Başkan Gülsoy: 'İşletmelerin sermayeye ihtiyacı var'
Kayseri Ticaret Odası'nda (KTO) Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve AK Parti Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş'ın da katılımı ile 'İş Dünyası ve Sivil Toplum Kuruluşlarıyla İstişare Toplantısı' yapıldı. Toplantıda konuşan KTO Başkanı Ömer Gülsoy, 'Kayseri İpekyolu üzerinde önemli kavşak noktası olan kadim bir şehirdir' derken, KAYSO Başkanı Mehmet Büyüksimitci de, Kayıt dışı ile mücadelede daha etkin yöntemlerin devreye alınmasını istiyoruz ifadesini kullandı.
Kayseri Ticaret Odası’nda (KTO) Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve AK Parti Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın da katılımı ile ’İş Dünyası ve Sivil Toplum Kuruluşlarıyla İstişare Toplantısı’ yapıldı. Toplantıda konuşan KTO Başkanı Ömer Gülsoy, “Kayseri İpekyolu üzerinde önemli kavşak noktası olan kadim bir şehirdir” derken, KAYSO Başkanı Mehmet Büyüksimitci de, "Kayıt dışı ile mücadelede daha etkin yöntemlerin devreye alınmasını istiyoruz" ifadesini kullandı.
KTO Konferans Salonu’nda düzenlenen toplantıya Ticaret Bakanı Ömer Bolat, AK Parti Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş, Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, AK Parti Kayseri Milletvekilleri Şaban Çopuroğlu ile Sayın Bayar Özsoy, KTO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, KAYSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci, protokol üyeleri ve iş insanları katıldı.
Kayseri’nin ticaret tarihinde kadim bir şehir olduğunu söyleyen KTO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, “Kayseri 6 bin yıllık tarihi, 4 bin 500 yıllık ticari geçmişi, yüzyıllıkta üretim tecrübesi olan, geçmişten bugüne girişimcisi bol, asırlar boyunca da tüm kavimlerin dikkatini çekmiş İpekyolu üzerinde önemli bir kavşak noktası olan Kadim bir şehirdir. Ülkemizin omurgasını oluşturan İç Anadolu Bölgesinin de tam ortasında bulunan stratejik öneme sahiptir. Kayseri aynı zamanda ilklerin olduğu bir şehirdir. 818 yıl önce dünyadaki ilk tıp okulu olan Gevher Nesibe Tıp Medresesi ve Darüşşifası, Anadolu Selçuklu Döneminde şehrimizde kurulmuştur. Anadolu’da tıbbın doğuşu olarak kabul edilmiştir. Yine 4 bin 500 yıl önce İlk ticari yazışmaların, senetlerin, aile anayasasının kurumsallaşma ve ortaklık yapısının, ilk kadın girişimcinin, aynı zamanda ‘bitkarim’ adı altında bir sivil toplum kuruluşunun olduğu, buraya üye olmayanların ticaret yapamadığı Kültepe-Kaniş Karum’da yapılan kazılarda ortaya çıkan tabletlerle anlaşılmaktadır. Ayrıca İlk uluslararası fuar Yabanlu Pazarı adı altında bugünkü Pazarören yakınlarında gerçekleştirilmiştir. Her şehir ve ülkelerin ekonomisinde dönüm noktaları var. Kayseri Sanayisinin ve ekonomisinin dönüm noktası; Cumhuriyetin ilanından sonra 1926 yılında kurulan Kayseri Tayyare Fabrikası, 1935 yılında kurulan Sümerbank Bez Fabrikası ve 1954 yılında da kurulan Ana tamir Fabrikasıdır. Bu 3 yatırım Kayserimizin sanayisine ve ekonomisine katkı sağlamış, yön vermiş ve müthiş bir işgücü yetişmesine de vesile olmuştur. Bugünkü sanayici ve yatırımcılarımızın adreslerine baktığımız zaman kökeni de aynıdır. Dolayısıyla Kayseri ekonomi, sanayi, yatırım ve girişimcilik ruhunun temelinde 1926’da başlayan devlet destekli sanayileşmenin büyük payı vardır. Akabinde de ortaklık kültürü oluşmuş, farklı sektörlerde de yatırım yapılmıştır” dedi.
Şu anda işletmelerin sermayelere ihtiyacı olduğunu söyleyen Gülsoy, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Türkiye ekonomisinde en temel konu, enflasyonla mücadele. Ekonomi yönetimimizin enflasyonu düşürme hedefiyle uygulamaya koyduğu nakdi sıkılaştırma politikalarının ekonomide belirgin bir yavaşlamaya yol açacağını öngörüyoruz. Bu süreci, ülke olarak ekonomide iyi günler görebilmek için yaşamamız gereken geçici bir zorluk olarak değerlendiriyoruz. Hep birlikte atlatacağımıza da inanıyoruz. Sayın Bakanım, Orta Vadeli Program’da yer aldığı gibi, üretimin, istihdamın ve ihracata dayalı büyümenin desteklenmesini çok kıymetli buluyoruz. Orta Vadeli Programa inancımız tamdır. Bizler devletimize güveniyor ve inanıyoruz. Öngörülebilirlik ve istikrar uğruna alınan önlemleri de çok olumlu ve pozitif buluyoruz. Şu anda işletme sermayelerine ihtiyaç var. Finansa erişimde hala zorluk çekiyoruz. Ticari kredi kartlarının hem limitlerinin hem de taksitlendirme süreçlerinin yeniden değerlendirilmesini istiyoruz. Nakit ödeme limitlerinin artırılması, yereldeki ticaretimizde çok önemsediğimiz Perakende Yasasının çıkmasını bekliyoruz. Sektörlerde KDV oran farklılıklarının giderilmesini talep ediyoruz. Konkordato Müessesesinin Yeniden Düzenlenmesini istiyoruz.
"Kayıt dışı ile mücadelede daha etkin yöntemlerin devreye alınmasını istiyoruz”
Kayserili sanayicilerin Türkiye ekonomisine ciddi katkılar sağladıklarını söyleyen KAYSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci, “Kayseri, 5 üniversitesi, 5 Organize Sanayi Bölgesi, 1 Serbest Bölgesi ile Türkiye ekonomisine 6 milyar dolar dış ticaret hacmiyle ciddi katkı sağlayan bir ilimizdir. Toplamda 51 milyon metrekare üretim alanına sahibiz. Proje aşamasında olan 2 OSB’miz daha var. Bunlarda tamamlanınca mevcut OSB’lerimizle birlikte şehrimizde 7 adet OSB’miz olacak. Kayseri’de faaliyet gösteren 2 bin 500 üzerindeki sanayi işletmemizde 100 binden fazla istihdama sahibiz. Kayseri’de 17 ve serbest bölgemizde bulunan 5 firmamız birlikte toplam 22 firmamız ilk 1000 ihracatçı firma arasında yer alıyor. Kayserili sanayicilerimiz bu güne kadar 190 farklı ülkeye ihracat gerçekleştirdi. Biz aynı zamanda İthal ettiğinin iki katını ihraç eden bir iliz. Bu anlamda cari açığa pozitif katkı sağlayan ender illerden birisiyiz. Yine 2023 verilerine göre iller arasında; İhracatta 10. Sıra, Tasarım Tescil Belgesi sayılarına göre 3. sıradayız. Marka Tescil sayılarına göre 9. Sırada, faydalı modelde 6. sıra ve patent tescilde 7. Sıradayız. İSO İlk 1000’de 29 firmamızla Türkiye’de 8. sıradayız. Sınır şehri olmayan, limanı olmayan ilimizde, Kayserili sanayici ve iş insanları Türkiye’nin ortasında büyük bir gayretle hem üretiyor hem de ürettikleri ile Türkiye ekonomisine ve ihracatına ciddi katkılar sağlıyor” dedi.
Başkan Büyüksimitci, üreticilerin sorunlarına çözüm bulunması gerektiğini söyleyerek, “Küresel bazda pandemi ile başlayan ve halen devam eden olumsuzluklar, hem dünya ekonomisini hem de ülkemizi olumsuz etkilemeye devam ediyor. Üretim girdi maliyetlerinin yüksekliği, tedarik zorlukları ve dengesiz navlun fiyatları pazarlarda rekabet gücümüzü zayıflattığı gibi, yurt dışı talep daralması da firmaları zorlamaya devam ediyor. Özellikle finansmana ulaşımdaki zorluklarımız devam ederken, enflasyonu kontrol altına almak için yapılan faiz artışları firmalarımızın krediye ulaşımını daha da zorlaştırıyor. Bir şekilde krediye ulaşabilen firmalarımız ise, bu kadar yüksek oranlı faizlerle faaliyetlerini sürdürmekte zorlanıyor. Özellikle işletmelerimizin yüzde 99’unu oluşturan, istihdamın yüzde 72’sini gerçekleştiren ve ihracatın yüzde 36’sını karşılayan KOBİ’lerimizin pozitif ayrımcılığa ihtiyacı var. İşletmelerimiz bir taraftan kalifiye eleman sıkıntısı yaşarken, diğer taraftan işverenlerimiz işçilik maliyetlerinden kaynaklı sıkışma yaşıyor. Yüksek istihdam maliyetlerinin yanı sıra, belli mesleklerin zorunlu istihdamı gibi uygulamalarla, adeta istihdamı cezalandırıyoruz. Bu yaklaşımı ve mevzuatı da değiştirmeliyiz. Bu konuda desteklerinizi talep ediyoruz. Ticarette yaygın olarak kullanılan ödeme araçlarından biri olan çeklerde, elektronik çek uygulaması, çeki keşide eden taraftan başlayarak ciro eden tüm tarafların dijital ortamda takibinin yapılabilmesine ve ödemelerin sistem üzerinden takip edilmesine imkan sağlayacaktır. Bunun dışında söz konusu uygulamanın, sağlam bir hukuki ve teknolojik alt yapı ile yaygınlaştırılması, karşılıksız çek miktarında azalmayı sağlayacak ve ödeme sistemlerinin daha sağlıklı bir şekilde yürütülmesine imkan sağlayacaktır. Finansmana erişimin kısıtlı olduğu ve kayıt dışı ekonomiyle etkin bir şekilde mücadele edilmeye çalışıldığı böyle bir dönemde, sanayiciler olarak, ticari kredi kartı kullanımının teşvik edilmesi ve ticari kredi kartlarına taksit uygulamasına gidilmesini gerekli ve önemli görüyoruz. Sanayinin çarklarının dönmesi ve ticaretin daha sağlıklı bir zemine oturması anlamında bu uygulamanın katkısının yadsınamaz olduğu kanaatindeyiz. İhracatçılara yeşil pasaport verilmesine ilişkin usul ve esaslara göre son 3 yılda yıllık ortalama ihracatı 500 bin ile 10 milyon ABD Doları arasında olan firmalara 1pasaport verilmekte olup, 10 milyon doları geçtiğinde ikincisi verilmektedir. Bu ve diğer kademeler arası belirtilen ihracat baremleri yüksek olup ara kademedeki tutarların azaltılması ihracat yapan firmalarımızın yükünü hafifletecek ve işlerini bir nebze olsun kolaylaştıracaktır. ilk pasaport 500 bin USD ihracata verilmekte ikincisi 10 milyon doları geçtiğinde ara kademeler azaltılmalı” ifadelerini kullandı.