Bir Hafta Bir Yazar: Ünal Tayfur

Tektonik günlerin içimizi üşüttüğü şu günlerde, cemre yeni bir baharın muştusuyla ısıttı bizleri. Tevafuktur, Cemre(şiirler)de benim önüme düştü. Yayıncı ve şair Ünal Tayfur ile tanıştım geçtiğimiz günlerde. Teşehhüt miktarı bir muhabbette yarım asırlık hikayesine bizleri muttali kılan mütevazı ve nahif bir şahsiyet.  İnsana, tabiata ve vatana dair mısraların mimarı. Sosyal konularda duyarlı, kültürel mevzularda aktif bir eğitimci. 

Sayın Ünal Hocam,  sizleri  kısaca tanıyabilir miyiz?

Bendeniz Ünal Tayfur.  1959 yılında Kayseri’nin Bünyan ilçesi Hazarşah Köyü’nde doğdum İlk öğrenimi köyümde tamamladım.  2 yıl Taşçıoğlu hafız okulunda hafızlık çalışması yaptım Kayseri İmam Hatip Lisesi’ne 1974'te kayıt oldum. Ortaokul ve lise öğrenimimi burada tamamladım.  Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden 1985'te mezun oldum . 1980-81 yıllarında bir yıl kadar Bünyan’da imamlık yaptım. Ardından istifa ederek üniversitedeki görevlerime devam ettim. Fakülte yıllarında Kayseri'de o zamana kadar hiç yayınevi olmadığını tespit ettik ve SE-DA yayınları Selçuklu yayın dağıtımı kurdum. Bir süre Ankara Aktaş Endüstri Meslek Lisesi’nde  ve Kayseri ve Bünyan Sağlık Meslek Liseleri’nde öğretmenlik yaptım. 1982'den 1996 tarihine kadar Sahabiye medresesini içerisinde, yayınevinin ismiyle kitapçılık yaptım. Başta Aydınlar ocağı olmak üzere birçok vakıf derneklerde başkanlık yaptım.  Birçok dergide şiirlerim ve yazılarım yayınlandı.  89 yılında başladığım öğretmenliğe 2015 yılında emekli olarak bitirdim. Başta Aydınlar Ocağı başkanlığı olmak üzere, gönüllü kültür teşekküllerinde başkanlık ve yönetim kurulu üyeliklerinde bulundum. Kısa bir süre gazetecilik, yerel televizyonlarda kültür ve sanat programları yaptım.

Hocam yazma serüveni nasıl başladı. Yazma isteği ve  yeteneğinin oluşmasında kimlerin katkı ve yönlendirmesi oldu?

Kitap okumayı küçük yaştan itibaren çok sevdiğim için hep yazarlara özenmişimdir fakat okumanın yanında yazmanın zorluğunu da kısa zamanda fark ettim. Ortaokuldan itibaren yazdığım şiirleri ya da kısa makaleleri Türkçe ve edebiyat öğretmenlerime gösteriyordum. merhum Mustafa Oğuzkan hocam ortaokuldayken çok destek oldu. Onun sayesinde ilk şiirimi Hakses adındaki dergiye gönderdim ve şiirim yayınlandı. Ardından Kayseri'de kültür sanat camiası cuma akşamları evlerde oturma düzenliyorlardı lise yıllarında bu oturmalara kabul edildim. Onlar sayesinde daha da okumayı ve okuduklarımı bir yerlerde yayınlamayı öğrendim.  Benim ufkumu açan çok güzel ortamlardı benim için. O toplantılara katılan şu anda bir kısmı hayatta olmayanlara rahmet diliyorum, hayatta olanlara sağlık diliyorum.  Allah onlardan razı olsun. Şu anki okuduğum, yazdığım ve kazandığım tecrübeler de onların çok büyük payı vardır. 

Pekâla Hocam, yazma isteği olan her yaştaki insanlara neler tavsiye edersiniz, insan niçin yazmalı, nasıl yazarsa daha değerli ve etkin olur?

Her insanın bir kapasitesi vardır okumak insan olmanın bir gereğidir. Okuduklarını anlamak anladığını anlatmak, çok farklı bir durumdur. Birçok insan okur bana göre okuduğunu zanneder şayet bir insan okuduklarını istifade ettiklerini başkasına aktaramıyorsa orada bir sıkıntı vardır. Kesinlikle illaki bir dergide bir gazetede ya da bir yerde bir makale olarak yayınlanması gerekmiyor. Biz birçok şeyi hayattan öğreniriz, duyduklarımız bizim tecrübelerimiz ve hayatta bize lazım olacak her şeydir.  Onları kendi kapasitemiz ölçüsünde faydalı hale getirip üçüncü şahıslara anlatmak da hem insani hem İslami görevlerimizdendir. Bu nedenle ben inanıyorum ki ben okuyorum diyenler mutlaka az da olsa yazmalı hatta özellikle tavsiye ediyorum, bir hatıra defteri mahiyetinde yaşadıklarını yazmalı onları hiç kimse okumasa, bilmese bile kendi torunlarına kaynak olarak bırakmalıdır. 

Müellifi olduğunuz, benim çalışmalarım dediğiniz eserlerin isimlerini öğrenebilir miyiz?

Bu zamana kadar şiir ve değişik araştırmayı inceleme noktasında 7 tane kitap hazırladım. Fakat imkansızlıklar sebebiyle ancak bir tanesini yayınlayabildim. CEMRE adındaki şiir kitabım basıldı diğerleri baskıya hazır vaziyette. İmkanım olursa ömrüm olursa onları da yayınlamayı düşünüyorum. 

Sayın Ünal Hocam, yazarlık serüveniniz de unutamadığınız bir hatıranızı okuyucularımızla paylaşabilir misiniz?

1992 yılında merhum halk şairi Abdurrahim Karakoç ağabeyi ben imza günü için davet etmiştim. Aynı zamanda Kayseri'de kitap fuarı adı altında ilk defa kitap sergisi açtım. Abdurrahim abiyi çok seviyordum. Bütün şiirleri neredeyse ezberimdeydi benim şiirlerimde de örnek aldığım önemli kişilerden biri. Birkaç şiirimi okuttum.  Bana dedi ki, Tayfur hoca çok okuyorsun, yazdığın şiirlerinde biraz ses dağınıklığı var bunları toparlamanı dilerim, dedi ve benim masanın üzerinde duran ajandama el yazısıyla özel bir dörtlük yazdı. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.

Kıymetli  Hocam, söyleşi için teşekkür ederiz.

Röportaj: Mustafa Balaban

Bakmadan Geçme