Kayseri pulları

 
Pul, geçmişin ve şimdinin dünyasına ilişkin bizlere bilgi sunan en önemli görsel malzemelerden biridir. Ancak bu bilgileri birer ipucu şeklinde düşünmek daha doğru olacaktır. Bu yüzden pullar için dünyaya ulaşmayı ve dahi yayılmayı sağlayan en küçük bilgi parçaları diyebiliriz. Pul, önyüzünde çeşitli resim, şekil veya motifler basılmış, arka yüzüne özel bir zamk sürülmüş simetrik, asimetrik, kare, dikdörtgen, üçgen, altıgen, yuvarlak ve benzeri şekillerde hazırlanmış, çeşitli büyüklüklerde olabilen, değerli bir kâğıttır. 17. yüzyıldan itibaren toplumsal hayatın gelişmesine paralel olarak posta hizmetlerine duyulan ihtiyacın giderek artması ve yaşanan gelişmeler sonucu, İngiltere’den başlamak üzere posta hizmetlerinin devlet kontrolü altında gerçekleştirilmesi uygulamasına geçilmiştir. İngiliz Posta Ofisi, Hill’in önerilerinden yola çıkarak, günümüzde “Black Penny” ismiyle anılan ve üzerinde Kraliçe Victoria’nın portresinin bulunduğu dünyanın ilk posta pulunu, 06.05.1840 tarihinde dantelsiz olarak basmıştır. 1840 yılında, posta ücretlerinin ödenmesi için bastırılan pul, Türkiye’de ise, 1863 yılında, Posta Nazırı Agâh Efendi zamanında kullanılmaya başlanmıştır. İlk Türk pulu olarak bilinen tuğralı pul, 13 Ocak 1863 tarihinde, dikdörtgen şeklinde ve dantelsiz çıkarılmıştır. Darbhâne-i Amire’de taş baskı (litografi) tekniği ile basıldı. Değişik kalınlıklardaki kâğıtlar üzerine basılan pullar elle boyandı ve zamklandı.

Ayrıca sahtekârlıkları azaltabilmek için devrin Maliye Bakanlığı tarafından pulların üzerine eski yazı ile “Nezâret-i Mâliye-i Devlet-i Aliyye” yazılı kırmızı veya mavi renkli kontrol damgası vuruldu. Matbaa makinesi ve baskıdaki yeni gelişmeler etkisini göstermiş, 1850’lerden özellikle de 1870’lerden sonra, Avrupa, Kuzey ve Güney Amerika’daki bütün ülkelerde, Mısır,
İran ve Osmanlı imparatorluğunda, hükümet kontrolünde ulusal posta sistemleri kurulmuş ve devlet tekelinde posta pulları basılmaya başlanmıştır
 
Pulun ön yüzünde, ait olduğu ülkenin adı ve para birimine göre değeri yazılıdır.
Bu değere ‘Nominal Değer’ denir. Bazı ülke pullarında, ülke adı ve pulun yazılı değeri, başka dil ve alfabede de yazılabilir. Pulların dünyasına “Filateli” denir. Filateli, Yunanca “philos” (aşk, sevgi) ve “ateles” (ödemesiz; vergisiz) kelimelerinin yan yana gelmesi ile oluşmuş Fransızca bir kelimedir. Sistematik bir şekilde, damgalı veya damgasız pul, damga, mektup, posta kartı, doküman toplama işlemine denir. Türkçeye çevrilecek olursa “Pulculuk” anlamına gelmektedir. Pulculuk, bir kültür göstergesidir. Belli bir entelektüel seviyenin üstünde, araştırmacı özellikleri ön plana çıkmış, koleksiyon bilincine sahip, ekonomik durumu ortalamanın üstünde olan kişilerin iştigal ettiği bir uğraşı alanıdır. Bu özelliklerinden dolayı filatelistleri, her zaman ait oldukları toplumların önde gelen kişileri olarak nitelendirmek mümkündür. Pullar, bir ülkenin kültürel, politik, turistik ve ekonomik propagandasını yapan çok önemli materyallerdir. Tarihi belge ve doküman olmasıyla da iyi bir eğitim aracı olduklarını söyleyebiliriz. Ayrıca pul, insanı zamanla ciddi bir servetin sahibi bile yapabilir. Pulun bugünkü durumu incelenecek olursa; posta pullarının, yalnız posta ücretlerinin ödenmesi için değil, aynı zamanda biriktirilerek değerlendirilmesi suretiyle yani koleksiyonculuk amacıyla da basılmakta olduğu görülür. Pul biriktirmek, çağımızın önde gelen hobilerinden biri olmuştur. Herkesin bir konuya özel merakı ve koleksiyonculuk yanı bulunmasına rağmen koleksiyon denince akla önce pul koleksiyonu gelmektedir. Pul koleksiyonu, en yaygın koleksiyonculuk olduğu gibi aynı zamanda en ilginç, en öğretici ve en karlı koleksiyonculuktur. Her pul, üstünde taşıdığı çizgilerle farklı anlamlar taşır. Kimi Malazgirt’i hatırlatır kimi bir yazarı, kimi de yıldönümlerini anımsatır meraklısına. Tarihe not düşen pulun dilinden anlamak bir maharet işidir elbet. Dantelasından damgasına, parmak izinden nadir olmasına kadar her ayrıntısına vâkıf olmak gerekir. Pulların en önemli fonksiyonlarından biri de şehirlerin hafızasını oluşturmasıdır. Bu anlamda şehir tarihçileri eserlerini kaleme alırken veya araştırmalar yaparken pullara da başvururlar. Çünkü pullar dönemin aynasıdır. O dönemin sosyal, kültürel ve siyasal boyutlarını yansıtır. Pullar aynı zamanda o dönemin devlet politikalarını çözümlemede önemli araçlardan biridir. Diğer taraftan pullar uluslararası anlamda da bir tanıtıma sebep olurlar. Milli anlamda sadece şehirlerin kültürünü değil, uluslararası anlamda da ülkelerin kültürünü tanımada pulların önemli katkısı vardır. Bir kenti pullarda aramak, ona ait sembollere ve detaylara küçücük materyallerde rastlama ümidini taşımak, bunun için araştırmak, iz sürmek, dermek, derlemek ve terlemek insan için ontolojik bir durumdur. Çünkü hafızada yolculuktur pullarda iz sürmek. Bir belgenin içinden geçmişe gitmektir. Kayseri ile ilgili pul denildiğinde elbette Türkiye’deki pul çıkarma/üretme politikası ve kültürü ekseninde belirli tarihi ve kültürel mekânların olacağı açıktır. En başta şehrin genel fotoğrafı mutlaka olacaktır. Sonra şehrin sembolü Erciyes Dağı… Daha sonra ise Döner Kümbet başta olmak üzere, Sultan Sazlığı, Kapuzbaşı Şelalesi, Yahyalı halısı, Şifahiye Medresesi gibi eserler akla gelmektedir. Nitekim ulaştığımız pullar da bunlarla ilgili. Türk filate literatürüne girmiş İlk Kayseri pulu, 1 Aralık 1956 senesinde, kuruluşunun 750. yılı münasebetiyle basılan Kayseri Şifahiyesi’nin yer aldığı puldur diyebiliriz. Kayseri’nin sembol eserlerinden biri olan Şifahiye Medresesi günümüzde Selçuklu Uygarlığı Müzesi olarak hizmet vermektedir.
Bir diğer pul memleket serisinin 2 Kasım 1959 tarihli beşinci grup baskısına ait. Şehir ve Erciyes temalı bu pulda yerleşim yerinden bir kesit ön planda görülürken arka fonda heybetli Erciyes Dağı’nı müşahede ediyoruz. Bir başka pulda ise Döner Kümbet var. 28 Mart 1969 tarihli Tarihi Eserler Serisi’ne ait. Sanatsal anlamda da en önemli eserlerden biri olan Döner
Kümbet hala güzelliğini korumakta ve Kayserililer tarafından korunmaktadır. Bir diğer pulumuz, 3 Haziran 1976 Avrupa Sulak Sahaları Koruma Yılı münasebetiyle basılan ve içeriğinde Sultan Sazlığı görselini barındıran puldur. Sultan Sazlığı halen Türkiye’nin kuş
cenneti olarak bilinen en önemli koruma alanlarından biridir.

 
Kayseri ile ilgili bir başka pul ise Yahyalı halıları ile ilgilidir. Yahyalı halısı dünyaca bilinen en önemli kültürel, geleneksel el sanat eserlerimizden biridir ve hala güncelliğini korumaktadır. Türkiye’nin dünyada tanınan en önemli yanlarından biridir. 17 Temmuz 1982 yılında basılan Erciyes pulu ise Anadolu Dağları serisinden çıkmıştır. Kapuzbaşı Şelaleleri pulunu da zikredersek, Kayseri’nin sembolleşen eserlerinin önemli bir kısmının pullar vasıtası ile literatüre girdiğini söyleyebiliriz. Bunların dışında çeşitli anma ve hatıra pulları ve ilk gün zarfları da söz konusudur. Burada Mimar Sinan’ı da ayrı bir yere koymak gerekir. Kayserili olan Mimar Sinan daha çok eserleri ile pullarda sıkça yer almıştır. Dolayısıyla Kayseri muhayyilesini eserleri ile evrenselleştiren Mimar Sinan pullarını da Kayseri hafızasında zikredebiliriz.
 
Şehir Dergisi                                                                                                  

Bakmadan Geçme