Eski Kayseri'yi yok ettik

 “Geri dönüşü olmayan bir hata yaptık”

Saadet Partisi İl Başkanı Mahmut Arıkan gazetemize çarpıcı açıklamalarda bulundu. Son 20 yıldır Kayseri’nin en büyük probleminin vizyonsuzluk olduğunu kaydeden Arıkan, “İki ay önce Berlin’e gitmiştim. 3 buçuk milyon nüfusa sahip bir şehir. Bir tane trafik sorunu yok. Kimse kornaya basmıyor. 50-100 metrelik kuyruklar da yok. Çünkü trafiği tamamen yeraltına indirmişler. Metro ile yüzyıl önce ulaşım problemini çözmüşler. Yerin altına 2-3 kat metro inşa etmişler. Yukarıda hiç kimse yok. Ticari taksi ve tek tük araçlar söz konusu. Ayrıca üstgeçit de yok. Her şey tamamen alttan götürülüyor.

Biz sanki bundan 50-100 sene sonra hiç ihtiyaç olmayacakmış gibi trafiği üstgeçitler vasıtasıyla çözme hatasına düştük. Geri dönüşü olmayan bir hata… Nasıl ki tramvayda, statta, halde, terminalde vb. projelerde çok ciddi hatalar söz konusu ise trafik sorunu da ilerleyen zamanlarda Kayseri’nin başını ağrıtacak sorunlardan birisi…” dedi.

“Artık huzur şehri değiliz”

Kayseri’de ahlaksızlığın da ciddi boyutlara ulaştığını kaydeden Arıkan, “Huzur şehri olarak adlandırılan Kayseri, artık huzur şehri değil. Çocuğumuz okuldan geç geldiğinde acaba başına bir iş mi gelir diye korkuyoruz.  Bundan 30 yıl önce benim evim ve okulum arasında 2 buçuk kilometre yol vardı. Yürüyerek gidip gelebiliyordum. 15 yıl önce 300-500 metre mesafedeki okullara çocuklarımızı göndermeye başladık. Yine yürüyerek gidip gelebiliyorlardı. Bugün 100 metredeki okula servis tutma ihtiyacı hissediyorum.

Okuldan eve gelene kadar yaşanacak sıkıntılardan korktuğum için çocuğumu servisle gönderiyorum. Bu durum çocuğumu asosyalleştiriyor ve geleceği ile ilgili ciddi sıkıntılar doğuruyor” ifadelerini kullandı.

“Avrupa’nın her şeyini almak zorunda değiliz”

Bu ahlaksızlığın ilerlemesinde okullardaki serbest kıyafet uygulamasının da ciddi katkılar sağladığını belirten Arıkan sözlerini şöyle sürdürdü, “Avrupa’nın her şeyini almak zorunda değiliz. Trafik çözümünü alalım burada uygulayalım. Ama Avrupa’daki serbest kıyafet uygulamasını bize getirmenin bir manası yok. Biz imam hatipteyken saçımız uzun bir şekilde okula gittiğimizde hocalarımız tarafından hemen bir tren yolu yapılırdı. Hocalarımızın kulakları çınlasın o kadar derin yaparlardı ki 3 numaradan da aşağı olmazdı. Şimdi bakıyorum da saçları ve kıyafetler çeşit çeşit. Gelir düzeyi farklı olan insanlar aynı okulda okuyorlar. Psikolojik manada ciddi sıkıntılara sebep olabiliyor. Bunlar Kayseri’nin ve ülkemizin ciddi problemleri arasında…”

“En güzel mahallelerimiz beton yığını”

Son zamanlarda gündeme gelen dikey-yatay yapılaşama konusuna da değinen Arıkan, “2009 yerel seçimlerinde belediye başkan adayı olarak görev yaptık. Orada yatay yapılaşmaya her zaman önem vermemiz gerektiğini söyledik. Avrupa’nın çeşitli şehirlerine gittiğimizde geçmişteki tarihlerini korumuşlar. Amsterdam’da 1600’lü yılarda yapılan ve halen kullanılan yapılar var. Kayseri’nin en eski yapısı bugün tavukçu mahallesi olarak bilinen bir yer. Sadece orası kaldı ve eski Kayseri Mahallesi adı altında orayı kurtarmaya çalışıyoruz. Eski Kayseri’yi yok ettik. Eski şehri muhafaza edip dışarıya doğru bir gelişim inşa etmeliydik. Bu fırsatı kaçırdık.

Yatay şehirleşme medeniyetler ve ulaşım anlamında çok daha mantıklı bir durum. Artık 22 katlı binalarımız oldu. Mahallelerimizi beton yığını haline getirdik. Ben bugün sektörün içerisinde olduğumdan dolayı da rahat bir şekilde konuşabiliyorum. Teslim ettiğimiz binalarda komşuluk diye bir durum söz konusu değil. İnsanlar eve girip çıkarken karşılaştıklarında asık bir suratla selam ya veriyorlar ya da vermiyorlar. Onun dışında komşuluk ilişkisi maalesef söz konusu değil.

Bugün Kayseri’nin en güzel mahalleleri Alpaslan ve Gültepe mahalleridir. Buralar bir beton yığını. Bugün bir Alman vatandaşını Gültepe’ye getirseniz. Burası bir Müslüman mahallesi mi diye sorsak ben nereden bileyim diyecektir. Bizim medeniyetimizi ve İslam’ı yansıtan hiçbir şeyi ortaya koyamıyoruz” şeklinde konuştu

Haber: Bünyamin Gültekin