Çarşıbaşı, kalitesiz üretime karşı

Kayseri'nin en tanınmış şekerleme firması Çarşıbaşı Süt Mamulleri ve Şekerleme 1946'da çıktığı yolda emin adımlarla ilerliyor. Şu anda 3'üncü kuşak olarak Kayseri halkına hizmet veren Çarşıbaşı, süt ürünleri alanında da yatırımlarını yapmaya devam ediyor. 

Çarşıbaşı, şekerlemenin yanı sıra tulum peyniri, tereyağı, kaşar peyniri, beyaz peynir ve yöresel peynir türleri ile ürün çeşidini her geçen gün artırıyor. Kayseri’de 3 şubesi bulunan Çarşıbaşı, Türkiye ve dünya sektöründe lider olan birçok firmanın ürünlerini Kayserililerle buluşturuyor. 
Çarşıbaşı ortaklarından Hamdi Çarşıbaşı ile firmanın 72 yıllık tarihi ve faaliyetleri hakkında keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. 
İşte o söyleşi:

TUZCU OLARAK BAŞLADIK
Ailenizin bu işe ilk girişimi nasıl oldu?  Siz kaçıncı kuşaksınız?
Şu anda üçüncü ve dördüncü kuşaktayız. 1946 yılında dedemiz tuzcu olarak işe başlamış. Hatta lakabı Tuzcu Hamdi Ağadır. Daha sonra amcam ve babam şekerleme ve toptan gıda üzerine iki ayrı koldan işe girişmişler. Ardından da biz ve amca çocuklarımızla beraber bu işe el attık. Yeni kuşaklardan yeni fikirler öne sürüldü ve kabul gördü. Daha çok gelişmemiz için kendi fikir ve tecrübeleriyle bize yol gösterdiler. Biz de o yol üzerinde giderek bu günlere geldik. Tabi ki önümüzde daha çok yol var. Kurumsal olmamız için daha çok çalışmamız gerekiyor. 

İHRACATA BAŞLADIK
Okumanın çok daha faydalı olduğuna inanıyoruz. Babamların kuşağı ilkokul, bizler ise lise mezunuyuz. Yeni kuşağımız geliyor, onlar da üniversite mezunu. Bununla beraber biz adım adım bir yere gelmeye çalışıyoruz. Tabi ki gençler yeni fikirlerle bize vizyon kazandıracaklar. Büyüklerimiz nasıl bizim önümüzü ufkumuzu açtılarsa, biz de onların ufkunu açacağız. Daha iyi yerlere gelmeye çalışacağız. Şu anda iki tane şubemiz var. Yeni şubeler de açacağız.
İş yerimizi üretim olarak artırma çabalarımızın yanında yurt dışına ihracatımız var. Gıda sektöründe ihracatımızı Amerika’ya ve Ürdün’e yapıyoruz. 
Özellikle Amerika’da lokumumuz tutuldu ve sevkiyatımız devam ediyor. Üçüncü partiyi gönderdik. İstanbul’da ithalat, ihracat firmamız var. Dış ticaretimizle de amcaoğlu ilgileniyor. Onun gösterdiği çizgide biz de burada üretim safhamızda hareket ediyoruz, ona destek veriyoruz. Mümkün olduğunca ülkemize faydalı bir firma olmaya çalışıyoruz.

TİCARETTE DÜRÜST OLMAK GEREKİYOR
Çarşıbaşı bu statüye nasıl ulaştı?
Bu statüye gelebilmek için uzun bir yol kat edildi. Basit bir yol değil. Dedelerimizin, babalarımızın, amcalarımızın gösterdiği yollarda, gösterdiği hizmette, gösterdiği doğrulukta ilerlemek zorundayız. Ticarette ilk önce doğru ve dürüst olmak gerekiyor. Bu dürüstlüğü ve doğruluğu kazanırsanız ve buna halkı inandırırsanız her şey kendiliğinden ilerliyor. Mallarımıza çok dikkat ediyoruz.  Titiz davranıyoruz. Taze, kaliteli ve hijyenik olmasına dikkat ediyoruz. Merdiven altı üretimle çalışmıyoruz. Aldığımız mamuller, Türkiye’de ve Kayseri’de kendini ispatlamış firmalardandır.
Kendi yemediğimiz mamulümüzü müşterilerimize yedirmiyoruz. Çünkü burada sağlık söz konusu. Mümkün olduğunca kapalı alanlarda satıyoruz. Büyük çoğunluk ürünlerimizde pakete geçtik.
Gurbetçi sezonumuzda onların istekleri doğrultusunda hizmet sunuyoruz. Mamullerimizin birinci sınıf olmasına dikkat ediyoruz. Bunun yanında fiyata da dikkat etmek gerekiyor. Piyasa rekabet piyasası... Devasa, uluslararası marketler var. Bunların fiyat politikalarını takip ederek fiyatımızın da mantıklı ve makul olmasına özen gösteriyoruz. Önceliğimiz kalite, dürüstlük ve hizmet…

HER ŞEYİN FAZLASI ZARAR 
Canan Karatay “şeker en tatlı zehirdir” diyor. Siz bir şekerci olarak bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Profesörler ve diyetisyenler okumuş insanlardır. Belli bir bilgileri vardır. Tabii ki her şeyin fazlası zarardır. Vücudun şeker ihtiyacı da vardır, tuz ihtiyacı da… Ama bunun fazlası zararlıdır. Mantıklı ve makul olarak bunların yenilmesi kaçınılmaz. Mesela kahvaltılarımızın değişmezi reçel vardır. Şifa kaynağı bal tatlıdır. Ama bunun da fazlası faydalı değildir. Vücudun ihtiyacı olan şeylerin fazlasına kaçılmadan yenmesinin sağlıklı ve mantıklı olacağına inanıyorum.

UCUZ MAL KALİTELİ DEĞİLDİR
Sağlıklı ve kaliteli şekeri nasıl anlarız? 
Şekeri bayram için veya geçici olarak yapanlardan değil sürekli olarak satan ve kendini ispatlamış yerlerden almalıyız. Biz müşteriyle sürekli karşı karşıyayız. Dolayısıyla istek ve taleplere cevap veriyoruz. İstedikleri mamulleri taze ve kaliteli olarak bulundurmak zorundayız. Günübirlik ya da haftalık satıcılardan uzak durulmalı. Paketler önemli; yırtılmış, rengi atmış, tahrif olmuş paketleri almasınlar. Paketi açtıklarında malın tazeliği belli olur,  parlak olur, mat olamaz, ağızda erir belli bir tat bırakır. Fiyatlar da etkilidir. Çok ucuz mal da kaliteli değildir.
KAYSERİ ŞEKER’İN PANCAR ŞEKERİNİ KULLANIYORUZ
GDO’lu ürünler piyasada ne kadar yaygın?  
GDO’lu, mısır şuruplu imalatlar piyasada oldukça çok. Zaten bu ürünler fiyatları ve tatları ile kendini belli ediyor. 10-15 liraya baklava satan yerler var. Bizim kullandığımız şeker, Kayseri Şeker Fabrikası’nın pancar şekeridir. Buna hassasiyetle dikkat ediyoruz. Kesinlikle kendi üretimimizde şurup kullanmıyoruz. Şurup hem kaliteyi hem fiyatı düşürüyor. Biz ise kaliteli ürün satıyoruz bundan da son derece memnunuz.

KAYSERİ’DE 3 AYRI YERİMİZ VAR
İstihdam durumunuz nedir?
Şu an 35’e yakın personelle çalışıyoruz. 1’i üretim olmak üzere Kayseri’de 3 ayrı yerimiz var.
TATLI REKABET
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Kayseri halkına bizi tercih ettikleri için teşekkür ederiz. Bu bir hizmet yarışı. Biz de bu yarışta en iyi olmaya çalışıyoruz. Diğer arkadaşlarımız ile imalatçılarla dostluğumuz bakidir. İstişare halindeyiz. Bunu tatlı bir rekabet haline getirdik. Kayseri halkımız her şeyin en iyisine layıktır. Biz de bunu sunmak için çabalıyoruz.
Söyleşi: Osman Gazi Gün- M. Furkan Şahin 

Bakmadan Geçme