Halkımız Nobel Barış Ödülü'nü hak etti

 İAÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın, 15 Temmuz Darbe Girişimi ile başlayan süreçte Türk halkı din, dil, renk, siyasi görüş ayrımı yapmaksızın el ele vererek bütün farklılıkları bir kenara bırakarak dünyaya demokrasi dersi verdiğini vurguladı.

Batı’nın ikiyüzlülüğü

Özellikle Batı'nın iki yüzlü davranarak Türk halkının demokrasiden yana koyduğu net tavrı farklı bir biçimde yansıtmaya çalıştığının altını çizen Dr. Aydın, "Türk halkının yapmış olduğu bu fedakarlık, o tertemiz saf insanların havalimanının etrafında saman yakıp uçakların kalkışını engelleme düşüncesi, diğer bir vatandaşımızın tankın önüne yatması, başka bir vatandaşımızın üzerinden tankın geçmesi, diğer bir vatandaşımızın yanına komşusunu alarak büyük bir kamyonu Cihangir'den Taksim Meydanı'na çıkarması ve bu duruşa devam etmelerinin tek bir amacı vardı. Demokratik duruşlarını, özgürlüklerini korumak, bu vatanın bölünmez bütünlüğünü dünyaya haykırmak için. Dünyanın ve Batı'nın kirli yüzü, bu halka her zaman iki yüzlü davranan Ebu Cehillik yapan insanların artık bu olayı gerçek minvalinden uzaklaştırarak başka yönlere kaydırmaya başladığını, halkın bu duruşunu kirli bilgilerle dünyaya farklı yansıttığını gördük. Konuyla alakalı olarak artık bizim bir şey yapmamız gerektiğine kanaat getirdik. Bunu devletten beklemiyoruz. Bunu üniversitelerin, STK'ların, kamu kuruluşlarının yapması gerektiğine inanıyoruz. İAÜ olarak bir karar aldık. Dünyada Nobel Ödülü almış, gerek kurullara gerekse kişilere baktığımız zaman böyle bir duruşu hak eden çok az kişi ve kuruluşun olduğunu fark ettik. Peki, Türk halkı neden bu duruşuyla Nobel Ödülü'nü hak etmesin?" dedi.

“Müracaat edeceğiz”

Nobel Barış Ödülü'nün Türk halkının milli iradeden yana tavır almasına artı bir değer katmayacağına, bu olayın dünyaya duyurulması açısından araç olacağına dikkat çeken İAÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Nobel Barış Ödülü'nü alınca Türk halkının ortaya koymuş olduğu irade daha saygın hale gelmeyecek. Amaç, Türk halkının yapmış olduğu bu fedakarlığın, özverinin, demokratik duruşun dünyaya duyurulması düşüncesidir. Bu amacı gerçekleştirmek için de Nobel Barış Ödülü'nün bir araç olduğunu düşündük. Nobel Barış Ödülü'ne müracaat ederek Türk halkının yapmış olduğu bu çalışmaları dünyaya duyurmaya ve bunları bir akademik çalışma titizliğinde, bir plan program içerisinde bütün dünyaya duyurmaya karar verdik. İAÜ'de bununla ilgili bir komisyon oluşturuldu. Kimisi bilgi topluyor, kimisi belge topluyor, kimisi görsel topluyor, kimisi sahaya çıkıp röportaj yapıyor. Konuyla ilgili bir web sitesi de oluşturduk. Biz bunu sadece İAÜ ile sınırlı tutmuyoruz. Bütün üniversitelerimizi buraya davet ediyoruz. Bütün sivil toplum kuruluşlarını, tüm kamu ve özel kuruluşları hepsini bir araya getireceğiz. Ardından da Eylül ayında müracaatımızı yapacağız. Bunun bir süreci var, önce bir uzun listeye girmemiz gerekiyor. Daha sonra uzun liste, kısa listeye dönüşüyor. Son olarak da seçici kurul tarafından hangi aday bu ödüle uygun görülmüşse ilan ediliyor. 2016 yılının Eylül ayında başlayacak süreç, 2017 yılı Aralık ayına kadar devam edecek."

Dr. Mustafa Aydın, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı nezdinde de girişimlerini başlattıklarının altını çizerek devletin yetkili organlarıyla da alakalı çalışmalarının devam ettiğini belirtti. (Kurumsal haber)