MEÂRİC
1. Bir soran inecek azabı sordu:
2.İnkârcılar için; ki onu savacak yoktur,
3. Yükselme derecelerinin sahibi olan Allah katından.
4. Melekler ve Rûh (Cebrail), oraya, miktarı (dünya senesi ile) ellibin yıl olan bir günde yükselip çıkar.
5. (Resûlüm!) Şimdi sen güzelce sabret.
6. Doğrusu onlar, o azabı (ihtimalden) uzak görüyorlar.
7. Biz ise onu yakın görmekteyiz.
8. O gün gökyüzü, erimiş maden gibi olur.
9. Dağlar da atılmış yüne döner.
10. Dost, dostu sormaz.
11. Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdindedir). Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından (kurtuluş için), oğullarını,
12. Karısını ve kardeşini,
13. Kendisini koruyup barındıran tüm ailesini
14. Ve yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak versin de, tek kendini kurtarsın.
15. Fakat ne mümkün! Bilinmeli ki, o (cehennem) alevlenen bir ateştir.
16. Derileri kavurup soyar.
17. Yüz çevirip geri döneni, (kendine) çağırır!
18. (Servet) toplayıp yığan kimseyi!.
19. Gerçekten insan, pek hırslı (ve sabırsız) yaratılmıştır.
20. Kendisine fenalık dokunduğunda sızlanır, feryat eder.
21. Ona imkân verildiğinde ise pinti kesilir.
…
PEYGAMBERDEN (SAV) İKTİBASLAR
İmam Malik’den; Muaz b. Cebel (r.a.): (Yemen’e vali olarak giderken) “Ayağımı üzengiye koyduğum zaman Resûlullah (s.a.v.)'in bana son tavsiyesi şu oldu: Ey Muaz b. Cebel! İnsanlar için ahlâkını güzelleştir.”
Peygamber efendimizin zevcesi Hz. Aişe (r.a.) şöyle dedi: “Resûlullah (s.a.v.), iki şey arasında serbest bırakılınca, günah olmadığı müddetçe, bunun en kolayını alırdı. Şayet günah ise, insanların en fazla ondan uzaklaşanı olurdu. Resûlullah (s.a.v.), kendi şahsı için kimseden intikam almamıştır. Ancak, Allah'ın mukaddes kıldığı şeyler çiğnenmişse, o zaman Allah için onların intikamım alırdı.”
(Buharı, Menakıb, 61/23; Müslim, Fedail, 43/20, no:77.)
ESMA ÜL HÜSNA
EL MUHYİ (celle celâluhu): Hayat veren. Rabbim bizlere verdiğin hayatı, rızana uygun yaşamak için güç ver.
RAMAZAN SÖZLÜĞÜ
KADİR GECESİ
Kur'ân-ı Kerim'in inmeye başladığı, İslâm'da en kutsal ve faziletli gece Kadir gecesidir. Kadir gecesi, içerisinde Kadir gecesi bulunmayan bin aydan daha hayırlıdır. Kur'ân-ı Kerim de bu gecenin faziletini belirten müstakil bir sure vardır. Bu surede yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
"Doğrusu biz Kur'ân'ı Kadir gecesinde indirmişizdir. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Melekler ve Cebrail o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler. O gece, tanyerinin ağarmasına kadar bir esenliktir. " (Kadir sûresi, 97/ 1-5)
Bu surenin inişi hakkında değişik rivayetler vardır. Bunlardan biri şöyledir:
Bir kere Rasûlüllah (s.a.s) Ashab-ı Kirâma İsrail oğullarından birinin, silahını kuşanarak Allah yolunda bin sene cihad ettiğini bildirmişti. Ashabın buna hayret etmeleri üzerine Cenabı Hak bu Kadir suresini indirmiştir (Tecrîd-Sarîh Tercemesi, VI, 313).
Bu geceye Kadir gecesi denilmesi şeref ve kıymetinden dolayıdır. Çünkü:
a) Kur'ân-ı Kerim bu gecede inmeye başlamıştır.
b) Bu gecedeki ibadet, içerisinde Kadir gecesi bulunmayan bin ayda yapılan ibadetten daha faziletlidir.
c) Gelecek bir seneye kadar cereyan edecek olan her türlü hadiseler Allah Teâlâ'nın ezelî kaza ve takdiri ile ilgili meleklere bu gece bildirilir (Tecrîdi Sarih Tercemesi, VI, 312).
d) Bu gecede yeryüzüne Cebrail ve çok sayıda melek iner.
e) Bu gece tanyerinin ağarmasına kadar esenliktir, her türlü kötülükten uzaktır. Yeryüzüne inen melekler uğradıkları her mü'mine selam verirler.
Kadir gecesinin hangi gece olduğu kesin olarak bilinmemekle beraber genellikle Ramazan'ın yirmi yedinci gecesinde olduğu tercih edilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.s) bunun kesinlikle hangi gece olduğunu belirtmemiş, ancak; "Siz Kadir gecesini Ramazan'ın son on günü içerisindeki tek rakamlı gecelerde arayınız" (Buhârî, Leyletü'l-Kadir, 3; Müslim, Sıyam, 216) buyurmuştur.
ASRI SAADET’TEN İZLER
MÜ'MİNLERİN İLK ANNESİ HADÎCE BİNT HUVEYLİD (Radıyallâhü Anhâ)
Efendimiz sav buyurdu.
Vallahi, Allah bana ondan daha hayırlısını şevce olarak vermedi. İnsanlar beni inkâr ettiğinde o bana inandı, insanlar beni yalanladığında o beni doğruladı, insanlar beni mahrum bıraktığında malıyla beni o destekledi. Diğer hanımlarımdan değil de, sadece dan Allah bana çocuklar ihsan etti
Rasûlüllah (S.A.V) ashabıyla birlikte otururken yere dört satır yazı yazıldı. Rasûiüllah (S.A.V) sordu :
Bunun ne olduğunu biliyor musunuz? Ashab:
Allah ve Rasûlü daha iyi bilir, dediler. Peygamber (S.A.V) şöyle dedi :
Cennet kadınlarının en faziletlileri dört kişidir: Bunlar Hadîce Bint Huveyfid, Fâtıma Bint Muhammed, Meryem Bint İmran ve Firavun'un hanımı Asıya Bint Muzahim'dir.
Hz. Hatice’nin Fedakârlığı
Çok fedakar ve alçak gönüllü olan Hatice Validemiz, varlıklı bir hanım olmasına karşın evinin işini kendisi görür, hizmetçi kullanmazdı. Özellikle de eşinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını kendisi karşılardı. Şüphesiz isteseydi çok sayıda hizmetçisi olurdu. Fakat o sadeliği tercih etmiş ve kibirden uzak bir hayat sürmüştü.
Hz. Hatice’nin bu fedakârlığı yalnızca eşi ve çocuklarıyla sınırlı değildi. Rasûlullah'ın aile efradına ve çevresine de ilgi ve alâka gösteriyordu. Peygamberimizin sütannesi Hz. Halîme'yi düğünlerine davet ettiklerinde, Hz. Hatice, Halîme'yi el üstünde tutmuş, ziyadesiyle alâka göstermişti. Hz. Hatice kayınvalidesi konumunda bulunan Hz. Halîme'ye çok sayıda dişi deve hediye etmişti. Hepsi bu kadar mı? Tabiî ki hayır! Kıtlık zamanında Halîme (r.anhâ) sütoğlu Rasûlullah'a gelip sıkıntı çektiğini belirtince Hatice Validemiz hemen kırk koyun ve bir binek devesi hediye ederek Hz. Halîme'yi bu sıkıntılı durumdan kurtarmıştı.
Efendimiz (s.a.s) ile Hz. Hatice’nin (r.anha) aile hayatları, çok mutlu ve huzurlu bir şekilde geçmiştir. Her zaman birbirlerine karşı anlayışlı olmuş, desteklerini hiçbir zaman esirgememişlerdir. O zamanki ve günümüze kadar gelen tüm insanlara örnek bir aile olmuşlardır. Ahlâk, karakter ve hayata bakışları değerlendirildiğinde bu iki insandan birbirine daha münasip başka bir çift gösterilemez. İlişkilerinde asla bencilliğe yer yoktu, birbirlerini kendi nefislerine tercih etmişlerdi. İşte böyle olduğu için ortaya mükemmel bir evlilik çıkmış ve tüm insanlığa örnek olmuştur.
Bu mübarek evlilikten Efendimiz ile Hz. Hatice Validemizin altı çocuğu olmuştur. İkisi erkek (Kâsım ve Abdullah); dördü ise kızdır (Rukayye, Zeyneb, Ümmü Külsüm ve Fâtımâ).
İlk sahabe ve ümmetin annesi olan Hz Hatice tüm servetini İslam uğrunda harcadı. Ömrü boyunca efendimize dayanak oldu. Hz. Hatice hayatta olduğu sürece efendimize en sevimli ve en kıymetli oldu.