- Haberler
- Kültür Sanat
- Karataş'ta 150 yıllık kardeşlik
Karataş'ta 150 yıllık kardeşlik
Türkiye Yazarlar Birliği İzmir şubesinin 'Cumartesi Sohbetleri'nde konuşan araştırmacı–yazar Abdülkadir Hazman İzmir'in kültürel dokusunu oluşturan Karataş semti için hazırladığı belgesel hakkında bilgi verdi.
“İzmir’den Karataş ve Karantina semtine bakış” belgeseli çalışmalarını tamamladığını belirten Hazman, çocukluk yıllarının da geçtiği Karataş semtinin 150 yıllık tarihine ışık tutacak bilgi ve belgeleri İzmirli Yazarlar Birliği üyeleriyle paylaştı.
Levent ERTEKİN/İzmir
Türkiye Yazarlar Birliği İzmir şubesinin “Cumartesi Sohbetleri”nde konuşan araştırmacı–yazar Abdülkadir Hazman İzmir’in kültürel dokusunu oluşturan Karataş semti için hazırladığı belgesel hakkında bilgi verdi.
“İzmir’den Karataş ve Karantina semtine bakış” belgeseli çalışmalarını tamamladığını belirten Hazman, çocukluk yıllarının da geçtiği Karataş semtinin 150 yıllık tarihine ışık tutacak bilgi ve belgeleri İzmirli Yazarlar Birliği üyeleriyle paylaştı.
İzmir şehrine sevdalı olduğunu, bu sevdayı ödemek için yıllardır şehirle ilgili araştırmalar yapıp yazılar yazdığını, şehrin derdiyle dertlendiğini kaydeden Hazman; “Sevdalandığımız bu kentin tarihine, kültürüne çizikler atmayı soluk aldığım her an sürdüreceğim. Karataş dendi mi benim için akan sular donar. Uzun uğraşlar sonucunda eğitim müzesinin kurtulmasına bir katkımız olduysa kendimi bahtiyar sayarken kimseciklerin bilmediği Karataş köprüsünü, Yanık kiliseyi ortaya çıkartmak ayrı bir mutluluk olsa gerek. Şimdilerde Değirmendağı-Karataş-Karantinayı anlatan “150 yılın öyküsü” filmini tamamlamanın huzuru içindeyim” dedi.
Osmanlıda mahallenin oluşumunda etnik yapının öne çıktığını ancak İzmir’de prototip bir farklı uygulamanın olduğuna dikkat çeken Hazman; “Osmanlının mahalle yapısında Karataş örneği önemli bir değişimin başlangıcını oluşturur. Bu mahalle ile ilk defa İzmir’de farklı etnik unsurlar bir arada kardeşçe yaşama iradesi gösterir. Burada çan, hazan ve ezan sesi adeta birbirine karışır. Ulus kavramı bir ve beraber yaşamak, aynı kaderi paylaşmak Karataş’da hayata geçirilir” dedi.
İzmir de farklı etnik yapıların bir araya gelmesinin başlangıçta yöneticileri ürküttüğünü ifade eden Hazman; ”Devlet adamları farklı etnik yapının bir araya gelip yaşamaya başlamasında başlangıçta adli olayların çok olacağını tahmin ederek korkmuşlardır. Ama hoşgörünün, sevginin yaşanması Karataş’ın İzmir’de bir ilki gerçekleştirmesine sebep olmuştur. Karataş örneği bu yönüyle farklı unsurların dostça yaşadığı bir açılımı ifade eder. Bu yönüyle semt, dostluğun, hoşgörünün, sevginin beşiği olmuştur” şeklinde konuştu.
Karataş semtinin 150 yıllık kuruluş serencamına ışık tutan Hazman, Bahribaba parkından Karataş’a kadar olan bölgenin İzmir şehrinin taş ihtiyacının karşılandığı iki önemli taş ocağıyla, coğrafik ulaşılması güç topografik yapısı dolayısıyla yerleşime geç açıldığını kaydederek şunları söyledi;
“Şehrin yapılanmasında Konak-Alsancak ticaret merkez olduğu için üst düzey ticaretle meşgul olanların yerleşim birimi. Daha alt seviyedeki tüccarlar ile şehrin iç noktalarında yer alıyor. Ancak zamanla iş yerlerine uzaklığı dolayısıyla daha yakın bir yer aranırken iç bölgedeki bu tüccarlar her ne kadar arazi biraz yerleşime müsait olmasa da deniz kenarı olması dolayısıyla tüm olumsuzluklara karşılık Yahudi, Ermeni ve Rum tüccarlar önce daha sonrada Müslüman tüccarlar tarafından Karataş’a yerleşimler oluyor. Bu dönemde Levantenler Alsancak Konak aksında yer alırken, Müslümanlar namazgâh-Kadifekale bölgesindedirler.
Karataş Yahudi, Rum, Ermeni ve Müslüman’ın yani dört etnik yapının özümsediği bir semt olarak günümüze kadar bu yapısını koruyarak gelmiştir. Aslında Karataş’ta yaşanan 150 yıllık tarih bize birlikte yaşamanın en güzel örneklerini gösterir. Burası bize bugün ihtiyacımız olan birlik ruhunu gösterir.”
Karataş’tan önemli anekdotlar da aktaran yazar, bir Yahudi vatandaşa ait susam fabrikasının çevreyi kirlettiği için dört farklı unsurdan oluşan semt sakinlerinin tek vücut olmasıyla kapatıldığını anlattı. Hazman, ”Cumhuriyet tarihinde çevre cezası alan ilk fabrika Karataş’daki susam fabrikasıdır. Karataş halkının verdiği mücadeleyle Susam fabrikasına ceza kesilir ve fabrika kapanır. Dört farklı unsur bölgede yine çevreyi kirleten Belediye mezbahasını de bu kararlı duruş ve sivil toplum iş birlikteliği ile bölgeden uzaklaştırır.” dedi.
Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Levent Ertekin tarafından oldukça ilginç bir biyografisiyle dinleyicilere tanıtılan araştırmacı-yazar Abdülkadir Hazman’ın kültür sohbeti katılımcıların oldukça ilginç sorularına verdiği cevaplarla tamamlanırken günün anısına yazara katılım belgesi verildi.
(Kayseri Gündem)