Baro Başkanı'ndan Öğretmenlere ''hoşgörü'' Tavsiyesi
Kayseri Baro Başkanı Fevzi Konaç, 17 Mayıs günü Seyyid Burhaneddin Endüstri Meslek Lisesi Müdür Yardımcısı Mehmet Aktaş'ın bir öğrencisi tarafından yumruklanmasının ardından ölümüyle sonuçlanan olayın Adliye'ye intikal ettiğini...
Kayseri Baro Başkanı Fevzi Konaç, 17 Mayıs günü Seyyid Burhaneddin Endüstri Meslek Lisesi Müdür Yardımcısı Mehmet Aktaş'ın bir öğrencisi tarafından yumruklanmasının ardından ölümüyle sonuçlanan olayın Adliye'ye intikal ettiğini belirterek, ''Öğrencinin yaptığını asla tasvip etmiyorum ama yüzde 1 de olsa bu olayda öğretmenimizin kusurlu olup olmadığını öğretmenler olarak sorgulama noktasında olduğumuzu da görüyorum'' dedi.
Baro Başkanı Konaç, Sümer Anadolu Lisesi ile Kayseri Barosu'nun ortaklaşa düzenlediği seminerde yaptığı konuşmada, ''Meslek lisesinde daha 15-20 gün önce bir hocamız bir öğrencisi ile tartıştı, öğrencinin vurduğu yumrukla hocamız yere düştü, başını çarpması neticesinde 18 gün komada kaldı ve Mehmet Aktaş hocamızı kaybettik. Değerli öğretmenlerim; benim için sizlerin değeri 'Bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum' sözü kadar önemli. Bırakın sizin böyle bir şey ile karşı karşıya kalmanız, benim için her biriniz kendi evladım ve benim adıma çok değerlisiniz. Olay adliyeye intikal ettiğinde bir takım veriler ve kamera kayıtları şunu gösteriyor, asla hocamızı bu manada suçlamadığımı söylemek istiyorum, nasıl bir bakış açısında olduğumu da ifade ediyorum. Hocamızın kamera kayıtlarında çocuğun rapor aldığını, bir dersten dolayı sıkıntı çektiğini, zaten o gün de raporlu olduğu için sivil bir kıyafetle geldiğini görüyoruz. Önce kıyafetinden dolayı hesap soruyor hocamız, daha sonra getirdiği raporu hocamıza ilettiğinde raporu yırtıp kaldırıp çocuğun yüzüne fırlattığını konuya hakim olan, o delilleri inceleyen avukat arkadaşımız söyledi. Bakın ecel, kader bunlara inanan insanlarız biz. Ben Mehmet Aktaş hocamın son nefesini orada o vesile ile verdiğini düşünüyorum. Bu teskin olma gerekçem. Ama ne bir çocuğun bunu yapmasını kabul edebilirim ne de çocuğu o noktaya getiren hocamızın yaptıklarını. Acaba yüzde bir de olsa öğretmenimizde bir kusur olup olmadığını öğretmenler olarak, toplum olarak sorgulama noktasında olduğumuzu da görüyorum'' ifadelerini kullandı.
Konaç, açıklamasına şöyle devam etti:
''Eğer kamera kayıtlarındaki şeyler doğru ise, var ise, çocuğun son tutunduğu raporu öğretmeni tarafından yırtılıp yüzüne atılmasının çocukta oluşturabileceği infial, genç, delikanlı, ne yaptığını bilmeyen, hareketlerinin neden ve sonuçlarını gözetemeyen, yaptığı davranışın ne kadar ahlak dışı olduğunu henüz daha anlayamayan bir gencin tepkisini hiç birimiz tartamıyoruz. Hocalarım; gözlerimizi kapayalım bir kere daha, o çocuğun o gün yaşadığı dram varsa ailesinden gördüğü şiddet varsa, babasından gizli zorla bir doktordan o rapor alınmış ve ulaştırılmışsa çocuğun halini ve ruhiyatını iyi tahlil etmek gibi bir yükümlülüğümüzün olup olmadığını da sorgulamamız gerekmez mi? Hepimizin kendi öfkemizi kontrol etmekte zorluk yaşadığımız anlar var. Biz bir çocuğumuzla baş edemiyoruz. Bir çocukla baş edemediğimiz yerde, sizler 30-40 tane çocuğa eğitim için teslim edildiğini gören şu içinden geçtiğimiz konjonktürde çocuklarımızın ne kadar zor bir ruh halinde olduklarını gören bir adam olarak hakkınızı teslim etmekle beraber, hakkınızı teslim ederek sorumluluğumuzun ortadan kalkmadığını bilen bir kardeşiniz olarak da sizlere geniş yürek, geniş merhamet, geniş sevgi, geniş hoşgörünün yakıştığını da elbette söylemem lazım.''