'Hakları İade Edilmeli'

Karayel,''Darbelerin asli faillerini kınayacak ve tüm mağdurlardan özür dilemeye olanak tanıyacak bir hukuksal çerçeve oluşturulmalıdır''dedi.

 ‘‘EN AZINDAN HAKLARI İADE EDİLİR’’

AK Parti Kayseri Milletvekili ve Darbe Alt Komisyonu Başkanı Yaşar Karayel,‘‘Darbelerin asli faillerini kınayacak ve tüm mağdurlardan özür dilemeye olanak tanıyacak bir hukuksal çerçeve oluşturulmalıdır’’dedi.

YARGILAMANIN YENİLENMESİ İÇİN ÇABA SARF ETMEKTEYİZ

TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu 28 Şubat-27 Nisan Alt Komisyonu Başkanı Yaşar Karayel gazetemize yaptığı açıklamada,‘‘Zekeriya Şengöz ve Fahri Memur gibi mağdur olan, işkenceye uğrayan, hüküm giyen vatandaşların durumlarının incelenmesi, gerektiğinde yargılamanın yenilenmesi için çaba sarf etmekteyiz.’’dedi.

ASLİ FAİLLERİNİ KINAYACAK HUKUKSAL ÇERÇEVE OLUŞTURULMALIDIR

Darbe Alt Komisyonu Başkanı Yaşar Karayel,‘‘Darbe süreçlerini yaşamış ve demokrasilerini sağlamlaştırarak normalleşmelerini tamamlamış ülkelerdeki hukuki düzenlemeleri dikkate alarak, tüm askeri darbelerin ve muhtıraların, hukuku ve demokrasiyi ağır şekilde ihlal eden fiiller olduğunu ilan edecek, darbelerin asli faillerini kınayacak ve tüm mağdurlardan özür dilemeye olanak tanıyacak bir hukuksal çerçeve oluşturulmalıdır.’’şeklinde konuştu.

GERÇEKLERİ ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULMALIDIR

Karayel,‘‘Komisyonumuzun ele almış olduğu konunun derinliği ve kapsamının genişliği sebebiyle detaylı araştırma fırsatı ve imkânı bulunamayan hususların olduğu ortaya çıkmıştır. Bu itibarla yasal düzenlemeler yapılmak suretiyle, Gerçekleri Araştırma Komisyonu kurulmalıdır. Bahse konu Komisyonun Genel Kurul’un takdir edeceği süreyle çalışması ve daha geniş yetkilerle donatılmasını teminen, devlet sırrı, ticari sır ve bankacılık sırrı niteliğindeki bilgilere erişme imkânını verecek hukuki düzenlemeler yapılmalıdır. Bunlara paralel olarak TBMM İç Tüzüğünde de gerekli değişikliklerin yapılması sağlanmalıdır.’’dedi.

28 ŞUBATÇILARIN İŞKENCE ÜSSÜ MALATYA

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu raporunda yer alan tespitler incelendiğinde 28 Şubatçıların işkence üssünün ilk olarak Malatya’da kurulduğu görülüyor. 28 Şubat sürecinde ‘Malatya’da sistematik bir şekilde toplum mühendisliği yapıldığı, sanal örgütler kurulduğu, kolluk kuvveti eliyle ağır işkenceler sonucu insanlara zorla suç isnat edildiği ortaya çıktı. İşkence yöntemlerinin ise; Filistin askısı, ailelere baskı, zorla alıkoyma ve darp olduğu tutanaklarda yerini aldı.

İrtica zehiri

Uydurma örgüt isimleri ile dergi aboneliklerini örgüt listesi, abone olarak ödenen paraları örgüt aidatı, fakirlere yapılan yardımları ekonomik kaynak sayarak 28 Şubat’ın kurguladığı “İrtica geliyor” zehirli propagandasına uygun işlemlere imza atıldığı gözler önüne serildi

İşte komisyon raporunda yer alan tespitler:

“28 Şubat sonrası Malatya örneğinde olduğu gibi, bir askerin rektörlüğüne getirildiği İnönü üniversitesi yönetimi öncülüğünde önce bütün şehri terörize ederek, yüzlerce insana zorla, şiddet uygulayarak, fiziki ve psikolojik işkencelerden insanları geçirerek sivil toplum faaliyetlerini, vakıf hizmetlerini, hemşeri dayanışmasını örgüt kapsamına alacak kadar kolluk kuvveti eliyle ağır işkenceler sonucu olmayan bir örgütü var kılmış, şehirde büyük bir tedhiş ortamı oluşturmuşlardır.”

Sanal örgütler

“Var dedikleri örgüte bir ad bulamamışlar polis ve mahkeme kayıtlarına dört beş ismi bir arada kaydederek Malatyalılar, Şafak, Talebe, İslami Hareket, İslami Hareket Malatya Şubesi gibi uydurma örgüt adlarını resmi kayıtlara birlikte yazarak, dergi aboneliklerini örgüt listesi, abone olarak ödenen paraları örgüt aidatı, fakirlere yapılan yardımları ekonomik kaynak sayarak 28 Şubat’ın kurguladığı “İrtica geliyor” zehirli propagandasına uygun işlemlere imza atılmıştır.”

Emir komuta zinciri içinde işkence

“Ankara’dan talimatla giden müfettiş raporlarıyla da var kıldıkları örgütün dergi aboneliklerini tespit ederek “adı yok, yeterli delil yok, hemşeri dayanışması gibi, bugün değilse de yarın teokratik bir devlet kurmak için örgütlenebilirler” gibi akıl dışı polis ve talimatla rapor yazan müfettiş iddialarıyla gönüllü bir yardımlaşma vakfı yaşanan olaylardan örgüt diye tescillenmiştir. İşkenceciler emir komuta zinciri içinde yasaların kendilerine verdiği görevi yapmışlardır.”

Mağdurlar anlatıyor

“Gözaltı sürecinde yaşadıkları olayları anlatırken arkadaşlarımıza, kendimize tamamen soyup soğuk suda elektrik verme, “Filistin askısı” gibi tamamen soyunmuş halde işkenceler yapıldığını, hastanelik olanlar olduğunu, kayıtların çoğunun silindiğini, daha sonra da adliye safhasına geçilirken, hastaneye götürülürken doktor diye hizmetlilere evrak imzalattırıldığını, polislerin travmasını anlatma açısından cezaevinin kapısına götürüldüklerinde polislerin “Hayat bu, olabilir, görev icabıydı, helalleşelim ayrılalım” şeklinde konuştuklarını, Ailelerin tarif edilemez travmalar yaşandığını, özellikle, çocukların okullarda soruşturulduğunu çek koçanlarının mafyada satıldığını anlattılar.”

 

 

Bakmadan Geçme