Ekonomist Uzunoğlu, 'Yabancı yatırımcının Türkiye'yi tercih etme noktası son derece kısır'

Bunun temel nedenlerinden bir tanesi hukuk ve adalet noktasında Türkiye’nin dünyadan kopuk oluşu. Biz bütün gelirimizi kur korumalı ve benzeri yerlerdeki insanlara aktarıyoruz. Yani biz zengini daha zengin fakiri daha fakir yapan bir şablon ortaya koyduk” dedi.  

Altın ve döviz bugün itibariyle yeni rekorlarını kırdı. Ekonomiyi değerlendiren Ekonomist Ömer Uzunoğlu, “Son 2,5 yıldır gerçek anlamda ekonomide bir uyumsuzluk var. 2 yıldır kusursuz bir dengesizlik sürecini geride bıraktık. 3’üncü yılı yaşadığımızı tahmin ediyorum. 2024’te de devam edeceği kanaatindeyim. Türkiye’nin en büyük problemi güven ve sistem. Şu anda Türkiye’de güven olayı sıfır. Gerek vatandaşın gerek yabancı yatırımcının gerekse de hükümetin kendi arasındaki ilişkilerde maalesef güven çok zayıf. Yurt dışındaki yatırımcının Türkiye tercih etme noktası son derece kısır. Bunun temel nedenlerinden bir tanesi hukuk ve adalet noktasında Türkiye’nin dünyadan kopuk oluşu. Siz adalet, hukuk ve insan hakları konusunda uluslararası normlara uygun bir projeyi ortaya koyup üretemezseniz hiçbir yabancı yatırımcı Türkiye’yi tercih etmez. Örneğin Vietnam’ın gayrisafi yurt içi hasılası Türkiye’nin 3’te biri. Şu anda 60 milyon dolar yıllık yatırım alıyor, biz 1 milyar dolar alamıyoruz. Özellikle kamu ve bütçe açıklarını tasarruf yaparak değil de zamlarla ve vergilerle kapatmayı arzu ediyor. Bu son derece yanlış bir sistem. Bu sistemi değiştirmezlerse gerçek anlamda millet bedelini çok ağır öder. Para alabilecekleri tek nokta vatandaş. Kur korumalı hesapta parası olanlardan, borsada parası olanlarda bir kuruş vergi alınmıyor” ifadelerini kullandı. 

‘BÖYLE BİR KONJONKTÜRDE TÜRKİYE’DE ENFLASYONU DÜŞÜK GÖSTEREMEZSİNİZ’

2022 yılında kur korumalı mevzuata ödenen faiz oranının toplamda 183 milyar dolar olduğunu dile getiren Ekonomist Uzunoğlu, “Yalnızca haziranda ödedikleri miktar ise 200 milyara yakın. Biz bütün gelirimizi kur korumalı ve benzeri yerlerdeki insanlara aktarıyoruz. Böyle bir ülkede doğal olarak eşitlik ve huzurda olmaz. Yani biz zengini daha zengin fakiri daha fakir yapan bir şablon ortaya koyduk. Yine çok garip bir trend yaşıyoruz. Temmuz’da aslında Cumhuriyet tarihinin en büyük enflasyonunu görmeliyiz. Çünkü içinde yaşadığımız konjonktür, ambiyans bunu gösteriyor. Çiğ süte yüzde 35 zam geldi. 1 hafta önce çaya yüzde 45, akaryakıta ise son 2 ayda yüzde 73 zam geldi. Böyle bir konjonktürde Türkiye’de enflasyonu düşük gösteremezsiniz. Her şey yukarı doğru giderken TÜİK’te aşağı doğru ilerliyor. Ben enflasyonda en büyük düşüşün geride kaldığına inanıyorum. İçinde bulunduğumuz aydan itibaren olağanüstü yüksek bir enflasyonu Türkiye’de bekliyorum. Asgari ücrete yapılan zam, karşılıksız 200 liralık basılan paralar, maliyet politikasının yanlış uygulanması, ek olarak da açıkların vergi ve zamla giderilmeye çalışılması, vergi ve zamlar enflasyonu yukarıya doğru taşır” şeklinde konuştu. 

‘19 TANE GENELGE ÇIKMIŞ AMA HİÇBİRİ BUGÜNE KADAR UYGULANAMAMIŞ’

Tasarrufla ilgili 19 tane genelge çıktığını fakat hiçbirinin uygulanmadığını söyleyen Ekonomist Uzunoğlu, “Her şeyden önce kamu devletle beraber kendisine çeki düzen verip tasarruf yapmayı becerebilmeli. Türkiye’de bugüne kadar AK Parti döneminde tasarrufa yönelik 19 tane genelge çıkmış ama hiçbiri bugüne kadar uygulanamamış. Burada çok dramatik bir uygulama var. Sanki insanlar oyalanıyor gibi. Sayın Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek ve Sayın Merkez Bankası Başkanının bugüne kadar net projeler ortaya koyduklarını maalesef ben göremedim. Ne yapacakları konusunda hiçbir şey bilmiyoruz. Yurt dışından para istiyoruz. Bir tek Araplara yönelebiliyoruz. Arapların parasıda Londra’dan geliyor. Yani Londra kontrollü bir para. Buda kolay bir şekilde Türkiye’ye gelecek gibi değil” ifadelerini kullandı. 

‘TURİZMDE İSTEDİĞİMİZ RAKAMI ELDE EDEMEYECEĞİZ’

Turizmle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Ekonomist Uzunoğlu, “Bir diğer noktada turizm. Şu andaki turizm akışına baktığımızda Türkiye’nin çok pahalı olduğunu fark ettik. Türkiye tatil beldelerindeki yatak kapasitesi 1 milyon 772 bin. Turizmde istediğimiz rakamı elde edemeyeceğiz. Dolayısıyla oradan da bir giderimiz olacak. Eylül ve Ekim ayında ödeme sıkıntısına düşebiliriz. Kısa vadeli borcumuz 207 milyar dolar. Bugünkü konjonktürde bunun altından kalkabilmek çok kolay değil. Kur korumalıda ki yaklaşık 150 milyar doları hazine boş olduğu için bu şartlarda Türkiye’nin bu borcu ödeyebilme şansı yok. Rezerve olarak eksideyiz. Merkez bankası vatandaşın kendisine emanet ettiği parayı bugüne kadar kendi parası gibi kullandı. Biz bunların bedelini ödüyoruz” dedi.