Çocukları dijital oyun bağımlılığından koruyacak 5 önlem
Günlük hayatın vazgeçilmezleri arasında olan akıllı telefon, tablet ve bilgisayarları çocukların kontrolsüzce kullanması bağımlılığa yol açıyor. Özellikle 12-15 yaş arası çocukların sosyal ve psikolojik yönden olumsuz etkileyen şiddet içerikli dijital oyunlar, ödül-ceza sistemini bozarak sosyal zekaya da zarar veriyor. Oyun bağımlılığının olumsuz sonuçlarıyla mücadele edebilmek için ailelere önemli görevler düşüyor. Psikiyatri Bölümü'nden Uz. Dr. Şaban Karayağız, son dönemde çocuklar arasında yayılan dijital oyun bağımlılığı ile ilgili bilgi verdi ve ailelere uyarılarda bulundu.
Teknoloji bağımlılığı artıyor
Son yıllarda dijital oyun sektöründeki gelişmeler sonucunda teknoloji bağımlılığı çocuklar arasında artmaktadır. Sıklıkla ergenlik döneminde gözlenen ve akademik başarıyı etkileyen bu yeni bağımlılık türü, son 20 yıldır inceleme alanı olarak belirlenmiştir. İnternetin kontrolsüz kullanımıyla ortaya çıkan teknoloji bağımlılığı, çocukları ve gençleri yalnızlaştırarak asosyal bireyler haline getirmiştir. Öte yandan, Amerikan Tıp Birliği’nin yaptığı araştırmaya göre, gençlerin % 90’ı dijital oyun oynamakta ve bunların % 15’inin oyun bağımlısı olduğu tahmin edilmektedir.
Ödül-ceza sistemini bozuyor
Türkiye’de 12-15 yaş arasındaki çocuklarda alışkanlık ve bağımlılık haline gelen dijital oyunlar, beyindeki ödül-ceza sistemini de bozmaktadır. Özellikle online oynanan dijital oyunlara bağımlı hale gelen çocuklarda internetsiz kalma korkusu (netlessfobia) davranışsal bozukluk haline gelmiştir. Çocuk çağında zekanın sadece genetik faktörlere bağlı olarak gelişmediği, anne ve babanın tutum ve davranışlarıyla sosyal çevrenin etkisi zeka gelişiminde önemli bir rol oynadığı belirlenmiştir. Bunun için akıllı telefon, tablet ve PC’leri çocukların kontrolsüzce uzun süre kullanması çocukluk döneminde sosyal zekayı olumsuz etkilenmektedir.
Bağımlı olduğu nasıl anlaşılır?
Çocuklarda oyun oynama süresini kontrol edememe nedeniyle diğer etkinliklere karşı ilgi kaybı gözlenebilir bir durumdur. Çocuklar olumsuz sonuçlarına rağmen dijital oyunlardan uzak duramamakta ve zamanla psikolojik yoksunluk hissetmektedir.
Dijital oyunların psikososyal ve davranışsal problemler ile ilişkisini ortaya koyan pek çok çalışmada, normal oyuncuyken bağımlı hale gelen çocuklarda depresyon, anksiyete, sosyal fobi geliştiği ve okul performansının olumsuz etkilendiği belirlenmiştir.
Özellikle şiddet içeren oyunları uzun süre oynayan çocuklarda şiddete karşı duyarsızlaşma/düşük empati ve yardımsever davranışlarda azalma gözlenmektedir.
Kurallar koyulmalı kararlı olunmalı!
1. Çocuklar dijital oyunlardan uzak tutulamıyorsa, hangi tür oyunları ne kadar ve günün hangi saatinde oynayabileceği konusunda kesinlikle kurallar konulmalıdır. Aileler bu kuralları uygulama noktasında kararlı olmalıdır.
2. Oyunların içeriği bilinmeli, şiddet içeren unsurlar içeren oyunlar oynatılmamalıdır. Gerektiğinde çocukların internete girdiği sürede uzaktan erişimle kontrol sağlanmalıdır. Yaşlarına uygun, eğlendirirken eğiten oyunlar seçmeleri konusunda çocuklar yönlendirilmelidir.
3. Oyunun içeriği uygun olsa bile süre ve hangi saatte oynayacağı konusunda sınır konulmalıdır. Oyunların içeriği konusunda çocukla konuşulmalı gerçek-sanal ilişkisi anlatılmalıdır.
4. Oyun aile bireylerinin olduğu odada kontrol altında oynatılmalıdır. Yalnız çocukların oynaması engellenmeli, aile bireylerinin ortaklaşa oynayabileceği oyunlar tercih edilmelidir. Bunun için masa üstü bilgisayarlar yatak odalarına konulmamalıdır.
5. Yaşına ve zekasına uygun eğitici ve öğretici oyunlar, ödev ve yemek sonrasında ödül olarak oynatılabilir.
Tüm bu uygulamalar yeterli olmadığında mutlaka bu konuda uzman bir psikiyatrist veya alanda gelişim psikolojisinde eğitim almış psikologlardan yardım alınması gerekir. Bireysel terapiler, aile danışmanlığı ve oyun terapileri bağımlılığın azalmasına yardımcı olmakta ve yeniden ortaya çıkma ihtimalini de düşürmektedir.