Emniyet Müdürü Mustafa Aydın:
Emniyet Müdürü Mustafa Aydın, vatandaş odaklı hizmet vermeye çalıştıklarını belirterek, 'Vatandaşların Emniyet Teşkilatından memnuniyet oranı yüzde 87'dir' dedi. Aydın, 'Emniyet Müdürünün daha ziyade sokakta olması lazım'...
Emniyet Müdürü Mustafa Aydın, vatandaş odaklı hizmet vermeye çalıştıklarını belirterek, “Vatandaşların Emniyet Teşkilatından memnuniyet oranı yüzde 87’dir” dedi. Aydın, “Emniyet Müdürünün daha ziyade sokakta olması lazım” dedi.
“Kayseri’de bir yıldır görevdeyim. Bir yıllık süre içinde şehrimizin asayişini sağlamak, arkadaşlarımızla ekip ruhu içinde çalışarak ilimizde güvenlik konseptini yerine getirme gayreti içindeyiz. Bu süreç içinde en büyük yardımcımız basın ve yayın organları oldu” diyen Emniyet Müdürü Mustafa Aydın, “Son yıllarda personel kalitesi açısından, yetişmesi ve emniyetin teknik düzeyde sahip olduğu zenginlikler açısından bizler de global yapı içinde günümüze ayak uydurmak zorundayız. Vatandaş odaklı güvenlik hizmeti üretirken vatandaşla beraber olmanız gerekir. Bu hiyerarşi içinde astlık, üstlük, emir ve baskı yoktur. Bu çerçevede her polisin bir toplum mühendisi olması gerekir. Eğer devletin güvenlik politikalarını bulunduğunuz ilde uygulayacaksanız, her şeyden önce o ilin genel manada kültürüne, demografik yapısına hakim olmanız ve buna adapte olmanız gerekir. Kayseri insanı sıcak kanlı ve güler yüzlü insan. Bu şartlar altında bizim asık suratlı olmamız mümkün değil. İnsanlarla kurulacak iletişimin en büyük şifresi gülümsemektir. Emniyet teşkilatında son yıllarda çok büyük bir vizyon değişikliği oldu. İnsan odaklı bir anlayış oldu” ifadesinde bulundu.
Emniyet Müdürü Aydın, yapılan çalışmalarla ilgili olarak şu bilgileri verdi:
“2012 yılındaki TÜİK rakamlarına göre vatandaşların Emniyet Teşkilatından memnun olma oranı yüzde 87’dir.
Günlük bize bin 100 ihbar geliyor. Bizim faal olan ekip sayımız 150 civarında. 160 civarında da ilimizde mahalle var. Her mahalleye bile bir ekibimiz düşmüyor. Bazı ekiplerimiz belli yerlerde sabit beklerken, bazı ekiplerimiz de devriye geçiyor. Aslı olmayan veya kasıtlı veya yalan bir ihbar yapıldığı zaman o ekibimiz o mahalleye giderek bulunduğu yeri boşaltmış oluyor. İkinci bir suça ise yetişmekte geç kalıyor. Beyaz yalanlarla 155’in meşgul edilmesi sonuç itibari ile çok ağır olabiliyor. En son bir banka soygunu olmuştu. Bize akşam saat 18:00’da ihbar edildi, 18:05’te ekibimiz olay yerine intikal etti.
Olay yerine yakın olan ekiplerimi GPS vasıtası ile hangi birime ait olursa olsun yönlendiriliyor. O ekip o esnada başka bir olaya gittiyse bu sefer ihbar edilen yere geç gidecektir. Vatandaşlarımız çok duyarlı olmalıdır. Gelen şikayetlerden bazıları şu, ‘Telefon ediyoruz ama telefona uzun süre kimse bakmıyor’ haber merkezinde 7 hattımız var. Bu hatlar gereksiz yere meşgul edilirse gerçek anlamda arayanlar tabiî ki mağduriyet yaşarlar.
Emniyet Müdürlüğü makamı statik bir makam değil kinetik bir makamdır. Emniyet Müdürü daha ziyade sokakta olması lazım. Eğer biz vatandaşa yönelik hizmet veriyorsak vatandaş ile birebir iletişime geçmemiz gerekiyor. Vatandaşımız da bunu çok seviyor. Vatandaşımız sokakta olan valiyi, emniyet müdürünü ve diğer yetkilileri seviyor. Olay zamanında Emniyet Müdürü’nün çeşitli emniyet ve talimatlarla olayı yönlendirmesi gerekir. Ayrı zamanda bir denetim görevi de yapması lazım. Atatürk’ün bir sözü var, ‘Köylü milletin efendisidir’ diyor. Bunu biz biraz daha genişlete biliriz. Halk efendidir, halk devletin de efendisidir. Bizler bürokratlar halka hizmet vermek için görevlendirilmiş bulunuyoruz.
Birebir insanlarla ortaya perde koymadan, ortaya ara elekler koymadan iletişime geçmek bana meslek hayatımda çok şeyler kattı. Gelen şikayetlerle şahsen birebir ilgilenirim. Bir vatandaşımız, ‘Sizin çevik kuvvet personeliniz yolu kapattı. Ben de acele ile geçtim. Sizin memurunuz bana sert sözlerle müdahale etti. Onurum ve gururum kırıldı” dedi. Olayı ben gözümün önünde canlandırdım. Mesleki yönüyle bakarsanız vatandaş haksız, ama vatandaş gözüyle bakarsanız acelesi var. Yasal ihlal ayrı, oradaki çocuğun ve eşinin gururunun kırılması ayrıdır. Aradım, ‘Çocuğunuz kaç yaşında’ dedim. Buradan çeşitli oyuncaklar alarak gönderdim Eğer bize kalbi kırıldıysa kalbini tamir etmek için bu özrümüzü kabul edin diye gönderdim. Olaya bakış tarzı çok önemlidir. Vatandaş kültürel yapısıyla, eşiyle çocuğuyla çok önemli normlardır.
Ali İsmail Korkmaz davası ilimizde görüldü ve hiçbir olay yaşanmadı. Mutfak kısmında 4 memurum yaralandı, taş atıldı, su şişeleri atıldı, hakaretler edildi. O insanlar gençler, 2 bin genç geldi dışarıdan. Pastırmacılar Parkı’na gelince onlara ben hoş geldiniz dedim. Kafelerde çay ikram etti. Gençler insandır. Neticede burada bir Süper Kupa organizasyonu da oldu. Bu Kayseri Emniyet Müdürlüğümüzün de davranış şeklidir.
Otobüsleri de aradık. Özel bir konuşma metni verir ve konuşur. İkili ilişkiler içinde hukuki prosedürleri yerine getiriyoruz. En önemlisi kendi personelimiz açısından eğer provokasyona gelme, güler yüzlü davranma olayını benimsediyse çıkacak olan olayları yüzde 50 oranında azaltmış oluyorsunuz.
Başta şahsım ve 4 bin 300 personelimiz adına şunu çok rahat ifade edebilirim, Sayın Cumhurbaşkanımızın şehrinde görev yapmak bizim için başlı başına bir onur. Bu şehirde görev yapmanın sorumluluğunu ve vebalini çok iyi özümsemiş durumdayız. Kayseri Türkiye’nin gözbebeği, sanayinin önde gelen şehri.
İlimizde bir sürü ülkenin fahri konsolosu var, 4 tane üniversite var. En önemlisi Türkiye’de stratejik bir yerde kurulmuş olan bir il. Ankara’nın, İstanbul’un güvenliğinden başta biz sorumluyuz. Yalnızca yol aramalarında 2,5 ton civarında 2013 yılında esrar aldık. 150 kilo civarında eroin aldık. 400 civarında tarihi eser aldık. Neresinden bakacak olursanız olun kayseri stratejik bir şehir. Burada görev yapmak da büyük bir vebal ve Kayseri’ye layık olmaya çalışıyoruz.
Toplum Destekli Polisimiz vasıtasıyla biz memnuniyet araştırması yaparız. Kayseri polisinden memnun olunup olunmadığı konularında. Her hafta yaklaşık 300 kişiyi kapsayan anketler yaparız.
Vatandaşın emniyet teşkilatına ulaşım kanallarını mümkün olduğu kadar genişletmeye çalışıyoruz. Bize gelen her türlü twitter hesabını ciddiye alıyorum.
İşin öznesi vatandaş. Vatandaşın işini kolaylaştırmak için ne gerekiyorsa, günümüzün teknolojisi de ne ise bunu kullanmamız lazım. Emniyet teşkilatına ulaşma konusunda mümkün olduğu kadar fazla kanal açmaya çalışıyoruz. Bunu son derece önemsiyoruz. Diğer taraftan bizler aynı zamanda Kayseri’ye hizmet verirken uluslar arası alanda bir takım misyonlarımızı icra ediyoruz. Kabil emniyet müdürlüğü ile de bir protokol imzalayacağız. Birçok ülkeye eğitim veriyoruz. Sudan’da bir Türk laboratuarı kuruldu. Biz emniyet teşkilatı olarak dünyada da büyük bir gücüz.
Nüfus artışı ve teknolojik gelişmeler ve göç ile birlikte aslında dünyanın genelinde bir diğer yıla göre suçlarda artış oluyor. Türkiye’de bu yüzde 10 oranında. İlimizde 2012 ve 2013 yılı arasında yüzde 3 oranında suç artışı var. İşin doğrusu bunu doğal karşılamamamız gerekir. Bu da sosyolojinin bir gereği. 2013 yılında 33 bin suç işlenmiş ilimizde. Türkiye’nin genelinde olduğu gibi işlenen suçlar şahsa yönelik olarak işlenen suçlar.
Cinayetlere baktığımızda sürekli olarak bir azalma var. 2012 yılında 37 cinayet varken, 2013 yılında 18 cinayet olmuş. İntihar sayılarında da bir azalma var. Bu da gerçekten bizler adına sevindirici olay. 4014 Ocak ayında sadece bir cinayet vakası var.
Mala karşı suçlar açısından ilimizde daha küçük bir rakam var. Yanı hırsızlık ve dolandırıcılık vakaları. Bizler esasında dolandırıcılığa karşı çok ciddi bir aydınlatma faaliyeti içindeyiz. Ancak yinede insanlarımız dolandırıcıların ağına düşüyor. Dolandırıcıların sermayesi dildir. 2013 yılında kontör dolandırıcılarına yönelik 3 operasyon yapıldı 20 kişi gözaltına alındı 16’sı tutuklandı.
2013 yılında 50 bin civarında broşür dağıttık. Işıklı panolarda, beyaz eşya satan televizyonlarda dahi spot bilgiler veriyoruz. Su faturalarına kadar bu bilgileri veriyoruz. En son kent güvenlik akademisi açtık. Şu anda muhtarlarımızı aldık, bankacıları aldık.
Kayserili hemşerilerimiz ticari zihniyete sahipler, kalpleri çok büyük, hayır anlamında. Helalinden para kazanma konusunda çok zeki, dolandırıcılık ve dolandırıcıların istismarına uğrama konusunda şeytani zekaya sahip değil. Kayserili dolandırıcının o güzelliğinden oyuna gelebiliyor. Azımsanamayacak derecede dolandırıcılık vakalarına rastlıyoruz. Bu da Kayserilinin iyi niyetinden kaynaklanıyor.
Vatandaşlar, bilgisayar, internet ve telefon vasıtası ile kendilerinden polis, asker, savcı ismi kullanılarak para isteniyorsa telefonu derhal kapatsınlar. Eğer bir savcı vatandaşı arayıp da bir şey istemese bile savcının yüzüne kapatıyorsa bunun da bir suçu yok.
Telefonda eğer elinizi verirseniz kolunuzu kaptırırsınız. Eğer birisi para istiyorsa derhal telefonu kapatsın. Dolandırıcı insanımızı arıyor 7 saat kapattırmıyor. En son İldem’de bir vatandaşımız çöp kutusunun yanına 17 bin TL para bıraktı. Trajikomik vakalar bunlar. Türkiye’nin yakından tanıdığı bir takım şöhretli insanlar bile bunların tuzaklarına düşüyorlar. Hipnotize olmamanın en önemli yönü telefon hemen kapatmalarıdır.
2013 yılında 300 bin vatandaşımıza ulaşarak çeşitli konuları anlatmışız. Uyuşturucu ile mücadele, siber suçlarla ve dolandırıcılarla mücadele gibi konularla ilgili olarak bilgilendirdik. 2014’ün ocak ayında 50 bin kişiye ulaştık. Tedbirlerimizi alabilsek hırsız veya istismarcı şahıslar bizim açıklarımızı bularak istismar ederler. Bizim ev hanımlarımız kapının üzerine anahtarın nerde olduğunu yazan bir not bırakıyor. Apartmanda yazıyor ‘Bu gün şu dairede toplanacağız’ yazıyor. Hırsız binaya girse istediği daireye girebilir. İnsanların yüzde 50’si ‘Kim o’ demeden kapıyı açıyor.
Sokak lambaları hırsızlık olaylarını yüzde 27 oranında düşürüyor. Sokak lambaları patlaksa veya yanmıyorsa hırsızlık olaylarını yüzde 27 oranında artırıyor. Bu bize şunu gösteriyor, apartman veya evlerimizin çevresini aydınlatacağız. Giriş kapısının dış kısmını mutlaka aydınlatmalıyız. Gelen şahıslar mutlaka sorgulanmalı. Kapı üstüne isminizi ve soy isminizi yazmayın. Dolandırıcılar ve hırsızlarda o kadar enteresan yöntemler var ki, bunların akademisi olup olmadığı merak ediliyor.
Kiracılarımız yeni bir eve girdiyse evin kilidini değiştirmeli. O anahtar başkasında da vardır. Mutlaka çift kilit sistemi olmalı. Arkada zincir düzeni olmalı. Zincir sistemi çok önem arzeden bir güvenlik önlemi aslında.
Bu yaz Şeker fabrikası ile bir çalışmamız oldu. Bütün traktörlere reflektör taktırdık. Bu yıl traktör kazası olmadı. Alacağımız küçük tedbirlerle çok büyük can kayıplarını önleyebiliriz. Emniyet kemeri de bunlardan bir tanesi. Saatte 30 kilometreyi bir birim olarak kabul ederiz. Saatte 30 kilometre hızla giderken bir cisme çarparsanız, binanın birinci katından düşmüş gibi olursunuz. 90 kilometre hızla giderseniz ve çarparsanız 10. Kattan düşmüş gibi olursunuz. Araca bindiğimizde emniyet kemeri takmama gibi bir realiteden bahsetmek abesle iştigaldir.
Bu konuda sürekli çalışıyoruz. En son valilik kanalıyla şeytan tokası yasaklandı. Bazı vatandaşlar galeriden araç alınca bunu da yedek parça olarak istiyorlar. Bizim canımız kutsaldır. Bizim yaşamamız lazım. 2013 yılında 149 kişiyi kaybettik. 7 bin civarında yaralı var. Ocak ayında çok elim bir kaza oldu. 30 vatandaşımızı kaybettik. Türkiye’de genel olarak yılda 5 bin vatandaşımızı toprağa gönderiyoruz. Kurallara uymuyoruz.
Telefonla konuşmak kazaları yüzde 20 oranında artırıyor. Telefon yaymış olduğu elektro manyetik dalgalar ile sinir sisteminizi kilitliyor. Telefon kullanan şahsın refleksleri yüzde 50 oranında düşüktür. Hız kurallarına mutlaka uyulmalı. Trafik kazalarının yüzde 80’i hız kurallarına uymama nedeniyle oluyor. Trafik kuralları kanla yazılmıştır.”