Erkeklerde Kolan Kanseri Riski

50 yaşından sonra her hastanın kolonoskopi çektirmesi gerektiğini vurgulayan Duran, "Kalın bağırsak kanseri genelde ileri yaşlarda, 50 yaşından sonra daha sık gözlenmektedir. Kalın bağırsağın yüzde 70-80'lik kısmına yerleşir. Genellikle karın ağrısı, kabızlık, dışkılamada değişiklik, makatta kanama, kilo kaybı şeklinde görülür. Hasta bu şikayetlerle geldiği zaman ileri tetkik yapılması gerekir" dedi.
Günümüzde bu hastalığın teşhisinin geç yapıldığını söyleyen Duran, "Bu hastalığın teşhisi geç yapılmaktadır. Nedeni hem hastaların şikayetlerini anlatmaktan çekinmeleridir hem de hastaların kendi kendilere kulaktan duyma tedavi yöntemleriyle hastalığı geçirebileceklerine inanmalarıdır. Hastalar genelde bu şikayetlerin basur, çatlak ve benzeri rahatsızlıklardan kaynaklandığını zannederek hekime başvurma gereksinimi duymuyor. Bu tür yakınmaları olan ileri yaşta olan hastalarda veya aynı şikayetlerle gelen genç hastalar dahi olsa kolonoskopi yaptırmak gerekir. Kolonoskopi kalın bağırsağın tamamının makatta rektal yolla görüntülü incelenmesidir. Günümüzde kolonoskopi kolon kanseri için altın standart teşkil etmektedir. Bağırsakta şüpheli görülen lezyonlardan biyopsi alınmaktadır. Patolojide değerlendirilip kesin teşhis konulmaktadır" ifadelerini kullandı.
Kalın bağırsak kanserinin tedavisinin cerrahi müdahale olduğunu belirten Duran, "Tedavisi kesinlikle cerrahi müdahaledir. Kanserin yerleştiği bölgeye radikal bir şekilde cerrahi müdahale uygulamak gerekir ancak ileri dönem kalın bağırsak kanserlerinde hastayı onkoloji uzmanlarıyla konsülte edip cerrahi müdahale öncesi kemoterapi ve radyoterapi uygulanmaktadır. Bizim için en önemlisi kanserin tedavisinden önce teşhisidir. Kanserde erken teşhis hayat kurtarır. Bu yüzden ailesinde kolon kanseri
olan hastaların muhakkak kolonoskopide değerlendirilmesi gerekmektedir" diye konuştu.
Duran, hastalığın erkeklerde kadınlara göre daha sık görüldüğünü belirterek, "Fakat ilerleyen yaşlarda bu hastalıklara daha sık rastlanmaktadır. Kalın bağırsağın içinde et benini andıran lezyonlar olduğu zaman özellikle tübüler adenom, tübüler villöz adenom veya villöz adenom denilen polipler olduğu zaman muhakkak alınması lazımdır. Ayrıca kalın bağırsak içinde yüzlerce polipten oluşan ailesel hastalıklar var bu hastalıklarda da kanser gelişmektedir. Bu gibi durumlarda da o poliplerin alınması, kalın bağırsağın o bölümünün alınması veya tamamının alınması gerekir" dedi.
Duran, tedavi aşamalarını ise şöyle açıkladı:
"Kolon kanserlerinin cerrahi tedavisinde kanserli bölgenin bağırsağın neresinde olduğu çok önemli. Özellikle kalın bağırsakla ince bağırsağın başlangıç kısmı, kalın bağırsağın sağ kısmında, orta kısımdaysa veya sol kısmındaysa bu kolonların alınması gerekir. Yine aşağı taraftaysa dışarı çıkan bölümüm ağızlaştırılmadan uç uca eklenerek ideal fonsiyonlarına devam ediliyor ancak kalın bağırsağın alt kısmında sağlam doku kalmadığında anüs tamamen kapatılarak kalın bağırsak ağızlaştırılıyor."