'Çocuklarımızı özel çocuklar olarak tanımalı, tanıtmalıyız'
Özkar Özel Eğitim Uygulama Merkezi'nde 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla tamamen öğrencilerin sahne aldığı etkinlikler düzenlendi. Özel öğrenciler bu özel günde çeşitli aktiviteler yaparak gönüllerince eğlendiler. Etkinlikte bir konuşma yapan özel eğitim öğretmeni Ayşen Duran, 'Öncelikle her ne kadar engelliler günü olarak bahsedilse de çocuklarımızı engelli, özürlü, hasta olarak tanıtmaktan kaçınmalı onların farklı gelişen özel çocuklar olarak tanımalı, tanıtmalıyız' dedi.
Özkar Özel Eğitim Uygulama Merkezi’nde 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla çeşitli etkinlikler düzenlenerek kutlamalar yapıldı. Etkinliğe Kızılay Şube Müdürü Sami Yazgan, Kızılay gönüllüleri, okul müdürü Bülent Köseoğlu, öğretmenler, veliler ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Güne özel olarak özel öğrenciler, sahne aldılar ve çeşitli aktiviteler yaptılar. Öğrencilerin yaptığı aktiviteler arasında Ebru Sanatı da yer aldı. Öğretmenlerinin destekleriyle öğrenciler, birbirinden güzel Ebru Sanatı’nın örneklerini ürettiler. Kızılay’dan da gönüllülerin katıldığı etkinlikte veliler temizlik ve hijyen konularında katılımcılara seminer verdi. Öğrencilere lokma tatlısı mısır patlağı ikramları yapıldı.
Özel eğitim öğretmeni Ayşen Duran günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yaptı. Duran konuşmasında, “3 Aralık günü 1992 yılında Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Engelliler Günü olarak kabul edilmiştir. Her ne kadar bugün dünya engelliler günü olsa da bu günün anlam ve önemi birçok kişi tarafından hatırlanmamakta ve bilinmemektedir. Bugün burada sevgi ve sabır ile imkan sunulduğunda çocuklarımızın neler yapabildiğini, neleri aşabildiğini, nelerin üstesinden geldiğini göstermek istiyoruz. Öncelikle her ne kadar engelliler günü olarak bahsedilse de çocuklarımızı engelli, özürlü, hasta olarak tanıtmaktan kaçınmalı onların farklı gelişen özel çocuklar olarak tanımalı, tanıtmalıyız. Ben bu mesleğe başlamadan önce farklı gelişen çocukların pek farkında değildim. Tanımazdım özel çocukları, bilmezdim varlıklarını, görmedim hiç rengarenk dünyalarını, uçsuz bucaksız koşulsuz sevgilerini, saf gülüşlerini, masum bakışlarını... Ellerini tutunca anladım derin sevgilerini, gözlerinin içine bakınca anladım masumiyetlerini, sarılınca anladım sıcaklıklarını, gülüşlerini görünce anladım çıkarsız duygularını, uzun uzun gözlemleyince anladım görmediklerimizi gördüklerini, duymadıklarımızı duyduklarını. Kalpleri hep sevgi ve mutlulukla dolu acının, kötülüğün zerresi bile. İşte tüm bunlar hiçbirimizde olmayan sadece onlarda olan ve onları özel kılan özellikler. Bu yüzden diyoruz özel çocuklar, farklı gelişen bireyler diye... Eğitimci olarak anne baba olarak üzerimize düşen, bu zor engebeli yolda birlikte yürürken özel çocuklarımızın sosyal yaşama ayak uyduramadığı anlarda, yürüdükleri bu yolda oluşmuş veya oluşabilecek tüm engelleri kaldırmak. Daha çok çalışarak farklı gelişen çocuklarımızın karşılaştığı sorunları büyük kitlelere duyurmak. Ve unutmayın ki ısrarla elinden tuttuğunuz her çocuğun, onlara gösterdiğiniz sonsuz sevgi ve sabır için mükafatlandırılacaksınız” ifadelerine yer verdi.