• Haberler
  • Eğitim
  • HACI HÜSEYİN ERKEK ANADOLU İHL ÖĞRENCİLERİNİN KAPADOKYA VE KONYA GEZİSİ

HACI HÜSEYİN ERKEK ANADOLU İHL ÖĞRENCİLERİNİN KAPADOKYA VE KONYA GEZİSİ

İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı ve Kayseri İmam-Hatip Mezunları Derneği (KİMDER) tarafından ortak olarak düzenlenen 'Dernek Laboratuvarı' projesi kapsamında ilimiz Hacı Hüseyin Erkek Anadolu İHL'nin bazı öğretmen ve öğrencileri, Kapadokya ve Konya'yı gezme imknı buldu.

10 Haziran 2014 Salı sabah saat 06:00’da okul önünden kalkan iki otobüsle yolculuğa çıkan kafile, 11 Haziran 2014 Çarşamba günü akşam saat 19:30’da tekrar okulun önüne geldi.

Okul müdürü Ebubekir Atik, müdür yardımcısı Oğuz Öz, meslek dersleri öğretmenlerinden Rıza Bozdağ ve Ali Osman Aydoğdu ile coğrafya öğretmeni Süleyman Güneş’in de iştirak ettiği gezi, 52 öğrenci ve KİMDER temsilcileri Muhammed Atıf Bozdağ ve Abdussamed Bakır’ın katılımıyla gerçekleşti.

Gezinin ilk durağı, Ürgüp ilçesi sınırlarında bulunup Ortahisar beldesine yakın olan “Üç Güzeller (Anne-Baba-Kız)” diye adlandırılan ve Kapadokya bölgesinin en güzel ve en meşhur peribacaları olma özelliğini elinde bulunduran peribacaları oldu. Burada toplu olarak hatıra fotoğrafları çektirip, doyumsuz Güvercinlik Vadisi manzarasını seyreden öğrenciler, tekrar yola çıkarak Derinkuyu Yeraltı Şehri’ne geçti.

Derinkuyu Yeraltı Şehri’nin en dibine kadar inen öğrenciler, burada öğretmenlerden Rıza Bozdağ ve Süleyman Güneş’in açıklamaları doğrultusunda bilgi sahibi oldular. Bu açıklamalar ışığında yeraltı şehrine hayran kalan öğrencilerin burada en çok ilgisini çeken ise büyük yuvarlak kapılar, havalandırma bacası, su kuyusu, kilise, mezarlık, tünel ve misyonerler okulu oldu. Öğrenciler yeraltı şehrinden çıkınca Derinkuyu ilçesindeki tarihi kiliseyi gezdiler.

Yeraltı şehrinin gezilmesinin ardından Ihlara Vadisine doğru yola çıktılar. Yol üzerinde bulunan Krater Gölü ve Jeotermal araziyi görme imkânı da buldular. Bu göl hakkında coğrafya öğretmeni Süleyman Güneş’in yaptığı açıklamaları ilgi ile dinlediler. Ayrıca yolculuk boyunca coğrafya derslerinde öğrendikleri bilgileri Süleyman hocanın yeniden anlatması ve gözleri ile görmeleri öğrencileri oldukça heyecanlandırdı.

Ihlara Vadisi’ne gelindiğinde otoparktan vadinin girişine kadar yürüyerek gelen öğrenciler, vadinin doyumsuz manzarasını seyretti. Yaklaşık 400 merdiven basamağından yürüyerek vadinin içine indiler ve bu vadinin oluşumu hakkında yine Süleyman hocanın dikkat çeken açıklamalarını dinlediler. Ayrıca genel olarak bütün Kapadokya bölgesinde ve Ihlara vadisinde bulunan kaya kiliseleri hakkında da Rıza Bozdağ hocamızın açıklamalarını ilgiyle dinlediler.

Vadiden yukarı doğru çıkarken Rıza hocamızın yeni gelen ziyaretçilere yaptığı basamak sayma şakası bütün öğrencilere keyifli dakikalar yaşattı. Rıza hocamız yukardan inen yerli ziyaretçileri görünce “10282, 10283, 10284…” diye yüksek sesle saymaya başlayınca, daha vadinin yarısına kadar gelmiş olan insanların yüzlerinde müthiş bir yılgınlık belirtisi görülüyordu. Öğrenciler kendileri de başkalarına aynı şakayı yaparak ve gülüşerek yukarı çıktılar.

Ihlara vadisi ziyareti bitince Aksaray ilimize ulaşan öğrenciler, Burada, Kayseri İmam-Hatip Lisesi mezunu ve Rıza hocamızın arkadaşı olan Mahmut Arslan tarafından hazırlanan öğle yemeklerini alarak yollarına devam etti. Öğle yemeklerini Sultanhanı beldesinde, bir çay bahçesine çekilerek yediler ve öğle namazlarını da buradaki camide kıldıktan sonra Türkiye’nin en büyük kervansarayı olan Aksaray Sultanhanı’nı gezdiler. Rıza hocamız burada kervansaraylar hakkında çok detaylı ve dikkate değer bilgiler verdi.

Sultanhanı ziyaretini bitirip tekrar otobüslere binen öğrenciler, geniş ve dümdüz Konya ovasından geçerek Karapınar ilçesine ulaştılar. Bu bölgede yol kenarında bulunan “Obruk Bölgesi” yazısı oldukça ilgilerini çekince yine Süleyman hocamızın bilgilerine müracaat ettiler. Süleyman hocamız da obruklar hakkında detaylı bilgi verdi ve Türkiye’nin en büyük ve olağanüstü obruğunu yarın Kayseri’ye dönerken göreceklerini söyledi.

Karapınar arazisinin hızla çölleşmesi ve bu çölleşmeyi durdurmak için yapılan ağaçlandırma çalışmaları öğrencilerin oldukça dikkatlerini çekti. Bu arada “Dünyanın Gözbebeği” diye bilinen Meke Gölü’nü gördüler. Ortasında dağ şeklinde bir ada bulunan ama yeraltı sularının bilinçsizce kullanılması nedeniyle kurumaya yüz tutan bu göl hakkında Süleyman hocamız yine onları bilgilendirdi.

Meke Gölü’nden sonra yaklaşık 5 Km uzaklıktaki Krater Gölü’ne geçtiler ve burada da Süleyman hocamızın açıklamalarını ilgiyle dinlediler.

Krater Gölü’nden ayrılan öğrenciler, Ereğli’ye doğru giderken yol üzerinde bulunan ve 1998 yılında İpek turizme ait bir otobüsle bir kamyonun çarpışması sonucu 48 vatandaşımızın yanarak can verdiği yerde yapılan anıtı ziyaret edip hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Fatihalar okudular.

Henüz akşam olmadığı ve hava kararmadığı için Ereğli’de geceyi geçirecekleri Ereğli İHL pansiyonuna geçmeden İvriz’e gittiler ve burada Torosların altından doğup akan buz gibi su ve harika tabiat manzarasını seyrettiler. Ayrıca meşhur Hitit Kaya Anıtı’nı görme imkânı bulan öğrencilere, Rıza hocamız bu anıt hakkında bilgiler verdi.

İvriz’den ayrılan öğrenciler geceyi geçirecekleri Ereğli İHL pansiyonuna geldiler ve otobüslerden inerek hemen odalarına çekilip daha rahat kıyafetlerini giyerek akşam yemeklerini yediler. Ereğli İHL müdürü, müdür yardımcıları, belletmen öğretmenleri ve pansiyonun görevlileri onlara çok güzel yemekler hazırlamışlardı.

Sabah namazlarını kıldıktan sonra kahvaltılarını yapan öğrenciler, Ereğli İHL personeline teşekkür edip hep beraber hatıra fotoğraf çektirdikten sonra Konya’ya doğru yola çıktı. Zaten bir önceki gün Karapınar’a kadar olan araziyi görmüşlerdi. Konya’ya kadar dümdüz ovada yolculuk yaptılar.

Konya’ya geldiklerinde otobüslerden indiler ve ilk önce “Şehitlik Müzesi”ni ziyaret ettiler. Burası Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından 5 sene kadar önce açılmış ve Kurtuluş Savaşı yıllarını anlatan maketlerin bulunduğu çok harika bir müze idi. Burayı gezmek onlara oldukça güzel duygular yaşattı.

Şehitlik Müzesi’nin ardından yürüyerek hemen yakındaki Mevlânâ Müzesine geçtiler. Burada Rıza hocamızın açıklamalarını dinleyeceklerdi ki görevliler, bu müzede rehberlerden başkasının açıklama yapmasının yasak olduğunu söylediler. Bu yüzden sadece eserlere bakıp geçtiler. Bahçede yer alan müzenin diğer bölümlerini de gezip dışarı çıktılar.

Mevlânâ ziyaretinin ardından kısa bir süre serbest zamanları olan öğrenciler, bu geziyi hatırlatacak bazı hatıra ve hediyelik eşyalar almak için yakınlardaki dükkânlara dağıldı. Yaklaşık yarım saatlik bir alışverişin ardından tekrar bir araya gelerek geziye devam ettiler.

Artık Konya’nın içinde bulundukları için yürüyerek Şems-i Tebrizî türbesine geçtiler. Buradaki ziyareti tamamlayıp Alâeddin Tapasi’ne geçtiler. Bu tepe yığma bir tepe idi ve üzerinde Selçuklu eseri Alâeddin Camii bulunuyordu. Hem bu camiyi hem de caminin bahçesinde bulunan Selçuklu sultanlarının türbelerini ziyaret ederek Karatay Medresesi’ne geçtiler.

Karatay Medresesi, kapalı avlulu bur medrese idi ve ahşap eserler müzesi olarak kullanılmaktaydı. Bünyan ilimize bağlı Karatay (Karadayı) köyünde bulunan Karatay kervansarayını yaptıran Celaleddin Karatay tarafından yaptırılmıştı. Bu medrese hakkında onlara Rıza hocamız açıklayıcı bilgiler verdi.

Öğrenciler, Karatay Medresesi ziyaretinin ardından yine yürüyerek Konya’nın en ilginç tarihi mekânlarından biri olan İnce Minareli Medrese’ye geldiler. Bugün taş ve çini eserler müzesi olarak kullanılan bu medresenin özellikle kapısı çok ilgilerini çekti. İçerisinde bulunan çift başlı Selçuklu kartalı ve kanatlı melek figürleri de ilgilerini çeken başka eserler oldu.

Konya’da daha gezilecek çok yer vardı ama öğrencilerimizin zamanı kısıtlı idi. Bu yüzden otobüslerini çağırarak Meram’a geçtiler. Meram, Konya’nın en güzel mesire yerlerinden biri idi. Burada Tavus Baba türbesini ziyaret ettiler ve biraz gezinti yapıp bazı hediyelik eşyalar aldıktan sonra tekrar otobüslere binerek öğle yemeklerini yiyecekleri etli ekmekçiye geldiler.

Öğrenciler, öğle yemeğini yedikten sonra Konya gezisini sonlandırıp Kayseri yoluna koyuldular. Konya’nın yaklaşık 70 km kadar dışındaki Kızören köyüne geldiler ve buradaki Obruk hanı ile Kızören Obruğunu gördüler. Süleyman hocamız dün onlara bu obruğu göreceklerini söylemişti. Gerçekten çok ilginç ve dikkat çeken, biraz da ürperten bir obruk idi. Obruğun hemen yakınındaki tarihi küçük bir camide namazlarını kılarak yeniden Kayseri yoluna koyuldular.

Aksaray’a gelindiğinde Ağaçlı tesislerinde kısa bir mola verdikten sonra yollarına devam eden öğrenciler, akşam saat 19:30 sularında Kayseri’ye ulaştılar.

Hacı Hüseyin Aksakal Erkek Anadolu İHL Öğretmenleri ve öğrencileri çok keyifli ve zevkli iki gün geçirmişlerdi. Bu gezide emeği geçen başta KİMDER olmak üzere herkese çok teşekkür ederek evlerine döndüler.

Bakmadan Geçme