Dördüncü sanayi devrimini es geçmeyelim
Türkiye Kalite Derneği (KALDER) Yönetim Kurulu Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı, "İlk 3 devrimi çok da kullanamamış, es geçmiş bir ülke olarak dördüncü sanayi devrimini geçmeyelim ve bunu bir kaldıraç olarak kullanalım." dedi.
Pilavcı, KALDER Kayseri Temsilciliği tarafından bir otelde düzenlenen "2. Erciyes Mükemmellik Zirvesi"nin açılışında yaptığı konuşmada, değişimi yönetebilmek, karşılarına çıkan yeni koşulların üstesinden gelebilmek için sağlam modellere ihtiyaç duyduklarını söyledi.
Para piyasalarındaki ani oynamalar, dünyadaki güç dengelerinin yer değiştirmesi, büyüme oranlarındaki daralmalar, tüketiciye sunulan ürün ve hizmetlerdeki kişiselleştirme ve farklılaştırma çabaları, çevresel duyarlılıktaki artış ve teknolojinin insanla bütünleşmesinin aslında yeni deneyimledikleri normlar olduğunu vurgulayan Pilavcı, "Dilimize yeni terimler girdi. Artık diyoruz ki kurumsal mimari, süreç zekası, çevik yönetim, kutuplaştırıcı marka... Yeni birtakım meslekler çıktı ortaya, siber güvenlik analisti, sanal gerçeklik tasarımcısı ya da şehir inovasyon uzmanı gibi. Bu mesleklerin sayısı da önümüzdeki dönemde artacak gibi. Demek ki yeni bir dünyada yaşıyoruz." diye konuştu.
Pilavcı, "Endüstri 4.0"ın dördüncü sanayi devrimi olarak da adlandırıldığını dile getirerek, "İlk 3 devrimi çok da kullanamamış, es geçmiş bir ülke olarak dördüncü sanayi devrimini geçmeyelim ve bunu bir kaldıraç olarak kullanalım. Bu kadar hassas bir bölgedeki ülkemiz, üstelik de bu kadar olağanüstü koşullardan geçerken kendimize koyduğumuz sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşabilmek için bu kaldıracı kullanalım diyoruz." ifadelerini kullandı.
Endüstri 4.0'ın son derece nitelikli iş gücü talep ettiğini ancak Türkiye'nin buna hazır olmadığını savunan Pilavcı, bu konudaki önlemlerin bugünden planlanması gerektiğini belirtti.
Pilavcı, yeni dünyanın yeni normalleri arasında söylenmeden geçilmemesi gereken iki başlık daha olduğunu aktararak, şöyle devam etti:
"Bunlar çevre ve insan. Çevre yeni bir konu değil kuşkusuz ama çok yetkin kuruluşların, örnek projelerinin ayakta alkışlandığı bir konu olmaktan artık çıkmalı. Herkes hayatının her alanında, işinin her sürecinde çevre duyarlılığı konusuna parmak basmalı ve buna ilişkin önlemler almalı. Bir de insan faktörü var. Çalışan memnuniyetini ifade etmek yeterli değil belki. Çünkü iş yeri mutluluğu denen bir şey var. Bizim geleneğimiz, kültürümüz belki bunu tek başına bir kelime ile ifade etmiyor ama İskandinav ülkelerinin geleneklerinde var bu. Bu ülkelerin refah seviyeleri tartışılmayacak kadar yüksek. Demek ki kendini gerçekleştiren vatandaşların yaşadığı bir ülke hedefliyorsak, refah seviyesinin yüksek olduğu bir ülke hedefliyorsak bu konuya da çok önem vermeliyiz. Çünkü Birleşmiş Milletler raporuna göre mutlu insanlar daha uzun yaşıyorlar, daha sağlıklı yaşıyorlar, daha verimli çalışıyorlar ve daha iyi vatandaş oluyorlar."
Vali Yardımcısı Zekeriya Güney ise küreselleşen ve adeta global bir köy haline gelen dünyada, özel sektörde, kamu sektöründe, özel idarelerde ve toplumun her kesiminde kalite anlayışının yaygınlaştırılarak mükemmellik kültürüne dönüştürülmesinin, Türkiye'nin rekabet gücünün ve refah seviyesinin artırılması bakımından önemli olduğunu vurguladı.
Güney, başarıya ulaşmış, başarının tadını almış ve bu başarıyı sürekli kılmayı amaç edinen kişi ve kurumları değişimi iyi yönetmek zorunda olduklarını sözlerine ekledi.
Konuşmaların ardından, zirveye katkılarından dolayı bazı kişi ve kuruluşlara plaket verildi. Törenin ardından, derneğe yeni üye olan firmaların temsilcileri ile KALDER Yönetim Kurulu Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı, "Ulusal Kalite Hareketi İyi Niyet Bildirgesi"ni imzaladı.
AA