Bir hafta Bir Yazar: Cansu Türkmen

İlk proje ekibiyle birlikte gelmişti bir toplantımıza. Dikkat ve rikkatle konuşulanları dinliyor, arkadaş grubu olarak okuldaki çalışmalarını bizlerle paylaşıyorlardı. Cansu da sakin, kendinden emin fikirlerini beyan ediyordu. Yaşına göre olgun kişiliği, entelektüel bakışıyla öne çıkan gençlerden biriydi. Hele kitabı olduğunu söylemesi daha da ilgi uyandırmıştı. İstedik ki hep birlikte tanıyalım geçen yazarımızı. 

Cansu önce seni tanıyabilir miyiz?

Ben Cansu Türkmen.2008 doğumluyum. On bir on iki yaşlarında yazdığım hikaye kitabının basımıyla yazarlığa başladım. Aslında kendime yazar derken çekiniyorum, henüz yazarlık mertebesine ulaştığımı düşünmüyorum. Şimdi Kilim Sosyal Bilimler Lisesi’nde 10. sınıf öğrencisiyim ve ikinci kitabımı yazıyorum. O basıldığında kendime “yazar” diyebilirim belki. 

Pekala yazma serüveni nasıl başladı. Yazma isteği oluşmasında , yazma yeteneğinizin gelişmesinde kimlerin etkisi oldu?

İlkokul dönemlerimde okumaya çok hevesliydim. Fazla kitap okuyanlar bir süre sonra yazmaya heveslenir, çoğunluk böyledir. Okumayı yazmayı öğrenip ortaokul düzeyine gelene kadar geçen sürede yazdıklarım özel günlerde anneme ve babama ithaf ettiğim süslü şiirlerden ibaretti. Hikaye yazmazdım, zihnimde oluştururdum ve orada kalırdı. Annemin bana uyumadan önce okuduğu hikaye ve masalları bir deftere aktarırdım, hikaye yazmakla tek elle tutulur ilişkim  buydu o dönemlerde. Ortaokula geçtiğimde şiir yazmaya daha çok heveslenmiştim. Doğaya, arkadaşlarıma hatta derslere bile şiir yazıyordum o sıralarda. Annem hala o şiirlerimin toplu halde durduğu defterimi saklar. Bir Türkçe dersinde, ödev gereği yazdığım bir hikayeyi o zamanki öğretmenim çok sevmişti. Yazdıklarımla ilgili ailemin dışında bir geri dönütü ilk defa o zaman almıştım, beşinci sınıftaydım. Öğretmenimden aldığım motivasyonla daha çok şiir yazdım, daha çok hikaye yazdım derken altıncı sınıfa geçtim. O zamanlar çok içine kapanık, çok utangaç bir çocuktum. Sosyal çevremle sorunlar yaşıyordum, çevreyle, insanlarla ilişkilerimde zarar görüyordum. İnsanlardan uzaklaştıkça yazmaya yakınlaşıyordum. Okuldan çıkıyordum ve koşa koşa eve gidip, bilgisayarın karşısına geçip hikaye yazıyordum. Yazarken kısa bir şeyler istemediğimi fark etmiştim. Okulda yaşadığım zorluklara katlanmak için bir amaca ihtiyacım vardı. O amaç da eve gidip hikaye yazmak oldu.

İnsanlardan uzaklaşmak için yazdığım fantastik türündeki hikayem yüz sayfalık bir hikaye kitabı olmuştu. Şimdi o dönemlerimi hatırlayınca kendimden çok uzak bir yere gidiyormuş gibi hissediyorum, halbuki 5 yıl önce. 

Cansu sen en genç yazarlarımızdan birisin. Malumun her yaş grubundan yazma isteği olanlar var. Bu insanlara neler tavsiye edersin?

Az önce de bahsettiğim gibi kitabımı yazdığım dönemlerde çok içine kapanık bir çocuktum. Sosyal çevremle sorunlar yaşıyordum ve insan içine çıkmak bile istemiyordum. Fakat kitabımı bastırdıktan sonra, çabuk bir değişim olmasa da bende gözle görülür derecede farklar oldu. Ortaya kendi emeğimle bir ürün koymanın verdiği gururdan mı yoksa çevremden aldığım ilgiden mi bilemem ama hayata karşı bakış açım bile değişti diyebiliriz. O zamanlar içine kapanık utangaç bir çocukken şimdi pek çok toplulukta insanlara önderlik yapıyorum. Bugünkü kişiliğimin ve hayat tarzımın oluşmasında tabi ki bir çok etken vardır ancak bunlardan en önemlilerinden birinin kitap bastırmak olduğunu düşünüyorum. Özgüvenimi geliştirmesi bakımından bana çok fazla katkısı oldu. Gelişme çağında olup benim gibi kitap bastırmak isteyenler için önerdiğim bir şey o yüzden. Mutlaka yazsınlar, bastırsınlar. Yazınızın kötü olmasından şüphe ediyorsanız muhtemelen kötüdür, fakat gayet normal bir şey çünkü kimse ilk seferinde dünya klasiği haline gelecek bir eser yazamaz. İyi bir yazı yazmakla ve denemekle olacak bir şey. Yazarlıkta uğraşmadan iyi yerlere gelemezsiniz ve yazmaya başlamadan yazar olamazsınız. O yüzden yazın. Sadece yazın ve yazdıklarınızı okuyun. Defalarca okuyun. Her okuduğunuzda yeni bir hata göreceksiniz ve görmek her seferinde bir adım daha iyileştirecek. Kötü yazmaktan korkmayın. 

Kitaplarınızın, eserlerinizin isimlerini öğrenebilir miyiz?

İlk ve tek hikaye kitabımın ismi “Kapının Ardı”. Şimdi yazdığım ikinci kitabımın ismine henüz karar vermedim. Basılı eseler dışında bazı dergilerde kısa hikayeler yazdım.

Yazarlık serüveninizde anlatmak istediğin seni çok etkileyen bir hatıranı dinlemek isteriz.

Bir sokakta kendi halimde yürüyordum. Yanından geçtiğim bir ortaokulun bahçesinde oynayan çocukların topu bahçenin dışına kaçtı ve benden onlara topu geri atmamı istediler. Topu onlara geri verdiğimde benim kitabımı okuduklarını ve beni tanıdıklarını söylediler. O zamanlar sekizinci sınıftaydım sanırım. Benim için oldukça gurur verici bir olaydı. 

Cansu yeni kitabında görüşmek üzere. Başarılar dilerim.

Ben de bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür eder, saygılar sunarım.

Söyleşi: Mustafa BALABAN
 

Bakmadan Geçme