KAYSERİ SANATÇISINI GÖÇE ZORLUYOR
Deri ve ahşap sanatçısı Mesut Coşgun, kültür ve sanatın bir toplumun ana arterlerinden birisi olduğunu belirterek, 'Ancak sanatçılar yaptığı işin maddi manevi karşılığını bulamıyor. Sanatın canlı tutulması için sanatçılara sahip çıkılması, vitrine çıkarılması gerekiyor. Bunun için de yerel yönetimlerden destek bekliyoruz. ' dedi. Coşgun 'Bizdeki o oluşumu, o ince ruhu tüm dünyanın görmesini sağlamak isterim. Çünkü sanat bunun dışarı yansımasıdır, bir çığlıktır. Biz bu çığlığı sinemizde barındırıyoruz. Ancak ağzımız bantlı olduğu için bunu duyuramıyoruz. Bütün mesele bu. Kayseri sanatçısını göçe zorluyor ' diye konuştu.
Yaklaşık 20 yıldır sanatını icra etmeye çalıştığını belirten Mesut Coşgun, “Erciyes Kültür ve Sanat Derneği’nin kurucu üyelerindenim. Kayseri’deki sanatı yaşatma konusunda değerli üstadlarla birlikte çaba sarf ediyoruz. Deri ve ahşapla ilgili çalışıyoruz. Deride geleneksel anlamda yaptığımız şeyler var. Geleneksel okçuluk malzemeleri (Tirkeş, sadak, kolçak, başpare vs gibi). Daha birçok şey yapılabilir ama tabi ki Kayseri’de bunları çok fazla vitrine koyamadığımız için daha çok küçük aksesuarlarla (çanta, cüzdan, künye, defter) çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Özel günlerde sergi çalışmalarımız oluyor. Aynı zamanda Kültepe Sanat Topluluğu’nu kurdum. Şimdilik yavaş yavaş gelişmekte olan bir topluluk… Sanatı ve sanatçıyı ön plana çıkarmaya çalışıyoruz.” diye konuştu.
Kayseri içinde cevherleri barındıran bir yer
Kayseri’nin içinde çok ciddi cevherleri barındıran bir şehir olduğunu dile getiren Coşgun, “Halkın büyük kısmı meşakkatli bir koşuşturma içerisinde ... Böyle olunca öz yetenekleri açığa çıkartma noktasında zamanları olmuyor. Sanatı seven, sanata karşı ilgisi olan bir şehir. Ama şartlardan dolayı fazla iç içe olamıyorlar. Sanat yolu meşakkatli, dikenli bir yol. Herkes yürüyemiyor. Çünkü insanların yaşama dair endişeleri çok. Dolayısıyla rızkını sanattan karşılayamayacağını bildiği için birçok insan buna cesaret edemeyip kıyıda kalmayı tercih ediyor. Dediğim gibi sanat açısından çok önemli, kültürel birikimi çok derin bir şehir. Ben bu şehri seviyorum. Tamam İstanbul, Ankara, İzmir gibi yerlerde bizim yaptığımız iş daha fazla revaçta. Ama burada da ihtiyaç var. Bunu görebiliyorum. Burada birilerinin cengaverlik yapıp ortaya çıkması gerekiyordu. Biz bunu yaptık. En azından bizden sonrakilere örnek teşkil ettik . Meydanı terk etmedik. Bu şehir için bir şeyler yapmak , eserler bırakmak istiyorum. Temel amacım bu. En azından hiçbir şey yapamasak bile biz buradayız, olmaya devam edeceğiz. Burada sanatın halkımızın gelişimindeki önemini vurgulamaya çalışıyoruz. Bu çaba bize yeter. “ dedi.
Destek bekliyoruz
Yaptıkları işi insanların görmesi için vitrine çıkmaları gerektiğini dile getiren Coşgun şunları söyledi:
“Herkese göre yaptığımız bir şeyler var. Burada yaptığımız aksesuarlardan il dışına gönderdiklerimiz var. Gençler için daha çok bileklik, kolye, çanta, cüzdan, defter gibi şeyler yapıyorum. Büyük çapta değerli ürünler yapabilirim ama burada o potansiyel olmadığı için daha küçük objelerle yetiniyorum. Özel günlerde özel anlam içeren objeler yapıyorum. İl dışından siparişler alıyorum. Buna rağmen yetmiyor. Çünkü vizyona ve vitrine çıkmamız gerekiyor. Bunun için de mevcut yönetimlerden destek bekliyoruz. Bulunduğumuz yer Sanat Sokağı. İnsanların sanatı görmesi gerekiyor. Bununla ilgili belediyemiz tarafından gereğinin yapılacağını düşünüyorum. Amacımız kültüre katkıda bulunmak. Bazen yurt iç ya da dışından birileri ‘Ya Kayseri’de bu tür işler gerçekten yapılıyor mu?’ diye soruyor. Böyle yanlış yargılara muhatap oluyoruz. Böyle bir soru olabilir mi? Tabi ki yapılıyor. Ama bizi vitrine taşımaları gerekiyor. Ön plana çıkarılıp insanların görmesini sağlamak gerekiyor. Bizim talep ettiğimiz şey de bu zaten. Biz kimseden bir şey dilenmiyoruz. Dediğim gibi sadece değer görmek istiyoruz.”
Kayseri sanatçısını kaybediyor
İnsanların bu işleri gereksiz ve değersiz gördüğünü, Kayseri’de bu tür sanatsal faaliyetlerin yeri olmadığını ifade eden insanlara karşı Coşgun şu cevabı veriyor;
“Aslında hiç de öyle değil. Kayseri medeniyetler şehri, insanı üretken. İçerisinde çok büyük değerler barındıran bir şehir. Sadece sanat ve kültür adına çaba sarf eden insanları yoran bir şehir niteliği kazandı. Burada çok fazla takdir görmedikleri için Kayseri’den başka şehirlere transfer oluyorlar. Bizler kendi kültürüne bağlı olan sanatçılarız. Dolayısıyla batının gözüyle bakamayız. Anadolu’nun gerçeğiyle, inançlarıyla ve değerleriyle bakmalıyız meseleye… Bu değerleri yeniden kazandırmaya çalışıyoruz. Bu konuda da bunu savunan ve şu anda iktidarda bulunan insanlardan destek bekliyoruz. Çünkü bize onlar sahip çıkmazsa kimse sahip çıkmaz. Sanatçılar yaptığı işin maddi manevi karşılığını bulamıyor. Zaten bulsak mesela ben gider kültürümüzü tanıtmak için dünyanın dört bir yanında sergi açarım. Bizdeki o oluşumu, o ince ruhu tüm dünyanın görmesini sağlamak isterim. Çünkü sanat bunun dışarı yansımasıdır, bir çığlıktır. Biz bu çığlığı sinemizde barındırıyoruz. Ancak ağzımız bantlı olduğu için bunu duyuramıyoruz. Bize bırakılan mirası yaşatmaya çalışıyoruz. Çabamızı, çığlığımızı duymalarını istiyoruz. Sanat ve kültür kimliğimizi temsil eden bir emanettir. Amacımız bu mirası yaşatıp bizden sonraki nesillere emanet etmektir.”
Haber-Foto: Ramazan KARAKUŞ