Biz ülkenin asli unsuruyuz!
MÜSİAD Kayseri Şube Başkanı Nedim Olgun Harputlu ile özel bir söyleşi gerçekleştirdik. Harputlu, Anadolu'yu hiçe sayan Anadolu'yu önemsemeyen bir yapı olan TÜSİAD zihniyetine karşı kurulduklarını kaydederek 'Biz de bu ülkenin asli unsuruyuz, tali unsuru değiliz' ifadelerini kullandı.
**Merhaba Değerli Okurlarımız;
**Bugün ‘’Tuzlu Kahve’’ Söyleşi köşemizin konuğu Müsiad Başkanı Sayın Nedim Olgunharputlu kendisine bizi misafir ettiği için teşekkür edelim ve ilk sorumuzu hemen zaman kaybetmeden kendisine yönelterek söyleşimizi başlatalım.
Biz teşekkür ederiz hoş geldiniz, şeref verdiniz, ayağınıza sağlık Selda Hanım.
**Teşekkür ederim hoş bulduk Başkanım. Öncelikle yeni göreviniz hayırlı, uğurlu olsun.
**Çok teşekkür ederim, Başkanım ilk olarak sizi şöyle kısaca bir tanıyalım?
Müsiad’lı bir ailenin ferdi olarak, bu davaya hizmet eden bir ailenin ferdi olarak, buralarda olmak bizim için gurur verici. Ailemizin Müsiad hikâyesinden bahsedecek olur isek, babam rahmetli 1991 yılında Müsiad’ın ilk taşra teşkilatını Kayseri’de arkadaşları ile beraber kuruyor. İşte o zaman kurucu başkan Erol Yarar, Ali Bayramoğlu Kayseri’ye geliyorlar bir ekip, bu ekip Kayseri’de birkaç iş adamı ile sohbet ediyorlar. Böyle bir organizasyon olduğunu söylüyorlar. Bizimkilerde iyi, güzel bizde aynı davanın insanlarıyız beraber olalım ve böylelikle ilk temsilcilik Kayseri’de açılıyor.
Babam rahmetlinin ömrü şubeleşmeye vefa etmiyor, 1992 yılında bir trafik kazasında vefat ediyor. O zaman şubeleşme kriteri 100 üye Anadolu’da 100 sanayiciyi bulmak hele o dönemde şimdi ki gibide değil şartlar zor, rüzgâr arkamızdan değil, karşımızdan esiyor. O rüzgârda bir yer bulmak 2-3 yıl zaman alıyor. Bu dönemde şubeleşme babam vefat ettikten sonra Mustafa Tekelli ve ekip arkadaşları ile beraber devam ediyor.
Bizde Müsiad da bir ilki ben ve arkadaşlarım gerçekleştirdik. 2002 yılında Genç Müsiad’ın ilk taşra şubesini yine biz oluşturduk. 2002 yılından 2006 yılına kadar ‘’Genç Müsiad Başkanlığı’’ yaptım. Sonrasında Genç Müsiadı arkadaşlar devam ettirdiler, biz üye olarak devam ettik. 2009 yılında Müsiada üye oldum, ailemizde babamdan sonra amcam devam etmesine rağmen bende Müsiada, Genç Müsiad’dan ilk şube transferi olarak Anadolu’da ben oldum ve aşağı, yukarı o dönemden beri de yönetimlerde yedek, asil başkan yardımcılığı, teşkilatlanma gibi görevler yaptım. Bu dönemde arkadaşlarımızla yaptığımız istişarelerde benim başkan olmam gerekliliğine vurgu yaptılar bizde teveccühlerini kabul ettik, teşekkür ettik genel kurulda da arkadaşlar bizi seçtiler ve göreve başladık.
**Babadan oğula geçen bir başkanlık sistemi olmuş.
Babadan oğla geçme lafı belki biraz itici olabiliyor ama buradaki mevzu dava şuuru ile bakınca olay farklı Cumhurbaşkanı Kayseri’ye geldiğinde şöyle bir yorum yapmıştık. Bu iş aile kronolojisi olarak anlatmıyoruz bunu babam rahmetli şubenin kurucusu idi. Bende şuan başkan olarak buradayım, oğlumu da vakti gelince Genç Müsiada kayıt edeceğiz. Bunu şunun için söylüyoruz bu iş artık nesillere tabi oldu yani Müsiad bir gelenek haline dönüştü, bir aile işletmesi gibi değil ama bir dava bu dava üç nesil bizim ailemizde devam edecek inşallah. Devamı da gelir inşallah.
** Başkanım biraz da Müsiadın çalışmalarından bahsedecek olur isek ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Müsiad kuruluşundan bu güne bakar isek Müsiad İstanbul taahkümüne karşı kurulmuş, İstanbul’daki bir gurup azınlığın taahkümüne karşı kurulmuş bir yapı. Anadolu’yu hiçe sayan Anadolu’yu önemsemeyen sadece Anadolu’yu değil, Anadolu fikrine sahip olan insanları önemsemeyen bir yapıya karşı işte bu yapıda zikretmekte bir sakınca yok Tüsiad zihniyetine karşı kurulmuş bir yapı olarak kurulmuş ve bizde bu Ülke’nin asli unsuruyuz, tali unsuru değiliz. Biz hizmetkâr değiliz, hizmet edilecek noktayız ha kitle olarak söylüyoruz Müsiad olarak biz hizmete talibiz. Bu kitleye hizmete talibiz diye kurulmuş bir organizasyon. Bu güne kadar da Anadolu da yaptığı organizasyonlar, genel merkez kanalı ile de yaptığı organizasyonlar öncelikle üyelerini bilinçlendirme bu gerek kurumsallaşma, gerek uzmanlaşma, gerek arge, gerek eğitim noktalarında üyelerini bilinçlendirerek kendilerinin bir güç olduğunu üyelerine anlatmış, hatırlatmıştır ve eskiden sadece İstanbul’daki bir grup azınlık tarafından Anadolu üretim kapasitesi belirlenir, üretim fiyatları belirlenir onlar alır onlar istediği yere istediği fiyata satar geri Anadolu’ya satar çok daha karlı satar veya bir makine alınacak olursa İstanbul’dan alınır yurtdışından alınmaz niye çünkü İstanbul dan alınır. Kayseri Müsiad ilk Karlsruhe bir yurtdışı seyahati düzenlemişler herhalde Kayseri’den yurtdışına yapılan ilk seyahatti çok ciddi bir katılım vardı çok olumlu etkileri oldu. Bu etkilerle Anadolu insanı, Anadolu sanayicisi yurtdışı ile yurtdışından alım ve satım yapılabileceğini aracısız yapılabileceğini kendi gücü ile yapılabileceğini öğrenmiş oldu. Çok ciddi şuanda ihracat yapan, ithalat yapan, aracısız yapan üyelerimiz mevcut. Müsiad bu noktalarda üyelerine destek olur.
**Peki, Müsiadın şuan kaç üyesi bulunmaktadır?
Müsiad Kayseri şubemizin şuan itibari ile 132 üyesi bulunmaktadır. Aktif olarak tabi şuanda çalışan yani başka dernekler gibi ismini yazıp ta aidat almadığımız yeter ki sayımız kalabalık görünsün gibi bir durumumuz yok bizde aktif üyeliğin bilincinde olan yani arkasından gıyaben üye yapılmış üye yok herkes bilinçli üye ve ilk hedef olarak ta arkadaşlarla 200 üyeyi hedef koyduk inşallah bu yıl sonunda 200 üyeye ulaşacağız.
**Başkanlığa geldikten sonra yapmayı planladığınız projeler neler?
Bizim başkanlığa geldikten sonra öncelikle kendi iç dinamizmimizde bir hareketlendirme yapmak istiyoruz. Yani önce Müsiadı biraz daha hareketlendirmek istiyoruz. Bunun içinde önceki yönetimlerle alakalı değil yorumumuz ama bir mekânsal asalet oluştu bu mekân ilk Müsiad buraya taşındığında çok gözde bir mekândı. Ama zaman geçtikten sonra artık demode bir noktaya geldi ve üyelerin teveccühüne de biraz yakışmıyor yerimizi değiştirip daha mekânla birlikte hizmet kalitemizi artırmayı düşünüyoruz. İlk projemiz bu bunun içinde üye sayımızı da kısır döngü ile beraber yani mekânla beraber üye sayısı artacak, üye sayısı artınca bu mekân zaten yetmez olacak ve yeni mekâna geçme ihtiyacımız olacak. Yeni mekânda daha iyi hizmetler yapacağımızı düşünüyoruz.
Bu mekânda şuanda aklımızda birkaç nokta var ama netleşmedi. Netleşince size de duyurusunu yaparız temel attık, başladık, inşaatını bitirdik gibi bilgileri de paylaşırız. Bu sadece mekân değişimi üye sayısı ile değil bizimde hizmet kalitemizi artırma ile bu kalite yine yurtdışı gezileri, eğitimler, Ülke’nin ve şehrin potansiyeli ile alakalı projeler mesela ilk geldik yaptığımız proje Kayseri’nin Lojistik Master planını çizdik Üniversite’den hocalarla, ‘’Organize Sanayi’deki Sanayicilerle’’ beraber bu organizasyonu yaptık. Şuanda hali hazırda yapılmakta olan Lojistik köyün çok verimli bir proje olmadığını belirttik bunu ilin amirlerine de belirttik kendileri de notlarını aldılar bakalım değerlendirecekler. Bu noktada üyelerimizin gerek iç ticaretlerini, gerek dış ticaretlerini, gerek kurumsallıklarını artırıcı çalışmalarımız, eğitimlerimiz, yurtdışı gezilerimiz programlarımız oluyor ve devam ediyor.
** Peki, diğer illerde bulunan Müsiad Başkanları ile bir araya gelme imkânınız oluyor mu?
Tabi. 2 ayda bir başkanlar toplantılarımız var. Sonunu Çanakkale’de yaptık. 3 ayda bir genel idare kurulu toplantılarımız olur. Başkanlar toplantısına sadece başkanlar katılır genel idare kurullarına başkanlar, sektör kurulu başkanları, teşkilatlanma komisyonu başkanları ve yönetim kurulu üyeleri katılır o çok daha geniş kapsamlı organizasyonlardır bunlar 3 ayda bir olur. Farklı farklı şehirlerde o şehre de bir dinamizm katar Müsiad burada yurt çapında toplanıyor önemli bir organizasyonu var diye şehirde hareketlenir. Bu sene biride Kayseri’de olacak bu genel idare kurullarından.
Peki, Başkanım tarih bellimi?
Henüz netleşmedi ama 9. ay gibi olması muhtemel.
**Bunlar haricinde Kayseri’de bulunan üyelerinizi kaynaştırma, tanıştırma vs. gibi organizasyonlarda oluyor mu?
Tabi ki her ayın son Salısı yönetim kurulu toplantılarımız olur her ayın son Salısını Hasbıhal toplantıları olarak ayırdık. Son salılarda gerek ilden, gerek şehir dışından böyle tecrübe paylaşımı yapabileceğimiz ve üyeler arası kaynaşmayı artırabileceğimiz Hasbıhal toplantılarımız olur. Artı ailelerle beraber kahvaltılarımız, tatil programlarımız olur. Sonuncusunu Mayıs ayının sonuna doğru yaptık. Antalya’da ailelerle beraber genel katılımlı bir seyahat programımız oldu. Ramazanda iftarlarımız olur ailelere özel yaptığımız protokol iftarlarının dışında e tabi ailelerin kaynaşmasına özel programlarımız oluyor.
**Hazır Ramazan ve iftarlardan bahsetmişken birazda Ramazan sohbeti yapalım malumunuz Ramazan ayına sayılı günler kaldı biliyorsunuz bu ayda maneviyat açısından çok önemli bir ay ben sizi biraz çocukluğunuza götürmek istiyorum eski Ramazanlara karşı bir özlem duyuyor musunuz?
Eski Ramazanlardan çocukluğumdan aklımda kalan benim ‘’Teravih Namazları’’ Teravih namazlarına eskisi kadar çocuklar gelmiyor dikkat çeken nokta o bizim için bir panayır gibi idi Teravih namazı yani o büyüklerin ruhani atmosferinden çok etkilenirdik. Arada yaramazlıklar yapardık ama o yaramazlıklar yapıla yapıla çocuklar Camilere ve bu ruhaniyete alışıyorlar alışabiliyorlar. Şuanda çocuklar namaza bizimkisi kadar yoğun katılmıyor. Hem aileler belki müsaade etmiyor çıkarsın kaybolursun gibi bir çekince ile hem de çocukların daha elektronik merakları ve farklı eğlenceleri var. Bilgisayar, televizyon, tabletlerle oynayarak zamanlarını öyle geçiriyorlar. Biraz daha çocuklarımızı bu noktada bilinçlendirmeliyiz diye düşünüyorum. Şuuru alacağı noktalardan bir tanesini kaçırmasına müsaade etmemeliyiz.
**Peki, çocukluğunuzun iftarlarından biraz bahsede bilir misiniz?
Çok daha fazla toplu iftarlar yapılırdı bu toplu iftarlardan kasıt çadırlarda falan değil ama aile bireyleri, komşu, eş, dost, ahbaplar ile birlikte yapılırdı nadiren yalnız iftarlar olurdu. Şimdi biraz daha herkes kendi ailesi ile kendi evinde yapmaya başladı Ramazanın bereketine çok uygun olduğunu düşünmüyorum daha fazla birliktelik olması gerekliliği kanaatindeyim yani çocukluğumuzdan beri aldığımız eğitim, görgü budur ve aldığım keyifte budur. Evde yalnız başıma iftar yaptığımda bir bereketsizlik, bir keyifsizlik, bir lezzetsizlik hissiyatı oluşuyor ama gerek büyüklerle, gerek komşularla, gerek arkadaşlarla, gerek iftar çadırlarında yapılan o curcuna, o heyecan, o mutluluk herkesin mutluluğu, herkese yansıyor yani bir mutluluk 11, 111,1111’ e çıkıyor artı bir kişilerle.
**Ramazan sizde de bir coşku ve sevinç hissiyatı uyandırıyor mu?
Muhakkak yani bu o ruhani günleri yaşamak hep şöyle de bir soru işareti yaşanıyor yahu sıcak günlere geliyor, uzun günlere geliyor, yorucu günlere geliyor ama girdikten sonra bunların hiç biri etkilemez oluyor ve bittiğinde Allah Allah ya çok çabuk bitti o burukluğu hissettiriyor. Belki evvelindeki çekinceler Ramazan girdikten sonra boş bir çekince olduğu anlaşılıyor hissediliyor.
**Sanki Ramazan ayında hafiften bir rüzgâr esiyor da ortalık serinlemiş gibi oluyor.
Kesinlikle. Geçen sene Ramazandan önce inanılmaz bir sıcak vardı Ramazan girdi sıcaklar kesilmişti bu senede aynısı olur inşallah.
** Ramazanda özellikle istediğiniz hani akşama şu olsa da yesek dediğiniz bir menünüz var mı?
2004 yılında Ramazanı Romanya’da karşılamak zorunda kaldık orada bir işimiz vardı. 2 Hafta Romanya’da kaldık bir haftası Ramazandan önce, bir haftası Ramazanın içinde iftarda elim ekmeğe gidiyor hani pide arıyor tamam pide önemli değil bir şekilde çözülebilir ama ekmeği bölüp şöyle bir sucuk içi arıyoruz sofrada yanlış tabaklara banıyoruz sucuk içi bulacağız diye eşim İstanbul da idi beni bekliyordu işte geleceğim gün telefon açtım geliyorum diye akşama bir şey ister misin yemek yapalım mı deyince dedim sucuk içi İstanbul’da nereden bulalım vallahi kıyma alın, baharat bulun bir şey yapın yapın yani. Ramazanın bence olmazsa olmazı sucuk içi bal ve kaymak ikinci sıraya gelir. Bir numara sucuk içidir.
Ramazanı hayırlısı ile eda ettikten sonra önümüzde Allah nasip ederse Bayram var peki, Bayramlar nasıl geçerdi sizde?
Bayramlar bizde Bayram gibi geçerdi. Bayramlar babam rahmetliden aldığım vasiyetlerden biri diyebiliriz Bayram’ı tatil değil eş, dost ziyareti için verilen izindir olarak değerlendirirdi yani gidip te dinlenin yâda gidipte uzaklaşın kafanızı dinleyin falan gibi değil bilakis eşinizle, dostunuzla hemhal olarak stresinizi atın onlardan uzak olmanın verdiği burukluğu, onlarla birleşerek giderin ve bunu memleketiniz de yapın. Bayramlarda şehir dışına, yurtdışına yâda tanıdığımız insanların olamadığı mekânlara gitmek çok büyük yanlış olarak değerlendirdik. Günümüzde ne yazık ki Bayramların bir eksikliği vatandaşlarımız, insanlarımız, dindaşlarımız tarafından tatil olarak algılanması üzücü. Ben inşallah bunu yapmamaya çalışıyorum. Toplu bir organizasyon olabilir bu değerlendirilebilir beraber yapılan ama tatil olarak değerlendirilmesi üzücü. Bayramın tatil olmadığı, Bayram olduğu bilinci İnşallah bu bilinç yayılır.
Bayramlar nasıl geçerdi? Harçlıklar alır mıydınız?
Eskiden baba, anne dışında konu, komşu da harçlık verirdi şimdi bu gelenek te fazla kalmadı çocuklar sadece yakın çevrelerinden harçlık alıyorlar. Anne, baba, dedeler, babaanneler ve anneanneler gibi eskiden bize balonlar, mendiller ve çoraplar hediye olarak verilirdi. Şimdi ne yazık ki bunun özlemini yaşıyoruz. Ama ben illaki benim çocuklarım Bayram coşkusunu yaşasın diye ufakta olsa bir Bayram alışverişi mutlaka yapmaya gayret ediyorum. Çocuklarıma o manevi hazzı yaşatmak adına herkese de tavsiye ediyorum. Eski Bayramlara duyulan özlemleri daha aza indirmek adına geleneklerimize sahip çıkıp onları yaşatmaya gayret edelim inşallah. Bayramlıklar bizim hayatımızda çok önemli idi şimdi alım gücü arttığı için pek değeri kalmadı gibi sanki günümüzde.
**Başkanım bu hoş sohbetiniz için ve bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyorum. Son olarak neler söylemek istersiniz?
Son olarak gündeme değinmeye lüzum var mı bilmiyorum ama siyasete malum seçimler oldu. Seçimin galibi Ak Parti % 40’ın üzerinde oy aldı 250’nin üzerinde Milletvekili çıkardı ama diğer partiler çok daha az oy almalarına rağmen iktidarı devirme heyecanı ve mutluluğu ile yorumlar yapıyorlar Ak Parti’de neden bu kadar geriledik sorgusunu kendi içinde inşallah sorar ve memleketi kaosa sürüklemeden nasıl bir çözüm olursa bu erken seçim mi olur, koalisyon mu olur, azınlık hükümetine dışarıdan destekle mi olur inşallah Ramazanı keyifli geçirip Bayramı da Bayram gibi yapmamıza müsaade ederler siyasiler.
**Tuzlu Kahve söyleşimizde bu hafta Müsiad Başkanı Sayın Nedim Olgunharputlu’yu konuk ettik haftaya faklı konu ve konuklarla yeniden buluşmak dileği ile hoşça kalın.
Tuzlu Kahve Söyleşi: Selda AVCI