BU KUŞ ONDURMUYOR!

İFLAH ETMEYEN PARA: Şans oyunlarında ikramiye kazananları konu alan araştırmalar var. Gözlemlerde kişilerin kurulu düzenlerinin bozulduğu, yaşamlarının kötüye gittiği ve evliliklerinin bozulduğu ortaya çıktı. Öyle ki eski günleri arar hale geldikleri gözlemlendi. Bu parayı sağlıklı yatırıma dönüştürebilen çok az. Bir anlamda kişi çok parayla travma yaşıyor. Zihinsel ve duygusal olarak parayı kullanamadığı için ruhsal sorunlar baş gösteriyor. Zamana bıraktığı ve yaşayamadığı birçok hazzı bir anda yaşamaya kalkıyor, böylece de kişinin zevk ve ödül dinamiği bozuluyor.

 BAĞIMLILIK YAPAN KOLAYCILIK: Üsküdar Üniversitesi Rektörü, Psikiyatr Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “piyango bileti almak para çıkmış gibi bir haz veriyor, bu lezzet ise kişide bağımlılık yapıyor. Öyle ki sanal olmasının verdiği acı da büyük oluyor. Beyne bir bakıma rüşvet veriyor kişi, beyni yanıltıyor. Kişi negatif duygularını gidermek için bu girişimde bulunuyor. Gerçek hayatta başaramadığını hayaliyle yapıyor, kendini avutuyor. Avutma psikolojisi, gerçeklerden kaçma psikolojisi bir anlamda. Emek ve çile yolundan ziyade kişi kolaycılığı seçiyor, bu insanın doğasında olan bir durum.” dedi.

ON MİLYONDA BİR İHTİMAL: Milli Piyango'da büyük ikramiyeyi kazanma ihtimali normal çekilişlerde 600 binde bir olurken, bu oran yılbaşı çekilişinde 10 milyonda bir olarak hesaplanıyor. Bu düşük ihtimal bile milyoner olma hayallerinin önüne geçemiyor. Peki kazanma ihtimali bu kadar düşükken hangi psikolojiyle bilet alınıyor ve niye "belki bana çıkar" hissi yaşanıyor?

 

Milli Piyango'nun 55 milyon TL'lik yılbaşı ikramiyesi birçok kişinin hayallerini süslüyor.  Peki piyango gibi şans oyunlarından neden zevk alınıyor? Bu durum beynin ödül ve ceza sistemini nasıl etkiliyor? Uzmanlar, insan beyninde ödül ve cezayı en çok harekete geçiren şeyin beklenmeyen ödüller olduğuna dikkat çekerek ödül çıkmasa bile çıkma ihtimalinin kişiyi geçici de olsa mutlu ettiğini belirtiyor.

On milyonda bir ihtimal

Milli Piyango'da büyük ikramiyeyi kazanma ihtimali normal çekilişlerde 600 binde bir olurken, bu oran yılbaşı çekilişinde 10 milyonda bir olarak hesaplanıyor. Bu düşük ihtimal bile milyoner olma hayallerinin önüne geçemiyor. Peki kazanma ihtimali bu kadar düşükken hangi psikolojiyle bilet alınıyor ve niye "belki bana çıkar" hissi yaşanıyor?

Çok para, sonucu travma

Şans oyunlarında ikramiye kazananları konu alan araştırmalar var. Gözlemlerde kişilerin kurulu düzenlerinin bozulduğu, yaşamlarının kötüye gittiği ve evliliklerinin bozulduğu ortaya çıktı. Öyle ki eski günleri arar hale geldikleri gözlemlendi. Bu parayı sağlıklı yatırıma dönüştürebilen çok az. Bir anlamda kişi çok parayla travma yaşıyor. Zihinsel ve duygusal olarak parayı kullanamadığı için ruhsal sorunlar baş gösteriyor.  Zamana bıraktığı ve yaşayamadığı birçok hazzı bir anda yaşamaya kalkıyor, böylece de kişinin zevk ve ödül dinamiği bozuluyor.

Bilet değil, haz duygusu satın alınıyor!

Üsküdar Üniversitesi Rektörü, Psikiyatr Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şans oyunlarına yönelik merakımızın beynimizdeki ödül ve ceza sisteminin çalışmasıyla yakın ilişkili olduğunu söylüyor. Prof. Tarhan, şu değerlendirmelerde bulunuyor:

"İnsan beyninde ödül ve cezayı en çok harekete geçiren şey beklenmeyen ödüllerdir. Öyle ki beklenmeyen ödüllerin gelmesi kişiye müthiş keyif veriyor. Bunu beklemek de aynı zevki veriyor. Çıkmasa dahi çıkacak ihtimali kişiyi geçici de olsa mutlu ediyor. Para bilete değil haz duygusuna veriliyor. Bir bakıma kumarın nörobiyolojisi olarak bilinen bir mekanizma bu...

'Bana çıkacak' hissi zevk veriyor

Bir şey çok arzulandığında o kişide realite körlüğü oluşuyor. Kişi çıkmama ihtimalini görmüyor ve çıkma ihtimaline odaklanıyor. Çıkacağına inanıyor. Yapılan araştırmalar gösterdi ki bir kişi yemek yemeyi seyreder ve hayal ederse, beynin yemek yerken aktif hale gelen bölgesi çalışıyor ve kişiye aynı zevki veriyor. Piyango biletleri de öyle. Çıkacak duygusuyla kişi çıkmış zevkini yaşayabiliyor.

Beyin yanıltılıyor!

Bunu tiyatrocular iyi bilir. Tiyatrocu yaşadığı rolü hissederse onu en iyi şekilde yansıtır. Tiyatroda, oyun eğitiminde bu uygulanıyor. Rolle ilgili duygu çalışması yapılıyor. Piyangoda da benzer durum oluşuyor, para çıkmış gibi bir haz veriyor, bu lezzet ise kişide bağımlılık yapıyor. Öyle ki sanal olmasının verdiği acı da büyük oluyor. Beyne bir bakıma rüşvet veriyor kişi, beyni yanıltıyor. Kişi negatif duygularını gidermek için bu girişimde bulunuyor. Gerçek hayatta başaramadığını hayaliyle yapıyor, kendini avutuyor. Avutma psikolojisi, gerçeklerden kaçma psikolojisi bir anlamda. Emek ve çile yolundan ziyade kişi kolaycılığı seçiyor, bu insanın doğasında olan bir durum.” 

 

(Kurumsal haber)

Bakmadan Geçme