Eski Başyaverden sorulara çelişkili yanıtlar

Darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik suikast girişimine ilişkin davanın sanıklarından, eski Başyaveri Yazıcı, duruşmada kendisine yöneltilen sorulardan bazılarına çelişkili yanıtlar verdi, bazılarını ise cevaplayamadı.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve 2 polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davanın sanıklarından, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eski Başyaveri Albay Ali Yazıcı, duruşmada kendisine yöneltilen sorulardan bazılarına çelişkili yanıtlar verdi, bazılarını ise cevaplayamadı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yerini darbeci askerlere bildirdiği iddiasıyla yargılanan sanık Yazıcı, Muğla Ticaret ve Sanayi Odası konferans salonundaki duruşmada, 2. Ağır Ceza Mahkemesi heyetince dinlendi.

Yazıcı, 27 Temmuz 2015'te başladığı Başyaverlik görevinin 15 Temmuz 2016'ya kadar sürdüğünü belirtti.

15 Temmuz'a kadar Cumhurbaşkanı'nın bütün resmi görevlerinde kendisine refakat ettiğini belirten Yazıcı, "Özel programlarına resmi kıyafetli olduğum için kendi isteğiyle dahil olmuyordum. 15 Temmuz öncesinde de kendisi bayram sürecinde 2 gün ayrıldı, beni serbest bıraktı. Daha sonra bir hafta tatil için ayrılacaklarını ifade ettiler. Müsadesiyle ben de ilk defa izne ayrıldım. Yaklaşık bir yıl boyunca ilk defa kendisinden ayrılmış oldum. Bir yılda aracında, helikopterinde hep birlikte bulundum, verdiği emirleri yerine getirmeye çalıştım." dedi.

Bayramdaki 2 günlük izni sırasında kendisinin de Tokat'ın Erbaa ilçesindeki ailesinin yanına gittiğini anlatan Yazıcı, 8 veya 9 Temmuz'da döndüğünü, Cumhurbaşkanı'nın tatil için ayrılacağını öğrenince 12 Temmuz'da yeniden Erbaa'ya gittiğini dile getirdi.

"Cumhurbaşkanı'nın nerede olduğunu öğrenin talimatını verdim"

Sanık Yazıcı, 14 Temmuz'a kadar Erbaa'da kaldığını belirterek, ifadesini şöyle sürdürdü:

"Perşembe sabah ailemi orada bırakıp yola çıktım, öğleden sonra Ankara'ya vardım. Yalnız olduğum için Muhafız Alayına gittim. Alay komutanı beni görünce şaşırdı. 'Sayın Cumhurbaşkanı tatil için ayrıldı, ben de 5 gün boyunca serbestim, cumartesi günü Antalya'da bir programı var, dünya karması maçıyla ilgili.' dedim. Kendisi internette Sayın Cumhurbaşkanı'nın Marmaris Okluk'ta olduğuna dair haberler çıktığını, benim bunu nasıl bilemediğimi sordu. Bunu duyunca kara yaverini aradım, 'Arkadaşlar Cumhurbaşkanı'nın nerede olduğu internette yazıyor. Nerede olduğunu öğrenin.' talimatını verdim."

Evine gelip geceyi tek başına geçirdikten sonra kahvaltı ve saç tıraşı için Muhafız Alayına gittiğini ifade eden Yazıcı, Alay Komutanı'nın, 15 Temmuz'da tatbikat olacağını ve kendisinin hangi personelleri verebileceğini sorduğunu, iki astsubay dışında kimsenin bulunmadığını söylediğini, Muhafız Alay komutanının bu iki kişinin gelmesini istediğini iddia etti.

Aracına binen "Emin" isimli kişiyi izah edemedi

Cuma günü Antalya'ya uçak bileti ayırttığını, şoförüne "Sen Başyaverlikte kal, biz Atahan astsubayla gideceğiz." dediğini dile getiren Yazıcı, "Muhafız Alayının nizamiyesinden çıkarken bir yarbay geldi. İlk defa orada gördüm." dedi.

Antalya'ya 15 Temmuz günü giderken aracına binen "Emin" isimli bu kişiyi yanına niçin aldığını izah edemeyen Yazıcı, şunları söyledi:

"Askeri birliğin içinde olduğum için sivil olmasına rağmen itibar ettim. Antalya'ya ne zaman gideceğimi nereden biliyor, bilmiyorum. Antalya'ya gideceğimi sadece kendi personelim biliyordu. Nasıl öğrenmiş, nereden öğrenmiş bilmiyorum. Bunun bir izahı yok. Ben de izah edemiyorum. Arabayı ben kullanıyordum. Cep telefonunu kurcalıyordu, bazen benim telefonumu da kurcalıyordu. Bunların bir izahı yok. Alt rütbemdeki birisi nasıl bu kadar rahat hareket edebiliyor ve telefonumu kurcalayabiliyor? Sessiz kalmadım ama izah edemiyorum. 4 aydır düşünüyorum, bunları kendime bile açıklayamıyorum."

Yazıcı, "Herkes farklı düşünecektir, kızacaktır ama ben bunları kendime izah edemiyorum. Daha sonra yola çıktığımızda benimle ilgili bilgiler topladığını söyledi. Sormam üzerine Özel Kuvvetler'de görev yaptığını söyledi. Kuşkulandım, yolda indirmeyi düşündüm ama çekinmeye başladım çünkü silahı vardı." dedi.

"Çiğli'ye ilk defa gittim"

Eski Başyaveri Albay Ali Yazıcı, 15 Temmuz günü Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndan çıkarken arabasına aldığı, kendini "Emin Yarbay" olarak tanıtan sivil kıyafetli kişiyle Antalya'ya giderken Afyonkarahisar'da mola verdiklerini, sonra yola devam ettiklerini belirterek, saat 21.30'a doğru Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterinin kendisini arayarak "Albayım bir şeyler oluyor, haberin var mı?" diye sorduğunu ifade etti.

"Hayır haberim yok, yoldayım yarınki programa gidiyorum." cevabını verdiğini aktaran Yazıcı, "Cumhurbaşkanının danışmanı aradı. 'Darbe oluyor herhalde, haberin var mı?' dedi. 'Araştırayım.' dedim. Sonra Levent Yarbay'ı ve Mete Yarbay'ı aradım, durumu öğrenip aramalarını istedim. Genelkurmay Harekat Merkezi, tatbikat olduğunu söylemiş, ben de bu yönde bilgi aktardım." dedi. 

Bu sırada Antalya'da bulunan Protokol Şube Müdürü ile konuştuğunu ve "Buraya gelmenize gerek yok, burada faaliyet olmaz." demesi üzerine Antalya'ya gitmekten vazgeçtiğini iddia eden Yazıcı, Marmaris'e gitmek istediğini ancak önce beraber yolculuk ettiği "Emin Yarbay"dan kurtulması gerektiğini düşündüğünü dile getirdi. 

"Sayın Cumhurbaşkanının doktoru ve Hasan Doğan Bey'le görüştüm. Oraya yanımda tanımadığım birisiyle gitmenin uygun olmayacağını düşündüm." diyen Yazıcı, şunları söyledi:

"Marmaris yol ayrımından İzmir'e döndüm, niyetim orduevine gitmekti. Emin Yarbay, 'Komutanım Çiğli'ye gidelim' dedi. Bunun da bir izahı yok. İlk defa oraya gittim. Araçla girdik birliğe ve ışıkları yanan bir yer vardı. İçeride Ramazan Elmas Albay vardı. Kendisini ilk kez gördüm. 3-5 pilot arkadaş daha vardı. Muhabbet etmeye başladık. Çiğli'de televizyondan olayları takip ettim. Ondan sonra saat 02.30'a doğru bir arkadaş misafirhaneyi gösterdi. Ondan önce Sayın Cumhurbaşkanının İstanbul'a hareket ettiği söylendi."

Gelişmeler üzerine Ankara'ya gitmeyi düşündüğünü ama nizamiye kapatıldığı için bunu yapamadığını ileri süren Yazıcı, sabah yola çıkmaya karar verdiğini anlattı.

Ertesi gün saat 11.00 gibi "Emin Yarbay"ın yanına geldiğini, "Ben dönüyorum" deyince nizamiye dışındaki otobüs duraklarına bırakmasını rica ettiğini söyleyen Yazıcı, bu isteği yerine getirdiğini anlattı. 

Daha sonra Ankara'ya gittiğini ve o geceyi evinde geçirdiğini belirten Yazıcı, "Gece Külliye'ye gitmek istedim, her taraf tutulduğu için geceyi evde geçirdim. 17 Temmuz sabahı koruma arkadaşlar gelip beni evden aldılar. Külliye'ye gittik. Gece 01.00'e kadar sorgumuz oldu. Kötü bir muamelede bulunmadılar." dedi.

"Çiğli'ye gitmem makul bir karar değildi"

Mahkeme Başkanının sorusu üzerine, "Cep telefonuna sıkıyönetim ilan edildiği ve en yakın askeri birliğe gidilmesi gerektiğine" dair bir mesajın gelmediğini ileri süren Yazıcı, "İzmir gibi pek çok konaklama imkanı olan bir yerde gece vakti imkanların az olduğu ve hiç bilmediğiniz Çiğli 2. Ana Jet Üssüne neden gittiniz?" sorusuna ise "Şu an bakınca makul bir karar değil. Ben olayların başladığını öğrendiğim için daha emniyetli olur diye düşündüm sanırım ancak oraya gitmem hayatın olağan akışına uygun değil." yanıtını verdi.

Yazıcı, kendisiyle aynı saatlerde Çiğli'de olduğu değerlendirilen eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş ile askeri üste görüşmediklerini, Sönmezateş'i ilk defa duruşma salonunda gördüğünü öne sürdü. 

Akıncı Üssü ile Çiğli'deki askeri hat üzerinden temasa geçtiği iddiasıyla ilgili de çelişkili ifadeler kullanan Yazıcı, "Askeri hattı kullandım ama ne amaçla kullandığımı hatırlamıyorum. Kullanmadım sanırım." diye konuştu.

Sanık Yazıcı, birlikte seyahat ettiği "Emin Yarbay"ın yolculuk sırasında Cumhurbaşkanı'nın nerede olduğunu sorduğunu ama buna cevap vermediğini iddia etti.

Sorulara çelişkili yanıtlar verdi

Ali Yazıcı, darbe girişimi öncesinde Muhafız Alayında bir grup askerle harita üzerinde çalışma yaptıkları iddiasını da kabul etmedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatının "O gece telefonla kimseyle konuşmamışsınız, ikinci bir telefonunuz mu var?" diye sorması üzerine, özel bir telefon hattının bulunduğunu kabul eden Yazıcı, avukatın şahsına ait telefon numarasını sorması üzerine "Telefon numaramı şu an hatırlamıyorum." dedi.

Yazıcı, 14 Temmuz'da yaverleri toplayıp görev dağılımı yaptığı iddiasını da reddetti. Odasında bir toplantı yaptıklarını ancak görev dağılımıyla ilgili olmadığını savunan Yazıcı, görüşme öncesinde yaverlerin telefonlarını toplattığı iddasına ilişkin, "Telefonları toplamadım, benim odama telefonla girilmiyor. Rutin bir uygulama bu. O toplantıda 'Cumhurbaşkanının yerini öğreneceksiniz, nokta itibarıyla koordinat olarak bana söyleyeceksiniz' ifadelerini kullanmadım." iddialarında bulundu.

Cumhurbaşkanlığı WhatsApp grubundan saat 22.45'te yaptığı "Ben Antalya'ya geçiyorum araçla. Bana üst düzey emniyet tedbirli tatbikat var dediler." paylaşımı sırasında baz istasyonu kayıtlarına göre Aydın'ın İncirliova ilçesinde olduğunun ve İzmir'e gittiğinin tespit edildiğinin belirtilmesi üzerine Ali Yazıcı, bu konudaki soruya da cevap veremedi.  

Bir başka avukatın "Fuat Avni siz misiniz?" sorusunu yönelttiği Yazıcı, bu konuyla ilgili, "Sayın Cumhurbaşkanı'nın yanında  27 Temmuz 2015'te göreve başladım. Zannedersem o daha önce de mesaj atıyordu. Değilim. Cumhurbaşkanının görüşmelerini görev tanımım dışında kaydetmedim." iddiasında bulundu. 

Savcılık ifadesinde "Kutsi Barış'a otelin adını söylemekle hata ettiğimi kabul ediyorum" demişti

Sanık Ali Yazıcı, Ankara Adliyesinde savcıya verdiği ifadede, "Darbe girişimi sırasında yanlış tercihler yaptığımı, Cumhurbaşkanının yanına gitmeyip, İzmir'e gitmekle hatalı olduğumu kabul ediyorum. Kutsi Barış'a (Eski Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı), Cumhurbaşkanının kaldığı otelin adını söylemekle de hata ettiğimi kabul ediyorum." şeklinde savunma yapmıştı.

Savcılıktaki sorgusunda, darbe girişimini öğrendikten sonra Cumhurbaşkanını neden aramadığı, güvenliğinin yerinde olup olmadığını, güvenlik tedbirleri ile ilgili neler yapabileceğini niçin sormadığı sorusu üzerine Yazıcı, "Bu soruya verilecek mantıklı bir cevabım yoktur." diye yanıt vermişti.
AA

Bakmadan Geçme