Her cinnet getiren akıl hastası değildir

Uzman Psikolog Hanım Demirbaş, medyada 'cinnet getirdi' başlıklı verilen her haberin aslında cinnetle ilgili olmadığını ve her cinnet getirenin de ruh ya da akıl hastası olarak tanımlanmasının doğru olmadığını söyledi.

Birini yaralayan ya da öldüren herkesin cinnet getirmiş olmayacağına işaret eden Uzman Psikolog Hanım Demirbaş, bununla bağlantılı olarak medyada yayımlanan her cinnet başlıklı haberde doğru tanımlama yapılmadığını ifade etti. Uzman Psikolog Hanım Demirbaş, “Cinnetin psikopatolojisi, genel tanımı sınırlıdır. Birden fazla insanın tehlike altında olması, yaralanması veya öldürülmesi tipiktir. Cinnetin bir kültürden diğer bir kültüre aktarımı çok zordur. Medyada cinnet olarak adlandırılan her olay gerçekte cinnet olmayabilir! Cinnet bir hastalık değil, durum tablosudur. Şiddet eğiliminin altında yatan motifler farklıklar göstermektedir. Karmaşık oluşum koşullarından dolayı net bir suçlu profili yoktur. Cinnet getirenlerin nadir ortak yönleri daha çok erkek olmalarıdır. Medyada yansıtıldığı gibi her cinnet getiren akıl ve ruh hastası değildir. Eylemin planlı olup olmadığına anlık gelişim gelişmediğine bakılmalıdır. Planlanan eylemler katliam olarak nitelendirilir. Cinnetler ise ruhsal açıdan sıradışı bir durumda gerçekleşir. Katliamda suçlu bilinçli olarak belirlediği insanları öldürür. Klasik cinnet ise bilinçsizce gerçekleşir ve gerçekleştiren kişi genellikle o an aklını kaçırmıştır sonuçları düşünemez. Aklını kaçırması beyinde bir bozukluğa veya şizofrenik psikoza, ayrıca madde veya alkolün kötüye kullanımı sebep olabilmektedir. Bu nedenle cinnet getirenler öncesinde mutlaka dikkat çekmişlerdir. Çoğu zaman dissosyal, duygusal açıdan instabil, impülsif kişiliklerdir. Psikolojik sorunları, ruhsal hastalıkları vardır. Eylemleri önceden planlayanlar kurbanlarını direk seçerler, hedef kitlesi bellidir, çoğu zaman dikkat çekmezler, ruhsal hasta değillerdir. Alıngandırlar, anlaşılmadıklarını hissederler, aşağılanmışlık duygusuna sahiptirler, narsistirler. Dolayısı ile fark edilmeleri güçtür. Olayın kendisini sübjektif hissettikleri kırılmalarına öcü olarak bakmaktadırlar. sadece belirli kişilerle sınırlı kalmayıp bütün topluma intikamını yansıtabilmektedirler. Onları mutsuzluklarına sorumlu tutmaktadır. Mutlu insanları kıskanarak sessizce mutlu insanlardan nefret etmektedirler” diye konuştu. 

Cinnetin tetikleyicilerini, sosyal dışlanmışlık, başarısızlık, iş yeri veya okulda okulda mobbinge maruz kalma şeklinde sıralayan Uzman Psikolog Hanım Demirbaş, “Kişi sürekli kendisini haksızlığa uğramış hisseder. Bu nedenle uzun süre öfkeyi içinde biriktirir, saldırganlık eşiği düşer ve eylemde patlak verir. Olay yeri olarak çoğu zaman kişi ruhunun kırıldığı bağlantı yerini seçer. Çoğu durumda cinnet getiren kişi eylemi en ince ayrıntısına kadar titizlikle hazırlar. spontane gelişen durumlar oldukça nadirdir. Tetikleyici asıl etken kişinin kendi iç dünyasıdır. Çoğu vakalarda kişilerin cinnet öncesi eylemlerini internet ortamında kıyas yapıp sebep gösterip sonucu doğru göstererek, dolayısı ile kendisini haklı çıkaracak paylaşımlarda bulunur. Çoğu eylemler ritüel kurallar eşliğinde intiharla sonuçlanmaktadır” dedi. 

Söz konusu belirtileri olanların mutlaka bir uzmana başvurmaları ya da yönlendirilmeleri gerektiğini vurgulayan Uzman Psikolog Hanım Demirbaş, “Her eylem bireysel motife dayandığı için çoğu zaman belirtileri doğru algılamak mümkün olmayabilmektedir. Bir kere kin, memnuniyetsizlik, aşağılanmışlık, haksızlığa uğramışlık gibi hislere sahip insanları çevremizde dikkatli incelemek tek korunma yöntemi gibi görünmektedir. Bunun için kişiyi psikolojik destek almaya yönlendirmekte fayda vardır. Bununla birlikte içine kapanıklık, düşmancıl ifadeler, bakışlarda negatiflik, saldırgan ve agresif tavırlar, uyku ve iştah düzeninde bozulmalar gözlemlendiğinde yaş sınırına bakmaksızın sağlık kuruluşlarına gitmeye ve psikolojik destek almaya ikna edilmelidirler” ifadelerini kullandı. 
İHA
 

Bakmadan Geçme