BİZİM KAMPÜS'DE BU HAFTA

İLİM YAYMA CEMİYETİ KAYSERİ ŞUBESİ BAYANLAR KOMİSYONU'nun düzenlediği ADANMIŞ GENÇLİK ve ŞEHİD FURKAN DOĞAN programı için organize edilen mektup yarışmasında birinci seçilen arkadaşımız MUHAMMED FATİH ŞAHİN'in mektubu:

Sevgili Furkan Abi,
    Ben senin şuanda şehadet mertebesine ulaştığım yaştayım. 18 yaşındayım. Daha hayatın zorluklarını yeni yeni görmeye başladım. Kayseri’yi kazanıp, Kayseri’ye gelmeden önce seni sadece Mavi Marmara’nın en genç şehidi olarak tanımıştım. Güzel bir insan olduğunu ve şehitlik makamını hakkettiğini biliyordum. Ama Kayseri’yi kazanınca ve senin isminin taşıyan bir yurtta kalmaya başlayınca seni gerçekten tanımaya başladım. Özellikle Sayın Oğuz Memiş Abi’nin seninle ilgili anlattıklarını dinleyince seni daha çok araştırmaya başladım. Ve özelliklede Mavi Marmara gemisinde şehadet mertebesine az bir süre kala yazdığın “Şehadet şerbetine son saatler. Var mı daha güzel şey? Varsa o da sadece annemdir ama ondan bende emin değilim. İkisinin kıyası çok zor. Şehadet mi annem mi? Salon boşaldı, şu ana kadar olmayan ciddiyet bir anda herkesi kapladı.” sözlerin gerçekten beni çok etkiledi.
      Abi sen ne güzel bir insansın. Doktorluğu istemenin sebebinin Afrika’da gözlerinden rahatsız olan insanları tedavi etmek için olduğunu duyunca beni bir kez daha etkiledin. Hayatın boyunca insanlığa ve İslam’a hayırlı bir evlat olarak yaşaman, düşüncelerin, Mavi Marmara gemisine binmek için gösterdiğin çaba, şuurlu bir Müslüman olmak için mütemadiyen okuyan ve okuduklarını çevresiyle paylaşıp “Emri bil maruf, neyhi anil münker” vazifesini yerine getiren, yaz tatilini oyun eğlencelerinden uzak duran, okul arkadaşlarını Gazze’ye yardım için örgütleyip infak kültürünü yaşatan, Yusuf güzelliğine meftun kızların ilgisinden kaçarak nefsini terbiye eden pırıl pırıl bir genç olman gerçekten şehitlik mertebesini hak eden biri olduğunu gösteriyor.
     Seni tanıdıktan sonra gerçekten seninle tanışmak, oturup hasbihal etmek isterdim, ama nasip değilmiş. İnşaallah cennette Peygamber Efendimiz (s.a.v) ‘in Livaül Hamd sancağı altında buluşuruz. Bide abi geçen gün seni babandan dinledim ve bir kez daha etkilendim. Seni babandan dinlemek ayrı bir güzel oluyor,Furkan Abi....
     Aklıma gelmişken son olarak şunu söylemek isterim...Senin ismini taşıyan bir yurtta kalmaktan gerçekten çok mutluyum. Senin ismini taşıyan bir çatının altından olmak gerçekten bana huzur veriyor. İnşaallah cennette görüşmek üzere hoşçakal, Furkan Abi...

KARİKATÜRE İTAFEN
 
Bu yürüyüş
Kutlu bir yürüyüştür.
Mescid-i Aksa’ya yönelişimizdir.
Bu dava uğruna adımlarımızı
Fikirlerimizi, inançlarımızı
Birleştirdiğimiz HAKK’tır.
 
Bu yürüyüş
Ecdadımızdan bu yana
Yolu kesilen , taşlanan,
Dikenleştirilenen halkımızın
Kutlu yola yönelişidir.
 
Bu yürüyüş
Kudüs yüreğimizden
HAKK’a açılan bir damardır.
Gögüsümüzdeki sürgününü geri çağıran
Kutlu bir sevdanın adıdır.
 
Bu adımlar
Hak ile batılı ayırmak için
Birleşip yürüyen bir aşktır.
Allah’ın izniyle
Mescid-i Aksa’dan Mescid-i Haram’a
Doğru saf tutan genç adımlardır.
 
Bu adımlar ki
Saf saf Rabbine yürüyen
şehadetin adımlarıdır.
Ebedi buluşmada
Yeri ve gögü sarsacak inanmışlıktır.

YUSUF BİLEN   [email protected]

******

Ramazan Kayan'dan GençlereTutarlıMüslüman Formülü:4G
 
GeçenhaftaKayseri'yegelip bizimle muhabbet eden hocamızdan bahsedip onun 4G formülünü anladığım kadarıyla aktarmak istiyorum. Ramazan Kayan kadimbirgelenektenbeslenip, aynızamandaonuşekillendiripmüslümancadüşünmeüzerine bize yol gösteren önder şahsiyetlerden. Yazdığı kitaplar, verdiği konferanslarla beraber mücadele hayatıyla da örnektir bize. 
 
Üniversite bir eğitim sistemine sahiptir. Hikmetsiz bir eğitim.. Hikmetsiz çıkılan yolda geleceğimizi düzgün şekillendirmek, zihnimizi temiz tutmak düşünülemez. Bu sisteme karşı buna aşkın düşünmemiz gerek. "Sadece okul bitirmiyoruz, Adem oluyoruz."
Hocamızın deyimiyle geçmişten aldığımız emaneti en iyi şekilde taşıyıp sonraki nesillere daha iyi bırakmalıyız. Emanet nedir, nasıl iyi taşınır, önceki ve sonraki nesillere bağlantı nasıl kurulur? Bunu hayatın en değerli zamanlarından birinde, üniversitede öğreniyoruz.
Sorulara karşı cevaplar, işte çok kapsamlı 4Gformülü:
 
1. GÜVENİLİRLİK
Biliyoruz ki İslam'ın yayılmasında en önemli referans emin olmaktı. Peygamberimiz emin biriydi, müşrikler "onun fikrinde değilim ama emanetimi ona bırakıyorum" diyorlardı hal diliyle.
Fakat şu an toplumun da en büyük eksikliklerinden birisi güven sorunudur. Çocuk arkadaşına, baba çocuğuna, hanımı eşine güvenmiyor, güvenemiyor. Toplum olarak kendi aramızda iyiliği yaymak istiyorsak birbirimize güven duymayı öğrenmemiz gerekiyor.
Tüm bunlar da Rabb'imize iman ile, yani ona güvenmekle başlar.
 
2. GÖNÜLLÜLÜK
Lâdiyerekbaşlayalımki gönüllülük keyfilik, canım isterse olur demek değildir. Hatır baskısından da değil, gönüllülük ben tüm hücrelerimle bunu yapmaya varım demektir. Uhud da 3 defa sorulan "bu kılıcın hakkını kim verecek?" sorusuna ben!deyipEbûDüccanegibi olmak gerek. Üniversitenin hakkını kim verecek diye sorulunca cevap olarak yaptığımız amelleri gösterebilmeliyiz.
 
3. GÜÇLÜ OLABİLMEK
Güç bir müslüman için önemlidir.  Hz. Lût(a.s.) birçok zorluk yaşıyor. Karşılaştığı zorluklardan sonra bir isteği oluyor. HûdSuresi 80. Ayette belirtildiği üzere "Keşke size karşı (koyacak) bir gücüm olsaydı, ya da sağlam bir desteğe dayanabilseydim dedi."
Tıpkı bu istek gibi bizim de İslam Dünyası olarak ayağa kalkmak gereken cevapları tüm dünyaya bağırarak söylemek için güce ihtiyacımız var.
Fakat müslüman eline geçen imkan ile güç zehirlenmesi yaşamayacak. Kalemi kılıcın emrine vermeyecek, bilakis kılıcı düzeltecek olan kalemdir.
 
4.GAYRETLİLİK
Diğer 3 madde ile karşılaştırarak düşünelim... Güvenilen, gönüllü ve güçlü biri var... Fakat bu potansiyeli harekete geçirmek için gayretli olmak gerekir.
Şu an Türkiye'de bir aksiyon eksikliği var. Mehdi beklemeyin, kurtarıcı sizsiniz. Öyle gayretli olmalıyız ki bizi yangından "can" kaçırıyor sansınlar.
 
RamazanKayanhocamızuzun süre hapiste yattı. Gittiği ortamlara rengini veren değerli insan haksız bir şekilde kaldığı burayı bile betimlerken hayatımın en verimli günleriydi diyor. Buraya girmesinin sözde sebebi irticai faaliyetlere önderlik yapmak olan biri, Elhamdülillah ki bundan yıllar sonra hapishaneye İslamı anlatmak için gidiyor. İşte Sabır ve Zafer!
 
Allah bize bildiklerimizle amel edecek gayreti versin.
Vesselâm...
 BİLAL TUNÇTÜRK [email protected]

***

TARİK
Yine mahzun bir halde seyrederim ben beni
Ebedi firar için zorlar çünkü can teni
 
Hayat sokağımdaki yasın sebebi belli
Her tahtası dert kokan ben konağının hali
 
Gireni hiç susmayan bir fısıltı karşılar
Onu dinlersen eğer, doğru olur yanlışlar
 
Karşıdaki odadan bir yol uzanır Hakk'a
Bırakmaz depreneyim geçmiş denilen pranga
 
Üst kattaysa sokağı izleyen bir sultan var
Onu unuttuğum an küser bana cumbalar
 
Bahçedeki her güle mukadderattır solmak
Zira vav çizmek kadar zor elif gibi olmak
 
Çatıdaki karga her şeyi altında bilir
O kapkara tüylerin sebebidir bu fikir
 
Halbuki dimdik duranlar arşın sahibidir
Hazana başkaldıran yiğit bir çam gibidir
 
İstikrar dik yamaçlar çizer uşşak misali
Bulamazmış kendine uşak olan visali
                                         
Ey rahmet kasırgası! Bu diyarlara es ki
Fikir konağım uçup gitsin zira çok eski
                              
 Muhammed Furkan Alat    [email protected]

Bakmadan Geçme