salonlar, gelinlik, kıyafetler, müzik…  Bütün ayrıntıları düşünüp ne kadar çok para harcıyorlar( 23 Rupi = 1 TL ). Biz Hindistan’da kaç kişi gelecek, kaç çeşit yemek lazım diye düşünürüz bunun için para harcarız. Bizim için önemli olan budur. Düğünler için bir-iki yıl önceden hazırlık yapılır. Evler satılır veya rehin olarak verilir düğün yapabilmek için. Bizde önemli olan kaç kişinin geldiği ve kaç kişinin yemek yediğidir. Biz bunun bereketli olacağını düşünürüz. Ne kadar pahalı kıyafet giyiyor, ne kadar pahalı bir yerde düğün yapıyor bunlar bizim için ikinci sırada. Burada kına geceleri çok önemli ama biz Müslümanız. Gelinin kıyafetleri, yaptıkları size çok normal geliyor. Bizde gelin erkeklerin yanında dans ettiğinde bir yıl konuşulur, ayıplanır.

·         Nasıl yani, siz hep dans etmiyor musunuz? J

       Onlar filmlerde olur. Gerçekte öyle değil. Ayrıca nişanda bizde sadece yüzük takılmaz. Yüzük, kolye veya halhal takılır.

·         Nişan törenleriniz nasıl oluyor?

     Damat ne isterse onu alır. Yüzük bizde önemli değil. Hediye ile ‘sen benim eşim olacaksın’ demiş oluyoruz. Damatlar nişana gelmezler, dini nikâh olmadığı için. Damadın annesi ve görümceler gelir. Alınan kıyafetler ve hediyeler için gelin gitmez. Damat seçer, ne isterlerse onu alırlar. Eğer damat çok iyi bir insansa gelini alışverişe götürüp kendisine seçtirir. Normalde gelin sadece ayakkabı numarasını söyler. Kına gecesi günü ise bayanlar gelinin evinde toplanır. Çok fazla hediye ile damat tarafı gelinin evine gelir. Büyük hediye paketleriyle gelirler. Meyveler, kıyafetler, ayakkabılar, çerezler, badem, hurma, çeyizler gelir. Kına gecesine yine damat gelmez. Kına gecesinde yemek yenilir, güllerle yapılmış kolyemiz vardır o takılır, parfüm gibi özel bir kokumuz vardır. O sürülür. Aile fotoğrafları çekilir. Tabi bizim fotoğraf çekimlerimiz sizinkiler gibi de olmaz. Resmi çekiliriz.

(“Erkekler kendi aralarında kına yaparlar mı?” sorusuna aldığım cevap ise çok hoşuma gitti. Bizde olduğu gibi onlarda da öncelik gelinde olmuş olacak ki önce “erkekler kına gecesi yapmaz” dedi, sonra özür dileyerek onların da kına yaptığını hatırladı.)

     Damat eline kına yakar, sizin gelinlerinize yaptığınız gibi sadece avuç içine ve yuvarlak olarak. Gelin ise kollarına ve ayak bileklerine kadar desenli Hint kınası yapar. Nikah günü (düğün günü) gelin yeşil şal giyer. Nikâh elbisesini de kına gecesinde getirirler.

     Nikâh günü damadın akrabaları damat evine, gelin tarafı da gelinin evine gider. Düğünler genelde evde olur. Gelinin evinde olur. Damat atla (ya da başka bir şey de olabilir) gelinin evine gelir. Çok zenginler ve isteyenler salon tutar. Salon tutulursa önce gelin tarafı salona gider. Damat alayı arkadan gelir.

·         Sizde ‘naz evi’ erkek evi anlaşılan. Peki, nikah nasıl kıyılıyor?

     Bizde aşk evliliği büyük ayıp olarak algılanır. Genellikle evlilikler görücü usulü olur. Bizde başlık parası vardır. Erkeklerin tahsiline, maaşına göre kızın ailesi para verir. Ticaret yapıyor gibi evlenilir. Bizde kültür böyledir. Severek evlenseler bile görücü usulü kurallarını uygularlar. Diğer türlüsünü, sevgili olduklarını ilan etmek ayıptır. Bizde dini nikâhı da, resmi nikâhı da imam kıyar. Resmi nikâhta, dini nikâh da kıyılmış olur. Siz Müslüman bir ülkesiniz, sizde niye böyle değil anlamıyorum.  Düğün yerinde gelin ve damat ayrı ayrı yerlerde beklerler. Misafirleriyle ilgilenirler. Nikâh kıyılacağı zaman imam önce geline gider, hem dini nikah akdini gerçekleştirir hem de resmiyet için gerekli evrakları imzalatır. Sonra imam damada gider aynı şekilde. Gelin abdest alıp süslenmeden, doğal olarak gelmiştir düğün yerine. Nikâh gerçekleştikten sonra gelin hazırlanır, makyaj yapıp süslenir. Sonra gelinle damat aynı yere getirtilip oturtulur. Ama arada perde vardır. Perdenin altında, ikisinin ortasında, yerde bir ayna vardır. Aynadan birbirlerini ilk defa görürler.

·         Ayna neden?

     Çünkü gelin ve damat oldukları için utanırlar. Gelinin gözünde de şal kapalı olduğu için aynadan bakarlar birbirlerine ilk defa. İlk defa orda görürler birbirlerini. Tabi şimdi ki gençler öyle değil daha önce görüyorlar ama benim anne babam, eşimin anne babası o şekilde evlenmiş. Artık maalesef azalıyor bu kültür.

·         Bu gerçekten çok güzel bir adetmiş. Ne kadar hoş ve özel bir şekil.

     Tabi ki unutmamak gerekir ki bunlar sadece Müslümanlar için. Çok fazla din, çok fazla adet vardır Hindistan’da.

Çok teşekkür ederim. Gözlemlerin ve verdiğin bilgileri dinlemek çok keyifliydi. Son olarak söylemek istediğin bir şey var mı?

Bakmadan Geçme