• Haberler
  • CİNSELLİĞİ PAZARLAMA ARACI OLARAK MODA

CİNSELLİĞİ PAZARLAMA ARACI OLARAK MODA

Moda şirk kültürünün ürünüdür. Başka bir ifadeyle semavi olmayan inançların ürünüdür. Çünkü modanın varlık nedeni tüketmektir. "Ey demoğulları, her mescide gidişinizde temiz ve güzel elbiselerinizi giyin. Yiyin için, fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez" (A'raf, 7/31).

F. Yılmaz ALTUNÖZ  Eşyanın kullanımı zamana endekslenmez. Çünkü eşyanın ortaya çıkış amacı yırtılıncaya, dökülünceye ve kırılıncaya kadar kullanmaktır. Bu nedenle İslami düşüncede modanın varlığından söz etmek mümkün değildir. Diğer kültürlerin kontrolündeki Müslümanların yaşadıkları coğrafyalarda ise yaşam tarzında moda var olmuştur.

Modanın tarihi ve tarihçesi; insanoğlu örtünmek değil de giyinmek istediği anda moda kavramı ile tanışmıştır. Çünkü moda da amaç giysinin ille de yararlı ve gerekli olması değil farklı olmasıdır. Yani temel de ısınmak veya korunmak için modaya ihtiyaç yoktur. Ama insanoğlunun güzel ve çekici olmak, kendisini istek ve arzularını giyim üzerinden ifade etmek eğilimi moda kavramıyla karşılık bulur.  Hâlbuki Kur’an “Ey Âdemoğulları! Size ayıp yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise yarattık. Takva elbisesi... İşte o daha hayırlıdır. Bunlar Allah'ın ayetlerindendir. Belki düşünüp öğüt alırlar (diye onları indirdi).” (Araf/26) buyurarak giyinmekten maksadın ne olacağını tüm açıklığıyla ortay koymuştur.
Moda temel bir ihtiyaç değildir.
Küreselleşmenin en çok kendini gösterdiği ve dünya üzerindeki tek tipleşmeyi destekleyen en büyük faktörlerden biri modadır. Teknolojinin gelişmesiyle, medyanın ve kitle iletişim araçlarının dünya üzerinde her geçen gün biraz daha yaygınlaşması ve etkin hale gelmesi modanın insanı yönlendirmede ki rolünü artırmıştır.
Aslında moda temel bir ihtiyaç değildir. Çünkü moda utanma duygusu ve korunma ihtiyacını karşılamaz. Moda da rol oynayan birincil unsur giyim-kuşam ve aksesuarlardır. Flugel’e göre insanlar utanma duygusu, korunma ihtiyacı ve dekoratif amaçlı giyinirler (Flugel, J.C. The Psychology of Clothes, London: The Hogarth Press, 1971).
Giyim, “insan vücudunu örten parçalar bütünü ve farklı bir gösterge, iletişim türüdür” (Özdemir, Nebi Cumhuriyet Dönemi Türk Eğlence Kültürü, Ankara: Akçağ Yay. 2005) Giysilerin kendine has bir dili vardır ve bu insanın içinde bulunduğu kültürü yansıtan en önemli iletişim araçlarından biridir (McCracken, Grant David. Culture and consumption:New Approaches to the Symbolic Character of Consumer Goods and Activities, Bloomington:Indiana University Press, 1990)  
Moda,“Göreneğe bakarak daha kısa süreli olan, çabuk değişebilen, öykünme yoluyla yayılan, temelinde değişiklik, özgünlük dürtüsü yatan geçici davranış biçimidir” (Örnek, Sedat Veyis, Türk Halkbilimi, Ank: İş Bankası Kültür Yay.1977)
Türk Dil Kurumu’nun çevrimiçi sözlüğünde,“ Değişiklik gereksinimi veya süslenme özentisiyle toplum yaşamına giren geçici yenilik.” “Belirli bir süre etkin olan toplumsal beğeni, bir şeye karşı gösterilen aşırı düşkünlük” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Dil Kurumu’nun çevrimiçi halkbilim terimleri sözlüğünde ise moda: “Göreneğe bakarak daha kısa süreli olan, çabuk değişebilen, öykünme yoluyla yayılan geçici davranış, giyim ve yaşama biçimi.” Olarak tanımlanmıştır.
Modanın hedef kitlesi
Moda batı medeniyetinin ürünlerindendir. Kapitalist bir karakter taşır. Yönetim ve idare merkezleri vardır. Moda dünyasının merkezi olan Paris, New York ve Londra farklı açılardan önem taşımaktadır. Her ülkede moda tasarımcıları, tek tür rolü destekliyor, tıpkı kendilerini artist, artist-craftsmen veya girişimci olarak görmeleri gibi.
Çoğu yaşam tarzı uzmanı olan New York tasarımcıları, çok özel yaşam tarzlarını gösteren, gerçek veya hayali kıyafetler oluşturmakta ustadır.
Londra’daki tasarımcılar ise gençlerle yakın iletişim içindedir, moda tarzını etkileyen değişik popüler kültürlerdeki olgularla birliktedir ve bunlara kazanç getirenden çok çirkin, yıkıcı ve denenmemiş gayri ahlaki tasarılardan oluşan çevre daha yakındır. Moda kaynakları, akımları tarih boyunca değişim göstermiş, birçok olaydan etkilenmiştir. Bunların sonunda da inanç, örf ve adetlere aykırı bir hal almıştır.
Modanın hedef kitlesi erkeklerden daha çok kadınlardır. Amerika ve Fransa’da, 1960’tan sonra kadınların kişi başına giyim masrafları erkeklere kıyasla oldukça büyük artış gösterdi. 1990’da Amerikan kadınları erkeklerin 2 katı, 1984’te Fransız kadınları erkeklerden %30 daha fazla giyim harcaması yapıyordu.
Bu nedenle modayı konu alan girişimlerin büyük bir bölümü giyimi, her şeyden önce de kadının giyimini işlerler.
  “Ey Âdemoğulları! Şeytan, ana-babanızı, ayıp yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi sizi de aldatmasın. Çünkü o ve yandaşları, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz şeytanları, inanmayanların dostları kıldık.(Araf/27)
Kadının giyimini konu alan moda genel anlamıyla cinselliği/dişiliği diğer bir deyimle şehveti öne çıkarmaktadır. Vücutlarının açık olan kısmı kapalı kısımlardan daha çoktur. Saç modelleri, makyaj malzemeleri, takılar, kullanılan renkler, giyilen ancak çıplak görünümlü daracık elbiseler, ayakkabılar adeta birer tahrik unsuru olmaktadır. Kadınlar üzerinden cinselliği pazarlama aracı olarak kullanılmaktadır; moda. Tüm bunlar kadınları birer anne, baba, meslek sahibi bir birey değil cinsel obje olarak toplumun gündemine sokmaktadır.
Moda kültü şeytanın davranışlarındandır
Moda başka bir tanımla: İnsanın sahip olduğu nimetleri gereksiz ve aşırı tüketmesidir. Hayatın güzelleştirilmesi, çirkinliğe ve israfa kaçmaksızın gerçekleştirilmelidir. İsraf (aşırı tüketim) hem fert ve hem de toplum için bir bozuluştur.
Bir Müslüman’ın tüketim sahasında göz önünde tutacağı başlıca esaslar, haramdan kaçınma, helâlinden tüketme, temizlik, aşırılıklardan kaçınma, sağlığını tehlikeye düşürmeme ve çevredekileri de hesaba katma şeklinde ortaya çıkar. Modanın felsefesinde ise bunlar yer almaz.
İslâm, israf yasağı ile özel mülkiyet hakkına bir sınır getirmiş ve servet kimin olursa olsun, onda toplumun hakkı bulunduğu ilkesini benimseyerek, israfla bu hakkın yok edilmesine engel olmak istemiştir.
Sonuç olarak
Moda kültü şeytanın davranışlarındandır ki “Şeytan, ayıp yerleri kendilerine göstermek için elbiseleri soyarak cennetten çıkarır ve aldatır.” Ya da daracık altını gösteren ve renklerin rakkası içerisinde giyinik çıplaklıkla başka bir şekilde aldatır. 

Bakmadan Geçme