KAYSERİ ŞEKER'İN MÜJDECİSİ GİRİŞİM

Bölgemizde ilk şeker pancarı Molu Çiftliği'nde 1950'lerde üretilmiş

 ÖZEL HABER

Kayseri ve çevresinin en büyük gelir kaynaklarından olan şeker pancarının ilk defa 1950’lerde Molu Çiftliği’nde üretildiği öğrenildi. Arif Molu tarafından çiftlikteki bir tarlaya yapılan deneme üretiminin başarılı olmasının bölgede pancar yetişebileceğini göstererek Kayseri Şeker Fabrikası’nın kurulmasına öncülük ettiği anlaşıldı.

Dr. Sait Molu ve Prof. Dr. Mehmet Şahin tarafından hazırlanıp Dergah Yayınları arasında çıkan “Toprak Ağalığından Sanayiciliğe: Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Kayserili Molu Ailesinin Hikayesi” isimli kitabın 174 ve 177. sayfaları arasında bu önemli teşebbüsün hikayesi rahmetli Arif Molu’nun oğullarının ağzından şöyle anlatılıyor;


Molu çiftliği

Kayseri halkını kalkındıran fabrika

“Halkın temel ihtiyaç maddelerinden biri olan şekerin Türkiye’deki üretimi ihtiyacı karşılamıyordu ve özellikle İkinci Dünya Harbi esnasında büyük sıkıntılar yaşanmış, şeker fiyatları anormal derecede yükselmişti. Babam sanırım 1953 yılında ‘Kayseri Zirai, Ticari ve Sanayi Kalkınma Şirketi’ adında çok ortaklı bir şirket kurulmasına öncülük etti. Bu şirket marifetiyle Kayseri Şeker Fabrikası’nın kuruluşu gerçekleşti ve 06 Kasım 1955 tarihinde Başbakan Adnan Menderes tarafından açılışı yapıldı. Babamın bu şirkette fazla bir hissesi yoktu, ama bu fabrikanın çok ortaklı bir halk ve hemşeri girişimi olarak kurulmasına öncülük etti. Bu fabrika, Kayseri ve civarındaki halkın kalkınmasına çok büyük katkıda bulundu. Fakat maalesef bu fabrikanın çok ortaklı yönetimi yürütülemedi ve zamanla tüm hisseler Devlete ait Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü’ne geçti. Daha sonra bu fabrika Özelleştirme İdaresi tarafından tekrar özelleştirildi ve Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi’ne devredildi.

Kayseri Şeker Fabrikası’’nın kuruluşundaki gayretleriyle birlikte babamın artık ticaret, müteahhitlik, çiftçilik safhalarını aşarak sanayiciliğe doğru yönelmiş olduğu anlaşılmaktadır.”


Şeker Fabrikası'nın Kuruluş Yılları. Dönemin Belediye Başkanı Osman Kavuncu ile Birlikte Fabrika Yönetim Kurulu 

Kardeşim Faruk’un anlattıkları;

“Demokrat Parti’nin politikası fabrikaları özel şirketlere kurdurmak ve onları kalkındırmaktı. Kimsede büyük bir fabrika kuracak büyüklükte sermaye olmadığı için babam çok ortaklı bir Anonim Şirket kuruyor, kendisi yönetim kurulu başkanı oluyor ve şirket marifetiyle de bir şeker fabrikası kurmaya teşebbüs ediyor.

O tarihte Kayseri’de şeker pancarının yetişip yetişemeyeceği konusunda tereddütler vardı. Babam Molu Çiftliği içerisindeki bir tarlaya deneme ekimi yaptı ve Kayseri bölgesinde pancar yetişebileceğini herkese ispat etti. Bunun üzerine babamın yönetim kurulu başkanı olduğu bu çok ortaklı anonim şirket marifetiyle de muazzam bir Şeker Fabrikası inşa edildi ve 1954 yılında temeli atılan bu fabrika 1955 yılının sonunda üretime başladı.  Ancak daha sonra fabrikasının işletmesi Ankara’daki Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü’ne geçti.


Molu çiftliği

Babamın bu şirkette fazla hissesi yoktu ama bu fabrikanın çok ortaklı bir halk ve hemşeri girişimi olarak kurulmasına öncülük etti.  Şeker Fabrikası da civardaki köylünün kalkınmasına çok büyük katkılarda bulundu. Halkın bol ve nispeten ucuz şeker yemesini sağladı. 
…………….

Biz çocukluğumuzdan beri hep fabrika lafı duyarak büyüdük. Yakın çevremizde neredeyse herkes ‘fabrika’ lafı konuşurdu. Belki de bu nedenle oyunlarımızda da hep ‘fabrika’ vardı. Mesel Zincidere ’de kocaman, çift kanatlı ve arkadan sürgülü bir bahçe kapımız vardı. Kapıyı oynatınca arkadan sürgüsü sallanır ve ‘takır, takır, takır’’ diye sesler çıkardı. Biz sık sık bu kapıları sallar ve ‘fabrika çalışıyor’, ‘hadi sen de fabrikanı çalıştır’, ‘benim fabrikam daha iyi çalıştı’ vs diyerek oyun oynardık. Zincidere’deki o eve gittikçe hala bu kapı sürgüsünü sallar ve çocukluk hatıralarıma dönerim. Demek ki, fabrika fikri, hayali veya ideali aileye o kadar yerleşmiş ki, 1930’ların başında ben dört –beş yaşında iken bile lügatimize ve oyunlarımıza girmişti.”

Kardeşim Metin’in anlattıkları;

“Babam büyük bir teşkilatçıydı. Küçük sermayeleri bir araya getirerek büyük sanayi tesisleri kurmak ve memleketi kalkındırmak için çırpınırdı. Cumhuriyet döneminin idealist bir işadamı ve müteşebbisiydi.

Mesela babam Kayseri Şeker Fabrikası’nı yapmak için Kayseri Zirai, Sınai Kalkınma Anonim Şirketi’ni kurdu. Bu şirket Kayseri’de ve belki de tüm Türkiye’de halka açık olarak kurulmuş olan ilk şirkettir. Babamın Düvenönü’ndeki benzinliğin arkasında yazıhanesi vardı. Bu şirketin merkezi orasıydı. Ortak olmak isteyen yüzlerce insan babamın yazıhanesine gelip gider, ortaklık paylarını şirketin Ziraat Bankasındaki hesabına yatırırdı. O zaman için bu çok büyük ve inanılmaz bir organizasyondu. Maalesef şimdi bunları kimse hatırlamamaktadır. En başta da zamanın Demokrat Partilileri babamın adını ve Şeker Fabrikası’nın kuruluşundaki rolünü unutturmaya çalışmıştır.”

(M. Furkan Şahin-Nur Şevval Seven)

 

Bakmadan Geçme