Farklı bir konu ve konukla yeni bir söyleşimizde daha sizlerle birlikteyiz. Hemen konuğumuzu tanıtarak başlayalım. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Tokgöz bizlerle birlikte kendisi ile hem bölümünü tanıtıp tanıyacağız, hem de böbrek hastalıkları ile ilgili sizleri bilgilendireceğiz. Öncelikle hoş geldiniz hocam.
Hoş bulduk Selda Hanım.
**İlk olarak Nefroloji’nin açılımını yaparak başlayalım dilerseniz. Nefroloji nedir?
İki böbreğimiz olduğuna göre iki milyon nefronla genel olarak sağlıklı erişkinler doğar ve ömür boyu bu nefronlarla yaşarlar.
Nefroloji kelime olarak nefron dediğimiz bir kelime var oradan köken alıyor. Nefron her bir böbrekte iş yapan ünitelere nefron adını veriyoruz. Doğduğumuz esnada her bir böbrekte bu çalışan ünitelerin sayısı belli mesela yaklaşık olarak bir böbrekte bir milyon nefron bulunur. İki böbreğimiz olduğuna göre iki milyon nefronla genel olarak sağlıklı erişkinler doğar ve ömür boyu bu nefronlarla yaşarlar. Bunlar çalıştığı sürece böbreklerimizde çalışıyor anlamına gelir. Bu kelimeden nefroloji köken alıyor loji biliyorsunuz o konunun araştırıldığı alana kasıt ettiğine göre nefroloji nefron bilgisi gibi bir anlamı var.
**Peki, hocam hepimiz için hayati önem taşıyan böbreğin işlevi ve görevleri nelerdir?
**Sağlıklı bir vücutta hayati organlardan iki tanesi de böbrekler olmuş oluyor, böbreklerin işi vazgeçilmezdir böbrekler olmadan hayat devam etmez.
Evet, sağlıklı bir vücutta hayati organlardan iki tanesi de böbrekler olmuş oluyor, böbreklerin işi vazgeçilmezdir böbrekler olmadan hayat devam etmez. Böreklerin işi nedir diye sorulduğu zaman birkaç başlık altında toplanabilir. Böreğin en önemli işi hücre çevresinin sürekli aynı kalmasını sağlamaktır diyebiliriz. Bunun dışında küçük görevleri var mesela bazı hormonları böbrek üretir. Kan üretiminde esas rolü oynayan hormonumuz eritropoitin dediğimiz hormonun esas üretim yeri böbrekler bunun dışında başka bazı hormonlarında üretim yeri böbreklerdir. Başka tali görev diyebileceğimiz yan görevleri de var. Gerektiğinde glikoz üretebilir böbrekler ama esas önem ve görevleri biraz önce söylediğim gibi hücre dışı ortamın sürekli aynı kalmasını sağlamak bu hücre dışı ortam hayatın devamında çok önemlidir. Mesela bir kişinin sağlıklı olup olmadığını anlamak için kan alıp bakılıyor ya orada aslında baktığınız hücre dışı ortamdır. Kan hücre dışı ortam için bir örnektir. Bir kişinin sağlıklı olup olmadığını anlamak üzere insandan kan alıp bakıyoruz. Hücre dışı ortamda elektrolitler söz gelimi sodyum, potasyum, hidrojen hep belli aralıktadır. Kana baktığınız zaman bunların hep belirli aralıklarla olup olmadığına bakıyorsunuz. İşte bunların hep sabit kalmasını böbrekler sağlar nasıl sağlar? Vücuttaki yapım yıkım faaliyetlerini neticesinde ortaya çıkan fazlalıkları ve beslenme ile aldığımız fazlalıkları vücuttan uzaklaştırır. Böreğin işlevi kısaca bu şekildedir.
**Sırt ve bel ağrıları olduğu zaman çoğu kişi böbrekten şüpheleniyor, sizce bu her sırt ve bel ağrısı böbrek ağrısı mıdır?
**Ağrı böbrek hastalıklarında önemli bir belirti olabilir.
Ağrı böbrek hastalıklarında önemli bir belirti olabilir. Ama her bu bölgede belimizde böğrümüz diyoruz bu yan taraflar ya da sırtımızda hissettiğimiz ağrıyı böbreğe bağlamak yanlış olur. Sebeplerden sadece bir tanesi böbrekler aslında o bölgedeki ağrıların böbrekten daha sık bağlı olduğu sebep hareket sistemi yani bel kemiği kaynaklı olma ihtimali böbreğe göre daha sık rastlanır.
**Böyle bir rahatsızlığı olduğunda size başvuru yapıldığında ne gibi tahlillerden geçiriyorsunuz hastalarınızı? Böbrekten mi yoksa sırt ağrısından kaynaklımı olduğunu nasıl tespit ediyorsunuz?
Evet, öncelikle hastanın böbrek fonksiyonlarının nasıl olduğuna bakıyoruz kandan ve idrardan şikâyetlerde bize yol gösteriyor tabi ki, biz kendimiz için ipucu olabilecek belirtileri o kişiye sorarak anlamaya çalışıyoruz ve muayene ediyoruz. Muayene de böbrek hastalığı işareti var mı? Onu arıyoruz ve kan ve idrar tetkiki yapıyoruz. Kanda böbrek işlevini gösteren ölçülere bakıyoruz. İdrarda böbreklerin iyi çalışıp çalışmadığını bize birçok belirti gösterebiliyor. Bunları bir araya getirerek o kişinin böbreklerinin bu şikâyetlere yol açıp açmayacağını ortaya koyuyoruz.
**Peki, hocam, kronikleşen idrar yolu enfeksiyonları böbrek hastalıklarına davetiye çıkarıcı bir etken midir?
**Nefroloji deyince tabi sadece böbreğin içerisinde sınırlı değil idrar böbrekte oluşuyor ve böbreği terk ettiği noktaya kadar nefrolojinin alanına girmiş oluyor.
Elbette yani nefroloji deyince tabi sadece böbreğin içerisinde sınırlı değil idrar böbrekte oluşuyor ve böbreği terk ettiği noktaya kadar nefrolojinin alanına girmiş oluyor. Enfeksiyonlarda bu tarif ettiğimiz yol boyunca bir noktada gelişebilir. Enfeksiyonlar mikroorganizmalara bağlı bir gelişiyor biliyorsunuz. Tabi ki kronikleşirse tekrar eden enfeksiyonlar yukarı doğru ilerleyerek böbreğin parankim dediğimiz iş yapan bölgesini etkileyip yetmezliğe götürebilir.
**Konu böbrek yetmezliğine gelince böbrek yetmezliği nedir? Birde onu açıklayalım isterseniz?
Böbrek yetmezliği böbreğin işini yapamaz hale gelmesi diye basitçe tarif edebiliriz. Böbreğin işinden bahsettik biraz önce böbrek yetmezliğe girerse bu işi yapamaz ve yapamamasına bağlı sonuçlar ortaya çıkar en önemli görevi de hücre dışı çevrenin aynı kalmasını sağlamak olduğuna göre eğer böbrekler yetersiz ise bu çevre aynı kalmaz. Orada işte kandan bu çevrenin değerlerinin olumsuz yönde etkilendiğinin işaretlerini hep görürüz.
**Bülent Bey peki, hangi evrede diyaliz makineleri devreye giriyor böbrek yetmezliğinde?
**Beşinci derecesi en ileri derecesidir kronik böbrek hastalığının ve o aşamada diyaliz gerekir.
Kronik böbrek hastalığının dereceleri var bu konuda tüm Dünyada bu alanda çalışan hekimlerin yaptığı o ortak anlaşmalara göre yani konuya göre tedavileri de değişen dereceleri olduğu için, beş sınıfa ayrılabiliyor. Beşinci derecesi en ileri derecesidir kronik böbrek hastalığının ve o aşamada diyaliz gerekir. Bu dereceleri nasıl belirliyoruz? Bu dereceleri böbrek işini gösteren en iyi test böbreklerin süzme gücü diyebileceğimiz tıbbi terim olarak ta glomörül süzülme hızı dediğimiz bir ölçüm var buna göre bakıyoruz. Sağlıklı bir erişkinde mesela diyelim ki 40 yaş civarında bir insanla karşı karşıyayız, böbreğin süzme gücü diyebileceğimiz bu glomörül süzme gücü ölçtüğümüz zaman dakikada yüz yirmi bin (120.000) litredir. Bu kronik böbrek hastalığının beşinci evresinde iyice azalır 15 mililitre bölü dakikanın altına düştüğü zaman mutlaka ya diyaliz, diyaliz yerine belki de eğer bir böbrek bulabilirsek verici bulabilirsek canlı yâda kadavra böbrek nakli bu hasta için çaredir.
**Peki, diyaliz işleminde neler yapılıyor hocam? Hastalar diyalizden sonra baya bir sarsılmış olarak yorgun, bitkin bir şekilde çıkıyorlar bunun nedeni nedir?
**Aslında yorgun, bitkin çıkma durumu beklediğimiz bir şey değil bu bir şekilde kulaktan kulağa yayılıyor ve diyaliz aşamasına bir insan geldi ise bu söylentiler bu durumla karşı karşıya olabilecek bir insanı olumsuz etkiliyor.
Aslında yorgun, bitkin çıkma durumu beklediğimiz bir şey değil bu bir şekilde kulaktan kulağa yayılıyor ve diyaliz aşamasına bir insan geldi ise bu söylentiler bu durumla karşı karşıya olabilecek bir insanı olumsuz etkiliyor iyi ki sordunuz aslında. Bu diyalizi tolera edememek yâda diyaliz sonunda bu tip halsizlik ya da bitkin düşmek gibi durumlar koşul değişir herkeste olacak diye bir şey yok kesinlikle belli bir sıklığı var. Diyalizin detayına indikçe bunları da yok etmek için elden gelen yapılıyor. Diyalizi bir çare olarak görmek doğrusu bundan kırk sene önce Dünyada diyaliz yaygın değildi ve aslında o zamanlar için kronik böbrek hastalığı son evreye gelmiş bir kronik böbrek hastalığı belki de çaresiz demek gerekiyordu şimdi ise tüm Dünyada diyaliz imkânları yayıldı bu yüzden diyalizi bir çare gibi görmek en doğrusu çünkü diyaliz neticede böbreğin vücuda yetişemediği derecede kronik böbrek hastalığı aşamasına gelmiş bir hastada onu tedavi etmek için uyguluyoruz. Sizin bahsettiğiniz zannediyorum hemodiyaliz, makine diyalizi, kol diyalizi diye bilinen bir merkezde yapılan hastamızın kanını alarak geri vererek yaptığımız bir tedavi şekli.
**Peki, diyalizin farklı bir şekli daha mı var?
**Kronik böbrek hastalığı tanım olarak nefron kaybı ile kendisini gösterir bu nefron kaybı ilerleyicidir ve geri dönüşümsüzdür.
Evet, farklı bir diyalizde karın diyalizi dediğimiz yöntemdir oda bir diğer diyaliz tipidir. Hangisinin daha iyi olduğu sorulur bu aşamaya gelen hastalar tarafından aslında doğru soru, doğru sıralanışın hangisi olduğu şeklinde olsa daha doğrudur. Şunu demek istiyorum kronik böbrek hastalığı tanım olarak nefron kaybı ile kendisini gösterir bu nefron kaybı ilerleyicidir ve geri dönüşümsüzdür. Bugün ki elimizdeki imkânlarla bunu tam olarak durduracak bir tedavimiz yok ilerler ve diyaliz aşamasına geldiği zaman eğer bir böbrek nakli yapabiliyorsak yaparız ki bu her zaman mümkün olmaz o zaman diyalize mecburuzdur. Diyaliz bu aşamaya gelmiş insanlardaki temel tedavi biçimidir ve iki tane diyaliz yöntemimiz var bir karın diyalizi dediğimiz yöntem.
**Ben mesela karın diyalizini bilmiyordum ilk defa sizden duydum, sadece diyaliz deyince benim aklıma makineli diyaliz geliyordu belki birçok kişide bilmiyordu bu diyaliz yöntemini.
**Karın diyalizi evde yapılan bir tedavi tipi diyaliz tipi.
Karın diyalizi evde yapılan bir tedavi tipi diyaliz tipi. Hastalar evde yaparlar mesela daha çok belli yaşın üzerinde ise bir insan evde daha çok vakit geçirmek ister bir merkeze gidip gelmek onun için zor olabilir. Kendi tedavisini kendisi yapması hoşuna gidebilir evde veya bahçede yani ortamından kopmak istemeyen hastalar için bu daha bir avantajlı olabiliyor karın diyalizi dediğimiz uygulama her tedavinin artısı ve eksisi var. Periton diyalizinde riskli tarafları olduğu gibi hemodiyalizinde riskli tarafları var. Daha çok Türkiye’de ve Dünya’da hemodiyaliz uygulanıyor o makine dediğimiz diyaliz onun nasıl uygulanıyor derseniz. Basitçe bir insandan kanı alıyoruz ve geri veriyoruz. Geri vermeden önce o kanın içerisinde böbreğin atamadığı bir takım çözünür maddelerden kurtuluyoruz. Toplamda klasik olarak 4 saat sürüyor bu tedavi ama haftada en az iki sefer 4’er saat bu makinede duruyoruz.
**Yani hocam, bir nevi böbreğin yapmış olduğu işlevi yapamaz hale geldiğinde diyaliz makineleri devreye girerek böbreğin yapması gereken görevi makineler yapıyor.
**Yaygın olan iki çeşit diyalizden bahsettik.
Kesinlikle yani aslında zaten bu tedavilere böbreğin yerini tutan tedaviler anlamına gelen renal replasman tedavileri denir. Böbrek naklide bu gruptadır diyalizlerin hepside bütün diyaliz çeşitleri de. Şimdi biz burada yaygın olan iki çeşit diyalizden bahsettik hemodiyaliz ve periton – karın diyalizi başka diyaliz yöntemleri de yok değil var.
**Birde böbrek hastalarının renginde sararma, morarma gibi değişiklikler oluyor hocam bunun nedenleri nedir?
**Siz caddelerde böbrek diyalizi yapan insanları birbirinden ayırt edemezsiniz.
Bunlar eskiden kalma hikâyeler artık bugün ki koşullarımızda bugün ki elimizdeki imkânlarla bu tip renk değişikliklerini beklemiyoruz olmuyor da. Siz caddelerde böbrek diyalizi yapan insanları birbirinden ayırt edemezsiniz. Geç tanı konan eski olgularımız var. Onlar öyle bir toprak rengi, sarı bir renk işte bunlar artık dediğim gibi bugün ki imkânlarımızla beklediğimiz görüntüler değil. Bugün yeterli diyaliz yaptığımız bunun dışında tedavisini tam düzenlediğimiz böbrek yetmezliği olan insanda böbrekleri çalışan insanla görüntü olarak ayırt etmeniz mümkün değil. Hatta bazı hastalarımız hastalıklarını gizli tutarlar.
**Evet, böbrek hastası olduklarını söylemeyenlerde oluyor.
Olabiliyor anlayamıyorsunuz da zaten, neden söylemiyorlar zaten meslek kuralları gereği bizde hastamız geldiği zaman yanında getirdiği kişileri anlarız ki paylaşmaya açıktır. Söylemesine gerek yok bu insanlar yanımda geldi onlar da benimle ilgili bazı şeyleri duyabilir bize tabi ki işte şu kişinin durumu nasıl ben onun akrabasıyım gibi telefonla yada başka şekilde irtibata geçenlerde olur iyi demek dışında başka bir seçeneğimiz olmaz.
**Hasta hakkında dışarıya bilgi verilmemesi çok güzel aslında, hasta ile birebir konuşmak daha mantıklı.
**Bülent Bey, ben size hem bizleri hem okurlarımızı alanınızda bilgilendirdiğiniz için çok teşekkür ediyorum.
Bende bizlere bu fırsatı verdiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum.
**Bir başka söyleşimizde yeniden görüşmek dileği ile hoşça kalın.