Kayseri kültür ve sanata doyacak

Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından Hunat Hatun Medresesi'nde yapılan yenileme çalışmaları sona erdi. Yapılan çalışmayla yeni bir çehreye bürünen Medrese, Kültür ve Sanat Merkezi olarak Kayserili vatandaşların hizmetine sunuldu.

Son yıllarda kültür-sanat alanında yapılan çalışmalarla Kayseri dikkatleri üzerine çekiyor. Bu doğrultuda son olarak tarihi Hunat Hatun Medresesi kültür-sanat merkezi haline getirildi. Daha önce hediyelik eşya çarşısı olarak kullanılan medresede yapılan yenileme çalışmalarıyla ebru, hat, tezhip, resim, minyatür, gibi sanatların icra edildiği bir sanat merkezi haline dönüştürüldü.

Yıllarca müze olarak hizmet vermişti

Medrese, 1929 yılında Vali Fuad Bey’in emriyle müze olarak kullanılmaya başlandı. Uzun yıllar arkeoloji müzesi olarak tarihi eserlerin toplanıp sergilendiği medrese, 1969 yılında Gültepe'de inşa edilen yeni Arkeoloji Müzesi'nin hizmete girmesinden sonra,1998 yılna kadar etnografya müzesi olarak kullanılmaya devam edildi. Etnografya müzesinin, Güpgüpoğlu Konağı’na taşınması sonrasında,  Kayseri Valiliği tarafından bakım ve onarımı yapılarak Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne devredilen medrese, yıllarca hediyelik eşya çarşısı olarak hizmet verdi. 

Tarihin verdiği huzur ve sanat bir arada

Büyükşehir belediyesi tarafından yapılan restorasyon çalışmalarının sona ermesiyle hizmete açılan merkezde birçok sanat icra edilmeye başlandı. Tarihi medrese içerisinde bulunan derslikler belediyeye müracaat eden ve belediyenin uygun gördüğü sanat dallarının icra edilmesi için atölye olarak sanatçılara tahsis edildi. Merkez içerisinde ebru, had, minyatür resim, hüsn-ü had sanatları için atölyeler mevcut. Medreseyi ziyaret eden insanlar hem daha önce yapılmış eserleri hem de yapılmakta olanları bizzat görüyor ve yapılışlarını izliyorlar. Ziyaretçiler isterlerse bu merkezde meydana getirilen eşsiz sanat eserlerini çok uygun fiyatlara satın alabiliyorlar. Ayrıca Hunat kültür ve sanat merkezi içerisinde Arapça, Osmanlıca, Hadis ve Fıkıh derslerinin verildiği derslikler de mevcut. İçerisinde bir de bayanlara özel Kur-an kursu da bulunan merkezde, okuma, aile danışma ve sohbet salonları ile konferans salonu bulunuyor. Gelen ziyaretçiler ilmik ilmik dokunan Kayseri halısının yapılışını seyrediyor. Başka bir köşede kamışın usta ellerde, sesi insana huzur veren ney’e dönüşmesine şahitlik ediliyor. Saat 23.00 kadar açık olan kültür ve sanat merkezinde vatandaşlar ney sesleri eşliğinde çaylarını yudumlayıp, huzur içinde doyumsuz sohbetler ediyorlar.

 Bu merkez bizi kültürel açıdan doyuracak

Hunat Kültür ve sanat merkezi yeni açılmasına rağmen merkez sakinleri vatandaşın gösterdiği ilgiden bir hayli memnun. Merkezin faaliyete geçişinin henüz 3 günü olmasına rağmen Kayserili vatandaşların yoğun ilgi ve alaka gösterdiğini, bundan da gayet memnun olduklarını söyleyen Ney ustası ve sanatçısı Seyfi Günay ‘ Burası yıllarca vakıf çarşısı olarak kullanıldı. Şimdi yapılan çalışmalarla kültürel ve sanatsal eksiklerimize yönelik bir merkez haline getirildi. Bizler hem bir sanatçı hem de bir Kayserili olarak yıllarca bu tarz bir mekânının eksikliğini hissettik. Artık burada kültürel ve sanatsal açıdan doyacağımıza inanıyorum’ ifadelerinde bulundu.

Kayseri'de sanat ve sanatçıya verilen önem artıyor

Çini ve minyatür sanatçısı Zübeyde Gerçel, açılan merkezin sanata karşı bir farkındalık yaratacağını söyleyerek ' Bu merkezde unutulmaya yüz tutmuş sanatlarımız gelece taşınacak ve gençlerimizle buluşacak' ifadelerinde bulundu. Kültür ve sanat merkezinde hem verilen derslerin hem de meydana getirilen eserlerin çok uygun fiyatlara vatandaşa sunulduğunu belirten Gerçel ' Bu tür merkezlerin çoğalması bizleri bir hayli mutlu ediyor çünkü Kayseri'de sanat ve sanatçıya verilen önemin arttığını görüyoruz' diyor.

Mahperi  Hunat  Hatun’dan Kayseri’ye yadigâr

Hunat Hatun medresesi Selçuklu Hükümdarı I. Alaeddin Keykubat'ın karısı ve Sultan I. Giyaseddin Keyhüsrev'in annesi Mahperi Hunat Hatun tarafından, 1237 yılında yaptırılırdı. Zamanında büyük bir nüfuz ve otorite sağlayan Hunat Hatun, güzelliğinin yanında son derece narin, kültürlü, ilim-irfan sahibi ve hayırsever bir kimse olarak tanınmıştır.

Alaeddin Keykubat, 1220 yılında, Kolonoros’u almak için aylarca uğraştığı halde muvaffak olamamıştır. Bu sırada, rüyasına giren oldukça güzel bir kız: “...Ona ne karadan ne denizden hiç kimse yetişemez. Ancak Allah’ın yardımı ile sana fetih müyesser olacaktır” müjdesini vermiştir. Bu rüyadan aldığı cesaretle kaleye hücum eden Alaeddin kuvvetlerinin karşısında Kir Fard teslim olur ve istek üzerine güzel kızını da Sultan’ın harem-i hümayununa gönderir. Düğün gecesi, Alaeddin Keykubat, huzurunda kalenin kuşatılması sırasında rüyasına giren ve göz kamaştırıcı güzelliğe sahip olan Prensesi görünce, hayret ve heyecanla: “Mahperi!.. Mahperi!” diye seslenmiş ve karısını böylece isimlendirmiştir. Mahperi Hunat Hatun, kısa zamanda halkın saygı ve itimadını kazanmış, İslam dinine de kuvvetle inanmıştır. Yaptırdığı dini ve kültürel eserlerle de bunu ispat etmiştir. 

Tokat ile Yozgat arasına 6 kervan saray yaptıran Hunat Hatun, İncesu-Ürgüp arasına da bir tekke inşa ettirmiştir. Bu eserlerin birçoğu günümüze kadar ayakta kalamasa da, Kayseri Hunat Hatun Külliyesi eski ihtişamı ile halâ ayaktadır.

Haber/Fotoğraf: Mesut Davarcı

Bakmadan Geçme