BEYZA'CA SORULAR

*Röportaj serime ilk olarak Uzman Sosyal Pedagog/Psikolog Hanım DEMİRBAŞ Hanımefendi ile başlıyoruz. Sayın Hanım DEMİRBAŞ, öncelikle röportajlarıma sizinle başlamış olmaktan dolayı çok mutluyum. Vakit ayırdığınız için teşekkür ediyorum.

*Röportaj serime ilk olarak Uzman Sosyal Pedagog/Psikolog Hanım DEMİRBAŞ Hanımefendi ile başlıyoruz. Sayın Hanım DEMİRBAŞ, öncelikle röportajlarıma sizinle başlamış olmaktan dolayı çok mutluyum. Vakit ayırdığınız için teşekkür ediyorum.
Ben teşekkür ederim.

* Sorularıma başlamadan önce sizi daha iyi tanımak ve okurlarımıza tanıtmak için naçizane, sizin ile ilgili araştırmamı yaptım. Kısa bir özet geçmek istiyorum müsaadenizle.

Öncelikle deneyimlerinizi sıralamak isterim;

1994 - 1995 Altenheim - Huzurevi (Almanya),1995 - 1997 KJH wülfrath - Davranış Bozukluğu Olan Çocuk ve Gençler Merkezi(Almanya),1998 Erciyes Üniversitesi Psikiyatri Bölümü - Staj,2002 - 2006 Psikiyatri, Çocuk Psikiyatri, PHOS (Pediatrik Hematoloji ve Onkoloji Servisi),2008 - 2009 Yozgat - Yerköy Devlet Hastanesi

2010 Psikoakademi - Yozgat,2011 - 2012 Kayseri Tekden Hastanesi ve son olarakda 2012 HD Aile Danışmanlığı. "Epilepsinin psikolojik ve sosyal etkisi","Din psikolojisi, psikolojik boyutlar", "İslam dininin Almanya' da yetişen gençler üzerindeki etkisi","Müzik Terapisi" ve "Şizofreni" konuları üzerine de tezler hazırlamışsınız. Kitap olarak da Almanca olarak yazdığınız 'Boşanmış annenin çalışmasının çocukları üzerindeki psikolojik ve pedagojik boyutu' adlı kitabınız var. Özel hayatınıza gelecek olursak nerede doğup büyüdünüz ve mezuniyet yeriniz neresidir?

1974 Yılında Kayseri doğumluyum. Henüz bebekten ailem Almanya'ya yerleşmiş. Dolayısıyla orada büyüdüm. 2000 yılında Bochum Üniversitesi Sosyal Pedagoji/Psikoloji bölümünden mezun oldum ve 2000 yılında Duesseldorf Üniversitesi'nde Tıp Fakültesi eğitimine başladım. Sizin de söylediğiniz gibi Almanya'da ve Türkiye'de çeşitli kurum ve kuruluşlarda çalıştım. 2012 yılı başlarında kurduğum HD Hanım Demirbaş Aile Danışmanlık Merkezin de Kayseri'de faaliyetlerime devam ediyorum.

* Peki bu mesleği seçme amacınız nedir? Nasıl karar verdiniz?

Çocukluğumdan beri hep hekim olmak istemişimdir. Eğitimime bu doğrultuda başladım. Yurt dışında yeteneklere ve kabiliyetlere göre meslek seçilir. Doktor olarak hastalarımla daha iyi iletişim kurmama katkıda bulunması için bir danışman ile birlikte bana en uygun mesleğin bu olduğuna karar verdim. Değişik, birbirinden tamamen farklı alanlarda çalıştıkça mesleğimi daha çok sevmeye başladım. Çünkü gerçekten her şeyin başının aslında insanların arzu ettikleri o kaliteli hayat ve buna yönelik çabalarına karşın, bu hayata asıl doğrudan götürenin mutluluğun ve huzurun olduğunu yıllardır gözlemliyorum. Sevginin iyileştirici olduğunu gördüm. Diğer taraftan da sevgisizliğin, ilgisizliğin nelere yol açabileceğini gördüm. Yeryüzünde cenneti ve cehennemi yaşadıklarını gördüm. Sonuç itibariyle insanların güç kaynağını keşfetme maceralarında yanların da olmak, o pınara ulaştıklarında ki mutluluklarını paylaşmak mutluluğuma mutluluk katıyor. Meslek hayatıma atıldığım ilk günden beri hem danışman olarak, hem de insan olarak mesleğimin önemine daha çok inandım.

 * Psikolojinin insanların günlük hayatında ki etkisi nedir?

Her şeyin başının moral olduğuna inanırım. Moraliniz bozuksa yediğiniz yemekten, uyuduğunuz uykudan tutunda sağlığınızdan paranıza kadar hiç biri işe yaramaz. İşimiz ve ilişkilerimiz de bozuk olur. Zamanla ruhsal sağlığımızla birlikte fiziksel sağlığımızda bozulabilmektedir.

* İnsanlar genellikle çaresiz kalmadan, işler artık içinden çıkılmaz hale gelmeden bir uzman yardımı almayı düşünmezler. Sizin alanınız da bu durumlara gelmemek için ne zaman ve ne durumda destek almalıdırlar?

 Kendimizde fark ettiğimiz ufak bir olumsuzlukta bile danışmakta fayda vardır. Çünkü sorunlar ne kadar büyürse çözümü o kadar zorlaşır ve uzun süre arz eder. Diyelim ki bir yerimiz kanıyor. Hemen bir doktora koşarız. Bir çocuğun huysuzluk, alt ıslatma sorunu olduğunda anneler sabrediyorlar. Zamanla geçmesini beklemek bu sorunu beslemektir. Bu çözümlemedikçe, çocuğunuzun bu durumunun altında yatan sorun her zaman karşısına çıkacaktır. Yani bir insan hayatta başarılı olmak istiyorsa, mutlu olmak istiyorsa kendi iç dünyasında bir düzeye çıkması lazımdır. Nötrleşmek gerekir. Hepimizin belirli bir işlemden geçmemiz gerekir hayatın her alanında verimli olabilmemiz için.

* Şahsi görüşüm olarak psikolojinin ülkemizde yeterince önemsenmediğini düşünüyorum. Yurt dışında yetişmiş bir uzman olarak siz ne düşünüyorsunuz? Sebebini neye bağlıyorsunuz?

Öncelikle belirtmek isterim ki bu konuda Türkiye'de de değişimler başladı. Destek almaktan çekinmenin en yaygın olan sebebi mahalle baskısıdır. Ben deli miyim, herkeste var, bunda ne var ki, her insan kendinin doktoru olmalı gibi düşünceler ve yanlış inançlar vardır. Örneğin; "Sabret", "hayat bir şekilde geçiyor". Evet, bir şekilde geçiyor ama bu bir şekilde geçerken tabi ki hayatta geçiyor. Yaşlılıkta artık insanların yapacak bir şeyleri kalmadığın da, rahata erdiğini düşünüyorlar ama bu seferde fiziksel şikayetler devreye giriyor ve hayattan hiçbir zevk alamadan ömürde bitiyor. Örneğin birisi mutsuzsa çevresi şu şekilde yönlendiriyor "kendini işe ver, unutursun." Depresyonda ki bir insan için iş yapmak ölümden beterdir. Ya da şu şekilde konuşmalar oluyor "rahatlık batıyor", "yediği önünde yemediği arkasında", "şımarıyor". Bunlar çok yanlış inançlardır. Bunlar düzelmeden bireysel veya toplumsal sorunlara herhangi bir avrupa ülkesi gibi bakılması beklenemez. Önce herkes kendisine bakmalı. Bende bazı sorunlar var diye düşünmeli. Çekiniliyorsa kimseye söylemek zorunda da değildir.

*Merak edilen bir konudur hipnoz. Sizin hipnoz uygulaması yaptığınızı da biliyoruz. Ne gibi durumlarda yapılır, tehlikesi veya zararları var mıdır?

Hipnoz, benim en son tercih ettiğim yöntemdir. Her türlü sorun için hipnoz yapmıyorum. Karşı tarafın talebi olsa dahi ancak kişilik bazındaki bozukluklar da, normal terapilere kıyasla zor aşılacak bir durumsa veya uzun sürede aşılacak bir durumsa hipnozu tercih ediyorum. Ve de alkol, sigara ve madde bağımlılıklarında tercih ediyorum. Sigara için durum biraz farklı oluyor. Öncelikle danışanımın kendisinin çabalamasını tercih ediyorum. Bu konuda da yanlış inançlar var. Hipnozun bu kadar rabet görmesine karşın hala insanlara istediğimiz her şeyi yaptırabiliyormuşuz gibi, hipnozla danışanları kendi kötü emellerimize kullanıyormuşuz gibi tamamen yanlış bir inanç var. Hipnozlarken trans seviyesinde çalışıyorum. Bu trans seviyesinde de insanların bilinçaltında ki insanların kendini koruma sistemi devre dışı bırakılamaz. Bu yüzden bu inançlara itibar etmemek gerekir. Tehlike veya bir zarar söz konusu değildir.

* Çalışmalarınız nelerdir? İnsanlar hangi sorunlarda sizlere başvurabilirler?

Söylediğim gibi kendileri ile ilgili 'niye bunu yapamıyorum/yapıyorum?' sorusunun cevabı için bile gelebilirler. Fakat genelleyecek olursak birkaç maddede şu şekilde sayabiliriz. Aile ve çift danışmanlığı, evlilik öncesi danışmanlığı, bebek-çocuk gelişimi ve sorunları, ergenlik sorunları, eğitim danışmanlığı, yetişkin danışmanlığı, yaşlılığa bağlı sorunlar için gelebilirler.

* Mesleğiniz doğrultusunda yapmayı hedeflediğiniz şeyler nelerdir? Nasıl bir yolda devam edeceksiniz?

Mesleğim ile ilgili ilk hedefim ve önceliğim tabi ki bana gelip başvuran insanlara, başvurdukları konularda yardımcı olmak. Onun dışında eğitimler, seminerler, konferanslar ve  röportajlar veriyorum. Köşe yazıları ve haberler de devam etmekte. Daha çok toplumlara hitap etmek istiyorum. Farkındalık oluşturmak adına, bir insanın aklında soru işareti bırakabiliyorsam, düşünmelerine sevk edebiliyorsam ne mutlu bana.

* Son olarak bir soru işareti de benim gibi annelere ve bütün okurlarıma bırakmak için söylemek istediğiniz, hatırlatmak istediğiniz bir şey var mı?

Öncelikle böyle bir röportaja yer verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum Beyza Hanım. Benim için en önemli olan şey sevgi, merhamet, vicdan ve hoşgörüyü çocuğumuzdan esirgememektir. En doğal haklarıdır bunlar. Sağlıklı, mutlu, başarılı, huzurlu olsun istiyorsak çocuklarımıza haklarını yaşatalım. Bu koşulları çocuklarımıza sunamıyorsak, o zaman kendi içimizde çözümleyemediğimiz sorunlar var demektir. Psikolojiye önem verelim. Önemsemediğimiz zaman hiç beklemediğimiz bir zamanda birden bire karşımıza çıkacaktır. Psikolojimizi her şeyin üstünde tutalım. Çünkü bizler canlılar arasında en değerli varlıklarız. Lütfen değerimizi bilelim.

Şahsım adına çok teşekkür etmek istiyorum. Verimli bir sohbet oldu. İnşallah amaçlarınız doğrultusunda sizi daha da güzel yerlerde görürüz. Verdiğiniz tavsiyeler için teşekkür ederiz.

Bakmadan Geçme

Kayseri Gündem - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
WhatsApp İhbar Hattı
0533 704 84 10
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!