'İNSAN HAKLARI, BÜTÜN İNSANLIĞIN HAKLARI OLMALIDIR'
İlim Hikmet Vakfı, öğretmenler komisyonunun aralık ayı konuğu İlahiyatçı Yazar Mustafa Yıldız oldu. Program İlim Hikmet Konferans salonunda gerçekleşti.
Yazar Yıldız, İnsan Hakları konusunun batıda ve insanlık tarihindeki sürecini anlattı. Daha sonra İslam’da insan hakları kuramının imkanı üzerinde teorik saptamalarda bulundu.
“İnsan hakları ilk insan ve çocukları arasındaki mücadelenin devamıdır”
Yıldız, bu günkü aktüel /batılı anlamda İslam’da insan haklarının olmadığını belirtti. Yıldız “İnsan hakları ilk insan ve çocukları arasındaki mücadelenin devamıdır. Habil, bu dünya yaşamaya değmez diyerek Kabil karşısında ölmeyi tercih ederken, Kabil dünyayı önemsiyor, baba ve annesinin geldiği cenneti dünyada ikame etmeye çalışıyor, öldürmeyi tercih ediyor. Kavga burada başlıyor. Kabil artık daha küresel, sistematik ve kitlesel ölümler gerçekleştiriyor. İşte batının/ya da insan hakları diye egemen güç zihniyetiyle hareket edenler böyledir.” Tespitinde bulundu.
Batı’daki insan hakları ile İslam’da insan haklarının farkını da vurgulayan Yıldız, “Batı insan derken seküler yurttaş, laik ve tanrı ile irtibatını koparmış bir insan anlayışı ya da hayvandan insana dönüşmüş sonra da tanrılaşmış bir insan prototipi seçiyor. İnsan haklarını da, seçkin, elit ve özel kendi paradigmasına uygun olanlara görürken Afrika, Hint alt kıtası, Müslüman ülkeleri sömürge görüyor ve onlar için gereksiz olarak lanse ediyor” dedi.
“Peygamberlerin mücadelesi, insan hakları mücadelesi olmuştur”
Yıldız, insan hakları konusunda batının ikiyüzlülüğüne dikkat çekerek: “Batı’dan birileri öldürülürse, isimleri-kariyerleri ile afişe ederken dünyaya, kendinden olmayan kimseleri yuvarlak hesaplarla ilan ediyorlar“ ifadelerini kullandı.
Peygamberlerin mücadelesinin insan hakları mücadelesi olduğunu belirten Yıldız, “Tevhid Allah’a çağrıyla başlar. Sonra tağutlara, yani tuğyan eden kişi, kurum sistemlere karşı mazlumları, mustazafları koruyan bir kalkan olur” şeklinde konuştu.
Ayrıca İslam’daki insan haklarını, fıtri doğuştan gelen ve müktesep haklar olarak ikiye ayıran İlahiyatçı-Yazar Mustafa Yıldız, “Fıtri olanlar: Can, mal, akıl, din ve nesil güvenliğidir. Müktesep yani sözleşmelerle elde edilen haklar: beyat (siyasal haklar), Nikah(medeni haklar), muahede(vatandaşlık hakları), akit(ticari haklar)lerdir. Bu hakların korunma önceliği ise; Zaruriyyat, Haciyat ve tahsiniyyattır” ifadelerini kullandı.
Haber/Fotoğraf: Bünyamin Gültekin