Bayır-Bucak değil köşe bucak Türkmen
Derin Tarih dergisi bu ay Suriye Türkmenleri konusunu masaya yatırıyor. Günümüzde Bayır Bucak Türkmenleri öne çıksa da yaklaşık bir asırdır Suriye bir Türkmen yurdu. İşte Prof. Dr. Tufan Gündüz'ün kaleme aldığı yazıdan çarpıcı kesitler...
Dandanakan Savaşı'nda (1040) Tuğrul ve Çağrı Bey'in Türkmenleri Gaznelilere karşı müthiş bir zafer kazandıklarında İran'da Gazneliler ve Büveyhoğulları hüküm sürüyordu. Selçuklular kısa sürede bütün İran'a hakim oldular. Ama bununla kalmadılar; önce Azerbaycan Türkmenler tarafından dolduruldu. Zağroslar ile Karadeniz dağlarının açtığı gedikten taşan Türkmenler Anadolu'ya girmeye başladılar ve 1048'de Pasinler önlerinde Bizans ordusunu yendiler.
Türkmenler “karıncalar ve çekirgeler gibi” batıya doğru akıyordu. Aslında İran'da merkezî bir yönetim oluşturmaya çalışan Selçuklu idaresinin de ana politikası Türkmenlerin daha batıya gitmesiydi. Çünkü onlar istikrarsızlık unsuruydular ve sık sık ayaklanma çıkarıyorlardı. Sınır boylarına gitmeleri ülkenin yeni topraklar kazanmasına vesile oluyordu.
Bu arada kendilerine Navekiyye ya da Yavgıyye denilen bir grup Türkmen Filistin topraklarına girip yerleşmişlerdi. Kısa zamanda Kudüs yakınlarındaki Remle'yi zaptederek burayı merkez yaptılar. Kurlu Bey burada bir Türkmen Beyliği meydana getirdi. Ama kısa müddet sonra Remle Fatımîlerin eline geçtiği gibi Kurlu Bey de vefat etti. Onun yerine geçen Atsız Bey Remle'yi geri aldı. Bununla kalmayarak beyliğin sınırlarını hızla genişletti. Sur, Akka, Kudüs, Trablusşam, Humus, Rafendiye şehir ve kaleleri Atsız'ın hakimiyetine girdi. 1076'da ise Dımaşk, yani Şam Mısır Fatımîlerinin elinden alındı. O zamana kadar Dımaşk camilerinde okunan Şii ezanındaki “Hayya a'lâ hayri'l-amel” ibaresi de kaldırılıp Sünni ezanına dönüldü.
Pis bir nifak
Selçuklu ailesinin iki kolu, Arslan Yabgu'nun Türkmenleri ile Tuğrul Bey'in Türkmenleri Suriye topraklarında yeniden birleştiler. Ama güçlü bir ittifak yerine pis bir nifak içine düşüp birbirleriyle mücadeleye giriştiler. Halep'e birkaç fersah mesafedeki Aynu Seylem'de Tutuş'un ordusuyla karşılaşan Süleymanşah yenildi. Tutuş'un karşısına elleri bağlı çıkmayı kendine yediremeyip bıçağını kalbine sapladı.
Kardeşler savaştı savaşmasına da Kuzey Suriye uzun yıllar Türkmen hakimiyetinde kalmaya devam etti. Yıllar içinde Zahireddin Tuğtekin, Nureddin Zengî gibi güçlü beyler Türkmenleri etraflarında toplamayı başardılar. Haçlı baskılarına rağmen Türkmenleri bölgeden çıkarmak mümkün olmadı. Üstelik Suriye'nin en kuvvetli savunucusu oldular. Bölgede tesis edilen Memluk idaresinin de en önemli askerî gücünü oluşturdular.
Yassıçemen Savaşı'nda (1230) Harezmşahların Moğollara yenilmesi bölge tarihini derinden etkileyen bir dizi olayların kapısını araladı. Moğol istilasının önündeki Harezmşah seddinin yıkılması neticesinde Moğollara sadece Ortadoğu kapısını açılmadı; bu sayede onların önünden kaçan Türkmenler önce Azerbaycan'ı, sonra Anadolu'yu doldurdular.
Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi Suriye Türkmenlerini Osmanlı Devleti ile birleştirdi. Osmanlı idaresi bölgenin vergi gelirlerini yazarken onları Halep Türkmenleri, Şam Türkmenleri, Salur ve Çoğun Türkmenleri adlarıyla kayda geçirdi.
Büyük felaket
Suriye Türkmenlerinin kaderini belirleyen en önemli olay hiç şüphe yok ki 1. Dünya Savaşı ve ardından yaşanan Millî Mücadele dönemi oldu. Suriye İngiliz işgaline uğradı. Sonra Fransızlar geldi. Ama daha büyük felaket 1921'de Fransızlarla imzalanan Ankara Antlaşması'nda yaşandı. Türkiye ile Suriye arasındaki sınır çizilirken etnik veya dinî hususlar hiç göz önüne alınmadı.
Fakat Suriye idaresi de Türkmenlerin Türkiye ile bağlarının koparılmasında hiçbir şeyden geri kalmadı. Türkmenler Müslüman-Suriye vatandaşı kategorisinde ele alınıp kültürel kimlik haklarından mahrum bırakıldı. Lazkiye bölgesinde yaşayan Türkmenlere buradaki Bayır ve Bucak adlı iki ilçeden dolayı Bayır-Bucak Türkmenleri deniliyor. Lazkiye bölgesinde yaşayan Türkmenlere buradaki Bayır ve Bucak adlı iki ilçeden dolayı Bayır-Bucak Türkmenleri deniliyor. (Yeni Şafak)