KAYSERi'YE ÖZEL DERiN DONDURUCU

DERİN DONDURUCULARA HÜCUM!: Kurban Bayramı'nın yaklaşması ile birlikte etleri stoklamak isteyen vatandaşlar derin donduruculara ve baharatçılara hücum ediyor. Bazı firmaların ürettiği 5, 6 hatta 7 katlı derin dondurucu satışlarında patlama yaşanıyor. Gösterilen bu yoğun ilgi 'Kurban Bayramı mı? Et stoklama ya da Sucuk Bayramı mı?' sorusunu akıllara getiriyor. HAYIR YAPIN, STOK YAPMAYIN: Kayseri İl Müftülüğünde görev yapan Uzman Vaiz Abdil Karakuş, 'kurban, eti stoklanmak üzere kesilmez. Tamamını dondurucuya koymak ya da sucuk yapmak sünnete muhalif bir davranıştır. Kurbandaki Allah'a yaklaşma manasına et stoklayarak ulaşmak mümkün değildir. Stok yapmak kurbanın anlamına uygun düşmüyor.' dedi.

Kurban öncesi baharatçılarda hareketlenmeler başladı
Eskiden daha çok kavurması yapılan kurban eti, son yıllarda baharatlı olduğundan dolayı daha uzun süre saklanan sucuk şeklinde değerlendiriliyor. Hal böyle olunca Kurban Bayramı öncesi baharatçılarda hareketlilik artıyor. Camikebir Mahallesi Ulu Sokak’ta 35 yıldır baharatçılık yapan Ali Eldek, her sene olduğu gibi bu sene de baharata yoğun ilgi olduğunu belirterek, “ Kurban öncesi hareketlenmeler başladı. Müşterimizden memnunuz. Hatta sadece Kayseri’den değil İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlerden de talep oluyor.  Gelen müşteriler genel olarak 10-15 kilo et için baharat istiyor.” şeklinde konuştu

Kayseri’ye özel üretilen dondurucu
Kurban bayramının yaklaşmasıyla birlikte derin donduruculara yoğun talep olduğunu özellikle Simfer markasının Kayseri’ye özel olarak çıkardığı 7 gözlü dondurucunun çok fazla satıldığını söyleyen Hilal Mağazası Satış Temsilcisi Mustafa Toprak, “Simfer derin dondurucu ürün Kayseri’ye özel olarak üretildi. 7 gözü var. Kurban etini saklamak için ideal ve güvenilir bir ürün. Hem KDV-ÖTV indirimi hem de kurban öncesi olmasından dolayı il merkezinde de ilçelerde de büyük ilgi görüyor. Şu an diğer mağazalarımızda tükenmiş durumda. Sadece merkez mağazamızda var.” ifadelerini kullandı.

“Stok yapmak Kurban’ın anlamına uygun düşmüyor”
Bu konuda görüşlerine başvurduğumuz Kayseri İl Müftülüğünde görevli  Uzman Vaiz Abdil Karakuş kişinin kurban etinin sadece 3’te birini kendisi için saklayabileceğini vurgulayarak, “Kurbanın 3’e bölünmesi gerekiyor. Sünnette bu var. Kişi kurban etinin 3’te 1’ini komşularına, 3’te 1’ini fakirlere ve akrabalara, geriye kalan 3’te birini ise kendisine ayırabilir. Kurban eti stoklanmak üzere kesilen bir et değildir. Peygamber efendimiz 3 gün içinde bitirilmesini söyler. Sonrası için saklama imkânınız olursa biraz daha saklayabilirsiniz ama şimdi olduğu gibi bir taraftan tamamını sucuk yapmak bir taraftan tamamını dondurucuya koymak, bunlar sünnetimize ve peygamberimizin bize buyurduğu hayat tarzına uygun değildir. Bunu tavsiye de etmiyoruz. Çünkü kurbanın gerçek manası yaklaşmaktır. Kurban keserek Allah’a yaklaşıyorsun.  Bir kan akıtıyorsun. Bunda bizim anlayamadığımız kadar çok önemli bir anlam var. Biz aslında bencillik dediğimiz duyguyu alt edebilmek ve huzura kavuşabilmek için kan akıtıyoruz. O bencillik duygusunu bu şekilde köreltiyoruz. Yanlış düşüncelerimizi bu şekilde kontrol altına alıyoruz. Bugün bir kurban kestiğimizde dünya mallarına olan meyil azalıyor ve biz manevi olarak Allah katında yücelere erişiyoruz. Bu yüceliğe ve Kurbandaki Allah’a yaklaşma manasına et stoklayarak ulaşmak mümkün değildir. Stok yapmak Hz. İbrahim’den beri sünnet olan Kurban’ın anlamına uygun düşmüyor. ” şeklinde konuştu.

“Kurban kesen kişiye de et verilebilir”
“Kişinin kendine ayırdığı kısmı ile sucuk yapması ya da stok yapmasında bir sakınca yoktur ama tamamını kendisine ayırması yanlıştır.” diyen Karakuş, “evinde 4-5 tane kurban kesen kimseler var ama bu kurbanın bir tanesini dahi tam olarak paylaşmıyorlar. Kurban etinin dağıtımında ilk olarak kurban kesmeyenler gözetilir, daha sonra akrabalar ve komşular gelir, sonra da bütün insanlar gözetilir. Kurban kesen veya kesmeyen ayrımı da yapılmaz. Burada biz tabi ki kurban kesmeyenlere et ulaştırmayı çok çok önemseriz ama kurban kesen,  kesmeyen, kâfir olsun Müslüman olsun fark etmez bir parça verilebilir.” diye konuştu   

“Kurban kesmeyi vahşetmiş gibi göstermek çok yanlış”
Kurban Bayramı’nın hayvan katliamı ve vahşetmiş gibi gösterilmesinin son derece yanlış olduğunu da vurgulayan Karakuş, “Kurban eti verecek birini bulamıyorum diyenler, aramayanlardır. Oturduğu yerden bana gelsin alsın diye düşünüyor bu yanlıştır. Yetimhaneler, huzur evleri, yatılı Kur’an kursları var. Yurtlar ve evde kalan üniversite öğrencilerinin tamamı buna muhtaçtır. Ailesi zengin olabilir ama bir üniversite öğrencisinin her zaman ihtiyacı vardır. Onlara ulaştırılabilir.
Evlerde kurban zevkinin mutlaka yaşatılması gerekir. Çocuklarımıza bunun miras kalması gerekir. Televizyonlarda ‘aman çocuklara göstermeyin’ gibi uyarılarda bulunuluyor. Sanki bir vahşetmiş gibi gösteriliyor. Bu kesinlikle bir vahşet değildir. Allah bize bu emri yazdıysa bu bir hayvan katliamı değildir. Bu yanlışa hep birlikte dikkat çekmemiz gerekir. Bu bizim bir vazifemizdir.” açıklamasında bulundu

“Kurban keserken çevreyi kirletmeyelim”
Kurban kesimi için özel yerleri olmayan kişilerin belediyelerin hazırlamış olduğu kesim yerlerini tercih etmeleri gerektiğini belirten Karakuş sözlerine şöyle tamamladı;
“Kurban kesmek manevi bir yüceliktir. Bu yüceliği yaparken, çevremizi kirletmemeye özen gösterelim. Kötü görüntü ortada bırakmayalım. Çevreyi kirletecek hiçbir faaliyette bulunmayalım. Kurbanımızı kesip orayı terk ettikten sonra sanki hiç kurban kesilmemiş gibi olsun. Bu bizim temizlik anlayışımız ve İslam’ın temizlik anlayışıdır. Eğer apartmanların özel kesim yeri yoksa belediyelerin hazırlamış olduğu kesim yerlerine riayet edilmeli. Yoksa atıklar, atık suların gideceği yerleri tıkar. Ve hepimiz perişan oluruz.”  
Haber: Tuba Köksal         

Bakmadan Geçme