'İBADETLER ALLAHA YOLLANMIŞ MEKTUPLARDIR'

Hilalder'in davetiyle Cuma günü Kayseri'ye gelen Mustafa İslamoğlu Talas Soysaraç cami'nde Cuma namazı kıldırarak, başta kurban ibadeti olmak üzere, her mümine farz olan ibadetlere ilişkin hutbe verdi.

Cuma günü Kayseri’ye gelen Mustafa İslamoğlu Talas Soysaraç cami’nde Cuma namazı kıldırdı. Namazdan önce mihraba çıkan İslamoğlu kurban ibadeti ve farz ibadetler üzerine verdiği vaazda ibadetlerin asıl amaçları ve faziletleri üzerinde durdu.
 
Özelliklerine göre iki bayram var biri Kur’an Bayramı diğeri Kurban Bayramıdır diyen İslamoğlu, ‘ Dikkat edin Ramazan Bayramı demedim zira Ramazanı bize Kur’an getirdi Kur’an inmeseydi Ramazan olurumuydu? Ramazan Kuran’ın iniş ayı, o yüzden biz kuran bayramımızı geçirdik. Şimdi Kurban Bayramı peki ne demek kurban? Kurban yaklaşmaktır. Kime yaklaşmak Allah’a yaklaşmaktır. Allah uzakta mı? ‘ Biz kulumuza şahdamarından daha yakınız’ ayeti nerde kaldı o zaman. Allah şahdamarından yakınsa bu yaklaşmakta ne oluyor. Allah yakında sen Allaha yakın mı sın? Burada Problem insandan kaynaklanıyor, ey kul Allah sana yakında sen sana yakın mı sın? Sen kendine yakın mı sın? Sen kendine uzaksan Allaha nasıl yakınlaşacaksın. Onun için Allaha yaklaşmak için önce kendine yaklaş ki Allah yaklaşabilesin. O nedenle kurban kurbiyet demek. Bizim dilimizde lisanımızda böyle yerleşmiştir’ dedi.
 
‘Bizden başka kurbana kurban diyen yoktur’
 
Yeryüzünde bizden başka kurbana kurban diyen yoktur adı bellidir, ‘Kurban Bayramı’ kurbanlığa da ‘dâhiye’ denir diyen İslamoğlu, ‘Bizde nedense Âdem’in iki oğlundan olan kısasından dolayı kurban denmiş. Fakat bu yanlış bir anlayışı da geçirmiş. Biz zannediyoruz ki hayvan kurban olur. Hayır, insan kurban olur hayvan kesilir yenilir, insanda kurbandır yani Allaha yaklaşan hayvan değildir, Allaha yaklaşan insandır. Allaha yaklaşması istenen insandır. Onun için hac suresinin 37 ayeti kerimesinde ‘ Sizden ne kurbanlarınızın ne eti ne kanı ulaşır, sadece ve sadece takvanız ulaşır’ denir. Nedir takva? Takva sorumluluk bilinci, takva insanın sorumluluk bilincidir. Sorumluluğun en küçüğü varlığın en altına, sorumluluğun en büyüğü de varlığın zirvesine sorumluluktur. Yani taşa karşı toprağa karşı göğe karşı insana karşı aile karşı yabancıya karşı her şeye karşı sorumluluğun var ey insanoğlu. Allaha karşıda sorumluluğun var. Varlığın en büyüğüne sorumluluğun en büyüğü, varlığın en küçüğüne sorumluluğun en küçüğü’ diye konuştu.
 
‘İman yetmiş üç şubedir’
 
İman, kurban ve takva hakkında bilgi veren İslamoğlu söyle konuştu, ‘İman yetmiş üç şubedir en küçüğü yoldan bir engeli kaldırmak, yolun hakkını vermek. Taşın hakkı yolun ortasında durmak değil, ayağa takılmak değil taşın hakkını ver. Dolayısıyla her şeye karşı bir hukukumuz var. İşte esasında takvanız ulaşır derken Rabbimiz Kitabı Keriminde bizden ibadetlerin içini doldurmamızı ister. Yani Kurbanı kesin etini yiyin, Allah etyemez Allah dericilik yapmaz ama siz Allaha yaklaşın biz kurbanı Allah yaklaştırmak istiyoruz. Kendimiz ne yapıyoruz, acaba biz ne yapıyoruz. Eskiden insanlar ilk oğullarını tanrılara kurban ederlerdi. Eski Mısır’da eski Sümer’de, eski Amerika’da, Asteklerde, İnkalar’da işte bu âdeti yıkmak için Hz. İbrahim üzerinden insanlığa bir mesaj verildi. Birinci oğlunu kurban etme Allaha kurban olmak insanı kesmek değil Allaha kurban olmak insanın Allaha adanmasıdır. Evet, ‘Varlığını ona ada’ müsellim suresinde ifade buyruldu. İşte budur kurban varlığı Allaha adamak. Onun için biz hayvanlarımızı Allaha yaklaştırmaya kendimizi de et ile beslemeye alıyoruz galiba bu yüzden de ibadetlerimizin içi dolmuyor’.
 
‘İbadetler Allaha yollanmış mektuplardır’
 
Verdiği örneklerle kastettiği hususların daha iyi anlaşılmasını sağlayan İslamoğlu yapılan ibadetleri bir mektuba benzeterek,’Bakın ibadetler Allaha yollanmış mektuplardır. Mektup iki şeyden oluşur bir zarf birde Mansur. Zarfın görevi nedir? içindekini taşımak yani içidir önemli olan, ibadetlerimizde mektuba benzer şimdi rabbimize mektup göndermişiz 1434 yılının kurbanı rabbimize gönderdiğimiz bir mektup yarab kestim. Huzuru ilahidesin, hesap günündesin ‘ açın kulumun haberlerini’ denildi böyle bir sahne hayal edin yani hesap veriyoruz rabbimiz amellerimizi gözümüzün önüne döküyor. ‘Kulumun kurbanlarını getirin’ geldi, 1434 yılının kurbanı çıktı zarf orada duruyor, üzerinde yazıyor 1434 yılının kurbanı. Fakat içini açıyorlar ki içi boş, mektup yok. ‘ Kulum nerde’  vallahi yarabbi ben kestim falan şahit filan şahit ‘ Kulum bende şahidim sen hayvan kesmişsin, yani sen kurbiyet kesmemmişsin takvana ilave bir şey olmamış. Takvan gelmemiş senin zarfı göndermişsin, eti kanı ama takvası yok bunun’. Nerede bunun takvası nerde? Tüm ibadetler böyledir. Hani bunun takvası, takvası kurbanın ruhudur’ diye konuştu.
 
‘İbadetler amaç değil araçtır’
 
Hutbesinde sadece kurban ibadeti değil, namaz, oruç ve hac gibi farz ibadetlerede yer ayıran İslamoğlu, aynı şeylerin  Oruç içinde geçerli olduğunu ifade ederek ‘İşte Oruç ibadetinin gerekçisi sonunda gelmiştir ‘ umudunki takvaya eriniz, umudunki sorumluluğunuzu üstleneniz’. Demek ki oruç tutmaktan maksat sorumluluk sahibi olmaktır. Aynısı namaz içinde geçerli namaz insanı kötülüklerden alı koymalı. Bakın buradan ne çıkıyor ibadetler amaç değil araçtır. ‘Biz Allaha kulluk ederiz namaza kulluk etmeyiz, biz namazla kulluk ederiz namaza kulluk etmeyiz. Biz Kur’an ile kulluk ederiz, Kur’ana kulluk etmeyiz. Kurana tapmayız Kur’anla taparız, namaza tapmayız, namazla taparız Oruçla tapmayız, Oruçla taparız. Bilmem anlatabiliyor muyum?  İbadetler onun için vasıtadır amaç değildir amaç belirtilen şeylerdir’ diye konuştu.
 
‘Takva kurbanda amaçtır’
 
Amacına uygun yapılmayan ibadetlerin ölü ibadetler olduğunu vurgulayan İslamoğlu,’Takva kurbanda amaçtır. Bir hareketle amaç gerçekleşmiyor aracına sarılıyorsunuz. Nedir o ibadet ölü ibadettir. İbadetinde ölüsü olur mu?  Allahın kulu. Olmamı ibadetlerde ikiye ayrılır ölü ibadetler diri ibadetler. Namazı zayi ettiler. Namaz nasıl zayi olur nazmı kılmadılar değil namazı terk etmemiş ama namazı kıldığı halde amacını gerçekleştirememiş. Düşünün Japonlar iyi robot yaparlar şöyle bir robot yapsalar içinde öyle bir program yapsalar ki robot akşama kadar 5 sabah kadarda 50 rekât kılsa siz yorulursunuz robot yorulmaz yedi yirmi dört namaz. Ne muttaki robotmuş be mi diyeceğiz. Robotun takvasına bak takvasına, dökülüyor mübarek böylemi diyeceğiz. Gülüyorsunuz değimli mesele bu değil içine ne koydunuz. İçi dolu mu? İçi dolu değilse ne buyuruyordu Allah Resulü ‘Oruçtan tutanın yanına açlık kalır. Gerisinde üzerine niyaz edin gitsin’ zaten bu gibi haberler hep vesileyle gelir. Yani namaz kılanın yanına hareketler kalır, kurban kesenin yanına eti kalır, Ramazan Bayramı yapanlarında yanına herhalde şekeri glikozu kalır değimli. Bumu yani mesele, onun için aziz müminler içini dolduruyor muyuz ibadetin, Rabbimizin bizden beklediği şeyi elde ediyor muyuz, ibadetin ruhu oluyor mu, yoksa ölümü ibadetlerimiz. Ölüyse namaz ne diyor Kur’an ‘ Yazıklar olsun o namaz kılanlara’ kim bunlar namazı ölü, ibadeti ölü yapanlar ‘Onlar namazdan gafil’ ibadetten, ibadetin amacından gafildirler. Budur aslında amacından gafil zarfın içini boşaltıyorlar Allaha boş zarf yolluyorlar. Hesap günün Rabbim kulun namazını açtı ‘ Getirin bunun namazını ‘ çekildi zarf açıldı içi yok, Rabim içi boş ‘ Ne yaptın sen kulum namaz kılmadın mı?’ vallahi kıldım Rabbim. Sen eğildin kalktın abdest aldın kıbleye döndün tamam etine kemiğine kıldırdın da ruhuna kıldırdın mı? Aklına kıldırdın mı? Kalbine kıldırdın mı? Ahlakına, hayatına kıldırdın mı? Namaz ömründe neyi değiştirdi? Hiç bir Şeyi değiştirmeyecekse niye kıldın’ ifadelerinde bulundu.
 
‘Allah nazmı araç olarak, alet olarak emretti’
 
Yapılan ibadetlerin ahir ömür için bir hazırlık olduğunu dikkat çeken İslamoğlu ‘Allah nazmı araç olarak, alet olarak emretti şunu şunu gerçekleştir bununla dedi. Yola çıkmaktan maksat menzile varmaktır değimli, fide dikmekten maksat meyve yemektir değil mi? Peki dünyaya ilişkin her işiniz de maksadını gerçekleştirmek için yapıyorsak, tarlayı bile ekerken hasat almak maksadıyla yaparken ahret tarlası olan dünyayı ekerken bir maksadınız olmasın mı? Cennet ektiğiniz yerde biter. Aslında cennetin tohumu ibadetlerin içinde gizlenmiştir siz ekersiniz ya biter ya bitmez ya meyvesini alırsınız ya almasınız onun için aziz müminler içini doldurduk mu? Kurbanda esasen sorgulamamız gereken şey budur. Eğer doldurduysanız mübarek olsun size, ne mutlu size. Onun için maun suresine geri dönelim ‘ Dini yalanlayanı görmedin mi?’ kim bu dini yalanlayan herhalde bu ayetin indiği Mekke’deki müşriklerden biri. ‘ O yetimi itip kakıyor’ ‘ O yoksulu doyurmaya teşvik etmiyor’ ‘ Yazıklar olsun böylesinin ibadetine’  bu ayetler Mekke’de indi, bu sure tek celsede indi. Burada bahsedilen müşrikler ama müşriklerde ibadet eder. Onun için diyor ki yazıklar olsun onun ibadetine niye çünkü Allah’a kulluk ile insana hizmetin arasını ayırıyor iyiliğin arasını ayırıyor. Nedir açı doyurmak, yetimi korumak nedir, insanı hizmet etmektir’ diye konuştu.
 
‘İnsanın iki kanadı var bunlarla uçuyor’
 
İbadetler ile Allaha yaklaşmanın yanı sıra insanlarında birbirleriyle yaklaşmasına vesile olduğunu vurgulayan İslamoğlu, ‘İnsanın iki kanadı var bunlarla uçuyor. Allah doğru bu kanatlarla uçulur bir kanadı kuldan Allaha bir kanadı kuldan kula ulaşır. Bir kanalı tevhididir bir kanadı adalet. Onun için kul ile Allahın ilişkisi iyi olsun istiyorsanız kul, kullara karşı sorumluluğunda yerine getirsin. Onun için sorumluluk ikidir bir kulun Allaha karşı, bir kulun eşya ve insana karşı sorumlulukları. Bakın kurbanda her ikisi de var kurbanınızın kanları, etleriyle kuldan kula yaklaşıyoruz. Meğer kurban bizi sadece Allaha yaklaştıran bir ibadet değil kullara yaklaştıran bir ibadetmiş. Ben kurbanın öyle bereketlerini gördüm ki şuan da yardım elimizin Sudan da 600 yetim kapasiteli yetimler külliyesi var. 7 bin metre kare kapalı alan. Bu yetimler külliyesini bize kazandıran bundan 5 sene evvel bir ekiple gönderdiğimiz bir kurban. Beş yıl evvel bir ekiple kurban gönderiyoruz sırtlarında, bu gün içinde yemekhaneleri, yurtları yatakhaneleri, derslikleri, hastanesi, atölyesi bahçesi olan koskoca 600 kapasiteli bir külliye ortaya çıkıyor. Meğer kurban ne mübarek şeymiş. Tabi siz kurbanı yerinde kullanıyorsanız. Aynı şey şimdi Somali de bir çocuk hastanemiz yapılıyor. Yine hayırseverlerimizin katkısıyla onu da kurbana borçluyuz. Somali ye kurban göndermiştik bundan yıllar önce şimdi oraya bir hastane götürmek nasip oldu. Aynı şey şimdi orta Asya ya koca koca müessesler yapıldı. Oraya da bir kurbanla gittik yani kurban sadece insanı Allaha yaklaştırmıyormuş ümmetin parçalarını bir birine yapıştırıyormuş, ümmetin yitik çocuklarını bir birine yaklaştırıyormuş. İşte bu anlamda demek ki ibadetlerin hakkı verilince ibadetler bambaşka çok daha farklı tesirleri görülüyormuş. O nedenle aziz müminler sevgili kardeşlerim gelin şu ibadetlerin içini dolduralım. Namazın içini dolduralım zarfların içini boş göndermeyelim. İçi boş gitmesin nasıl olsa bu ibadetleri yapıyoruz, yapıyoruz madem ölü ibadet olmasın, ölü namaz olmasın, diri namaz olsun, ölü kurban olmasın, diri kurban olsun, ölü oruç olmasın, diri oruç olsun’ dedi.
 
‘İbadetler ne yaptığının farkında olmakmış’
 
ibadetler yapılırken önemli olan şeyin farkında olmak olduğuna vurgu yapan İslamoğlu, ‘Bakınız eskiden hacca develer ile giderlerdi bilirimsiniz dedelerinize sorunuz büyüklerinize sorunuz develer ile giderlermiş. İki üç ay alırmış. Develer Arafat tan Müzdelifeye gidermiş Müzdelifeden Mina ya inermiş hatta hastalar develer ile tavaf edermiş. Daha yakın zamanlara kadar insanların omuzlarında yapıyorlardı. Şimdi soru şu deve hacı deve odlumu? Odlumu sizce hacı deve odlumu? Yerine Mercedes koyun, Mura’dı koyun hacı Murat odlumu? Olmadı olmaz hacı deve olmaz. Neden olmaz nereye gittiğinin bilincinde,  değil ne yaptığının farkında değil meğerki nimet farkında olmakmış farkında olmayan hacı olmuyormuş. İbadetler böyledir işte ibadetler ne yaptığının farkında olmakmış. Farkında olmayanlar sadece turist olarak gelirle. Onun için Allah Resulü makbul olmuş haccın karşılığı gerektir diyor. Onun için aziz müminler Allah için ibadetlerimizin içini diriltelim’ diye konuştu.
 
‘Gençlerimiz sizin gibi düşünmüyor’
 

Hutbesinin sonunda değişen dünya ve yeni nesillere de yer ayıran İslamoğlu şöyle konuştu:
‘Bakın gençlerimiz sizin gibi düşünmüyor, çocuklarınız sizin gibi düşünmüyor onlar hiçbir zaman sizin gibi düşünmeyecekler. Siz büyüklerinize soru sorduğunuz zaman ‘ Sus sorma günah otur’ derlerdi sizde otururdunuz. Çocuklarınız soruyor susturamıyorsunuz oturtamıyorsunuz sizleri tatmin eden cevaplar onları etmiyor, etmemelide onların dünyası farklı onlar bambaşka dünyaya geliyorlar ve neneleri ikna eden cevaplar torunları ikna etmiyor. Yeni bir gün geliyor yepyeni bir dünyaya uyanıyorsunuz. Uyanın Allah aşkına çocuklarınıza cevaplar vermek zorundasınız. Eskiden kalma bu bilgilerle yetinemezsiniz. Bu söylediklerimi bu çerçevede anlayın olmazımı buda benden size kapak olsun. Rabbim ibadetlerinizi kabul buyursun. Rabbim kurbanlarınızı kurban etsin’ dedi.  
Yorumlar 1

Bakmadan Geçme