Dr. Öğr. Üyesi Sefa Çakır, 'Akif yalnızlaştırılmış bir adamdır'

İstiklal Marşımızın yazarı, milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, Sivas’ta düzenlenen programda anıldı. Programda konuşan Dr. Öğr. Üyesi Sefa Çakır, “Akif yalnızlaştırılmış bir adamdır” dedi.

Akif, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından düzenlenen “İstiklal Marşı’nın 100. Yılında Mehmet Akif Ersoy’u Anlamak” adlı programla anıldı.

SCÜ Edebiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Sefa Çakır’ın konuşmacı olduğu programa, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Mevlüt Dede ve öğrenciler katıldı.

Programda konuşan Merkez Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Dede, Mehmet Akif’i anlamanın günümüzde de birçok şeyi anlamak anlamına geldiğini söyleyerek, “Çok yönlü ve entelektüel Müslüman kimliğiyle Millî Mücadele döneminde o sürecin akıl hocalığını yapma noktasında önemli bir şahsiyet olarak merhum Akif’i görüyoruz. Mehmet Akif Ersoy, edebî kişiliği, tarihsel şahsiyeti ve yaşadığı hayatla ufuk açan, geleceğe yön vermek adına bize ders verecek olan önemli bir kişiliktir.” dedi.

Dr. Öğr. Üyesi Dede’nin konuşmasının ardından Dr. Öğr. Üyesi Çakır’ın konferansına geçildi. Çakır, konuşmasında Mehmet Akif’in hayatından kesitler aktardı. “Akif yalnızlaştırılmış bir adamdır.” diyen Dr. Öğr. Üyesi Çakır sözlerine, “İsteseydi hem Abdülhamit döneminde, İttihat ve Terakki döneminde hem de Cumhuriyet döneminde el üstünde tutulacak bütün imkânlar hizmetine sunulacak bir adamken o bunların hepsini elinin tersiyle itiyor ve tamamen inandığı değerler, savunduğu doğrular ve idealleri doğrultusunda yol alıyor. Bunlardan hiçbir zaman sapmıyor. Şöyle bir tabir vardır; ‘Devrin adamı olmak mı? Her devir de adam olmak mı?’ Akif her devirde adamdı. Devre ya da duruma göre adamlık yapmıyordu.” diyerek devam etti.

Dr. Öğr. Üyesi Çakır, “Akif çelişkilerin adamı değildi. O hep tutarlı bir şekilde düşünmüş ve düşüncelerinin peşinde olmuştur. Akif mütefekkir bir adamdı. Eğer mütefekkir olmasaydı malın, makamın, paranın, zevk ü safanın hasretini, sevgisini çekiyor olsaydı daha farklı yaşardı.” cümleleriyle konuşmasını sonlandırdı.