• Haberler
  • Ermeniler ve onların 'Armenizm'(Ermenilik) ideolojisi üzerine derlemeler

Ermeniler ve onların 'Armenizm'(Ermenilik) ideolojisi üzerine derlemeler

Erciyes Üniversitesi Edebiyat fakültesi Ermeni dili ve Edebiyatı Anabilim dalı öğretim üyesi Doç.dr. Gaffar Çakmaklı Mehdiyev, Ermeniler ve onların 'Armenizm'(Ermenilik) ideolojisi üzerine yazdı.

 Her toplumun kendi millî kimliğine dayalı bir ideolojisinin oluşması, şekillenmesi için belli aşamalardan geçmesi gerekir. Genellikle ideolojiyi siyasi ve sosyal bir eğitim olarak meydana getiren ve siyasi ve toplumsal hareket olarak yönlendiren düşünce, inanç ve görüşler sistemi sağlıklı olmalıdır, aksi takdirde o bir topluma, bir döneme ya da toplumsal bir sınıfa özgü inançlar sistemi olarak belirirken kendisi ile temel sorunlar yaratabilir. Milletlerin kendi var oluş koşulları ve birbirleriyle ilişkilerinden doğan yaşam tarzlarıyla ilgili yapılan siyasi ve sosyal tasarımların hepsini onun belli zaman içinde geliştirdiği ideolojilerde aramak çok da doğru olmaz. İdeolojiyi somut kişiler oluşturur. Ermeni milletinde bu kişiler daha çok organize suç dünyasının adamları olduklarından onların öğretisinin de diğer milletlere kıyaslandığında eksikleri görülür. Bu anlamda Ermenilik mükemmel ideoloji sayılamaz.

Ermeniler kasıtlı olarak kendilerinin tarihî geçmişini karıştırarak dünyanın bu konu ile ilgili çalışmalar yapan yabancı ülke Ermeni araştırmacılarını da şaşkına çevirmişler.

 Tarihe bakalım.Bir coğrafi ad olarak “Arminia” veya “Armani” adına en erken Eski Fars (Pers) imparatoru I. Darius'un MÖ 510 tarihli Bisutun Anıtı'nda rastlanır. MÖ 399 yılında bölgeyi gezerek buraları ayrıntılı tarif eden Yunan tarihçisi Ksenofon’un eserinde ülke adı “Armenia” olarak geçer. Strabon’un "Coğrafya"sında (M.S. 1. Yüzyıl) ve Roma İmparatorluğu'nun idari arazisi bölümünde Armenia sınırları şöyle tanımlanır: Batıda Fırat nehri, Güneyde Güneydoğu Toros sıra dağları, Güneydoğuda Hakkâri dağları ve Urmiye Gölü, Kuzeydoğuda Gökçe gölü ve Karabağ, Kuzeyinde Çıldır Gölü ve Doğu'da Karadeniz dağları. Ortaçağ Arap kaynaklarında aynı bölgenin adı Armaniyya veya Ermeniyye (Ar: أرمنية) olarak geçiyor. Eski Türkçe metinlerde Ermeniyye adına 15. yüzyıla kadar rastlanır.

Asırlarca sadece tarihî bir isim olarak anılan "Armenia / Ermenistan" adı, 19. yüzyılın milliyetçi politikaları döneminde tekrar güncel anlam kazanmıştır. Ermeniler kendilerine Hay ve ülkelerine Hayastan veya Hayk adını verirler. Yabancı ulusların Ermeni ülkesi için kullandıkları bir terim olan Armin veya Arminia ilk defa MÖ 510 tarihli eski Farsça (Persçe) Bisutun yazıtında yazılmıştır. Bu ise dediğimiz gibi, şimdiki anlamda Hayastan (Հայաստան) demek değildir. Eski Pers İmparatorluğu'nun Arminia eyaleti (Satraplığı) Van Gölü havzası merkez olmak üzere Ağrı Dağı bölgesi ve Aras ve Arpaçay vadileri ile en Batıda Elazığ ve Erzincan bölgesi de dâhil Yukarı Fırat havzasını kapsamıştır. Aynı bölge eski dönem boyunca eski Yunan ve Latin kaynaklarında Armenia, İslam dönemine ait Arap kaynaklarında ise Armaniyya / Ermeniyye olarak isimlendirilir.  Bu coğrafyada çeşitli halklar yaşadığından daha sonralar bunların çoğu Hıristiyan veya başka din mensubu  olduğundan buradan gelen her kese “Ermeni”, “Ermeniyeli” denilmiştir.

Erken dönem Azerbaycan el yazılarında coğrafi bölge adı olarak Ermeniyye terimine 15. yüzyılın başlarına kadar rastlamak mümkün. Bölge MÖ 1. binyılda, daha doğrusu bu binyılın ilk yarısında Urartu Krallığı yönetimi altında olmuştur. Urartu uygarlığının MÖ 7. yüzyıldan itibaren zayıflayıp çökmesiyle, aynı bölgede birbirinden bağımsız hareket eden çeşitli Beyliklerinin ve Urartu dili ile hiçbir ilgisi olmayan Ermeni (hay) topluluğunun varlığı bilinmektedir Ermeni unsurunun bölgede hep Urartu egemenliği altında bulunan bir unsur mu, yoksa Urartu düzeninin zayıfladığı dönemde bölgeye dışarıdan gelen işgalcilerle birlikte gelen toplum mu olduğu tarihçiler arasında hep tartışma konusu olmuştur, Ermeni tarihçiler arasında da bununla ilgili fikir birliği yoktur. Urartu, Hint-Avrupalı ​​olmayan (N.İ.Marr’ın deyimiyle, "Yafet") bir kültürdür; bu karşılık Ermeni kültürüne ciddi bir etki ve onun için zenginlik kaynağı olmuştur. Bu anlamda, diğer toplumların, ulusların kullandığı "Ermeni, Armenian, Armenien" kelimesinin de Perslerin Urartu bölgesine verdiği isim olan "Arminia" ile ilişkisinin olduğu reddedilemez delildir. Bunu Ermeni ideologlar kabul etmezler çünkü bu isim altında benimsedikleri kültürlerin kendilerine ait olmadığı ortaya çıkabilir. Yine Ermenilerin kendilerini adlandırdıkları "hay" kelimesinin de bazı Frig kabilelerinin bunlara verdiği isim olan "Hayk"la hiç ilgisi yoktur. Bir millete önce kendisi isim verir. Kendini başkasının verdiği isimle adlandırmaz. Buradan anlaşılıyor ki, Ermeni dediğimiz toplumun hay ismi de doğru değildir. Ermenistan'a sonraları gelmiş ‘Ahbar’ denilen İran ve Doğu Ermenistan Ermenileri kendilerine "Frang" diyorlardı. Bizce, bu Frigya. Şimdi adına Ermeni dediğimiz toplumla ilgili şu sonuca varabiliriz ki, Ermenilerin:

- "Ermeni, Armenian, Armenien" isimlerine iddiaları saçma;

- Tarihîi Armaniyya veya Ermeniyye Ermeni halkının ülkesi demek değildir;

- Urartularla hiçbir ilgisi yoktur;

- Haykla da hiç ilgisi yoktur.

Peki, modern Hay-Ermeni dili nasıl oluşmuştur? Çünkü dilin oluşması ile halkın oluşması aynı bir süreçtir.  Akademisyen N. Marr şöyle diyor: “Ermeni halkı gibi, Ermeni dili de hibrid, dikiş dildir”. Ermeni bilim adamı, akademisyen M.Abekyan da aynı fikri tekrar ediyor. "Ermeni dili hibrid dildir. Öbür yandan Ermeni kabilesi de hibrid, Urartu ve diğer komşuları asimile etmiştir ". Modern Ermeni-Hay dilinin İran dillerine dâhil edilmesinin doğru olamadığını gösteren M.Abekyan’a göre ise: "Hay dilinin yaklaşık 800 kelimesinin kökü İran kökenli olması bahane olmuştur". Demek ki, Hay dili İran dillerinden değildir ve olamaz da. Çünkü Haylar, Sami kökenlidirler, Hayların kökeni, Hay halkının türevi Hay dilinin kökenini açmak için de önemli anahtardır. Hayların Ermenistan'ın eski nüfusu Urartulularla genetik bağlantısı olmadığı açıktır.

 “Hay” milletinin oluşması hakkında bir teoriye göre onlar "mimar halk" olarak sunuluyorlar. Gerçekten hayların kökeni yoğun şekilde inşaat işleri ile ilgilidir. Urartu ile Asurlular arasında uzun süren savaşlar sırasında çok sayıda insan köle gibi bir elden öbür ele geçirildi ve onları genellikle ağır inşaat işlerinde kullandılar. Ermenilerin bugün daha çok taşçı olarak bilinmesi de bundandır, geleneksel meslekleri mimarlık olmuştur. M.Ö. VIII. yüzyılda Urartu şahı Asurlara karşı on dört kez askerî hareket yapar ve sonuçta 91 bin erkek, 52500 kadın ve 74 bin çocuk ele geçirebiliyor. Bu erkek-işçi ele geçirme siyaseti Urartu toplumunda şah Argisti’den sonra da devam etmiştir. Bu köleler hem ev işlerinde, hem de inşaat işlerinde kullanılıyordu. Asurlulardan savaş kazancı gibi getirilen köleler sadece Asurlulardan ibaret olmayıp, ayrıca çeşitli milletlerden olan askerî esirler ve çeşitli unsurlardan oluşan bir topluluktu. Haylar da Asurlular da ağır maden işlerinde zorunlu çalıştırılıyorlardı. Asurlular, Urartu üzerinde zafer elde ettiğinde kendi kullarını bu araziye yol ve ağır inşaat malzemeleri elde etmek için taş ocaklarında kullanıyorlardı. Sonuçta Asur köleleri dağlık bölgelerde yerleşti çoğaldılar. Urartu'nun kendi nüfusunu ise Asur imparatorluğunun başka yerine götürüyorlardı. Hayların dağlarda yerleşimine hem Urartu hem de Asur yardım ediyordu.

İ.M. Dyakonov yazıyor: "Proto Ermeni dilinin yayılmasına Urartulular, tuttukları araziden halkı aktarma politikası ile çok yardım ettiler." Azerbaycanlı araştırmacı Beytulla Şahsoylu (Haykanlar (Ermeni) Kafkasya ve Panermenilik) KARABAĞ - Dün, bugün ve yarın "8'inci bilimsel pratik konferansının materyalleri-2010) da yazıyor ki, Ermeniler sahte tarih oluşturarak komşuların kültürünü benimseme yolu tutmuşlar. Bunların hepsi Ermeni ırkçılığının sonuçları sayılmalıdır. Demek, Ermeni ırkçılığının total ırkçılığa dönüşünde yine de ideolojik faktörler önemli rol oynamaktadır. Bilgi ve inançlar sistemi gibi Panarmenizm de ideoloji ile yüklüdür ve kendini teyit etmek için sahte tarih oluşturma yolunu seçmişler. Bu ideolojinin Ermeni milletinin devlet anlayışı ruhunda şekillenmesi eğilimi onu ırkçılığa yaklaştırır. Ve bu nerede yaşadığına bakılmaksızın tüm halkı, tüm Hayları kapsar ve gittikçe total özellik taşır...

Bugünkü Ermenistan’da yaşayan Ermeni olarak bildiğimiz millet kendine “hay” diyor. Ama eski çağlarda yaşamış ve QRABARCA KONUŞAN HALK  “hay” değildir. Yani bunlar birbirinin aynısı değildir.  Ermeniler kendi memleketlerinde, kendi aralarında “haydırlar”, dışarıda Ermeni (armen). Ülkenin adı Hayastandır (Հայաստան), ama her yerde Armeniya olarak veriliyor. Her halkın kendine ait bir adı olur ve kendi toplumu içinde bu adla tanınır. Bir halkın, bu şekilde kendini adlandırmasına endoetnonim denir. Bazen herhangi bir halkı komşuları da adlandırır. Bu tür dış adlandırmalara da ekoetnonim denir. Genellikle, dış adlandırma, halkın özelliklerine, hayat tarzına, yaşadığı coğrafyanın adına, hatta giyim tarzına göre verilir. Bu da belirli tarihî-siyasî şartlarla ilişkili olarak zaman zaman değişebilir; fakat halkın kendi içindeki millî adı, binlerce yıl yaşar, çok nadir hallerde unutulur. Etnonim biliminin bu kanunları Ermeni adı için de geçerlidir. Asıl adları olan Hay etnonimi, bugün Ermeniler arasında yaşadığı halde, Gürcüler onlara Somehi, Kürtler File, biz ve başkaları Ermeni diyoruz. Ancak Ermeni etnosu ilk dönemlerde bugünkü Haylara değil, tamamen başka bir dile ve medeniyete mensup Subar Türklerinin Ermen adlı boylarına aitti. Haylar ise, Ermenistan’a geldikten epeyce zaman sonra, özellikle de Hıristiyanlığı kabul etmelerinin ardından, civar bölgelere yayıldıkça bu yeni eko etnonimle adlanmışlar; zira bazı komşu halklar, tabii olarak onları Ermenistan halkı olarak tanımışlardır. Haylar da, aynı Ermen boylarının adını benimsedikleri gibi, alfabe değiştirip kendilerine tarih yazarken, onların eski tarihini de kendilerine mâl etmişlerdir. Bu sebeple de, Ermeni adının kaynağından bahsederken, gereken şartlardan biri, sonraki sahte Ermeniler (pseudo-Ermeniler) (Haylar) ile asıl eski Ermenilerin ayrılmasıdır.Bu adın kaynağından bahsetmek için, hangi tarihî çağlarda, hangi coğrafî mekânda, hangi halkın dilinde ve adında kullanıldığını araştırmak gerekir. Bu adın kullanım tarihine bakarsak, çok eskiden mevcut olduğunu görürüz. Kullanım sahasına baktığımızda ise, bu ada Altay’dan Tuna nehrine, Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar muhtelif coğrafî arazilerde, özellikle eski Azerbaycan’da rastlarız. Tarihin muhtelif çağlarında Mitanni devletinin, Sami dil ailesine mensup Arami gruplarının, Kafkas dilleri ailesine mensup Hurri-Urartu halklarının, Doğu Germen (Ostrogot) boyunun ve Türk dilli Subar, Bulgar, Mitan boylarının bu adla doğrudan veya dolaylı ilişkilerine ait bilgileri de buraya ilave ettiğimizde ve sonraları Balkan yarımadasından Ermenistan’a gelen Hay gruplarının da burada “Ermenileştiği”ni dikkate aldığımızda, zaman ve mekân ölçüleri çok büyük olan Ermeni adının kaynağını açıklayabilen dil ve tarih delillerini toparlayıp genel bir sonuç çıkarmanın o kadar da kolay olmadığını görürüz. Önce Ermeni adı ile ilişkisi olan Arman, Arme toponimleri ve Aramey etnonimi üzerinde duralım; çünkü bilim adamlarının çoğu Ermeni adının kaynağından bahsederken bu sözlere dayanırlar. Buradaki Ermen ülkesinin adı, yukarıda gözden geçirdiğimiz diğer etnonimler gibi, er-men kalıbında yapılmıştır; lakin burada Subarların Mitan-Armi boylarının da olduğunu dikkate alırsak, aynı etnonimin Urartu dili vasıtasıyla oluşturulduğunu istisna kabul edemeyiz. Çünkü Türk lehçelerinde olduğu gibi, Urartu dilinde de Armi yer adından Armini (“armili”) etnonimi oluşturulabilir. Zira Urartular da hiçbir zaman kendilerine Urartu dememişler ve Van gölünün eski adı Bia sözünden, kendi adları olan Biaine (Bia-ine) etnonimini ve ülkenin adını (Biaine=Urartu) oluşturmuşlardır. Fakat Hurri-Urartu dillerinde etnonimler daha çok –na / -ne ekiyle değil, -ge ekiyle verilir. Her iki durumda, Subar boylarından olan Mitan-Armilerin adından türeyen Armini adının Haylarla ilgisi yoktur ve burada akademisyen İ. Meşşaninov’un Erimen terimi hakkında ortaya attığı fikri bir kez daha doğruluyor: “Terim, Ermeni saldırısının bilimsel tespitinden çok daha önce bu çevrede mevcuttu.”  Bu artık belli bir kanıttır ki, Ermenler (armenler) hay değildir. Başka şeylerde olduğu gibi onlar bu adı da benimsemişler.

 

 Kaynaklar :

1.Ermenistan Sovyet Ansiklopedisinin "Sovyet Ermenistan'ı" cildi, s.23

2.."Osmanlı Rus Savaşı'nda Doğu Anadolu'dan Rusya'ya Göçürülen Ermeniler" , s.386-3874.

3.Pirumov S.G (Pirumyan) «Diyasporadaki  taşnaklar».” Doğu araştırmaları bilimsel birliği” yayını, Tiflis, 1934,s. 98

4.G.E.Geybullayev, Kadim Türkler ve Ermenistan, Bakü, 1992.

5. Koçar Meri. « Ermeni sorunu ve Ermeni-türk toplumsal-politik ilişkileri. Erivan 1988 s. 56

6. Pompeyev Yuriу. “Kanlı Karabağ”, Bakü, “Azerbaycan” gazetesi, 1992

7.V.Kudulyan.” Andraniki baderazmı` kitabı, (Ermenice) Beyrut, 1929, s.24

8.Sobraniye Aktov, Otnosyaşihsa k Obozreniyu İstorii Armiyanskogo Naroda, I, Moskova, 1833, s.178-179. (Rusça)

9.Şopen İ, İstoriçeskiy Pamyatnik Sostoyaniya Armiyanskoy Oblasti, s.510. (rusca).

10.Obozreniye Rossiyskih Vladeniy za Kavkazom, IV. Cilt, Sankt Petersburg, 1836, s.270

11.Zaven Korkodyan, Sovyet Ermenistanı'nın Ahalisi Son Yüzyılda 1831-1931, (Ermenice), Erivan, 1932'den naklen. Ermenistan Azerbaycanlılarının Tarihi Coğrafyası, s.35.

12. Şaumyan. S, Seçkin eserleri. Bakü, 1978, II cilt

13.. Gaffar Çakmaklı . “Dağlık Karabağ işgalden önce ve sonra” – Yalova -2011 s. 29

14.Հայ գրականություն, 9 - րդ դասարանների համար, Երեւան -2008

15. «Հայրենիք» օրաթերթ, Բոստոն 1933թ., թիվ 6517, 6520, 6524, 6528, 6534, 6542, 6545, 6554, 6568, 6583:

16. Գ. Նժդեհ, «Ինչո՞ւ ստեղծվեց Ցեղակրոն շարժումը», «Հանրապետական» թերթ, Երեւան, 1993թ., թիվ 21:

17. Գ. Նժդեհ, «Ինքնակենսագրություն», ՀՀ ԱԱՆ արխիվ, ԿՖ, գ. 11278, հտ. 4:

 18. Գ. Նժդեհ, «Ամերիկահայությունը - Ցեղը եւ իր տականքը», Սոֆիա 1935թ., էջ 78:
19.
Mane Hakopyan ” Плачем или делом, слезами или результатом заставить признать Геноцид?” Hetq.am 2 mayıs 2013

20."Taşnaklar ve onların yöneticileri" kitabı (Ermenice-1904, Tiflis).

21  Castin Makkartni Terörist hritian devlet olan Ermenistanın…….

22.Tağısoy Nizami. Etnik ve Epos: Geçmişten bugüne-2005, s..338-339).

23.Beytulla Şahsoylu (Haykanlar (Ermeni) Kafkasya ve Panermenilik) KARABAĞ - Dün, bugün ve yarın "8'inci bilimsel pratik konferansının materyalleri-2010)

Bakmadan Geçme