FAİZ ORTADAN KALKMADIKÇA…

5. İslam İktisadı Atölyesi Sakarya'da gerçekleştirildi. Toplantının sonuç bildirgesinde 'Günümüzde iktisadi problemlerin temel kaynağı faizdir. Finansal problemlerin kalıcı çözümü için faizin tamamen ortadan kaldırılması gerekir.' denildi.

İKAM- İLKE İslam İktisadı Araştırma Merkezi, İLEM- İlmi Etüdler Derneği, İGİAD- Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği’nin organizasyonu ve İSEFAM- Sakarya Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finansı Uygulama ve Araştırma Merkezi ev sahipliğinde düzenlenen 5. İslam İktisadi Atölyesi, Sakarya’da düzenlendi. Geniş katılımlı açılış paneli ile İSAM- İslam Araştırmaları Merkezi'nde başlayan etkinlik, Sakarya'da iki gün boyunca önemli tartışmaların yapıldığı toplam 6 oturum ve bir özel sunum ile gerçekleşti.
 
7 farklı ülkedeki üniversitelerden akademisyenlerin katıldığı, alanındaki en küresel organizasyonlardan olan “İslam İktisadı Atölyesi”nin beşincisi bu yıl “İslam İktisadı Perspektifinden Faiz” başlığı altında gerçekleştirildi.  Norveç'ten Tunus’a, Suudi Arabistan’dan Endonezya’ya, Pakistan’dan Malezya’ya kadar geniş bir coğrafyadan katılan akademisyenlere Türkiye’den de konunun uzmanları ve akademisyenler eşlik etti.
 
Panelin öncesinde İslam İktisadı Atölyesi Düzenleme Heyeti ve İKAM Başkanı Lütfi Sunar ile İSEFAM Müdürü Süleyman Kaya, açılış konuşmalarını gerçekleştirdi. Açılış konuşmalarının ardından düzenlenen panelde İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi ve açılış panelinin oturum başkanı Necmettin Kızılkaya, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Ahmet Tabakoğlu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, Malezya INCEIF Üniversitesi’nden Mabid Ali Al-Jarhive İGİAD Başkanı Ayhan Karahan konuşmacı olarak yer aldı. Panelin sonunda konuşmacılara plaketleri takdim edildi. 

 
''İslam İktisadı finanstan ibaret değil''
 
İslam İktisadı Atölyesi Düzenleme Heyeti ve İKAM Başkanı Lütfi Sunar 'İslam İktisadı Atölyesi'dünyada tıkanan ana akım iktisadın karşısında yeni perspektifler, yeni çözümler ürettiğini dile getirdi. Sunar konuşmasına şu şekilde devam etti; ''Bu yıl İslam İktisadı Atölyesi’nin 5’incisini düzenliyoruz. 5 senedir İstanbul’da değişik üniversiteler ile birlikte İKAM olarak organize ettiğimiz bir program. Bu program ayrıca İGİAD ve İLEM tarafından destekleniyor. Bu yıl Sakarya Üniversitesi ile birlikte faiz konusunu ele alan bir çalıştay düzenliyoruz. Bu çalıştayda, temelde aslında günümüz iktisadi problemlerinde yer aldığını düşündüğümüz pek çok sosyal, siyasal ve iktisadi soruna yol açan faiz konusunu değişik boyutlarıyla ele alacağız. İslam iktisadının belki de en özgün boyutu olan faizsiz bir ekonomik sistemin nasıl kurulabileceğine dair ortaya çıkan sorunlara çözüm arayacağız. Program 3 gün boyunca devam edecek dünyanın farklı ülkelerinden bilim insanları ve Türkiye’den de çok sayıda akademisyen programa katkı verecekler. Biz hem Türkiye için hem de dünya için İslam iktisadının dahaa dil, yaşanılabilir bir dünyanın oluşumuna katkı sağlayacağını ümit ediyoruz. İslam iktisadı zaman zaman finans ile ilişkili şekilde ele alınabiliyor ancak İslam iktisadı finanstan ibaret değil'’.
 

Faizin sorunları ele alındı
İSEFAM'ın ev sahipliğinde Sakarya Üniversitesi'nde gerçekleşen atölye oturumlarının ilkinde, faiz konusu hem finansal hem de sosyal adalet ve hayırseverlik açısından ele alındı. İkinci oturumda ise faizin tarihsel sürecine ışık tutan klasik dönem faiz anlayışları değerlendirildi. Atölyenin üçüncü oturumunda İslami bankaların borç finansman kanalıyla para aktarımları tartışıldı ve faizsiz finansman yapılandırmaları konuşuldu. Dördüncü oturum ise faizin dini açıdan ele alınmasına ve katılımcılar tarafından tartışılmasına imkan sundu. Bu oturumda faizli bir bankanın faizsiz bir bankaya dönüştürülmesi süreci İslam hukuku açısından ele alınırken ayrıca Türkiye’deki diyanet personelinin faiz hassasiyeti üzerine bir araştırma da katılımcılarla paylaşıldı. Atölyenin ikinci gününde gerçekleşen beşinci oturumda ise yatırımcıların faizli borçlanmalarına alternatif çözümler değerlendirilerek, kitle fonlaması üzerinde duruldu ve faizsiz ekonomik sistemde devletin rolü irdelendi. Son oturum ise faizin refah dağılımına olan olumsuz etkileri ve faizsiz finans yöntemlerinde kullanılan Murabahanın faizle olan ilişkileri hakkındaki sunumlarla gerçekleşti.
İki gün süren atölyenin sonunda yapılan değerlendirme oturumunda; din, finans, sosyal adalet, hukuk ve daha birçok açıdan ele alınan faizin yaratmış olduğu sorunlara dair 17 maddelik bir bildirge yayınlandı. Akademisyenlerin, STK ve sektör temsilcilerinin de arasında bulunduğu atölye katılımcıları tarafından yapılan tartışmalar neticesinde ortaya çıkan bildirge Necmettin Kızılkaya, Süleyman Kaya, Hichem Hamza, ToseefAzid, Hakan Sarıbaş, Mabid Ali al-Jarhi tarafından değerlendirildi ve kamuoyu ile paylaşıldı.

 
5. İSLAM İKTİSADI ATÖLYESİ SONUÇ BİLDİRGESİ;
 
GÜNÜMÜZDE İKTİSADİ PROBLEMLERİN TEMEL KAYNAĞI FAİZDİR!
 
5. İslam İktisadı Atölyesi'nde üç gün boyunca sunulan tebliğler, yapılan değerlendirmeler ve tartışmalar çerçevesinde aşağıdaki konulara kamuoyunun dikkatinin çekilmesi ve bu hususta gerekli uygulamaların geliştirilmesi çağrısında bulunulmasına karar verilmiştir.
1.         Faiz tüm din ve inanışlarda yasaklanmış ve faizin zararlarına vurgu yapılmıştır. Bu çerçevede faizin sadece sorunlu rutin bir iktisadi uygulama olarak görülmeyip bir hastalık olarak teşhisi önem arz etmektedir. Zira faiz tüm ekonomik problemlerin merkezinde yer almakta olup busorunun çözülmesi iktisadi pek çok sıkıntının esaslı bir biçimde aşılmasına katkı sağlayacaktır. Bu nedenle faizin sadece azaltılmasıdeğil tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik adımlar atılması gerekmektedir.
2.         Modern kapitalist ekonomi içinde sermaye ve servetin belirli ellerde toplanmasını sağlayan temel etken faizdir. Böylece faiz iktisadi eşitsizliğin ve sosyal adaletsizliğin temel sebeplerinden birisi haline gelmektedir. Faiz oranlarındaki her yükseliş en zenginleri daha zengin ederken, merkez bankaları tarafından zaman zaman uygulanan düşük faiz uygulamaları da temelde sermayedar kesimin kamu kaynaklı kredileri daha fazla kullanması ile neticelenmektedir. Faizli bir sistemde sosyal adaleti faiz oranları üzerinden sağlamak imkânsızdır. Dolayısıyla sosyal eşitsizlik faizli bir sistemin yol açtığı en temel problemler arasından yer almaktadır.
3.         Son yıllarda yapılan birçok araştırmada faizin iktisadi büyüme üzerinde olumsuz etkileri olduğu ortaya konmuştur. Faiz üretken kaynakların reel ekonomiye aktarılmasını etkilemekte ve bu bağlamda iktisadi kalkınma üzerinde olumsuz tesirler oluşturmaktadır. Böylece eldeki kaynakların tam ve verimli kullanımı önünde engel olan faiz, ekonomideki gelişmeyi durdurmaktadır. Faize dayalı bir finansal sistemden faizsiz bir sisteme geçmek, paranın pozitif bir getirisi olmayacağı için ekonomideki reel dengelerin daha sağlıklı bir hale gelmesine sebep olacaktır.
4.         İslam iktisadının ekonomi bilimine en önemli katkılarından birisi faizsiz bir iktisadi sistem oluşturmasıdır. Bu katkının günümüz koşulları içinde geliştirilerek evrensel bir sisteme dönüştürülmesi gerekmektedir. Bu nedenle İslam iktisadı araştırmacılarının faizi dini saik ve argümanlarla reddetmenin ötesine geçip iktisadi olarak açıklanmış ve temellendirilmiş yeni bir faizsiz sistemi inşa etmeleri gerekmektedir.

5.         Genel olarak İslam ekonomisi çalışmalarında, özelde ise faiz konusunda Osmanlı başta olmak üzere Müslüman toplumların tarihi tecrübesinden hem teorik hem de pratik olarak istifade edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde fikri derinliği sağlamak mümkün olmayacaktır.Bu durum günümüzde önemli bir sömürü aracı olan faiz ile ilgili çözüm arayışlarını tıkayacaktır. Bu nedenle tarihi tecrübe ve birikime önem verilmesi gerekmektedir.
6.         Dünyada finans alanında ortaya çıkan krizlerin en önemli nedeni faizdir. Bu durum birçok uzman tarafından dile getirilmekte ve alternatif çözümler aranmaktadır. Ancak bu çözümler de vahiyden beslenmedikleri için yeni başka sorunlara yol açmaktadırlar. Tam da bu noktada Müslümanların dünyaya sunabilecekleri çok önemli katkılar bulunmaktadır. Bu alanda yapılacak çalışmaların teorik bir derinlikle gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
7.         Finans sisteminde faizsiz uygulamaların alanının genişletilmesi ve kooperatif bankacılığı, gayrı menkul sertifikaları, dayanışma ve yardımlaşma sandıkları, mikro finans ve kitle fonlaması gibi yeni uygulamaların önünün mevzuatta açılması gerekmektedir.Bu uygulamalar yoksulluğun azaltılması ve ihtiyaçların karşılanması noktasında, İslam iktisadı çerçevesinde teorik boyutta ele alınan değişik finans modellerinin faizsiz bir temelde pratikte uygulaması anlamına gelecektir.Bu modellerin uygulanması ile elde edilecek olumlu neticeler İslam’ın insanlığın ekonomik ve sosyal anlamda nasıl daha insanca bir hayat teklifinde bulunduğunu gözler önüne serecektir.
8.         Toplumun her kesiminde faiz hassasiyetinin oluşturulması bir zorunluluk arz etmektedir. Özellikle insanları zorunlu olarak faizli banka sistemi içine çeken uygulamaların sonlandırılması önemli bir adım olacaktır. Bu çerçevede faizi özendirici reklam ve uygulamaların azaltılması kadar faizsiz modeli özendirici olanların da arttırılması gerekmektedir. Ayrıca finansal okuryazarlığın faiz farkındalığı yönüyle geliştirilmesi, bu husustaki eğitim çalışmalarının derinleştirilmesi lazımdır.
9.         Günümüzde başta kamu kurumları çalışanları olmak üzere çalışanlar maaşlarını alacakları bankaları kendileri tercih edememekte, kişiler kurumlarının promosyon karşılığında anlaştıkları bankalarla çalışmak zorunda kalmaktadırlar. İnsanları zorunluluk altında bırakarak faizli banka sistemine çeken bu tür uygulamaların sonlandırılması, faizsiz bir ekonomik sistemin oluşturulmasında önemli bir adım olacaktır. Bu çerçevede kamu sektörü başta olmak üzere çalışanların banka promosyonları ile ilgili bir düzenleme yapılarak kişilerin maaşlarını kendi istedikleri bankalardan alma tercihlerinin sağlanmasına yönelik bir düzenleme yapılması önem arz etmektedir. Böylece hem katılım bankalarının müşteri ve mevduat oranları artırılacak hem de faizsiz bir ekonomik sistemin oluşmasına ve gelişmesine katkı sağlanacaktır.
10.       Faizsiz bir bankacılık modeli için katılım bankacılığının geliştirilmesi önem arz etmektedir. Dolayısıylabu sektör temsilcilerinin bilgilendirme ve halkla ilişkilere yönelik faaliyetlerine daha fazla önem vererek kendi fark ve uygulamalarını halka anlatmada yaygın iletişim araçlarını da kullanarak daha aktif bir rol üstlenmesi gerekmektedir.
11.       Faizsiz uygulamaların geliştirilmesi için katılım bankalarının araştırma ve uygulama önerilerini daha fazla desteklemesi gerekmektedir. Bu doğrultuda İslam iktisadı alanındaki yeni araştırma ve modelleme çalışmalarının ivedilikle başlatılmasıelzemdir.

12.       Günümüz koşullarından ötürü faiz konusunda zorunlu olarak geliştirilen bazı ara çözümlerin kalıcı uygulamalar olarak görülmemesi gerekmektedir. Bu bağlamda İslam’ın temel esaslarına göre sürekli bir iyileştirme siyasetinin takip edilmesi icap etmektedir.
13.       Günümüzde her ne kadar İslami bankacılığın finans sektöründe sahip olduğu pay hem dünyada hem de Türkiye’de artış gösterse de bunun oranı oldukça düşüktür. Bunda birçok faktörün rolü olmakla beraber faiz hassasiyetinden kâr odaklı bir anlayışa doğru evrilmenin önemli bir etkisi olduğu açıktır. Bunun bir tezahürü olarak özellikle Türkiye’de kurulan faizsiz bankalarda ülkemiz kaynaklı yerleşik pay sahiplerinin oranın oldukça düşük olması dikkat çekmektedir.
14.       Katılım bankalarının borç finansmanına dayalı işlemleri politika faizlerinden olumsuz yönde etkilenirken, bu yöntemle birlikte faiz oranlarındaki değişimlerin reel ekonomiye yansıtıldığı gözlemlenmiştir. Bu durum faiz hassasiyeti açısından çeşitli sorunlar barındırmaktadır. Buna bağlı olarak borç finansmanı yerine kar-zarar ortaklığına dayalı işlemlerin oranının arttırılmasıbu etkiyi azaltacaktır.
15.       Kamunun katılım bankacılığı alanına yatırım yapmış olması ve bazı İslami yatırım enstrümanlarını kullanması halkın İslam iktisadına yönelik algısını olumlu yönde etkilemektedir. Bu bakımdan kamunun uygulama alanlarının genişletilmesi önemli bir gelişme olarak görülmektedir.
16.       Daha adil ve verimli bir piyasa düzeni ve buna bağlı olarak iktisadi büyüme için hayırsever davranış önemlidir. Faiz temelli ve aşırı borçlanmaya dayalı finansal sistem ekonomik krizlerin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Dolayısıyla hayırseverliği teşvik edecek kamu ve özel sektör uygulama ve mevzuatının geliştirilmesi önemlidir.
17.       Genel olarak dünyada özelde ise Türkiye’de İslam iktisadına yönelik artan bir ilgi ve beklenti söz konusudur. İslam iktisadı alanının bu ilgi ve beklentiyi karşılayacak şekilde teori ve uygulamada genişletilmesi ve geliştirilmesi gerekmektedir. (Kurum haberi)
 
 
 
 

Bakmadan Geçme

Kayseri Gündem - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
WhatsApp İhbar Hattı
0533 704 84 10
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!