Gerçek gündemle ilgileneceğiz
AK Parti Kayseri Milletvekili Aday Adayı Oğuz Memiş ile yaptığımızı söyleşinin 3'üncü ve son bölümünü siz değerli okuyucularla paylaşıyoruz. Söyleşimizin bu son kısmında Memiş'in kendisi için 'çok zor bir karardı' dediği Milletvekili aday adaylığı sürecini ve seçilmesi halinde neler yapmak istediğini irdeledik. Memiş, 'Gerçek Gündem' dediği ve halihazırda sürdürdüğü aile ve gençlik projelerine ağırlık vermek istiyor.
“Bu işler bağlarda değil ilgili kurumlarda yürümeli”
Peki, resmi olarak siyasetle buluşmanız AK Parti döneminde mi oldu?
Evet, AK Parti döneminde oldu. Partinin Kayseri’de kurulma çalışmaları oldu. Bu çalışmalara başlanırken bana her şey teklif edildi. İl başkanlığı v.b. teklifler geldi. Ama benim hiçbir parti tecrübem olmadığı için hiç istemedim. Mustafa Elitaş’ın deneyimli ve tecrübeli siyasetçi olması nedeniyle bu görevi o üstlendi. Ben de yanındaydım.
İl Başkan Yardımcısı oldum. Özellikle de Sosyal İşler Başkanlığı’nı tercih etmiştim. Çünkü burası parti ile sivil toplumu ve kültürel faaliyetleri buluşturan, sendikalarla ilişki kurduran, parti yönetiminin eğitimi ile ilgili çalışmaları yapması gereken birimdi. Bu görevi hakkıyla yaptığımı düşünüyorum.
Çok güzel bir ekip oluşturduk. Güzel bir komitemiz vardı. Partinin yönetiminden ve dışarıdan arkadaşlarla önemli çalışmalar yaptık. Tabii Elitaş’ın da çok büyük desteğiyle bu çalışmaları yürüttük.
Bir süre sonra şöyle bir şey fark ettim. Sen burada ne yaparsan yap, Kayseri’de kararlar başka bir yerde alınıyor ve dayatılıyor. Hatta Elitaş’a da bu dayatma yapılıyor. Kullanılıyormuş gibi bir his uyanmaya başladı. 50 kişilik yönetimin 50’sinde de bu var. Kimse durumdan mutlu değil. Sen burada koşturuyorsun bir şeyler yapıyorsun. Ama kritik kararlarda başka eller müdahil oluyor ve kararları da onlar veriyor. Bu Kayseri’nin kronik sorunu… İnşallah düzelir. Bu sorun çözülmeden hiçbir şey olmaz. İnsanların bir birine güvenip ekip olması, şeffaf olması ve tartışabilmesi gerekiyor. Bunların olmadığı bir şehirde bir takım kişilerin etkinlik mücadelesi vermesi bana göre güzel bir şey değil. Artık o insanlara da eziyet. Bu işler bağlarda değil ilgili kurumlarda yürümeli… Kayseri’de böyle bir gelenek var. Bağlarda yapılan oturmalarda böyle bir takım işler planlanır ve dayatılır. Buna uyan insanlar iyi addedilirken, sorgulayan insanlar da makbul sayılmaz.
“Abdullah Gül de bu durumdan rahatsız”
Partideki bu uygulama benim çok hoşuma gitmedi. Buradaki sorunları o zamanki milletvekillerimizle, il başkanımızla, belediye başkanlarımızla, bahsettiğim o oturmalarda o işi yöneten arkadaşlarla ve o dönemde Dışişleri Bakanı olan Kayseri’nin büyüğü Abdullah Gül’le defalarca konuştuk. Konutta konuştuk. Beni 2 defa yurtdışına davet etti. Hatta oralarda saatlerce konuştuk. Bu durumdan kendisi de rahatsız. Bunu kabul ediyor. Kayseri’de böyle bir şey var. Hatta bu insanların isimlerinin ilk harflerinden başlayan şifreler bile konuldu. Kayseri’deki bütün parti camiası bunu kabul etmiyor ama içine sindirmiş ve mücadele etmekten endişe ediyor. Böyle bir yapı kuruldu. “Ben düzeltemeyeceksem, değiştiremeyeceksem, ideallerim doğrultusunda yürümesini sağlayamayacaksam ne işim var dedim” ve ayrıldım. İlk genel kurulda ‘ben yokum’ dedim.
“Bu siyaset böyle gitmez”
Her ne kadar ilk genel kuruldan sonra ayrılmış olsanız da, biliyoruz ki partiden desteğinizi hiç kesmediniz.
Hiç kopmadım. Hep destekçi oldum. Ama organizasyon içerisinde bulunmadım. Benim gibi yüzlerce duyarlı arkadaş hep dışarıda kaldı. Kayseri’de çok hoş olmayan ‘Sen, ben, bizim oğlan’ tanımlaması var. Bu tanımlama içerisinde her şey devam ediyor. Bu siyaset böyle gitmez. Şu ana kadar böyle geldi. Ama inşallah bundan sonra “organize olur” diye ümit ediyorum.
Siyasetin içerisinde aktif görevi bıraktıktan sonra ne gibi çalışmalar yürüttünüz?
Bu dönemde partiden kopunca sivil toplum çalışmalarına dönük çalışmalar yaptık. İlim Yayma Cemiyeti’nin bir kuruluş serüveni var. Kendimizi bulduğumuz, gurur duyduğumuz ve kurulması için her şeyimizi verdiğimiz 7-8 yıllık bir çalışma… Baştan beri içerisindeyim ama 4 yıldır başkanlık yapıyorum. Gençlerinde içerisinde yer aldığı çok güzel çalışmalarımız oldu. 50 kişilik öğrenci grubumuz vardı; bu yıl bu sayıyı 750’ye çıkardık. Seneye daha büyük projelerimiz olacak.
“Gülenciler bizi sevmezdi, biz ise dua ederdik”
Paralel yapı ile mücadele döneminde Kayseri’de de hareketlilik yaşandı. Bu süreçte AK Parti İl Başkanı Ömer Dengiz istifaya zorlandı. İstifasının ardından Ankara’ya İl başkanlığı için Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmeye çağrılan üç kişiden birisiniz. Bu süreci anlatır mısınız?
Türkiye’de paralel yapının ne olduğu ve neler yapmak istediği, bunun bir cemaat değil örgüt olduğu, benim sevdiğim insanların onları hiç sevmediği, benim sevmediğim insanların ise onları çok sevdiğini gördük. Ben başından beri öyle olduğunu biliyordum. Ama her zaman ‘inşallah yanılıyorumdur’ diyordum. Yanılmadığım ortaya çıktı. Tabi tabandaki insanları bu kapsam içerisine almıyorum. Ama yapı problemli bir yapı.
Bu yapı ile mücadele başladı. Ama bu yapı ekonomide, siyasette v.b. birçok kurumda var. Böyle bir kurumdaki adamı milletvekili bile yapmışız. Tabi bu adam da en kritik dönemde istifa ederek, yapacağını yapıyor. Ömrüm bunlarla mücadele ile geçti. Onlar bizi sevmezdi. Biz ise onlara düzelsinler diye dua ederdik. Bu çerçevede İl Başkanı o camiaya yakın olduğu gerekçesiyle görevden alındı. İl başkanı atama sürecinde 26 kişi talip oldu. 26 kişinin dışında beni genel merkez davet etti. Önce 9 kişiye düşürüldü. Ben böyle bir görevi istemediğimi ve müsait olmadığımı söyledim. Ama görüşlerimi de açıkça beyan ettim. Ben müsait olmadığımı söylememe rağmen o dönemki Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında 3 kişi olarak bizi çağırdılar. Orada da düşüncelerimi anlatmaya çalıştım.
Görüşme çok olumlu olmasına rağmen: ‘Ben bu dönemde de müsait değilim. Görevse ve mecbursam eyvallah ama mümkünse beni bu vazifeye getirmeyin’ dedik. Böylelikle şimdiki başkanımız atanmış oldu. Çok başarılı çalışmalar yapıyor ve yapacak. İyi niyetli ve gayretli bir kardeşimiz. Onun olmasından dolayı son derece mutluyum. Benim yükümü aldığı için de minnet borçluyum.
“Ömrümde ilk defa bir şeye talip oldum”
7 Haziran’da yapılacak olan genel seçimlerde AK Parti’den Kayseri Milletvekili aday adayısınız. Bu sürece katılmaya nasıl karar verdiniz?
İl başkanlığı süreci gündeme gelince tekrar siyasete ısınmış oldum. Ardından milletvekili aday adaylığı gündeme geldi. Yine sıcak bakmıyordum. Ama Türkiye’de yaşanan süreç bu işe uzak kalmaya lüksümüzün olmadığını gösterdi. Sırf Kayseri ve Türkiye’yi değil, ümmeti ilgilendiren konuda bu mücadeleyi veren insanların yanında olmak arzusu nedeniyle ömrümde ilk defa bir şeye talip oldum.
Çok zor bir karardı. Başvurumu son gün saat 16.00’da ancak yapabildim. Çünkü talepkar bir insan değilim. Sonucu ile hiç ilgilenmiyorum. Ben safımı belli etmek ve bu mücadele içerisinde yer almak adına bu çalışmaya katıldım. Allah kısmet ederse yaptığımız çalışmaları daha büyük bir destek alarak yürütmek, ağırlıklı olarak aile ve gençlik projelerine destek vermek istiyorum.
“Gerçek gündemle ilgileneceğiz”
Ülkemizin zaten gerçek problemi gençlik ve aile değil mi?
Ben buna “gerçek gündem” diyorum. İnşallah bazı projeleri açıklayacağım. Memleketin ulaşımı, sağlığı, eğitimin fiziksel ihtiyaçları; bunlar dünyaya örnek olacak şekilde devam ediyor. Ama aynı başarıyı gençlik ve ahlaki değerler konusunda gösteremedik. Bizi bu konuda teşvik eden bizzat sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Kayseri’de görüştük. “Binaları biz yapalım, ama ne olursun, gençliği siz yetiştirin” diye bize verdiği bir vizyon ve hedef var. Biz bu hedef ve vizyon ile koşuyoruz.
Başbakanımız sayın Ahmet Davutoğlu, Kayseri’ye geldiğinde İlim Yayma Cemiyeti’ni ziyaret etti. O da bizi motive etti. Moralimizi yükseltti. Doğru işler yaptığımıza inandığı için bazı taleplerimize de destek verdi. Ama garip bir şekilde birileri Başbakanımızın gelmesini istemedi.
Allah kısmet eder böyle bir görev alırsak yapacağımız iş, zaten yaptığımız işi güçlendirmek olacak. Gerçek gündemle ilgileneceğiz. Bizim için gerçek gündem, gelecek neslimiz. Bir takım imar çalışmaları yapmak devletin işi ve bunu yapıyor. Eğer olmazsak da biz yolumuza devam edeceğiz. Olan arkadaşlarımıza da biz “ey yöneticilerimiz ve ey vekillerimiz sizden isteğimiz budur. Benim yolum asfalt olmasın, toprak olsun, önemli değil. Ama artık gençlerimiz cinayet işlemesin, uyuşturucudan uzak dursun, ahlaklı olsun, kötü alışkanlıklardan uzak dursun.” hatırlatmasında bulunacağız. Biz bu yönde çalışmalar yapacağız. Bunun kutlu bir yol olduğunu biliyorum.
“Bu şehirde bir şeylerin değişmesi gerekiyor”
Söyleşimiz sona ererken neler eklemek istersiniz?
Bu şehirde artık bir şeylerin değişmesi gerekiyor. Önceliklerin değişmesi gerekiyor. İnsan kalitemizin artması gerekiyor. Bizim iyi insan değerlendirmemizdeki kriterlerimizin değişmesi gerekiyor. Yani “değişim şart” diyorum.
Söyleşi: Bünyamin Gültekin