İYİ Partili Keskinkılıç: 'İmar affından gelen 25 milyar lira kaç can eder?'
İYİ Partili Tahir Keskinkılıç, imar affı hakkında konuştu ve ünlü simaların oynadığı kamu spotu niteliğinde reklamlarla geleceğin mezarlarının hazırlandığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imar affından 25 milyar lira kazanç sağlandığını duyurduğunu anımsatan Keskinkılıç, “Şimdi herkes vicdanlarına şu soruyu sormalı; 25 milyar Türk lirası kaç can eder?” dedi.
‘Asrın felaketi’ olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli 2 büyük deprem, 11 ilde yıkıma sebep olurken 45 binden fazla insan da hayatını kaybetti. Yıkımın büyük olmasının sebebini rant uğruna kaçak yapılaşmaya göz yumulmasının olduğunu savunan İYİ Partili Tahir Keskinkılıç, imar affı yasalarının da buna örnek olduğunu dile getirdi.
“İsimlerin önündeki siyasi sıfatlara bakılarak yapılan subjektif değerlendirme ve okumalar hakikatleri kapatamaz” diyen Keskinkılıç, “Doğruların koruyucusu Allah’tır. İmar affı ile ilgili ana refleks sadece politik ve mali kazanç sağlamak idi. Popülist ve rantsal yaklaşımlar ile binaların durumuna ilişkin tek bir bina için bile değerlendirme yapılmaksızın kâğıt üzerinden kaçak yapılara yasallık kazandırıldı. Ünlü simaların oynadığı kamu spotu niteliğinde yapılan reklamlarla geleceğin mezarlarının zeminini hazırlayan bu af, topluma bir müjde olarak lanse edildi. Cumhurbaşkanı ekranlara çıkıp imar affı ile ilgili düzenleme kapsamında 25 milyar lira kazanç sağlandığını duyurdu. Şimdi herkes vicdanlarına şu soruyu sormalı; 25 milyar Türk Lirası kaç can eder? Bu bedel kaç çocuğun gülümsemesinin, neşesinin hayatının sönmesinin, kimilerinin göçük altında donarak kimilerinin cesedine dahi ulaşılamamasının bedelidir? Binlerce hayatın ağır ihmaller ve popülist imar düzenlemeleri ile sona erdiği, binlerce kişinin hikâyesinin 100 saniyede değişip hayat boyu bitmeyecek milli bir tramvaya dönüştüğü bu iklimde milleti azarlayan bir dil ve sözde helalleşme ifadeleri vicdanlarda oluşan bu çukuru kapatabilecek mi? Hiç bir yetkilinin vicdani bir sorumluluk duyup istifa etmediği, depremin enkazından reklam kokan hikâyeler devşirmeye çalışıldığı, toplumun dini hassasiyetlerine sığınarak ‘kader’ denildiği bir durumda helalleşme kiminle nasıl yapılacak?” ifadelerini kullandı.