'Batı medeniyetinin tersini yapmalıyız'

Kayseri'de uluslararası öğrencilerle bir araya gelen Yazar Bülent Akyürek, batı medeniyetinin Türk milli ve manevi değerlerini devamlı kötü göstermeye çalıştığını, tüketimi sürekli körüklediğini ileri sürdü.

Başbakanlık Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı (YTB) ile Medeniyetin Burçları Derneği tarafından düzenlenen, ‘Kayseri Uluslararası Öğrenciler Akademisi’nin 15. Hafta seminerleri, Kayseri ve Civarı Elektrik A.Ş. (KCETAŞ) Toplantı salonunda gerçekleştirildi. Toplantıda, Yazar Bülent Akyürek, ‘Modernizm,Batı ve Teknolojinin Zararları’ hakkında bilgi aktardı. Amerika Birleşik Devletlerinde yaşanan 11 Eylül saldırılarının ardından roman yazmayı bırakıp eleştiri ve benzeri kitapları yazmaya yöneldiğini hatırlatan Akyürek, “Dünyaya bir baktığınızda İslam dinine ait değerlerle alay edildiğini onun korkunç gösterildiğini, canavar gibi resmedildiğini görebiliriz. Tanzanya canavarıdiye bir şey yoktur. Aslı,Tasmanya canavarıdır. Müslüman olan Tanzanya’yı kötü göstermek amacıyla ortaya konulmuştur. Bize özellikle batı medeniyeti tarafından gösterilen veya anlatılan her şeye inanmamalıyız.Herkesin bildiği Temel Reis çizgi filminin aslı ile ilgili araştırma yaptım. Filmde Temel Reis ile Kabasakal arasında Safinaz Hanım nedeniyle rekabet var. Bu nedenleTemel Reis, Kabasakal’dan sürekli dayak yediğini görüyoruz. Ancak Temel Reis, tam ölmek üzere iken bir yerden bulduğu ıspanağı yiyip çok güçlü hale dönüşüyor ve Kabasakal’ı perişan ediyor. Yaptığım araştırmalarda; bu film, İtalya’da 2. Dünya savası sırasında ıspanak satan ve iflas etmek üzere olan bir firma için reklam filmi olarak çekilmiştir. Reklam piyasada tutunca filme çevrilmiştir. Verilen mesaj net; ıspanak ye, demir gibi ol. Ancak, ıspanakta demir vitamini yoktur. Ispanak dayak yiyenin yemesi gereken bir yiyecek değildir. Demir dünyamıza ait bir maden de değildir. Demir vitamini, demir de vardır. Bakır, bakırda vardır. Günümüzde insanlarda bakır eksikliği çıkıyor. Çünkü bakır kaplarda yemek yiyen kalmadı. Şimdi insanların kanlarında, teflon fazlalığı çıkıyor. Dünyamız düz ve basit yaratılmıştır. Demir, demir madeninde; bakır madeninde olur. Başka yerde, başka yiyeceklerde olmaz.” diye konuştu.

KENDİSİ İLE BARIŞIK, TOPLUMLA KAVGALI
Günümüzde ‘kendisi ile barışık insan’ modeli çıktığını bunun da zararlı olduğunu hatırlatan Akyürek, sözlerini şöyle sürdürdü;
“İnsan, kendisi ile her zaman barışık olamaz. Çünkü insan günah işlediği veya bir yanlış yaptığı zaman, kendini eleştirmesi gerekir. Bu günahı niye işlediğini düşünmesi ve aynı hatayıyapmamasıgerekmektedir. Bu insan modelinde, kendisi ile barışık insan denilerek, günahlar içselleştirilmeye, onu kabul etmeye yönlendirmektedir. Kendisi ile barışık insan modelinde ise başkalarının hatalarını kabul etmeye yer yoktur. En basit şekilde, yanlışlıkla ayağımıza basan birisini affetmeyip kızıp bağıran insanlar ortaya çıktı. Günümüzde insan sabahtan akşama kadar birçok yere dokunur, Otomobilin kumandası, , televizyonun kumandası, bilgisayarın düğmesi bunlara birer basit örnektir. Ancak, insan başka insan ile tokalaşmaz hale geldi.

Bilimin geliştiği söyleniyor. Öyle olsaydı kansere çare bulunurdu. Şimdi istenmeyen tüylere çare bulunmuştur. Bunun da sürekli reklamı yapılmaktadır. Kitapçılarda ‘Annelik Sanatı’ isimli kitaplar satılıyor. Bu kitapların reklamı yapılıyor. Oysa, kadın annelik özelliğiyle yaratılmaktadır. Bunu yeniden gündeme getirip para kazanıyorlar. Batı medeniyeti, bunun üzerinden de para kazanmaktadır. İşte karınca yuvaları araştırılıyor. En yüksek dağlara tırmanışlar yapılıp, zirveye çıkılıyor. Asansör ile ay yolculuğu gibi çalışmalar buna örnektir. Bunların birebir insanlığa faydası yoktur.”

1980 DARBE DÖNEMİ
Batı medeniyeti tarafından sunulan şeylerin, tersini yapılmasını öneren Akyürek, “Yemek kültürümüz bile batıya göredir. Önce çorba sonra şu yemek sonra tatlı gibi bir sıralama yapılmaktadır. Sonra insanlar kilo alıyor. Sonra da zayıflama ilaçları veya diyet formülleri satıyor. Yemeğe tatlıdan başlarsak kilo sorunu zaten ortadan kalkar. Yine her yıl yeni elbise almalıyız algısı oluşturuluyor. Batı ile yarışmak için farklı yollar denemeliyiz. Bunun için stratejiler geliştirmeliyiz. Ülkemizde yaşanan gelin kaynana kavgaları, en iyi strateji oyunudur. Silah olmadan karşıdaki insanı yenebilmektir.Dünyayı basit yaşamalıyız. Türkiye’de insanların en sade yaşadığı dönem gariptir ki; 1980 darbe dönemiydi. Çünkü televizyonlar bile saat 23.00 de kapanır. İnternet yok, cep telefonu yok, elektrik yok. Böyle olunca insanların ruh sağlığı düzgündü. Kısacası insan vaktinde kalkıyor. Vaktinde yatıyor. Şimdi insanlar gece yatmıyor. Sabah zor kalkıyor. Bundan dolayı insanlar çok sinirli. En ufak bir hatada kavga ediyorlar. El emeği ile geçinen de azaldı.” diye konuştu.

BURS VERDİĞİ ÖĞRENCİLER
Yazar Akyürek, “Ben 3 yıla yakın zaman bazı öğrencilere bur verdim. Bazı kriterlerim vardı. Puanı düşük, iş bulması zor ve meslek yüksekokullarında okuyan ancak namazı doğru kılan öğrencilere burs verdiğim için çok eleştirildim. Puanı yüksek bölümlerde okuyanöğrencilere zaten burs veriliyor. Bu öğrenci zaten iyi bölüme gitmiş. Bitirince de işe girecek. Diğer taraftakinin ise böyle bir şansı az. Bana göre; onun bursa ihtiyacı daha çok var. Ayrıca, babasının mesleği iyi, kazancı da yüksek olanların puanları da düşürülmeli. Babası fakir, gelirleri de düşük olana da ek puan vereceksin. Diğerinin zaten işe ve paraya ihtiyacı yoktur. Çoğu zaten hobi olarak okumaktadır.” diyerek sözlerini tamamladı. Akyürek, söyleşi sonrasında öğrencilerle sohbet edip kitaplarını imzaladı.

YAZAR BÜLENT AKYÜREK KİMDİR?
Farklı söylemleriyle dikkat çeken yazarı ‘İçinizdeki Öküze Oha Deyin’, ‘Öğle Namazına Nasıl Kalkılır’, ‘Yılgın Türkler’, gibi kitapları bulunuyor.

Bakmadan Geçme