İsmini dönüştürüldüğü yapıdan alan cami: Han Cami
Kayseri kent merkezinde, Talas Caddesi girişinde, Seyyid Burhanettin Mezarlığının karşısında bulunan Han Camii, 13.yy Selçuklu eserlerinden.
İsminden de anlaşıldığı üzere han oluşundan dolayı han’dan camiye dönüştürülen bir camii. Ne zamana kadar han olarak kullanıldığı, ne zaman camiye dönüştürüldüğü ile ilgili kaynaklar sükut ediyor. Dönüştürüldüğü yıllarda Kayseri’de hana mı, camiye mi daha öncelikli ihtiyaç olduğunun da bir işaretini taşıyor olmalı.
Dıştan görünen heybeti ve azametinin bir o kadarı da zemin seviyesinin altında bulunan Han Caminin kıble bölümünün dışındaki sıralı revakların orta bölümünden hana girilirken, bu giriş kapısı camiye çevrilince mihraba dönüştürülmüş. Şu anda kıble duvarı hariç, diğer üç cepheden de camiye girilebiliyor. Osmanlı’nın son dönemlerinde kısa bir minare ilave edilmiş ve 1958 yılında esaslı bir restorasyondan geçirilmiş.
Caminin içinde ve dışında kullanılan taşların devasa büyüklükteki sert siyah taştan oluşması, ister istemez camiyi şehir surları ile irtibatlı bir hale getiriyor. Şehir dış surlarının Yoğunburç’tan Han Camii istikametinde uzandığı, sur kalıntısı devasa taşların bu camide kullanılmış olabileceğini de akla getiriyor.
Mimari tarzındaki sadelik ve görkem, kapıları ve mihrabı da dahil hiçbir yapı unsurunda süsleme ve desene yönelik hiçbir unsurunun bulunmaması, aynı zamanda Kabe-i Muazzama ile şubelik irtibatını daha da kuvvetlendiriyor.
Kayseri merkezinde hatimle teravih kılınan camilerden biri olan Han Camii’de hatimle teravih geleneği, Cami Kebir ve Hunat’tan öncelere dayanıyor. İç hacim olarak bin metrekareye yakın büyüklükteki Han Camiide, İki rekatta bir selam verilerek kılınan teravihde dört safa yakın cemaat vardı. Kadın cemaat sayısı hiç de az değildi.
Fotoğraf: Safa Kadir Tokay
Bakmadan Geçme




